Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/350 E. 2022/894 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/350 Esas
KARAR NO : 2022/894

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkil davacı şirketin davalı ———- yaklaşık 9 ay öncesinden gelen ticari ilişkisi olup —-satışı ve bakımı konusunda iş yapılmıştır. Davacı şirket muhtelif dönemlerde yapmış olduğu faaliyetler satış ve teslimleri karşılığında fatura düzenlemiş fakat davalı şirket fatura bedellerini ödememiştir. Müvekkil davalı şirkete faturalara konu edilen işleri eksiksiz ve ve ayıpsız olarak tam olarak teslim etmiştir. Alacağın tahsili amacı ile davalı şirket yetkilileri ile yapılan şifahi, görüşmelerden bir sonuç alınamamış, Müvekkil iyi niyetli olarak davalının ödemeyi yapabileceği kanaati ile ilk aşamada İcra takibi başlatmış,—-. sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrine davalı taraf haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ederek takibin durdurulmasını sağlamıştır. Davalı şirket borcunu ödemek yerine takibi durdurmayı tercih etmiş, borcu ödemeyip geciktirmek ve hatta tasarrufunda bulunan malvarlığını azaltmak için süre kazanmak maksadıyla takibe ve borca itiraz etmiştir. borçlu davalı şirkete yapılan satışlar karşılığında düzenlenen faturalara —– süresinde her hangi bir itiraz yöneltilmemiştir. Davacı şirket vekilinin borca itiraz dilekçesinde bile yapılan işlemleri ve faturaları kabul ettiklerini beyan etmiştir. Davacı şirketin borca itirazı gibi faize ve borcun tüm ferilerine itirazları da mesnetsizdir. Davalı şirketin kurulan —– rağmen —olan borçları sebebi ile müvekkil şirketin alacaklarını tahsilde zorlanacağı anlaşılmaktadır. bu durum nedeniyle teminatsız olarak ihtiyati tedbir talebi zorunlu olmuştur. Açıklana nedenlet elikle teminatsız ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne, —-dosyasına yapılmış olan itirazın iptaline ve takibin devamına, %20′ den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekiline usulüne uygun tensip zaptı ekli duruşma gününün, davalıya tensip zabtı, dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir tebligatın usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkilimiz ile davacı arasında geçmişte ticari ilişki söz konusudur. Dava dilekçesinde müvekkil şirkete iş yapıldığı ve anılan işlerin eksiksiz ve herhangi bir ayıp olmadan teslim yapıldığı belirtilmiştir. Bu iddia soyut bir iddiadır. Müvekkil şirkete iş yapmaya gelen davacı firma eksik ve ayıplı şekilde iş yaptıkları gerekçesiyle Müvekkil şirkette çalışan —– çağrılmış yine tam şekilde iş yapılmadığı gerekçesiyle müvekkil şirkete bağlı çalışan —– geçmeye çalışmasına karşın konuşma sağlanamamıştır. Nitekim, eksiklik olmamasına karşın ekip yollandığı dahil soyut bir iddia olup ayıplı işteki eksiklikler giderilmemiştir. Yine davacı vekilinin dava dilekçesine ek sunduğu evraklarda—- — görüleceği üzere davacı firmanın eksik iş yaptığı, yaptığı işin ayıplı olduğu belirtlmiş bu süreç devam ettiği takdirde çalışılmayacağı vurgulanmış ve bildirilmiştir. Müvekkil firmaya yönelik tanzim edilen fatura sanki iş tam yapılmış gibi düzenlenmiştir. Bu sebeple anılan faturaya ve bu doğrultuda başlatılan icra takibine itiraz etme gerekliliği doğmuştur. Yine davacı taraf arabuluculuk sürecinde olduğu gibi haksız ve hukuka aykırı şekilde dava ile alakası olmayan hususları dosyaya sunmuşlardır. Cari hesap iddiası ve diğer dava konusu harici hususların değerlendirilmemesini talep ediyoruz. Bu süreçte dava dilekçesinde belirtildiği gibi süreci uzatma veya haksız itiraz etme durumu oluşmamıştır. Ayıplı şekilde yapılan işlere uygun bir biçimde anlaşma yapılabileceği belirtilmesine karşın basiretli tacir hükümlerine aykırı şekilde davranan davacı taraf haksız ve hukuka aykırı şekilde huzurdaki davayı ikame etmişlerdir. Ayrıca dava dilekçesinde; %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş söz konusu talep tamamen mesnetsizdir. İcra inkar tazminatına hükmedilmesi için temel koşul talep edilen alacağın likit yani belirli alacak olmasıdır. Huzurdaki davaya konu edilen ve iddia edilen alacak yargılamaya muhtaçtır. İşin eksik ve ayıplı yapıldığı tanık vs gibi delillerle ispat edilecek olup alacak kalemi belirli değildir. Bu nedenle icra inkar tazminatı taleplerinin reddi gerekmektedir. Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla; Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle; Haksız ve hukuka aykırı ikame edilen davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya tahmil edilmesine karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Mahkememizce taraf şirketlerin defterlerinin incelenmesi için mahkemede defter inceleme günü verildiği, buna ilişkin ara kararın taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, davalı tarafın defter inceleme gününe katılmadığı, defterlerini ibraz etmediği ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığı görüldü.
