Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/358 E. 2022/39 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET
ESAS NO : 2021/358
KARAR NO: 2022/39
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
HARCA ESAS DEĞER : 89.465.600,00-TL
DAVA TARİHİ: 09/06/2021
İŞLEMDEN KALDIRILMA TARİHİ: 26/01/2022
KARAR TARİHİ: 04/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasında dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı dava dilekçesinde özetle;——- ——— açısından dosya muhteviyatında mevcut unsurların hukuki himayesi bağlamında her türlü yasal takdiri kanıt, delil ve ispata dayalı belgelerle lehte desteklenerek, davaya esas dayanakları ayrıntısıyla başlıklar altında tasnif edilmiş olarak açıkça vurgulanan hak ve kazanımlara ilişkin gerekli şart ve koşulların oluşması bakımından hukuki ilişkinin varlığı sübut olup, amacı doğrultusunda yeterlik sağladığı görülmekte ve halihazırda hukuk kuralları tarafından haklı bulunan —– haklar olduğu ve bu konuda menfi yararın bulunması nedeniyle, 6100 Savılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 107. Maddesi gereğince ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 1482.11. Maddesi gözetilerek istem talebi süresi içerisinde ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu 33. Madde hükmü gereği Nispi Harç tutarından muaf tutularak ve ——— kapsamında; Sigortacının varlık nedeni olan Sorumluluk hukukunun genel esası gereği, Sorumluluk sigortaları kapsamında “mahkeme kararıyla borçlu olduğu belirlenen davalının, ———kapsamında doğan yükümlülüklerini ve sahip olduğu ilgili sorumluluk hükümlerini ifa etmekle mükelleftir” ilkesi doğrultusunda, davalı sigortacının Sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ifa etmesi için Sigortacının “Zarar görenle ilişkide ifa yükümlülüğü” başlıklı —– öngörülen hükümler gereği, yukarıda hesap edilen —–doğan —–olan alacağın davalı taraftan tahsil edilerek —- —– huzurunda davalı ——- uyarınca alacak davasının kabulüne, ——– açılmış olan tazminat davasının yargılaması sonucunda, dosya muhteviyatında mevcut her türlü yasal takdiri kanıt, delil ve ispata dayalı unsurlar ışığında ve —- değerlendirilmesinde; davaya konu somut olayın — sonucu meydana geldiği ve ——- sayılı gerekçeli karar ilamı lehte kesinleştiğinden; ——- yayımlanan DENİZ ALACAKLARINA İLİŞKİN —— SİGORTALANDIRILMASI VE DENETLENMESİ HAKKINDA YÖNETMELİK —— hakkında uygulanacak usûl ve esasları düzenleyen ——- yayımlanan ——- tarihli DENİZ ALACAKLARINA KARŞI MESULİYETİN SINIRLANDIRILMASI HAKKINDA——–TARİHLİ MİLLETLERARASI SÖZLEŞME ——–bendinde öngörülen —— vasfına haiz olarak ve —- bendinde öngörülen hüküm — sıfatı ile Alacaklı vasfına haiz olarak;——- Hakkına istinaden ———-Maddesinde öngörülen hüküm gereği, ————- MİLLETLERARASI ANDLASMALAR MÜFREDATINDAKİ DENİZ ALACAKLARINA KARŞI MESULİYETİN SINIRLANDIRILMASI HAKKINDA — TARİHLİ KONVANSİYONU’ TADİL EDEN — PROTOKOL HÜKÜMLERİ ——- öngörülen hükmün esasına göre —–işletilerek, —- meydana geldiği— esas alınıp — üzerinden işlem yapılması sonucu hesap edilen ——- fazlaya ilişkin Haklarım saklı kalmak suretiyle;—- bakımından değerlendirdiğimizde, —–bulunmasından dolayı —– hakkına haiz olarak, —- uygulama alanının genişletilmesine ilişkin —-a) bendinde öngörülen hükmün,—- bendinde öngörülen hüküm ile karşılık bulduğu, bu suretle—- kapsamında ve avnı——– öngörülen hükmün usul ve esasına göre işletilerek ve ——- meydana geldiği —- esas alınıp—- üzerinden işlem yapılması sonucu hesaplanan — tutarında muaccel olan —- nezdinde aksi bir görüş ya da karar belirtilmedikçe, ——meydana geldiği — tarihi itibariyle işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte, —– Maddesinde öngörülen hükümler gereği davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini ve tarafıma ödenmesine, mahkeme tarafından resen yapacağı tahkikat ve incelemeler sonucu uygulanan işlemlerde usul