Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/499 E. 2022/631 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/499 Esas
KARAR NO:2022/631

DAVA:Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ:20/12/2019
KARAR TARİHİ:19/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı-borçlular arasında imzalanan sözleşmenin ticari krediye ilişkin olduğunu, yeni yasal düzenleme çerçevesinde dava açılış öncesinde arabuluculuk başvurusu yapıldığını, müvekkili bankanın —- ile kredi borçlusu — arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerine istinaden firmaya krediler açılıp kullandırıldığını, davalı/borçluların ise söz konusu genel kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi borcunun ödenmesi için —-yevmiye numaralı ve —- yevmiye numaralı ihtarnameleriyle davalılara ihtar edildiğini, davalıların borcu ödememesi üzerine—-sayılı dosyası ile davalılar hakkında genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, borçlular tarafından yapılan haksız itiraz ile icra takibinin durduğunu, davalıların itirazlarının haksız ve kötüniyetli olduğnu, haklarında nakit alacakları üzerinden —-az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Bankaca talep edilen alacak miktarının gerçekle bağdaşmadığını, kredi kullanan dava dışı şirket defterleri incelendiğinde, istenen miktarın borçlanılan kredi bedelinin çok üzerinde olduğunu, kredi borçlusunca yapılmış ödemelerin kredi bakiyesinden mahsup edilmediğini, böylelikle alacağın davalılar aleyhinde şişirildiğinin tespit edileceğini, istenen faiz oranının fahiş olduğunu, faize esas alınan tarihlerin gerçek bir temerrüde dayanmadığı için kabulünün mümkün olmadığını, bu hususun bilirkişi incelemesinde tespit edilebileceğini, kefalet sözleşmesi geçerlilik şartlarını taşımadığından, davalılar hakkında “kefil sıfatıyla” takip yapılamayacağını, taraflar arasında akdedilmiş olan kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğunu, bu durumda davalı şahıslar aleyhinde “kefalete dayalı” icrai işlem yapılmasının mümkün olmadığını, TBK md. 583 uyarınca kefilin sorumlu olacağı azamî miktar, kefalet tarihi ve kefaletin yürürlükte kalacağı süre kefalet sözleşmesinde açıkça ve el yazısı ile belirtilmedikçe kefaletin geçerli olamayacağını, kefalet süresi yer almayan davalı şahısların kefaletlerinin hükümsüz olduğunu, kefaletlerin eş rızasının varlığı bakımından da geçersiz olduğunu, TBK’nun 584. maddesinde kefil olma ehliyetini evli kişiler için sınırlayan bir düzenleme getirdiğini, eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabileceğini, eşin rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olmasının şart olduğunu, icra takibine dayanak yapılan genel kredi sözleşmesindeki kefaletlerde, bu kurala da uyulmadığını, alacaklının kesin hükümsüz bir kefalet sözleşmesine dayanarak kefilden ifa talebinde bulunulamayacağını, kesin hükümsüzlüğe rağmen kefilin ifada bulunmasının da kesin hükümsüzlüğü düzeltici bir etki doğuramayacağını, şekle aykırılığı tespit ettikten sonra esas borcun geçerli olup olmadığını araştırması dahi gerekmeyeceğini, TBK’nun ilgili maddelerinde aranılan şekil şartının bir ispat şartı olmayıp, geçerlilik şartı olduğunu, kefalette şekil bir sıhhat şartı olduğundan, bu şarta uyulmaması halinde akdin mutlak şekilde hükümsüz olduğunu, icra takibine itiraz eden davalıların kefaletlerinin, kefalet süreleri ve eş rızasının alınmamış olması nedeniyle geçersiz olduğunu, bu nedenle icra takibine yaptıkları itirazın haklı ve yerinde olduğunu, asıl borçlu (kredi borçlusu şirket) hakkında alınmış olan konkordato önlemleri ile şirketin ödeme yapması ve şirket aleyhinde icra takibi yapılmasının yasaklandığını, asıl borçlunun ödeme yapmasının mahkeme kararı ile yasaklandığı bir durumda, kefiller bakımından da takip yasağının varlığının kabul edilmesi gerektiğini, kredi alacağına dayalı icra takibinin —- yürürlüğe konulan kısıtlayıcı düzenlemelere de aykırı olduğunu, davacı bankanın, konkordato ilan eden bir müşterisinin kredi borcu ile yargı merciince alınmış yasağa rağmen, kefilleri aleyhinde olsa dahi icra takibi başlatmasının usulsüz olduğunu, konkordato ile ilgili yasal düzenlemere aykırı olan takibe yönelik davalı itirazının da bu bakımdan yerinde olduğunu, itiraz edilen icra takibinin konkordato önlemlerini dolanma maksadı taşıması bir yana,—- tarihli karara da aykırı olduğunu, dava dışı kredi müşterisine yahut davalı kefillere vadelendirme hakkı hiç tanınmaksızın başlatılmış olan icra takibinin bu bakımdan da geçersiz olduğunu, haksız davanın reddine, kötü niyetle takip başlatan ve haklı itirazlara rağmen takipte ısrarını sürdüren davacı bankanın, — az olmamak üzere kötü niyet tazminatını davalılara ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kefalete dayalı itirazın iptali davasıdır.Davalıların nüfus kayıt örnekleri UYAP üzerinden çıkartılarak dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyamız içerisine gönderilen—-esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklının —- ticari kredilerden kaynaklı alacak olarak, asıl alacak miktarının 301.817,53 TL, muacceliyetten takip tutarı kadar yıllık %46 temerrüt faizinin 33.347,17 TL, %5 gider vergisinin 1.667,34 TL, masrafın 1.234,50 TL, ihtiyati haciz vekalet ücretinin 606,00 TL, nakit toplamı 338.672,54 TL, depo talep edilen gayrinakit toplamı 46.690,00 TL olmak üzere toplam alacak miktarının 385.362,54 TL, —- kaynaklı alacak olarak; asıl alacak miktarının 194.787,14 TL, işlemiş gecikme/temerrüt faizinin 16.458,89 TL, %5 gider vergisi faizinin 822,94 TL olmak üzere toplam 212.068,97 TL olduğu, ödeme emrinin davalılara 11.04.