Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/35 E. 2021/531 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/35 Esas
KARAR NO: 2021/531
DAVA: Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/01/2021
KARAR TARİHİ: 23/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP/DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalıların müvekkil şirketin,—- olup —- Tarihinde, şirket hisselerinin tamamını devrettiğini, —– dönemine ait sahte belge kullanımını tespit ettiklerini bu nedenle — uygulanacağını bildirmiş olup sonrasında — inceleme başlatıldığını, —— dönemlerine ait usulsüzlük ve sahtecilik tespit edildiğini, söz konusu sahte belgelerden kaynaklı vergi borcu ve vergi cezası müvekkil şirketten tahsil edildiğini, davalıların usulsüzlük tespit edilen dönemde, şirketi hisselerinin tamamına sahip olup ayrıca şirketin müdürleri olarak şirketi temsile münferiden yetkili olduklarını, davalıların şirketin hissedarı oldukları ve şirketi müdür sıfatı ile şirketi yönettikleri dönmede, usulsüz işlem yapıldığının sahte belge kullanılmış bu hususun vergi inceleme raporu ile kesinleştiğini, davalıların şirketteki hisselerini, —-Tarihinde, şu an şirket ortakları olan, — devrettiğini, davalı —değerinde ki şirket hissesinin;
a—- değerinde ki hissesini,—- yevmiye nolu —– devrettiğini,
b—- değerinde ki hissesini, —— yevmiye nolu —– devrettiğini,
c-Davalı —- değerinde ki şirket hissesinin, tamamını —- yevmiye nolu — devrettiğini, bu devrin —- karar nolu— müzekkere defteri işlendiğini, —- ilan edildiğini, Şirket hisse devrinden sonra, —– dönemine ait sahte belge kullanımı tespit ettiklerini beyan ile olumsuzluğun giderilmesine davet yazısı gönderdiğini, Müvekkil firmanın “özel esaslara ilişkin hükümlerin” uygulanmaması için düzeltme beyanı verip ödeme yaptığını, devamında —— dönemine ait vergi incelemesi başlattığını, Bu inceleme sonucu ——sayılı—— düzenlendiğini, Bu raporlara itiraz edildiğini fakat itiraz sonuçsuz kaldığını, bunun üzerine uzlaşma yoluna gidilerek vergi ceza miktarından indirim yaptırıldığını, bu süreçlerin tamamında davalıların bilgisi dâhilinde yürütüldüğünü, itirazlardan netice alınamaması üzerinden tahakkuk ettirilen borç ödenmek zorunda kalındığını, ——– yevmiye nolu tasdik edilen genel kurul kararı ile vergi cezalarının eski şirket yöneticileri, ortakları, müdürleri, imza yetkilileri, pay sahipleri, şirket yönetici ve çalışanları ve bu hususta kusur ve ihmali olan kişilerden tazmin edilmesine, bunun için, icra takibi açılması, dava açılması ve diğer bütün hukuki yollara müracaat edilmesine genel kurul kararı alındığını,Tahakkuk ettirilen işbu vergi cezaları ödendikten sonra, ödenen bedel davalılardan istenmiş davalıların ödeme yapmaması üzerine, —– sayılı dosyasından icra takibine geçildiğini, davalıların vekilleri vasıtasıyla yetki itirazında bulunduğunu, dosyanın — geldiğini, —- dosyasına da itiraz edilmiş olup takip durduğunu, bunun üzerine —– nolu dosyasından itirazın iptali davası açılmış olup, —–itirazın iptali davasının özelliğinden dolayı da başlamış ve itiraza konu olmuş icra takibinin; itirazıp iptali davasından sonra sağlanan bir genel kurul kararı ile canlandırılamayacağı kabul edilerek aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur. Elbette davacı şirketin söz konusu olan genel kurul kararını almış bulunduğundan bundan böyle aynı talebini açacağı bir tazminat davası ile ya da yeniden başlatacağı bir icra takibi ile talep etmesi mümkündür…” usulden davanın reddedildiğini, ——Tarihinde kesinleştiğini,