ve esasa ilişkin herhangi bir işlem hatası ya da uygunsuzluk tespiti durumunda, Mahkeme tarafından tayin edilecek ———– hakkına haiz —– olarak,—— kapsamında işlem yapılarak tam ve kesin şekilde Tespit olunan —- tarihi itibariyle işleyecek ve hesaplanacak yasal faizi ile birlikte —– öngörülen hükümler gereği davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesini ve tarafıma ödenmesine karar verilmesini,—— yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili Mahkememize verdiği cevap dilekçesinde;—- tarihli tensip tutanağının — numaralı ara kararında da belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlık arabulucuya tabi olup, arabulucuya başvurulmuş olması dava ——- edilebilmesi için dava şartı olduğunu, herhangi bir kabul anlamına gelmemekle birlikte bilindiği üzere, TTK’nun —- düzenlenen sigortaya ilişkin hususlardan doğan özel hukuk uyuşmazlıkları mutlak ticari dava olduğunu, bu davalarda tarafların tacir sıfatına sahip olması ve uyuşmazlığın ticari işletmelerine ilişkin olması ayrıca aranmayacağını, bu bağlamda, yine bilindiği üzere, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk ——- maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü havi olduğunu, huzurdaki davanın ikame edilebilmesi için arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olup, davacı tarafça —- tarihli tensip tutanağının —— numaralı ara kararında belirtildiği üzere, — kesin süre içerisinde arabuluculuk son tutanak aslı veya onaylı bir suretini verilen kesin süre içerisinde sunamaması halinde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş olup, işbu tensip tutanağı davacı tarafa —– tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacıya verilen bir haftalık kesin süre içerisinde davacı tarafça arabuluculuk son tutanağının sunulmadığını, huzurdaki haksız ve hukuka aykırı davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, her ne kadar davacı taraf ——- maddesi uyarınca harç ödemekten muaf olduğunu idda etmişse de, davacının işbu iddiaları haksız ve mesnetsiz olduğunu, her halükarda huzurdaki davanın —— numaralı ara kararı uyarınca başvuru harcının ve peşin harcın davacıya verilen iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmamış olması sebebi ile HMK 150. Maddesi gereğince harç tamamlanıncaya kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, — tarihli tensip tutanağının — numaralı ara kararı ile davacı tarafa — başvuru harcı ve —- gereğince iki haftalık kesin süre içerisinde mahkeme veznesine yatırmasına aksi halde HMK 150. maddesi gereğince dava dosyasının harç tamamlanıncaya kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiğini, davacı tarafça işbu tensip zaptı——- tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen verilen iki hatalık kesin süre içerisinde harçların yatırılması bir yana bir de iki haftalık kesin süre geçmeden anılı ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, mahkememiz tarafından verilen ara kararı ile davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilmiş olup, işbu iki haftalık kesin süre içerisinde harçların yatırılmaması halinde dosyanın işlem kaldırılacağı dolayısıyla hükmün sonuçları da davacıya ihtar edildiğini, davacıya verilecek ikinci bir kesin süreye tarafımızın muvafakatinin bulunmadığının dikkate alınması, huzurdaki dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesini, zira, her ne kadar davacı taraf —- ödemekten muaf olduğunu iddia etmekteyse de söz konusu kanunun——- mahkemeleri tarafından işçiler lehine hükme bağlanmış olan hak ve alacakların takibinde işçilerden hiç bir harç alınmadan gerekli işlem yapılır. Bu harçlar işçi haklı çıktığı takdirde takip sonunda hesap edilerek ayrıca bir hükme hacet kalmadan borçludan tahsil olunur…” hükmünü havi olup, söz konusu hükümden de anlaşılacağı üzere bu hüküm yalnızca iş mahkemeleri tarafından işçiler lehine hükme bağlanan hak