Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/452 E. 2022/783 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/452 Esas
KARAR NO : 2022/783

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/07/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca müvekkili olan davacı —– davalı şirkete tebliğ edildiğini ve davalı şirket tarafından itiraza uğramayarak kesinleştiğini, Söz konusu faturanın konusunun taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca kalan bakiye borç ile fiyat farkının oluşturduğunu, davalı şirkete kesilen ve usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş faturaya rağmen davalı — tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması üzerine davalı——– nolu ihtarnamesi ile anılı fatura borcunun ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin —-tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini ancak yine bir ödemenin yapılmaması üzerine davalı şirket aleyhine —- takip başlatıldığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, —- yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davalının —- Sayılı dosyasında davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davalı şirket ile davacı —— —— işinin müvekkil şirket tarafından yapılması ve davacı şirket tarafından da bunun karşılığı olarak —- ödenmesi hususunda anlaşma sağladıklarını, Bu iş kapsamında müvekkili olan——–numaralı fatura kesilmiş ve davacı şirkete tebliğ edildiğini, müvekkili olan davalı şirket ile davacı şirketin daha sonrasında sözlü olarak bu işin yapılmaması hususunda anlaşma sağladıklarını, bunun üzerine müvekkili olan davalı şirketin iş yapılmadığından davacı şirketten iade faturası kesmesini talep ettiğini, yine davalı şirketin , bu iş için aldığı—- ayrı ayrı ——- ödenmesi suretiyle davacı şirkete iade edildiğini, davacı şirketin ——- faturası düzenleyerek müvekkili olan davalı şirkete gönderdiğini, tam olarak bu iade faturasının kesilmesi döneminde, şirketlere e-fatura kesme zorunluluğu getirildiğini ve elden alınan fiziki faturaların işlenebilmesi imkanı ortadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla ——-olması ve —— faturasının işlenemeyeceğinden dolayı bu faturanın e-fatura olarak kesilmesi gerektiği, bu durumda faturaya ilişkin —– yapılacabileceği davacı şirkete yazılı olarak iletildiğini, davacı —- tarafından iade faturası —– olarak müvekkili olan davalı şirkete göndermesi beklenirken, —bedelli faturanın kesilerek müvekkili olan davalı şirkete iletildiğini, davacı şirket tarafından kesilen—–tarihli faturanın iade faturası olması—–faturanın ise fiyat farkı faturası olması dolayısıyla kayıtlara işlenemeyeceğinden, — tarihli fatura gibi iade faturası olarak düzenlenmesi halinde KDV kısmının nakit olarak ödeneceği müvekkil şirket tarafından davacı şirkete bildirildiğini, davacı şirketin müvekkili olan davalı şirketten herhangi bir fatura alacağı bulunmadığını, davacı şirketin hukuka aykırı iddia ve taleplerinin ve haksız davasının tümden reddine, davaya konu takibin durdurulmasının devamına, Alacaklı davacı şirket aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde talep ettiği ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
—- Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ———– durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve —— hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. ——oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,—— ——– ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, —- tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin —– celse ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara —— ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi—– verilmiş,—— tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.
——- bilirkişi—————- tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “…Tarafların Ticari Defter Kayıtlarında, Davacı Şirketin Davalı ———– Alacağı bulunduğu hususunda Mutabakatsızlık bulunmadığı, Davacı Şirketçe Takip/Dava konusu yapılan —– Faturasının düzenlenip, düzenlenemeyeceği, Davalı şirketçe faturanın ticari defterlere kaydedilmesinden dolayı bu fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulamayacağı hususları Hukuki Değerlendirmeye muhtaç olduğu ve bu hususta takdirinin sayın Mahkemeye ait olacağı, Sayın Mahkemenin, Davacı— içeriğiyle düzenlemiş olduğu işbu fatura bedelini davalı şirketten talep edebileceği yönünde hüküm kurması halinde, Davalı Şirketin davanın dayandığı takibe yapmış olduğu İtirazın asıl alacak yönünden yerinde olmayacağı ve Takibin Talep gibi ——ASIL Alacak üzerinden devam edebileceği, Sayın Mahkemenin, Davacı Şirketçe Davalı Şirket adına düzenlenen ve Takip/Dava konusu yapılan işbu —- Davalı Şirkete —-getiremeyeceği yönünde hüküm kurması halinde ise, Davalı Şirketin söz konusu faturayı Ticari Defterlerine kaydederek, fatura muhteviyatında yer alan —– tutarını lehlerine indirim konusu yaparak —- bulunduğundan, Davacı Şirketçe işbu satış faturası nedeniyle İdarenin Lehine yüklenilmiş bulunan ve/veya idareye ödenmiş bulunan ——- Davacı Şirkete iade etmekle yükümlü olacaklarından, Davacı Şirketin—- olarak Davalı Şirketten talep edebileceği sonuç ve kanaatlerine varıldığı…”belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur.
İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından—- Esas sayılı icra dosyasından 59.000-TL fatura bedeli alacak, — faiz olmak üzere toplam 62.438,57-TL alacak üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın 59.000,00-TL asıl alacak üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından; davalı — tarafından —– taraflar arasındaki anlaşmanın aksine 50.000,00- TL fazla bedel ile keşide edilmesi nedeniyle davacı tarafından davaya konu “50.000-TL bedelli KDV hariç” fiyat farkı faturasının keşide edilerek davalıya gönderildiği iddia edildiği, Davalı tarafından; Taraflar arasında “—— ——- işinin davalı tarafından—– bedel ile yapılması hususunda anlaşma sağlandığı, davalı tarafından —– numaralı fatura kesildiği, daha sonra işin yapılmasından taraflarca vazgeçildiği, davacı şirketten iade faturası kesilmesi talep edildiği, iş için alınan bedelin davacıya iade edildiği savunulduğu,.
İddia ve savunma ile Takibe konu—- tarihli faturanın herhangi bir mal/hizmet alımına ilişkin olmadığının taraflar arasında sabit olduğunun anlaşıldığı, re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacı ve davalı taraf ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve taraflar lehine delil niteliğinin bulunduğu, davaya konu faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacı ve davalı ticari defterlerinden davacının — tarihli fiyat fakı içerikli fatura nedeniyle —- borçlu olarak kayıtlı bulunduğu, taraf ticari defter ve kayıtlarının bu anlamda birbiriyle uyumlu olduğu, davalı tarafından takibe konu faturanın ticari defterlerine kaydedildiği, sunulu mutabakat metninin davalı taraf imzasını içerdiği ve imzaya ilişkin bir itirazın dosya kapsamında bulunmadığının belirlendiği, alınan raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, yargılama ile davacının takip tarihi itibariyle takibe konu asıl alacağı talep etme hakkı bulunduğu, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın Kısmen kabulü ile Davalının —– Esas sayılı takibe yaptığı itirazın kısmen İPTALİ ile , takibin —– asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ve takip talebindeki talebi aşmamak kaydıyla değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 11.800,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Karar ve ilâm harcı olan 4.265,17-TL harçtan peşin alınan 695,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.569,78-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-A)Davanın kabul edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile ——– uyarınca —- arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek;— davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-B)Davanın reddedilen edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —- bütçesinden ödenen—– davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 79,20‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —- Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve ——— vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-)Davanın red edilen miktarı yönünden; Davalı —–temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan — Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve —– vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 763,19-TL harç ve 923,50 TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 1.686,69-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; toplam 1.585,48-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.