Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/395 E. 2022/867 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/395 Esas
KARAR NO : 2022/867

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kalıpçılık işi ile uğraşmakta olup esnaf olduğunu, davalı ile müvekkili arasında herhangi bir ticari ilişki ve alışveriş bulunmadığını, müvekkilinin yaptığı kalıplara karşılık piyasadan alacaklarını toparlayamayınca, ödeme güçlüğüne düştüğünü, gerek malzeme aldığı yerlere gerek 3. kişilere karşı borçlandığını, bu nedenle hakkında bu kişilerce icra takipleri yapılmaya başlandığını, müvekkilinin piyasaya olan borçlarını davalının ödeyeceğini, bunun karşılığında aylık %10 faiziyle kendisine olan borcunu geri ödemesi için teminat olmak üzere sırasıyla 25/11/2015, 25/12/2015 vade tarihli, tanzim tarihleri olmayan 500.000,00’er TL bedelli, 20.01.2016, 20.02.2016 ve 20.03.2016 vade tarihli, tanzim tarihleri olmayan, 500.000,00’er TL bedelli beş adet senet elinden aldığını, senetler üzerindeki vade tarihlerinin ise bilinerek eski tarihler atıldığını ve müvekkilinin doğrudan senetleri ödememiş gibi gösterilerek temerrüde düşürüldüğünü, müvekkilinin kendi dükkanında bulunan kalıp makinelerini davalının gösterdiği adrese ve işyerine teslim ettiğini, hakkında 3. kişilerce yapılan icra takiplerine ait borçların ödenmesini beklediğini, fakat bu borçların halen ödenmediğini, bilerek vade tarihleri eski tarihe atılmış olan 25.11.2015 ve 25.12.2015 vade tarihli, tanzim tarihleri olmayan, 500.000,00’er TL bedelli iki adet senedin—– esas sayılı dosyasıyla 10 örnek icra takibine konulduğunu, davalı tarafın icra takibine koyduğu senetlere tanzim tarihi atarak adi senet vasfındaki teminat için alınan adi senetleri, kıymetli evrak vasfına ve Türk Ticaret Kanunun anlamında “Bono” vasfına soktuğunu, böylece müvekkili aleyhinde 10 örnek İcra Takibi yaptığını, böylece bir itirazla müvekkili tarafından icra takibinin durdurulmasını önlendiğini, davalı tarafın icra takibini ilerleterek müvekkiline ait oturduğu evin icra yoluyla satılmasını sağladığını ve adına kayıtlı araçlara da haciz koyarak, muhafaza altına aldığını, senetlerdeki imzalardan başka tüm senet içeriği metinlerinin davalı taraf ya da onun yönlendirdiği kişilerce doldurulduğunu, eski tarihlere vade tarihleri atıldığını, müvekkilinin senetleri imzaladığı zaman bulunmayan tanzim tarihleri ise sonradan davalı tarafça her iki senede de eklendiğini, bu nedenle “Resmi Evrakta Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık” suçlarını işlediğinden dolayı—– suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin evinin satılması nedeniyle davacı müvekkilinin eşi —— tarafından konut üzerinde “aile konutu şerhi bulunduğundan” dolayı ve kendisine satış tebligatları ve kıymet takdiri raporları tebliğ edilmediği için —— esas sayılı dosyasıyla “İhalenin Feshi Davası” açıldığını, bu davanın kesinleşmediğini, temyiz incelemesinde olduğunu, bu nedenle icra dosyasından henüz para ödemesinin davalı yapılmadığını icra dosya alacağının halen derdest ve devam ediyor olduğunu, bu nedenle de işbu Menfi Tespit davasını açma zarureti doğduğunu, davanın kabulü ile davalı tarafa, yine davalı tarafça 10 örnek icra takibine konulan——-esas sayılı dosyasına konu ve takip çıkışı tarihi itibarıyla 1.246.780,81 TL miktarda müvekkilinin borcu bulunmadığının tespitine, icra takibini açmakta kötü niyetli olan davalı aleyhinde borca konu edilen miktarın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında herhangi bir ticari ilişki ve alışveriş bulunmadığını, davacının 3. kişilere olan borçları nedeniyle hakkında icra takipleri yapılmaya başlandığını, davalının ise davacının borçlarını ödeyeceğini söylediği ve kendisine olan borcuna aylık %10 faiziyle geri ödemesi için teminat olmak üzere davacıdan 500.000,00’er TL bedelli 5 adet senet aldığını ancak davalının 3. kişilerin alacağını ödemediği gibi 2 adet senedi de takibe koyduğu iddia edilerek huzurdaki menfi tespit davasının ikame edildiğini, ikame edilen bu menfi tespit davasına ilişkin dava dilekçesinin müvekkiline 26.08.20221 tarihinde tebliğ edildiğini, menfi tespit talebine konu icra takibinin 22.05.2018 tarihinde açıldığını, huzurdaki davanın İİK’nun 72. vd. maddelerinde belirtilen 1 yıllık süre içerisinde ikame edilmediğini, huzurdaki davanın süre yönünden reddinin gerektiğini, takibin üzerinden 3 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen huzurdaki davanın bu aşamada ikame edilmesinin davadaki kötü niyeti ortaya koyduğunu, davacının gerçek dışı iddialarla huzur dolu davayı ikame etmekteki amacının icra dosyasında satılan taşınmazın tapuda ihale alıcısı adına kaydını ve icra dosyasında haciz konularak yakalanan araçlarının satılmasını geciktirmeye çalıştığını, yasal süresinden sonra kötü niyetli şekilde açılan huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, davacının esasa ilişkin olarak bir taraftan davalı ile arasında herhangi bir ticari ilişki ve alışveriş bulunmadığını iddia ettiğini, diğer taraftan da takip konusu senetleri 3. kişilerle olan borçlarından kurtulma amacıyla teminat olarak verdiğini söylediğini, taraflar