Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/367 E. 2022/271 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/367
KARAR NO: 2022/271
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (HİZMET SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 11/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; —— firması ile iş ilişkisi içinde olduğu, iki şirket arasında birtakım malların taşınması hususunda anlaşma yapıldığı, bu anlaşma gereği davacı müvekkil şirket tarafından davalı şirkete söz konusu taşıma hizmeti verildiği, bu hizmete binaen kesilen faturanın ve anlaşmanın gereği olan ödeme ise borçlu – davalı şirketçe ödendiği, müvekkil şirket yetkilileri ile davalı şirket yetkilileri arasında uzun süren güvene dayalı bir iş ilişkisi mevcut olduğundan faturalı olarak cari hesap üzerinden çalıştıkları, davalı şirket, ara ara ödeme yapsa da —- tutarındaki faturalardan bakiye borcunu ödemekten imtina ettiği, borcun davalı şirketçe —- kısmen ödeme sonrası kalan bakiyesi olan ——olup ödenmemesi nedeniyle davacı müvekkil şirketçe yasal yollara başvurulduğu, müvekkilin fiili ödeme tarihli kur üzerinden başlatmış olduğu icra takibine davalı şirket, daha önce —- kısmi ödeme yaptığı fatura borcuna ilişkin haksız ve mesnetsiz olarak süresinde itiraz ederek takibi durdurduğu, kısmi ödeme yaparak faturaları ve karşılığında aldığı hizmeti zımnen ve hukuken kabul eden davalı şirketin varlığını bildiği ve temerrüte düştüğü borca ilişkin başlatılan icra takibine karşı yaptığı itiraz yalnızca alacaklı-davacı şirketi oyalamak ve borcun ifasını geciktirmekten ibaret olduğu, borçlunun haksız ve dayanaksız itirazının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, borçlunun %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin borçlu-davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—— sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait —- yılları ticari defterleri üzerinde —- tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): —— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, davacının —– yıllarına ait ticari defterleri üzerinde —– marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. —- bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile davacının defterlerinin incelenmesi neticesinde (tamamıyla inceleme günü tarafıma sunulan davacı defterlerinden hareketle) taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmamasına rağmen, birbirlerindeki alacaklarını ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden çıkacak bakiyeyi isteyebilecekleri açık cari hesap olarak çalıştıkları anlaşılmaktadır. Davacı yana ait incelenen — yıllarına ait ticari defterlerinde davalı yan —- arasında bir ticari ilişkinin mevcut olduğu görülmüştür. Davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yan ile arasındaki ticari ilişkinin —- kodunda takip edilmekte olduğu, davacı yan tarafından düzenlenen —- bu hesabın borcuna, yapılan ödemelerin bu hesabın alacağına kaydedildiği tarafımıza sunulu muavin defterinde görülmüştür. Dava Dosyasına —- Davacı yan tarafın dava dosyasına sunulan davalı yana düzenlenen e- faturaların toplam — faturaların davacı şirket tarafından davalı— unvanına düzenlenmiş olduğu, fatura muhteviyatının —-, — işlemlerinden oluştuğu, faturaların e-fatura olması nedeni ile —– davalı yana iletildiği, e-faturalar üzerinde vade tarihinin fatura tarihleri ile aynı gün olduğu, davalı yan tarafından faturalara — gün içerisinde itiraz edildiğine dair belge bulunmadığı, faturaların usulüne uygun olarak düzenlendiği görüldüğü, Davaya konu faturalar üzerinde yapılan incelemeler sonucunda; Davacı yan tarafından düzenlenen —–, elektronik fatura uygulaması üzerinden —— tabi tutulduktan ve alıcısının posta kutusuna başarılı şekilde iletildikten sonra uygulama kılavuzlarında belirtilen sistem yanıtı alıcı tarafından dönülmekte olduğu, bu sistem yanıtları, uygulama yanıtı şeklinde iletilen —— yanıtları ile farklılık arz ettiği, sistem yanıtlarının elektronik belgenin alıcının posta kutusuna elektronik olarak güvenli bir şekilde iletilmiş olduğunun tespiti açısından sistem tarafından otomatik olarak üretilirken, uygulama yanıtları alıcı tarafından —— faturanın içeriğini kabul veya red etmek amacıyla oluşturulan ve elektronik imza mahiyetindeki mali mühür ile imzalanan elektronik bir belge mahiyetindedir.—- yılında düzenlenen ——- adet faturanın ticari e-fatura olarak düzenlenmesinden dolayı mali mühür ile imzalı elektronik bir belge üreten yapıyı barındıran ——yanıtı dönülebileceği veya TTK md.18’de belirtilen yöntemler ile faturaya itiraz edilmesine ilişkin olarak TTK md.21’de belirtilen —–günlük süresi içerisinde itiraz edilebileceği, ancak dosya içerisinde davalı tarafından itiraz edildiğine ilişkin bir belge olmadığı, iş bu faturanın usulüne uygun olarak düzenlendiği sonuç ve kanaatine varıldığı, davacının defter incelemesi neticesinde; davacı yanca yevmiye defterinde oluşturulmuş açık cari hesap dökümü aşağıda göründüğü gibidir. Davacı yanca —-yıllarında yevmiye defterinden oluşturulmuş açık cari hesap dökümleri aşağıdaki gibidir.