ve alacakların takibinde işçilerden hiçbir harç alınmayacağına ilişkin olduğunu, ancak, ortadaki herhangi bir icra takibi bulunmadığından söz konusu kanun hükmünün uygulama alanı bulmayacağı işbu hükmün dava konusu olaya uygulanmayacağı açıkça ortada olduğunu, ayrıca, her ne kadar davacı taraf —–hükmü uyarınca da harç ödemekten muaf olduğunu ileri sürmüşse de önemle belirtmek isteriz ki söz konusu hükmün harçtan muafiyet ile ilgili herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, söz konusu hüküm teminat ile ilgili muafiyete ilişkin olarak düzenlenmiş bir hüküm olduğunu, ancak, dava konusu olaydaki uyuşmazlık teminat ile ilgili olmayıp, harçtan muaf olup, olmamaya ilişkin olduğundan huzurdaki davada uygulama alanı bulmasının mümkün olmadığını, zira, —— mahkemeler tarafından verilecek ihtiyati haciz kararlarında —– adamlarının teminat yatırmaktan muaf olduklarına ilişkin bir hüküm olup, harç ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, hüküm çerçevesinde de davacının harç yatırmaktan muaf olduğunun kabul edilmesi mümkün olmayıp, davacının haksız ve mesnetsiz iddialarının dikkate alınmamasını, huzurda görülmekte olan davada görevli mahkeme, —– sıfatını haiz Asliye Ticaret Mahkemesi olan—–olduğunu, dava konusu uyuşmazlık dava konusu ——– neticesinde meydana geldiği iddia olunan zararların —- kapsamında rücuen tazminine ilişkin olup, — —- kapsamına girdiğini,—– kaynaklı alacak davalarına ilişkin uyuşmazlıklar hakkında görevli mahkeme ———– belirlendiğini, —- belirtildiği üzere, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi mevcut ise, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde —–, Asliye Ticaret Mahkemelerinden bir veya birkaçı münhasıran —–diğer kanunlardan doğan —– ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirildiğini, bu bağlamda —- mahkemesi sıfatıyla görevlendirdiğini, —— dava şartları içerisinde sayılan görev mefhumuna aykırılık teşkil ettiğinden davanın usulden reddi gerektiğinden işbu davanın görev yönünden reddine, haksız ve hukuka aykırı davanın her halükarda derdestlik nedeniyle usulden reddine, davacı tarafından dava konusu —– —- aleyhine—— sayılı dosyası tahtında maddi ve manevi zararlarının tazmini zımnında dava ikame edilmiş olup, işbu davanın konusu da —– isimli ——- olarak batması neticesinde meydana gelen maddi ve manevi zararlarının tazminine ilişkin olup, dava hali hazırda —-sayılı dosyası tahtında derdest olduğunu, işbu dava dosyası nezdinde de, davacı taraf yine aynı olaya ilişkin zararlarının tazmini zımnında huzurdaki davayı ikame etmiş olup, derdestlik sebebi ile işbu davanın usulden reddine, herhangi bir kabul anlamına gelmemekle birlikte her ne kadar davacı tarafça müvekkil ——- aleyhine doğrudan dava——-edilmişse de huzurdaki dava konusu olay ve —– ile müvekkil şirketin herhangi bir ilgisi bulunmadığından ve de davacı ile arasında herhangi bir haksız fiil veya sözleşme ilişkisi bulunmadığından davanın pasif husumet yokluğundan reddine, her ne kadar davacı tarafça dava konusu —-olduğundan bahisle ve Müvekkil —- işbu sigorta kulübünün ——– olduğundan bahisle doğrudan dava ikame edilmişse de önemle belirtmek isteriz ki davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zararın tazmini için dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan —– sorumluluk sigortasında zarar görenin doğrudan doğruya dava açabileceği hükme bağlanmadığını, ayrıca Müvekkili ile davacı arasında herhangi bir haksız fiil veya sözleşme ilişkisi de bulunmadığını, müvekkilinin işbu davada davacı tarafından pasif husumet yöneltilmesi hatalı olup, huzurdaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine, dava dilekçesinde bahsi geçen—- tarihli—- karşı mesuliyetin sınırlandırılması hakkında sözleşmenin kapsamına müvekkil şirketin girmediğini, işbu sözleşme hükümlerinin müvekkil şirket bakımından uygulanması mümkün