arasında bir hukuki ilişkinin mevcut bulunduğunun davacının da kabulü olduğunu, ancak davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların gerçek dışı olduğunu, davacının kendi içerisinde düştüğü çelişkinin sabit olduğunu, davacının takip konusu senetlerdeki imzanın kendisine ait olduğunu açıkça ikrar ettiğini, senetleri ödediğine dair herhangi bir iddiada bulunmadığını, dava konusu icra takibine konu senetlerin tüm yasal unsurlara havi olduğunu, kambiyo evraklarının bağımsız borç ikrarını içeren evraklar olup bir illete bağlı olmasının gerekmediğini, kural olarak ispat yükü evrakın bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa ait olduğunu, hatta öyle ki bu iddia yazılı bir belgeye (senede) karşı ileri sürüldüğünden tanıkla ispatlanmasının da mümkün olmayıp yazılı delil ile ispatlanmasının zorunlu olduğunu, sonuç olarak eldeki davada takip konusu senetlerin teminat senedi olduğu ve teminat senedine konu temel ilişkide davalı müvekkiline herhangi bir borcunun bulunmadığını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, dosya kapsamına sunulan böyle bir belge bulunmadığını, taraflar arasında davalı müvekkilinin aylık %10 faiz alacağı hususunda bir anlaşma bulunduğunu, senetler üzerindeki tanzim tarihlerinin sonradan atıldığı gibi sair iddiaların gerçek dışı olduğunu, bu iddiaların kendilerince kabulünün mümkün olmadığını, tüm bu nedenlerle mesnetsiz ve kötü niyetli olarak ikame edilen davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Ticari ilişkiden kaynaklanan senede dayalı menfi tespit davasıdır.
Mahkememizin 07.09.2021 tarih ve —— esas sayılı ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne, ——- esas sayılı dosyasına giren ve bundan sonra girecek olan paraların alacaklı tarafa ödenmesinin İİK’nun 72/3. maddesi gereğince %20 teminat karşılığında ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, mahkememizin 13.01.2022 tarih ve ——- esas sayılı ara kararı ile de davacı vekilinin adli yardım talebinin kabulüne karar verildiği, davacı tarafın mahkememizin 07.09.2021 tarihli ara kararında verilen ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına yönelik teminatı yatırmadığı için ihtiyati tedbir kararının düştüğü, adli yardımın kabulü doğrultusunda mahkememizin 20.04.2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbirin teminatsız olarak kabulüne karar verildiği görülmüştür.—— karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacının ——-dava konusunun ihalenin feshi, dava tarihinin 18.12.2019 olduğu, davanın reddine karar verildiği görülmüştür. —— esas sayılı dosyasının incelenmesinde;alacaklının—— 25.11.2015 tarihli senet alacağının 500.000,00 TL, işlemiş ticari faizin 125.547,94 TL, 25.12.2015 tarihli senet alacağının 500.000,00 TL, işlemiş ticari faizin 121.232,87 TL olmak üzere toplam 1.246.780,81 TL üzerinden icra takibi başlatıldığı görülmüştür.Davacı taraf icra takibine konu 25.11.2015, 25.12.2015 tarihli 2 adet 500.000,00’er TL bedelli senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.Yapılan incelemede senetlerin kambiyo senedi vasfına haiz bono olduğu, her ne kadar davacı tarafça vade tarihlerinin değiştirildiği iddia edilmişse de vade tarihlerinin aralarındaki anlaşmaya aykırı olarak sonradan davalı tarafça atıldığı iddiasını kanıtlayamadığı gibi bono bağımsız borç ikrarını içeren bir senet olup bir illete bağlı olması gerekmemektedir.
Kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir. Zira borçlu davacının bir hukuki ilişkinin varlığını kabul ettiği, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmekte olduğu, bu durumda hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfetinin davacı borçluya ait olacağı açıktır.Somut olayda davacı borçlu emre yazılı 2 adet 500.000,00’er TL bedelli takibe konu bonolardaki imzaları inkar etmemektedir. Buna göre senet sebepten mücerret olduğundan, davacının ileri sürdüğü ihyaların varlığını ancak senetle eş değer ağırlıkta yazılı delille ispatlaması gerekmektedir. Davacı taraf, davalı alacaklıya vermiş olduğu senetlerin teminat senedi olduğu iddiasını ancak yazılı delille ispatlaması gerektiği, senetlerin teminat senedi olduklarına dair herhangi bir yazılı ibare bulunmadığı, öte yandan davacı borçlunun dava dilekçesinde, senetlerin davalı alacaklıya verilmesi nedenlerini açıkladığı vakıaları yazılı delille kanıtlayamadığı, bilirkişi raporlarında davalı alacaklının davacı borçluya toplam 1.325.670,62 TL ödeme yaptığının tespit edildiği, buna göre taraflar arasında ticari ilişki bulunmadığına dair davacı iddiasının da gerçeğe uygun olmadığı, sonuç olarak ispat yükü kendisine ait olan davacının senede karşı borçlu olmadığı iddiasını kanıtlayamadığı anlaşılmakla kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
2-Dosyamız adli yardımlı olarak açıldığından alınması gereken 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan —–göre hesap edilen 147.742,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 125,00 TL dosya masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.625,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde—— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.