Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/374 E. 2021/975 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/374
KARAR NO: 2021/975
DAVA: ŞİRKETİN İHYASI
DAVA TARİHİ : 15/06/2021
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP VE DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili kurum, sigortalılardan — kazası sonucu malul kalması nedeniyle kazazade sigortalıya — geçici iş göremezlik ödeneceği ödendiğini, toplam —kurum zararı meydana geldiğini, kurum zararının kusurlu olan ve Mahkeme nezdinde ihyası istenen davalı—- tahsili için kısmi dava açıldığını,—- nezdinde görülen davada kusur ve hesap bilirkişilerden rapor alındığını, yapılan hesaplamada davalının kusuruna karşılık gelen sorumluluk tutarının toplam —- ilamı ile bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kabulüne ve taleple bağlılık ilkesi toplam — şirketten tahsiline karar verildiğini, verilen kararın temyiz edilerek —–ilamıyla onandığını, onama ilamı doğrultusunda müvekkili kurum zararının davalının kusuruna karşılık gelen sorumluluk tutarından, hüküm altına alınan kısmın düşümüyle kalan bakiye — tahsili için —- dosyası üzerinden fark alacak davası açıldığını, yargılama sırasında davalı şirketin resen iflas ederek sona erdiği ve — terkin edildiğinin anlaşıldığını,—- terkin edilen bu halde taraf ehliyeti bulunmayan şirket hakkında hüküm verilmesi mümkün olmadığından —– ihya davası açmak üzere süre verildiğini ileri sürerek davalı —— ilgili olmak üzere ihyasına, —-terkin işleminin iptaline, şirket yetkilisinin yahut mahkemece belirlenecek bir kişinin şirket temsilcisi/tasfiye memuru olarak atanmasına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP:
Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde;Müvekkil —- Türk Ticaret Kanunu m.32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkil — — tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, nitekim, bu husus, Türk Ticaret Kanunu m. 32’de, —- tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” denilmek suretiyle ifade edildiğini, buna göre, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verir; aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddedileceğini, iflas eden şirketlerde, iflas açıldıktan sonra, tasfiye işlemlerini, iflas idaresi yürütmekte olup; sicil kayıtların da yapılan inceleme neticesinde de, davaya konu —- yazıya istinaden de anılan şirketin unvanına 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 529. ve 533. gereğince —–ibaresinin eklendiğinin anlaşıldığını, buna göre, bahsedilen durum kapsamında —- gelen yazı gereğince keyfiyet tescil ve ilan edildiğini, ancak dava konusu şirketin iflasına karar verilmesinden itibaren bugüne kadar iflasın kapatıldığına dair müvekkil —– kayıtlarına intikal eden evrak veya bildirim bulunmadığını, bu itibarla dava konusu şirketin, —-kaydının aktif olduğunu, bu noktada; iflasa ilişkin işlemlerin yürütülmesinden ve iflasın sonuçlandırılmasından — sorumlu olduğunun belirtilmesi gerektiğini, buna göre, müvekkil —- iflasa ilişkin tasfiye ile ilgili olarak hiçbir sorumluluğu bulunmadığını ve yine, ——- kendisine yapılan bildirimi mevzuat gereğince ve hukuka uygun olarak tescil etme yükümlülüğünü yerine getirdiğinin açık olduğunu, davaya konu şirketin iflas nedeniyle tasfiye halinde olduğu ve hâlihazırda sicili kaydının açık bulunduğunu; mevzuat gereğince ve mevzuata uygun olarak işlem yapılması karşısında da huzurdaki davanın haksız olduğunu ve davacının hukuki yararının bulunmadığını, müvekkil davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacaklarını, Müvekkil —- dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, bu nedenle; “yasal hasım” konumunda bulunan müvekkil, “yargılama masrafları”ndan sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek müvekkil yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından, deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizce açılan işbu dava;Davacı —– sonucu kurum nezdinde meydana gelen –zararın davalı şirket——tahsili için açılan —-dosyasında hüküm verilebilmesi bakımından — ihyası istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından ihyası talep edilen, —- yapıldığı, şirketin unvanına iflası nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun 529 ve 533 ile Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 137. Maddesinin 1-c bendi gereği “Tasfiye Halinde” ibaresinin eklendiği, şirketin iflasıyla ilgili mercinden gelen bildirimin —- tarafından gönderildiği, şirketin kuruluşundan itibaren dosyasına intikal eden tüm — ilan edildiği — şirketle ilgili kısımlarının fotokopilerinin gönderildiği, ——- tarihinde iflasın açıldığı ticaret siciline resen tescil edildiği gelen sicil kayıtlarına göre henüz iflas tasfiyesinin tamamlanmamış olduğu görülmüş ve —–Mahkememizce dava dilekçesi ve duruşma günü — duruşma gün ve saati ile birlikte tebliğ edilmiş ve —-davaya cevap vermediği gibi iflas masası kendisini duruşmada temsil ettirmemiştir.
Mahkememiz tarafından dosyanın incelenmesinden; Tüzel kişilikleri sona eren şirketlerin yeniden tüzel kişilik kazanması için açılan İhya davalarının, —- tüzel kişiliği sona eren şirketlerin yeniden tescil istemine ilişkin olup, işbu davalarda — taraf gösterilmesi yeterlidir.
Bu nedenle ihyası talep edilen şirketin, davada taraf ehliyeti bulunmadığından, dava dilekçesinde taraf olarak gösterilmesinin gerek bulunmadığından, işbu dosyada ihyası istenilen şirket yönünden açılan davanın pasif husumet yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Mahkememizde —– aleyhine davacı tarafından açılan dava yönünden ise; Davacı —tarafından —- aleyhine açtığı ihya davasının, davalı —- devam ettiği ve iflas idaresine dava ve icra takibi yöneltilmek suretiyle yargılamaya devam edilebileceği anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK.nın 114/1-h ve 115/2.maddesi gereğince, hukuki yarar-dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Mahkememizde davacı —- tarafından —–Aleyhine açtığı ihya davasının yapılan yargılaması sonucunda;
1-Davacı — açtığı davanın pasif husumet yönünden REDDİNE,
2-Davacı — davalı —-aleyhine açtığı davanın, davalı şirketin tüzel kişiliğinin devam ettiği ve iflas idaresine dava ve icra takibi yöneltilmek suretiyle yargılamaya devam edilebileceği anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK.nın 114/1-h ve 115/2.maddesi gereğince, hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle REDDİNE,
3-Davacı —- harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 5.100-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sicil müdürlüğüne VERİLMESİNE,
6- Yargılama giderinden kalan miktarın 6100 sayılı HMK 331/2. Mad. ger. karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı yana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde ——– ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/12/2021