olmadığını, sözleşme hükümleri çerçevesinde müvekkil aleyhine tazminat talebinin ileri sürülmesi haksız ve abesle iştigal olduğunu, söz konusu sayılı şahısların sorumluluğu kural olarak sınırsız olduğunu, ancak bu şahıslar işbu sözleşme ile sınırlı sorumluluk savunmasına dayanma hakkına haiz kılındığını, bu bağlamda, önemle belirtmek isteriz ki, müvekkil şirket dava konusu — maliki, çartereri, yöneticisi, işleteni, kurtarma hizmeti veren şahsı ve———- veren şahısların fiilinden sorumlu olduğu kişi olmadığı gibi dava konusu ——– sorumluluk sigortacısı da olmadığını, herhangi bir kabul anlamına gelmemekle birlikte, her ne kadar davacı taraf söz konusu sözleşme hükümleri çerçevesinde tazminat hesabı yaparak işbu tazminatı talep etmekteyse de Müvekkil şirket söz konusu sözleşme kapsamına girmediğinden işbu sözleşme hükümlerinin Müvekkil bakımından uygulama alanı bulması söz konusu olmadığından davacının tazminat talebi haksız ve mesnetsiz olup, haksız davanın reddine, müvekkil şirketin ——alacaklarına karşı mesuliyetin sınırlandırılması hakkında sözleşme kapsamına girmediğine ilişkin itirazları halel gelmemek kaydı ile müvekkil şirketin ağır ihmal veya kusuru bulunduğundan bahisle işbu sözleşmedeki sınırlamalardan yararlanamayacağının kabul edilmesi de mümkün olmadığını, zira, müvekkil şirketin dava konusu hadise ile herhangi bir ilgisi bulunmadığından ağır kusur veya ihmalinden söz edilmesi de söz konusu olmayacağını, her ne kadar davacı taraf dava dilekçesinde dava dışı —–aleyhine ——sayılı ilamında donatan ——– ağır ihmal ve kusurundan sorumlu olduğunun tespit edildiğini ve işbu hükmün kesinleştiğini belirtmişse de söz konusu hüküm kesinleşmediğini,——– incelemesinde olduğunu, müvekkili —– Mahkemesindeki davaya taraf olmamakla birlikte müvekkilimizin sorumluluğuna ilişkin de herhangi bir inceleme yapılmadığını, müvekkil şirketin ağır kusurunun veya ihmalinin bulunduğundan söz edilmesi de mümkün olmadığını,——– Hükmünde belirtilen sorumluluk sınırının dava konusu hadisede uygulanmasının mümkün olmadığını, zira, davaya konu —- isimli —- —-hükmünde bahsi geçen —-olmadığını, işbu hüküm ——- düzenlenen ve —- —-için geçerli bir hüküm olduğunu, husumete ilişkin itirazlarına halel gelmemek kaydı ile davacının ihtiyati haciz talep edebilmesi için İİK’nun 257. maddesinde belirtilen ihtiyati haciz şartları oluşmamış olup, haksız ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, her ne kadar davacı taraf müvekkil şirketin menkul, gayrimenkul, bankalarda bulunan mevduatları ile üçüncü kişiler üzerindeki hak ve alacakları ve başkaca hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmişse de davacının işbu talebi haksız olup, reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek dava şartı olan arabulucuya başvurulmamış olması sebebi ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, başvuru harcının ve peşin harcın tensip zaptı ile davacıya verilen iki haftalık kesin süre içerisinde yatırılmamış olması sebebi ile HMK 150. maddesi gereğince harç tamamlanıncaya kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına, görev itirazlarının kabulüyle görevsizliğine karar verilerek dosyanın görevli olan ——– gönderilmesine, huzurdaki davanın derdestlik nedeni ile usulden reddine, müvekkil şirket bakımından davanın pasif husumet yokluğundan reddine, her halükarda davanın esastan reddine, haksız ihtiyati haciz talebinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizde açılan işbu davada, davacı ——- kararında bahsi geçen —- tarihinde —-taşırken — seyir halinde iken ——-olarak batması sonucu ölüm tehlikesi geçirdiğini belirterek işçilik haklarından kaynaklanan —-Mahkemesinde yukarıda numaraları belirtilen maddi ve manevi tazminat istemlerinin kısmen kabul edildiğinin, bu olay nedeniyle mali sorumluluk sigortası kapsamında davalının —– davalı şirketten tahsili amaçlı rücuen tazminat davasıdır.
