Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/370 E. 2022/537 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2021/370
KARAR NO: 2022/537

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 2019-2020 yıllarında süregelmiş ticari bir ilişki mevcut olduğunu, bu ilişkide davacının ürettiği alüminyum cephe malzemelerinin üretim ve teslimini yaparken karşı tarafça yapılması gereken ödemelerde aksama olduğunu, yaptığı satışların karşılığını alamayan davacının karşı tarafa bu hususla ilgili takip de başlattığını 20/01/2021 tarihli ——yevmiye numaralı ihtarname ile bildirdiğini, buna rağmen davalı şirket bakiye borcu kapatacak herhangi bir işlem yapmadığını, bu borcu nedeniyle—— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalı yapılan bu takibe itiraz edildiğinden takibin durduğunu, davacı ile davalı şirket arasında kararlaştırılan işin yapılması konusunda davacının üzerine düşeni tam ve eksiksiz yerine getirmişken davalı şirket söz konusu fatura bedellerinin sadece bir kısmını ödediğini, kalan kısım bakımından herhangi bir ödeme yapmadığını ve haksız ve kötüniyetli olarak icra takibinde itirazda bulunduğunu beyan ederek; davalı tarafından——Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafından haksız ve dayanaksız olarak yapılmış bulunan itiraz sebebiyle takip bedelinin %20 sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Teslim tutanağı ve gönderilen mallardaki hesaplara bakıldığında davalının iddia edilen borcu olmadığı ortaya çıkacağını, hangi malın, hangi faturaya istinaden kesildiğinin belli olmadığını, tonaj hesabı ile gelen mal ve faturalarda tutarsızlık olduğunu, satın alma (sipariş formumuzda ) ne talep ettiklerinin belli olduğunu, davacı firmanın bedeli fazla makbuzlar kestiğini, bu durumun davacı yana bildirildiğini, davacının bunu beyanda düzelteceklerini ifade ettiğini, lakin davalının genelde iade faturaları kestiğini, fatura da irsaliye sevk No:—— olan faturanın sağ alt kısmında teslim alan kısımdaki imzanın davalıya ait olmadığını, davalı firmada tek yetkili kişi —— olduğunu, bu kişi dışındaki imzalara itibar edilemeyeceğini, davacının gönderildiği iddia edilen ve faturalardan bahsederek yolladık dedikleri mallar göndermediği, buna ilgili çıkışlar, teslim tutanakları ve irsaliye ile firmaların defterleri incelendiğinde davalının böyle bir ödeme yapılmadığının anlaşılacağını, davalının, kesilen yanlış makbuzlara iade makbuzu süresinde kestiğini, ayrıca gene 19.000,00 TL lik fatura kestiğini, böyle bir mal hiç gelmediğini, 08.12.2020 tarihli 45.570, 00 TL tutarında ki faturaya itiraz edildiğini beyan ederek; davanın reddini, davacının haksız ve dayanaksız yapmış olduğu icra takibi nedeniyle takip miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda —— tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
——- Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde——- bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olara gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde —— bilirkişisi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. ——bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle;
Davacı şirketin ibraz ettiği 2019 yılı yevmiye defteri ile kebir defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu görüldüğü, davacı şirketin ibraz ettiği 2020 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve —— Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı görüldüğü, davalı şirketin ibraz ettiği 2020 yılı yevmiye defteri ile kebir defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu, davacı şirketin kayıtlarında davalı —— hesap hareketleri incelendiğini, davacı şirketin incelenen defterlerinde, davalıya ait hesap hareketlerinin incelemesinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin davacının 30.08.2019 tarihli satış faturası ile başladığı, davacı satıcının 30.08.2019 tarihinden 25.12.2019 tarihine kadar davalı tarafa 42 adet fatura ile 463.130,18 TL