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçluların 12.04.2019 tarihinde yetkiye, takibe, borca, faize ve tüm takip ferilerine itiraz ettikleri, —tarihli karar tensip tutanağı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dava mahkememizin —esas sayılı dosyasında açılmış olup mahkememizin —- karar sayılı ilamı ile Davacı banka ile davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığı ve asıl borçlu —-. olduğu, sözleşmenin 12. Maddesinde— Mahkemelerinin yetkisinin benimsendiği, kaldı ki davalıların ikamet adresleri ve davacı yanın merkez adresinin de mahkememiz yetkili alanında kalmadığı gerekçesiyle, davalıların icra dairesinin yetkisine yaptıkları itirazın İİK 50, 6100 sayılı HMK 6 ve 17 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine karar verilmiş, davacı vekilinin 12.02.2021 tarihli dilekçesi ile mahkememiz kararını istinaf etmesi üzerine—- karar sayılı ilamı ile davalı borçlular vekilinin icra dairesinin yetkisine yönelik geçerli bir itirazın bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, mahkememizce işin esasının incelenip karara bağlanması gerektiği, mahkememiz dava şartını yanlış yorumlayıp karar verdiğinden, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca, mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek dosya mahkememizin —- esas sayılı sırasına kaydedilmiştir.Davacı banka ile dava dışı— Arasında müteselsil kefilleri dosyamız davalıları olmak üzere 02.07.2013 tarihli 500.000,00 TL miktarlı, 22.07.2016 tarihli 1.500.000,00 TL miktarlı genel kredi sözleşmeleri ile 02.07.2013 tarihli 75.000,00, 26.07.2016 tarihli 25.000,00 TL miktarlı —-sözleşmesi düzenlendiği, dava konusu alacağın bu sözleşmelere dayalı olarak kullandırılan kredi borçlarından kaynaklandığı,10.01.2019 tarihi itibariyle 264.087,74 TL olarak bankaca hesabın kat edildiği ve 11.01.2019 tarih ve — yevmiye nolu ihtarname ile cari hesap için 264.259,32 TL — borcu için 246.106,59 TL olmak üzere toplam 510.365,91 TL nakit alacağın ve 23 adet çek yaprağı bedelinin ödenmesinin talep edildiği, ihtarnamenin davalılara 15.01.2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu ihtarname ile davalı borçlular yönünden 17.01.2019 tarihinde temerrütün gerçekleştiği görülmektedir.
Mahkemece dosya hesaplama için bilirkişiye tevdi edilmiş, bankacı bilirkişi tarafından 17.03.2022 tarihli asıl, 30.05.2022 tarihli ek bilirkişi raporu dosyaya sunulmuş, sunulan bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.Dosyaya sunulan 17.03.2022 ve 30.05.2022 tarihli bilirkişi raporlarına göre; — 01.04.2019-30.06.2019 arası temerrüt faiz oranının aylık %2.65×12=31,80 %(yıllık) olarak belirlendiği, yasanın aradığı kefalet koşullarının tam olarak yerine getirildiği, takip tarihi itibariyle borçlu cari hesap kredisinden 236.506,60 TL, kredi kartından kaynaklı 212.068,97 TL, asıl borçlu nezdindeki 23 adet çek için de, 46.690,00 TL depo talebinde bulunulabileceği, davalının şirket ortaklığından ayrılmış olmasının kefaletini ortadan kaldırmayacağı, borçludan cari hesap kredisi tahsil edilinceye kadar asıl alacak tutarına %34.50 oranından, kredi kartı asıl alacak tutarına —- belirlenen oranlardan faiz talep edilebileceği bildirilmiş olup, yapılan bu tespit mahkememizce dosya kapsamına uygun bulunmuş, yapılan bu hesaplamaya göre davanın kısmen kabulü ile davalılar tarafından yapılan itirazın iptaline, alacak likit olduğundan asıl alacak üzerinden hesaplanan —icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
236.506,60 TL kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç ve 212.068,97 TL kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borç toplamı 448.575,57 TL üzerinden takibin devamına,
Kredi sözleşmesinden kaynaklanan 216.063,79 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren %34,5,
—kaynaklanan 194.787,14 TL alacağın takip tarihinden itibaren %31,80 faiz işletilmesine,
Tahsil tarihine kadar hesaplanacak faizlere —
Takibe konu çek sorumluluk tutarından kaynaklanan 46.690,00 TL’nin bankanın faiz getirmeyen hesabında depo edilmesine,
448.575,57 TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak —- icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin taleplerin REDDİNE,
2-Alınması gereken 30.642,20 TL harcın peşin alınan 6.418,13 TL harçtan mahsubu ile kalan 24.224,07 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —bütçesinden ödenen 1.320,00TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul red oranına göre belirlenen 1.075,14 TL nin davalıdan tahsili, 244,86 TL ücretin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davanın kabul kısmı yönünden davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca hesap ve takdir edilen 65.800,58 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın red kısmı yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesap ve takdir edilen 16.324,89 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 6.418,13 TL peşin harç, 44,40 TL başvurma harcı ile 2.071,50 TL dosya masrafının davanın kabul ve ret oranı dikkate alınarak harçlar bu orana katılmaksızın toplam 8.149,77 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Artan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara ödenmesine,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde–Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.