Davacı dava dilekçesinde, harçtan muaf olduğunu belirterek harç yatırmaksızın işbu davayı açmış, Mahkememizce —-günlü tensip zaptı ile dava değeri — üzerinden nisbi peşin harç—–kesin süre içerisinde Mahkememiz veznesine yatırılması aksi halde davanın harç tamamlanıncaya kadar işlemden kaldırılacağına karar verildiği davacı yana tebliğ yolu ile ihtar edilmiştir.
Davacı —– tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz talep etmiş, Mahkememizce — tarihli ara kararı ile “Davacının Mahkememize sunduğu ve —- günlü dilekçe ile yapılan taleplerin, harcın yatırılması için davacıya tensiple verilen sürenin dolmasından sonra KARARA BAĞLANMASINA, davacının açtığı dava, harç yatırılmakla açılmış sayılacağından, harç yatırması için davacıya tensiple verilen sürenin dolmasının beklenmesine, kararın talep edene tebliğine” şeklinde karar verildiği, davacıya ve davalı vekiline tebliğ edilmiştir.
— tarihli ara karar davacı tarafından istinaf edilerek, —-ilamıyla;
“HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının ilk derece mahkemesinin —- tarihli ara kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, HMK’nın 346 ve 353/1.b.1. maddeleri uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Yine —- tarihli ara karar ile de “Davacının eksik harcı tamamlaması için — tarihli tensip tutanağının—– gereğince —- haftalık kesin süre verildiği halde eksik başvuru ve nisbi harcın verilen kesin süre içinde tamamlamadığından Harçlar Kanunun 28, 30 ve 32. Maddesi ve HMK’nın 150. Maddesi uyarınca DOSYANIN 25.10.2021 tarihi itibariyle İŞLEMDEN KALDIRILMASINA, Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren başlayarak 3 ay içinde harç tamamlanmadığı taktirde HMK’nın 150/5. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılacağının ve Mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydının kapatılacağının ihtiranı” şeklinde karar verildiği, davacıya ve davalı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının eksik harcı tamamlaması için ——-tarihli tensip tutanağının 15. bendi gereğince 2 haftalık kesin süre verildiği halde eksik başvuru ve nisbi harcın verilen kesin süre içinde tamamlamadığından Harçlar Kanunun 28, 30 ve 32. Maddesi ve HMK’nın 150. Maddesi uyarınca dosyanın —– tarihi itibariyle işlemden kaldırılmasına, dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren başlayarak 3 ay içinde harç tamamlanmadığından HMK’nın 150/5. Maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine ilişkin ——- günlü kararımıza rağmen davacı yan tarafından 3 aylık yasal harç tamamlanmasına yönelik yasal süre içerisinde harç tamamlanmamıştır.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede;Davacının gerek dava açarken yaptığı talepleri, gerekse ihtiyati haciz başvuruları, harç yatırmadan müteakip işlemlere devam edilemeyeceğinden, Harçlar Kanunu 28, 30, 32. Maddeleri gereğince verilen 2 haftalık kesin süreye rağmen harcın tamamlanmaması ve dosyanın —–günü işlemden kaldırılmasına rağmen, davacı yan tarafından Harçlar Kanunun 30, 32. Maddesi gereğince başvuru ve peşin nisbi harç yatırılmaması ve davanın bu süre içerisinde harç yatırılarak yenilenmemesi sebebiyle 6100 sayılı HMK’nın 150/1 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan işbu davanın; Harçlar Kanunun 28, 30 ve 32. Maddeleri gereğince, 6100 sayılı H.M.K.’nun 150/1-5 maddeleri uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA
2-Alınması gerekli olan 59,30-TL başvuru harcı ve 80,70-TL ilam harcı olmak üzere toplam 140.TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflar tarafından mahkemeler veznesine yatırılan gider avanstan kullanılmayan kısmın 6100 sayılı HMK’nun 333/1.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra talep halinde yatırına tarafa İADESİNE,
5-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. Uyarınca 5.100,00-TL vekâlet ücretinin DAVACIDAN TAHSİLİ İLE DAVALIYA ÖDENMESİNE,
Dair, tarafların yokluklarında verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) hafta içinde —— Adliye Mahkemesi’nin nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.04/02/2022