—- bilirkişisinin bilirkişi kök raporunda sonuç kısmında özetle:
” Davacı—-. ile davalı —– arasında mal ve hizmet satışından kaynaklı ticari ilişkinin önceki yıllardan beri devam ederek gelmesi nedeniyle cari hesap ilişkisinin bulunduğu,
Davacı taraf kanuni defterlerinin incelenmesinde; takibe konu iki adet fatura bedelinin defterlerinde kayıtlı olduğu,
” Dosya içeriği belgelerin incelenmesinden, davaya konu edilen faturaların tamamının ve taraflar arasında dava dışı olan faturaların hem davacı ve hem de davalı taraf kanuni defter kayıtlarında bulunduğunu kanıtlayan belgelerin mevcudiyeti ile alacağın varlığının kanıtlanmış olduğunun tereddütsüz olduğu,
” Davalı tarafın işlerin eksik veya malların ayıplı olduğu hakkında iddialar ileri sürmüş olmasına rağmen dosya içeriğinde bunu kanıtlayacak müspet bir belge tespit edilmediği,
” Huzurdaki itirazın iptali davasına konu—–esas sayılı dosyasına takip edilen 2 adet fatura bedelinden kaynaklı ———– alacağının bulunması nedeniyle yapılan itirazın yerinde olmadığı,
” Davacı alacaklının takipten önce borçluyu temerrüde düşürecek bir ihtarının bulunmaması nedeniyle ayrıca faiz hesaplanmasına gerek bulunmadığı,
” İnkar tazminatı taleplerinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu,” hususlarının rapor edildiği görüldü.
İtirazlar üzerine dosyanın bilirkişiye ek rapor alınması için tevzi edildiği görüldü. Bilirkişi ek raporu sonuç kısmında; “”—- tarihli kök raporumuzun tanziminden sonra, tarafların dosya kapsamına yeni bir belge sunmadıkları, Kök raporumuzda ulaşılan görüşümüzü değiştirecek mahiyette bir itirazlarının da olmadığı ” hususlarında rapor — edildiği görüldü.

İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti;Taraflar arasında ——– temini konularında ticari ilişkinin yer aldığı, davacının davalıya vermiş olduğu hizmet ve temin etmiş olduğu malzeme konulu fatura alacağının bulunup bulunmadığı, davacının vermiş olduğu hizmetin ayıplı olup olmaığı, ayıplı ise ayıp miktarının ve niteliğinin ne olduğu , ayıp ihbarını süresinde yapıp yapmadığı, davacının başlatmış olduğu takibe yapılan itirazın iptalinin gerekip gerekmediği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “—- hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu, —- sayılı takip dosyasının incelenmesinde; tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçlulya tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından süresinde borca itiraz edildiği, huzurdaki davanın 04/06/2021 tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre, itiraz üzerine takibin durduğu, davanın İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, davalıların yapılan bilirkişi incelemesinde borçlu olduğunun belirlendiği ve mahkememizce aldırılan raporun uygulama ve mevzuata göre yerinde olup hükme esas alınmaya elverişli olduğu, bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara ve faizine ilişkin açıklama ve değerlendirmelere mahkememizce de itibar edildiği ve takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten 5.817,94-TL alacaklı olduğu, davanın taraflarının—— bildirdiği, Tarafların —– birbirleriyle uyumlu olduğu, davalının verilen süre ve ihtara rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davalı tarafın işlerin eksik veya ayıplı olduğu hakkında iddia ileri sürdüğü ancak verilen kesin süre içerisinde ayıp ihbarını süresinde yaptığına dair dosyaya herhangi bir yazılı delil sunmadığı, davalını ayıba ilişkin tanık beyanlarının alındığı ancak ayıp ihbarına ilişkin yazılı delil sunmadığı anlaşılmakla ayıp iddiasını tanık delili ile ispat edemediği anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, takibin belirtilen miktar üzerinden devamına karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam 5.817,94 -TL üzerinden ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle DEVAMINA,
2-Hükmedilen asıl alacak (5.477,00-TL) %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 397,42-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 70,27-TL harçtan mahsubu ile bakiye 327,15-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile ——— ——arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1071,50-TL yargılama gideri ile davacı tarafından dava açılışta yatırılan 235,77-TL harç toplamının davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- esaslara göre belirlenen — vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı dava miktarı itibariyle kesin olarak karar verildi