tutarlı satış yaptığı, bu süreçte davalından 2 farklı tarihte 335.000 TL tutarlı çek aldığı, 1 adet 50.000 TL tutarlı çekin davalının hesabına borç kayıt edildiği ve 31.12.2019 tarihi itibariyle davacının davalından olan alacağının 178.130,29 TL olduğu görüldüğü, taraflar arasındaki ticari ilişkin 2020 yılında devam ettiği, davalının 2020 yılına devir eden borcunun 178.130,29 TL olduğu, davacı satıcının 09.01.2020 tarihinden 18.03.2020 tarihine kadar davalı tarafa 8 adet fatura ile 49.089,83 TL tutarlı satış yaptığı, bu süreçte davalından 2 farklı tarihte 157.000 TL tutarlı çek aldığı, “genel amaçlı ——- 1.000 TL’nin davalının borcuna kayıt edildiği ve 31.12.2020 takip tarihi itibariyle davacının davalından olan alacağının 71.220,02 TL olduğu görüldüğü, davalı şirketin kayıtlarında davacı —— hesap hareketleri incelendiği, davalı şirketin incelenen defterlerinde, davacıya ait hesap hareketlerinin incelemesinde, davalının 2020 yılına devir eden borcun 298.130,29 TL olduğu. davacıdan 10.01.2020 tarihinden 10.03.2020 tarihine kadar 7 adet fatura ile 44.723,95 TL alış yapıldığı, bu süreçte davacıya 3 ayrı tarihte çek kananıyla 327.000 TL ödeme yapıldığı, davacıya verilen 1 adet 50.000 TL tutarlı çekin iade alındığı ve 18.12.2020 takip tarihi itibariyle davalının, davacıya olan borcunun 65.854,13 TL olduğu görüldüğü, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148-149 ve mükerrer 257’ci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak—— sıra no.lu VUK Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutar mükelleflerin belirli haddi aşan mal ve hizmet alımlarını *Mal ve Hizmet Alımlarına ilişkin bildirim formu ——” ile mal ve hizmet satışlarını ise *Mal ve Hizmet Satışlarına ilişkin bildirim formu —— ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirildiği, davacı —– 15.12.2021 tarihli yazısı ekinde davacının 2019 ve 2020 yılı—– formunu dosyaya gönderdiği, davacı şirketin 2019 yılı —– Formunda, davalı —– adet belge/fatura ile KDV hariç 403.428,00 TL tutarında mal ve hizmet satışı gerçekleştirdiği görüldüğü, davacı şirketin 2020 yılı —– Formunda, davalı——adet belge/fatura ile KDV hariç 38.280,00 TL tutarında mal ve hizmet satışı gerçekleştirdiği görüldüğü, davalı ——- 13.12.2021 tarihli yazısı ekinde; davalının 2019 ve 20120 yılı ——formlarını dosyaya gönderdiği, davalı şirketin 2019 yılı —– Formunda, —— adet belge/fatura ile KDV hariç 403.428,00 TL tutarında mal ve hizmet alışı gerçekleştirdiği görüldüğü, davalı şirketin 2020 yılı——Formunda, davacı —— adet belge/fatura ile KDV hariç 38.280,00 TL tutarında mal ve hizmet alışı gerçekleştirdiği görüldüğü, Vergi Usul Kanunu’nun 229. maddesinde “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır” şeklinde tanımlandığı, 6762 Sayılı TTK’nın 23. maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusu olduğu, faturanın bir alacağı mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlı olduğu, bunun için öncelikle taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin varlığının kanıtlanmış olması gerektiği, davalının sözleşmesel ilişkiyi inkâr etmesi durumunda davacının öncelikle aralarındaki akdi ilişkiyi yani alım-satım ilişkisini ispat etmesi gerektiği, faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde ( mücerret ) itiraz edilmemiş olması hâli, sadece o faturanın miktar ve fiyat yönünden münderecatını kabul anlamını taşıdığı, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmediği, satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunlu olduğu, bu nedenle bir satım ilişkisinde davacı taraf sattığı malın miktarını ve alıcıya teslimini, davalı taraf ise yaptığı ödemeleri usulüne uygun bir şekilde ispat etmek zorunda olduğu, faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerektiği, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacağı, tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebildiği, eğer fatura alıcının ticari defterlerinde kayıtlı