söz konusu kararın kesinleşmesini takiben —–Tarihinde dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, arabuluculuk sonunda da anlaşma çıkmadığını,———-Tarihinde düzenlendiğini, bu nedenlerle davalılar döneminde yapılan usulsüzlükler sebebi ile vergi dairesine ödenmiş olan toplam ——davalılardan şirket hisselerinin oranına göre ve usulsüzlüğün yapıldığı dönem itibariyle şirket yöneticisi ve şirketi münferiden imza yetkilisi olan davalıdan tahsiline, dava giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hisse devri yapılan şirketin şimdiki hisssedarlarına, davalı müvekkilllerin usulsüz işlemler yaparak ve bunu bilerek kötüniyetli bir devir yaptıklarını, bu devrin dürüstlük kurlına uymadığını, inceleme sonucu ortaya çıkan zararı tazmine yükümlü olduklarını, bu konuda bir önceki davadaki emsal dedikleri bir karar sunduklarını, sahte belgeler kullanıldığını, usulsüzlükler yapıldığını , vergi inceleme raporlarına göre bunun sabit olduğunu, kendi beyanlarına göre bir zarar rakamı belirledikleri ve buna göre toplam zararı ve de faizleri talep ettikleri görüldüğünü, böyle bir davanın görülebilmesinin ancak ve ancak şirket ve müdürüne karşı yöneltilebildiğini, dolayısı ile gelecek kayıtlarla da görüleceği üzere şirket müdürü olmayan davalı—– karşı işbu davanın yöneltilemeyeceğini, Huzurdaki davanın eski şirket yöneticilere karşı yöneltilebilmesi için TTK ya göre Anonim şirketlere özgü kurallara tabi kalacak, kabul anlamına gelmemek kaydı ile zararın öğrenilmesinden sonra—yıl içerisinde talep edilmesinin gerektiğini, vergi inceleme ve uzlaşma evraklarına göre uzlaşmanın yapıldığı tarih —– olup huzurdaki davada zamanaşımı süreleri de geçmiş olduğundan, davanın zamanaşımı yönünden de reddi gerektiğini, arabuluculuk başvurusunun yetkisiz yerde yapıldığını, davalı müvekkiller adına tebligat da yapılmadan tutanağa bağlandığını, anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, her iki davalı müvekkilin adresi —– sınırları içerisinde olmasına rağmen yetkisiz yerde arabuluculuğa başvurulduğunu, diğer yandan, anlaşamama tutanağı düzenlenirken arabulucu avukat tarafından tebligat yapıldığı ancak bila tebliğ olduğu ibaresi eklendiğini, ancak, bir önceki dava dilekçesi işbu dava dilekçeleri ile arabuluculuk evrakındaki adresler aynı olup, müvekkillere ya da muhtarlığa ulaşan bir evrak bulunmadığını, Hisse devri usulüne uygun olarak yapıldığını, hisse devri yapılmadan önce ilgili ——–borcu yoktur yazısı dahi alındığını, usulüne uygun olarak ilan edilmiş dava dosyasındaki davacı şirkete karşı davalı müvekkillerin hiçbir borcu ve sorumluluğu kalmadığını, dava dosyasına sunulan üç adet vergi inceleme raporunda da tek ve net bir tespit bulunmadığını, Mükelllef kurum yetkililerinin ifadesi aksine—— herhangi bir delil tespit edilmediğinden kaçakçılık suçuna ilişkin yapılacak bir işlem bulunmadığı şeklinde kesin rapor verildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, vergi dairesi ile uzlaşan davacı şirketin uzlaşma neticesi ödeyeceği borç —– ve bir an davalı müvekkillerin sorumluluğuna gidilebileceği düşünülse bile talep edilen tamamen kendi sorumlulukları olduğunu, yine kendi delilleri arasında yer alan davacı şirket ile vergi dairesi arasındaki uzlaşma tutanağında toplam uzlaşma konusu miktar: —— olarak belirlendiğini, dolayısı ile, söz konusu zarar ile ilgili illiyet bağı kesildiğini, bu illiyetin sona ermesinden sonra şirket müdürlerine karşı talep yöneltilemeyeceğini, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davada öncelikle husumet itirazımızın dikkate alınmasına, Devamında zamanaşımı itirazımıza göre davanın reddine, mahkeme işin esasına girecekse davanın esastan reddine, Kötüniyetle dava açan davacı şirket aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatıan hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından, deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu davada, davacı şirket, eski ortak ve şirket müdürü olan davalıların şirketteki hisselerini —– tarihinde tamamen devrederek, şirket ortaklığından ayrıldıklarını, şirket devrinden sonra, —– ait sahte belge kullanımını tespit edildiğinin bildirildiğini, bu nedenle özel esaslar ilişkin hükümlerin başlatılacağı ifade edilerek — yapılan inceleme sonucu—- dönemine ait usulsüzlük ve sahteciliğin tespit edildiği, bu nedenle şirketin — tahakkuk ettirilen vergi cezalarını ödemek zorunda kaldıklarını,——yevmiye nosu ile tasdi kedilen genel kurul kararı ile vergi cezalarını kusur ve ihmalleri olan eski şirket yöneticileri , ortakları, müdürleri ve imza yetkililerine rücuen tahsili için icra takibi yapılması, dava açılması ve diğer bütün hukuki yollara müracaat edilmesi için genel kurul kararı aldıkları belirtilerek, davalı ortak ve müdürlerden zararın tazminin talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Mahkememiz dosyasına sunulan,— inceleme raporu ile dosya içerisinde celp edilen bilgi ve belgelerden——— dönemine ait incelemenin — tarihinde başlatıldığı ve ———adet— inceleme raporu düzenleyerek itirazlar sonuçsuz kaldıktan sonra tahakkuk ettirilen cezaların — tarih ,—- tarihlerinde — halinde toplam —– olarak ödendiği tartışmasıdır.
Mahkememiz tarafından dosya içerisine celp edilen——-kayıtlarına göre , şirket hisselerini ,
a—- değerinde ki hissesini,—– yevmiye nolu —– devrettiği,
b—-değerinde ki hissesini, — yevmiye nolu —- devrettiği,
c-Davalı— değerindeki şirket hissesinin, tamamını—- yevmiye nolu—— devrettiği, bu devrin —-müzekkere defteri işlendiği, —–edildiği, dava konusu tahakkukların dayandığı eylemlerin davalıların dava dışı—– kurucu ortak olarak ana sözleşmede yer alan ortaklar ve davalı —— tarihli şirket ana sözleşmesi ve bunun ——tescil edildiği—— tarihinden itibaren şirketin müdür ve kurucu ortakları olduğu dosya kapsamı ve —–gelen bilgiler ile belirlenmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede;
Mahkememizde açılan işbu davaya, davalılar vekilini verdiği cevap dilekçesinde husumet ve zaman aşımı itirazlarında bulunulduğu ve cevap dilekçesinin süresinde sunulduğu tespit edilmiş olup öncelikle husumet sonrasında zaman aşımı itirazlarını değerlendirilmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Davalı —– yetkili müdür olmadığından bahisle, husumet itirazında bulunmuş ise de yukarıda incelenen——kayıtlarına göre şirketin kurucu ortağı olduğu , bu nedenle şirket tarafından limited şirketlere uygulanan 6102 sayılı TTK’nın 644/1-a maddesi atfiyle TTK 553 ve 555 maddeleri gereğince şirket kurucu ortağı sıfatını taşıyan şahıslar aleyhine de sorumluluk davası açılabileceği belirlendiğinden, davalı yanın husumet itirazının reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davalıların zaman aşımı itirazları yönünden yapılan incelemede;
Dava konusu, davacı şirketin davalıların eylemi ile oluşan zararın tazminine ilişkin, yapılan ödemeye yönelik başlangıçta —–sayılı dosyasında vergi cezalarının ödenmesine ilişkin makbuzlar dosyaya sunularak davalılar aleyhine — tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı , borca itiraz üzerine — sayılı dosyada —— tarihinde itirazın iptali davası açıldığı, mahkemece, ” davacı şirketin işbu davayı açabilmesi için 6102 Sayılı TTK’nın 479/3-c maddesi gereğince şirket genel kurulunca, sorumlular aleyhine dava açılması yönünde karar alınması gerektiği halde, işbu dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığı, icra takibine dayalı işbu itirazın iptali davasında , takip yapıldığı tarihte dava şartını var olması gerektiği, sonradan dava şartının tamamlanamayacağı” gerekçesi ile davanın reddedildiği ve kararın —– tarihinde kesinleştiği tartışmasızdır.