Davacının—- defter incelemesi neticesinde; Taraflar arasında ki ticari ilişkinin — tarihinde — başladığı, — tarih itibariyle davacının davalıdan— alacaklı olarak gözüküp, bakiye tutarının — yılına devrettiği görülmüştür. Davacı yanca—- yevmiye defterinden oluşturulmuş açık cari hesap dökümü aşağıdaki gibidir. Davacının — defter incelemesi neticesinde; —-yılından devir gelen — bakiye tutarı olduğu, —- tarihinde davalı yan tarafından —- havale işlemi yapıldığı ve — tarih itibariyle — davacının davalıdan alacaklı göründüğü görülmüştür.—- formları yönünden yapılan incelemeler; dosya münderecatında bulunan —–sayılı cevabi yazı ekinde davacı yana ait —– formlarında davalı yanana düzenlemiş olduğu — üzeri satış beyanlarının aşağıdaki gibi olduğu, davacı yan tarafından — yılında davalı yana düzenlemiş olduğu —- tutarlı faturayı —-beyan ettiği, dosya münderecatında bulunan — cevabi yazı ekinde Davalı yana ait —formlarında davacı yanın düzenlemiş olduğu — üzeri alış beyanlarının aşağıdaki gibi olduğu, davalı yanın davacı yan tarafından ——- yılında davalı yana düzenlemiş olduğu —– tutarlı faturayı—- beyan ettiği, netice itibariyle; tamamıyla davacı defterlerinden hareketle davacı şirketin davalı şirketten kendi defterlerine göre takip tarihi itibariyle —–alacaklı olarak görülmektedir. Davalı taraf inceleme günü incelemeye katılmamış ve ticari defterleri de sunulmamış olduğundan, davalı taraf defterleri üzerinde davaya konu ihtilafa yönelik olarak bir inceleme gerçekleştirilememiştir. Raporumuz içerisinde yapılan açıklamalar muvacehesinde, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yana ait incelenen ticari defterleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın —tarihinde borçlu aleyhine —- kalan alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunmaktadır. Davacı şirkete ait —– yıllarına ait tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı taraf inceleme günü incelemeye katılmamış ve ticari defterleri de sunulmamış olduğundan, davalı taraf defterleri üzerinde davaya konu ihtilafa yönelik olarak bir inceleme gerçekleştirilememiştir. —- yılında düzenlenen —- adet faturanın ticari e-fatura olarak düzenlenmesinden dolayı mali mühür ile imzalı elektronik bir belge üreten yapıyı barındıran —– yanıtı dönülebileceği veya TTK md.18’de belirtilen yöntemler ile faturaya itiraz edilmesine ilişkin olarak TTK md.21’de belirtilen——- günlük süresi içerisinde itiraz edilebileceği, ancak dosya içerisinde davalı tarafından itiraz edildiğine ilişkin bir belge olmadığı, iş bu faturaların usulüne uygun olarak düzenlendiği, davacı yan tarafından — yılında davalı yana düzenlemiş olduğu ——- beyan ettiği, davalı yanın da davacı yan tarafından — davalı yana düzenlemiş olduğu —- beyan ettiği, rapor muhteviyatında açıklamalar ışığında davacının davalıdan —– takip tarihi itibari ile hesap bakiyesi tutarı olan ——- alacaklı gözüktüğü bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, tarafların ——— örtüştüğü, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan —- alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2—– Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin —–üzerinden takip tarihinden itibaren devlet bankalarınca bir yıl vadeli euro mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan ——- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanarak davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar tarihinde dava tarihi döviz kuru üzerinden hesaplanarak alınması gereken 641,38-TL harçtan peşin yatırılan 94,80-TL harcın mahsubu ile 546,58-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 900,00 TL bilirkişi ücreti ve 59,00 TL müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 959,00 TL yargılama gideri ve 94,80 TL harç toplamı 1.053,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.22/04/2022