değilse satıcı alacak iddiasını diğer delillerle ispat etmelidir” şeklinde içtihat ettiği, bu kapsamda tarafların ticari defterlerinde yer alan kayıtlar uyarınca da taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğu görüldüğü, davacı defterlerine göre 31.12.2020 tarihi itibariyle davacının, davalıdan olan alacağının 71.220,02 TL olduğu, davalı defterlerine göre 31.12.2020 tarihi itibariyle davalının, davacıya olan borcunun 65.854,13 TL olduğu tespit edildiği, taraflar arasındaki cari hesap kayıtlarındaki (71.220,02 TL- 65.854,13 TL=) 5.365,88 TL tutarındaki farklılığın, davacının 18.03.2020 tarih—– seri nolu 4.365,88 TL tutarlı faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmasından ve davalının hesabına “genel amaçlı ——- açıklamasıyla borç kayıt edilen 1.000 TL’nin davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklanmakta olduğu, davalının defterlerinde kayıtlı olmayan davacının, 18.03.2020 tarih ——seri nolu 4.365,88 TL tutarlı faturasının,—-fatura olduğu, —-Uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere —– Uygulaması kapsamında düzenlenen faturanın kâğıt ortamında teslim edilmesi esas olduğu, —– uygulaması kapsamında düzenlenen faturalar, alıcısının talebi doğrultusunda ve ——-internet adresinde yayımlanan —–format ve standardının kullanılması ve de söz konusu faturanın basılabilir görüntüsünün eklenmesi koşuluyla ——- uygulamasına kayıtlı olmayan mükelleflere elektronik ortamda da iletilebileceği, dosya kapsamında, iş bu faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği, malların davalıya teslim edildiğine dair belge bulunmadığı, davacı defterlerinde, 31.12.2020 tarihinde davalının hesabına borç kayıt edilen 1.000 TL’nin neye istinaden davalının borcuna kayıt edildiğine dair dosya kapsamında dayanak belge bulunmadığı, buna göre davacının, davalından 31.12.2020 tarihi itibariyle 49 adet fatura ile 507.854,13 TL bedelli mal ve hizmet satışı yaptığı, bu süreçte davalından 442.000,00 TL ödeme aldığı ve davacının davalından 65.854,13 TL alacaklı olduğu, kural olarak TBK 117/gereği; “muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse bugünün geçmesiyle.” temerrüdün başlayacağı kabul edildiği, somut olayda taraflar arasında düzenlenmiş sözleşmenin bulunmadığı, davacının yapmış olduğu ödemenin ticari olduğu ve ödeme karşılığı mal alamadığına ilişkin malların teslim edilmesi veya yapmış olduğu ödemenin kendisine iadesi yönünde davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin tebliğ şerhine havi ihtamame ya da eş eğer belge bulunmadığından davacının 65.854,13 TL alacağına talebe bağlılık ilkesi gereği yıllık %9 ve değişen oranlarda yasal faiz yürütülebileceği, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı yönünden davacı şirketin ibraz ettiği 2019 yılı yevmiye defteri ile kebir defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu görüldüğü, davacı şirketin ibraz ettiği 2020 yıllarına ilişkin ticari defterlerin; T.T.K m.64,66, V.U.K. m.220-226′ ve—— Sıra No’lu Elektronik Defter Genel Tebliğine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı görüldüğü, davalının ibraz ettiği, 2020 yılı yevmiye defteri ile kebir defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterinin noter kapanış onamasının sürelerinde yaptırılmış olduğu görüldüğü, davacı alacağı yönünde, davacı defterlerine göre 31.12.2020 tarihi itibariyle davacının, davalıdan olan alacağının 71.220,02 TL olduğu, davalı defterlerine göre 31.12.2020 tarihi itibariyle davalının, davacıya olan borcunun 65.854,13 TL olduğu tespit edildiği, taraflar arasındaki cari hesap kayıtlarındaki (71.220,02 TL-65.854,13 TL =) 5.365,88 TL tutarındaki farklılığın, davacının 18.03.2020 tarih ——-seri nolu 4.365,88 TL tutarlı faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmasından ve davalının hesabına “genel amaçlı —— açıklamasıyla borç kayıt edilen 1.000 TL’nin davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, dosya