Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/436 E. 2022/423 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/436 Esas
KARAR NO: 2022/423
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/07/2021
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacının su arıtma sistemi ile ilgilenen işyeri bulunduğunu, davacının davalı şirkete ait——– yapımı işlemini üstlendiğini ve—- malzemelerin kullanılması karşılığında dava konusu fatura düzenlendiğini, ——–yapım aşamasında davacının davalı şirkete yapmış olduğu işte kullanılan malzemeler karşılığında düzenlediği faturaları davalı şirkete teslim edildiğini, faturanın teslim edilmesine karşın ne ödeme ne de itiraz yapılmaması sebebi ile —– davalı şirkete mutabakat evrağı gönderilerek davalı şirketten ödeme talep edildiğini, ancak yine de ödeme yapılmadığını, bu nedenle alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine —— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibinde borca haksız ve hukuka aykırı itiraz edildiğini, davalının her ne kadar itiraz dilekçesinde davacı ile aralarında hukuki ilişki ve sözleşme olmadığından bahsetmiş olsa da yapılan görüşmelerde davalı şirketin yanlış icra dosyasına itiraz ettiğini taraflarına beyan ederek borcu kabul ettiklerini, taksitler halinde ödeyeceklerini beyan ettiklerini, bu teklifin taraflarınca kabul edildiğini ancak davalı tarafından yine de ödeme sağlanmadığını, davalının toplam fatura bedeli olan —– fatura alacağını ödememekle birlikte borca da kötü niyetli olarak itiraz ederek davacıyı bir kez daha mağdur ettiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davanın kabulüne, icra takibine yapılan itirazın iptal ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- dosyası celp edilmiştir.
Davalının—— celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
Usulüne uygun yapılan tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmayan davalının, HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr ettiği varsayılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara——yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi — bilirkişiye verilmiş, ——tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir. Davalı tarafa Mahkememiz duruşma tutanağı tebliğ edilmesine rağmen defter ibrazında bulunulmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK Madde 222/(1)”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ———- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
—–Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
—–Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)——Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
——-Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkememizin 21/11/2021 tarihli duruşma ara kararı gereği rapor tanzim edilmek üzere dosya ——– tevdi edilmiş, sunulan bilirkişi raporunda özetle;—— Dava ve İcra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davacı ——kayıtları ve Müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı tarafın işletme defteri bulunduğu ve tasdik zorunluluğu bulunmadığı, defterlerin —— sistemleri genel tebliğine uygun ve dayanak belgeleri uyum içinde olduklarından sahibi lehine delil niteliği bulunup bulunmadığı hususunun Mahkemenin tekdirinde olduğu, davalı tarafın —- formunda —–mal ve hizmet beyanında bulunmuş olduğu,
işbu davada; Davacı —– asıl alacak talebinde bir isabetsizlik bulunmadığı, temerrüde dayanak takip öncesi ihtarname bulunmadığı ve davacı firmanın takip öncesine ilişkin ——- İşlemiş faiz talebinin
değerlendirilmesi ve takdirinin Sayın Mahkemeye ait olabileceği …” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
İcra dosyasının incelenmesinden; Davacı tarafından —- tanzim tarihli faturaya dayalı olarak —-işlemiş faiz olmak üzere toplam
—- alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emri tebliği sonrasında davalı tarafından taraflar arasında hukuki ilişki bulunmadığı ve borca ve fer’ilerine dayalı itiraz beyanında bulunduğu, itiraz ile takibin durudurğu ve huzurdaki davanın —– üzerinden harçlandırılmak suretiyle açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili Mahkememizin —– tarihli celsesinde; ”Biz dava açılışında takibin türüne itiraz edildiğinden dosya kapak hesabı yapmak suretiyle ferileri de hesaplayarak davamızı —- üzerinden harçlandırdık. Huzurdaki davamız — asıl alacak ve takipten önce işlemiş faiz olarak — olmak üzere takip çıkışı —–İlişkindir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
—- tanzim tarihli fatura incelendiğinde; — adet, havuz tesisatı, —–, — hizmete ilişkin olarak —bedelle keşide edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından davalı şirketin İstanbul/Kartal’da bulunan çay bahçesine süs havuzu sistemi yapımı işi için gerekli malzemelerin davacı tarafından sağlandığı ve ancak faturaya konu mal/hizmet bedelinin davalı tarafından ödenmediği iddiasında bulunulduğu, davalı tarafından borca ve fer’ilerine ilişkin icra takibine itirazda bulunulmuşsa da; 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında yapılan ihtara rağmen davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, mahkememiz tarafından re’sen seçilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, davacı tarafın işletme defteri bulunduğu ve tasdik zorunluluğu bulunmadığı, defterlerin VUK ile muhasebe sistemleri genel tebliğine uygun ve dayanak belgeleri uyum içinde oldukları, davalı tarafından —- konusu faturanın vergi dairesine bildirilmiş olduğu ve davacının —- alacaklı olduğunun belirlendiği, alınan raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, her ne kadar davalı tarafından ticari ilişki ve takibe konu borca itiraz edilmişse de takip konusu faturanın davalı tarafından ——– bildiriminin yapılmış olması karşısında davalının resmi kuruma yaptığı beyanının kendisini bağlayacağı ve takibe konu faturaya dayanak mal/hizmetin davacı tarafından davalıya verilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, ancak davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair delil sunulmadığından takipten önceye ilişkin talep edilen işlemiş faiz talebinin hukuken yerinde olmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile Davalının —-sayılı takibe yaptığı itirazının — asıl alacak üzerinden İPTALİNE,
-Asıl alacağa takipten sonra ve takip talebindeki talebi aşmamak kaydıyla yıllık değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanarak takibin , takip talebindeki diğer koşullarla DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si tutarında olan 1.388,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Karar ve ilâm harcı olan 473,96-TL harçtan peşin alınan 207,43-TL harcın mahsubu ile bakiye 266,53-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-A)Davanın kabul edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——-bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 1.003,20‬-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-B)Davanın reddedilen edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 316,80-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 275,23-TL harç ve 934,00-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 1.209,23-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; toplam 919,01-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.20/06/2022