Davacı tarafından mahkememize işbu sorumluluk davası, —— tarihinde açıldığı tartışmasız olup davalıların süresinde zaman aşımı itirazında bulunduğu tartışmasızdır.
6102 sayılı TTK’nın 560. Maddesinde ,sorumluluk davalarında uygulanması gereken zaman aşımı süresi, “Sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkı davacını zararı ve sorumluluğu öğrendiği tarihten itibaren 2, her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren — yıl geçmekle zaman aşımına uğrar. Şu kadar ki bu fiil cezayı gerektirip TCK’da daha uzun dava zaman aşımına tabi bulunuyorsa , tazminat davasına bu zaman aşımı uygulanır.” şeklinde düzenlemeleri içermektedir.
6098 sayılı TBK’nın 154. Maddesinde zaman aşımın kesilmesi düzenlenmiş olup, alacaklının dava ve defi yoluyla mahkemeye başvurması, icra takibinde bulunması zaman aşımını kesen sebepler yasada düzenlenmiş bulunmaktadır.
Dava konusu mahkememizdeki tazminata konu eylemlerin —- yılında gerçekleştiği ve dava konusu ödemenin —— tarihinde ödemenin yapıldığı ve ödemenin yapıldığı tarih itibariyle davacının borçtan ve zarardan kesin olarak bilgi sahibi olduğu, kaldı ki vergi raporları ve buna dayalı tahakkukların oluşması ile borç doğuran işlemden davacı şirketin haberdar olduğu açıktır. — tarihli ödemenden sonra — takibe geçilip itirazın iptali davasının —– tarihinde açıldığı, bu tarihle kesilmekle , TTK 560 ve TBK 154 maddesi gereğince yeniden başlayan —- yıllık zaman aşımı süresinin — tarihinde dolduğu,— yıllık zaman aşımı süresinin de esasen ödeme yapıldığı tarihlere göre pek çok alacak yönünden dava açılmadan önce dolmuş olduğu mahkememizce belirlenmiş olup , davanın —— tarihinden sonra açılmış bulunması sebebiyle davacı yanın davalı şirket müdür ve eski kurucu ortakları aleyhine açtıkları davanın zaman aşımına uğradığı mahkememizce belirlenmiştir.
Bu nedenle; davacı şirketin, davalı eski şirket kurucu ortak ve yöneticileri hakkında TTK 644/1/a atfiyle TTK 553 ve 555 maddeleri gereğince açtıkları sorumluluk davasına ilişkin zamanaşımı itirazının kabulü ile, TBK 154 ve TTK 560. Maddesi gereğince davanın zaman aşımı yönünden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm tesis etmek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı yanın, davalı — yönünden , husumet itirazının davalının celp edilen —– kayıtlarına göre kurucu şirket ortağı olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 644/1/a maddesi atfiyle uygulanması gereken 553 ve 555 maddeleri gereğince , şirket kurucu ortağı sıfatını taşıyan şahıslar aleyhine de sorumluluk davası açılabileceği ve zarara sebebiyet verilen dönemde işbu şahsın ticaret kayıtlarına göre kurucu ortak olduğu anlaşılmakla, HUSUMET İTİRAZININ REDDİNE,
2-Davacı yanın , davalı eski şirket kurucu ortak ve yöneticileri hakkında TTK 644/1/a atfiyle TTK 553 ve 555 maddeleri gereğince açtıkları sorumluluk davasına ilişkin zamanaşımı İTİRAZININ KABULÜ İLE,
TBK 154 ve TTK 560. Maddesi gereğince davanın zaman aşımı YÖNÜNDEN REDDİNE,
3-Karar ve ilam harcı olan 59,30- TL’nin peşin yatan 1.249,13- TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.189,83-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
7-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatırana İADESİNE,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 10.308,75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde ——— dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/06/2021