kapsamında davacının, 18.03.2020 tarih——– seri no.lu 4.365,88 TL tutarlı faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğine ve fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğine dair belge bulunmadığı, davacı defterlerinde 31.12.2020 tarihinde davalının hesabına borç kayıt edilen 1.000,00 TL’nin neye istinaden davalının borcuna kayıt edildiğine dair dosya kapsamında dayanak belge bulunmadığı, buna göre davacının, davalından 31.12.2020 tarihi itibariyle 49 adet fatura ile 507.854,13 TL bedelli mal ve hizmet satışı yaptığı, bu süreçte davalından 442.000,00 TL ödeme aldığı ve davacının, davalından 65.854,13 TL alacaklı olduğu, davacının 65.854,13 TL alacağına talebe bağlılık ilkesi gereği yıllık 969 ve değişen oranlarda yasal faiz yürütülebileceği bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada alınan rapor, davacı tarafın ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; her iki tarafın ticari defterlerinin incelendiği, taraf defterlerinin usulüne göre tutuldukları, Her iki taraf ait ticari defterlerinin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdikleri ile —— onaylı e-beratların yasal süresi içerisinde alındığı, gerek davacı gerekse davalı ticari defterlerinde davacının davalıdan 65.854,13 TL alacaklı olduğunun görüldüğü, ticari defterlerin bu miktar itibariyle davacı lehine delil niteliğinde bulunduğu görülmektedir. Taraflar arasındaki cari hesap kayıtlarındaki (71.220,02 TL-65.854,13 TL =) 5.365,88 TL tutarındaki farklılığın, davacının 18.03.2020 tarih —–seri nolu 4.365,88 TL tutarlı faturasının davalı defterlerinde kayıtlı olmasından ve davalının hesabına “genel amaçlı —– açıklamasıyla borç kayıt edilen 1.000 TL’nin davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, dosya kapsamında davacının, 18.03.2020 tarih —— seri no.lu 4.365,88 TL tutarlı faturanın davalı tarafa tebliğ edildiğine ve fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğine dair belge bulunmadığı, davacı defterlerinde 31.12.2020 tarihinde davalının hesabına borç kayıt edilen 1.000,00 TL’nin neye istinaden davalının borcuna kayıt edildiğine dair dosya kapsamında dayanak belge bulunmadığı, dolayısıyla aradaki cari hesaplardaki 5.365,87-TL’lik farka ilişkin davacının mal ve hizmet verdiği ve alacaklı olduğu ispatlanamamıştır. Davacının talep ettiği 45.570,01-TL vade farkına ilişkin, vade farkı faturasının taraflarca itirazlı olduğu, vade farkına ilişkin taraflarca yapılmış bir sözleşme bulunmadığı, vade farkına ilişkin taraflar arasında uygulanan bir teamülün bulunmadığı görülmektedir. Dolayısıyla vade farkına ilişkin davacının kesmiş olduğu bu fatura dolayısıyla alacaklı olduğu hususu ispatlanmamıştır. Usul ve yasaya uygun bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.Davalının kötü niyet tazminatı talebinin, reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyetli olduğuna ilişkin kanaat oluşturacak nitelikte bilgi ve belge bulunmaması sebebiyle şartları oluşmadığından REDDİNE, dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2——- Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 65.854,13 TL asıl alacak üzerinden yasal faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 65.854,13 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
5-Karar tarihinde alınması gerekli 4.498,49-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.403,01-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.095,48-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 977,000 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 553,17-TL ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.403,01 TL peşin harç giderinin toplamı 1.936,18-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli ——-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——- bütçesinden ödenecek 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 520,24-TL’nin davalıdan, 799,76-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.