Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/34 E. 2023/784 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/34
KARAR NO : 2023/784

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2020
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisi dilekçesinde özetle müvekkilimin ipotek alacağı olduğunu oysa borcu için diğer davalı ve dava dışı kişilere farklı farklı senetler verdiğini beyan ederek borcunun 70.000,00 TL olduğunun tespitini, gayrimenkulün icra yoluyla satılması halinde yatan bedelin dava sonuna kadar ipotek alacaklısına ödenmemesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyada bulunan mübrez belgelere ve tapu kayıtlarına göre müvekkilinin 100.000,00 TL ipotek alacağı olduğunun açık olduğunu, davacı ile diğer davalı … arasındaki ihtilaf hakkında müvekkilinin bilgi sahibi olmadığını, yine müvekkilinin bu ihtilafın taraf olmadığını, müvekkilinin diğer davalı …’den olan alacağı için davaya konu ipoteği temlik aldığını, esasen müvekkilinin diğer davalı …’den olan alacağı ipotekli alacak miktarının çok üzerinde olduğunu, müvekkilinin alacağının sadece 100.000,00 TL’lik kısmı için diğer davalı …’nin ipotek hakkını tapuda temlik aldığını, müvekkilinin davacının diğer davalı … ile olan işbu davadaki ihtilafının tarafı olmadığını, bu nedenle Mahkemenizce verilen tedbir kararına da itiraz ettiklerini belirterek, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, dava açılmasına müvekkilinin sebep olmadığından yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 70.000-TL borcuna karşılık 3 ayrı yerden kendisine takip başlatıldığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının sunduğu protokollerde de görüldüğü üzere, dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz üzerine konulmuş olan ipotek, taraflar arasında verilmiş ilk senetlere teminat olarak ve 300.000-TL bedelli verildiğini, ancak davacının bu ödemeleri yapmayınca taraflar arasında yeni bir protokol yapıldığını, davacı tarafından ödenmemiş olan senetlerin yerine yeni senet ve çekler verilerek, ipotek bedeli 100.000-TL’ye düşürüldüğünü, yapılan bu yeni protokelle ipoteğin teminat vasfının kaldırıldığını, taraflarca yapılan bu yeni protokole göre, taraflar arasındaki hukuki ilişkileri yeniden düzenlendiğini, tarafların yeni bir borç tasfiye şekli belirlendiğini ve bu belirleme içinde eskiden teminat olarak verildiğini ve 300.000-TL bedelli ipoteğin işbu defa 100.000-TL’ye düşürülerek teminat vasfının kaldırılmasına ve sadece alternatif bir ödeme yöntemi olmasına karar verildiğini, 238.500-TL tutarındaki borca 100.000-TL teminat verilmiş olması ve hatta önceden 300.000-TL bedelli olan ipoteğin 100.000-TL bedele düşürülmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu ipoteğin teminat amaçlı verildiği iddiası doğru olmayıp, ipoteğin sadece bu çek ve senetler zamanında ödenirse fek edilmesi kararlaştırıldığını, daha sonra yapılan yeni protokol kapsamında da aynı şekilde işbu yeni protokol kapsamındaki ödemenin zamanında yapılması kararlaştırılmış ve söz konusu senet de zamanında ödenmediği için, ipotek, davacının bilgisi ve sözlü onayı dahilinde diğer davalı … devredildiğini, her iki protokole göre işbu ipotek teminat değil ödeme yöntemlerinin alternatifi olduğunu, senet bedelinin ödenmesi halinde aynı anda ipotek fek edilecek ya da ipotek paraya çevrilirse senetten dolayı bir talep olmayacağını, müvekkilinin tüm bu iyiniyetine karşın davacı taraf üzerine düşen yükümlülüklerin hiçbirisi yerine getirmediğini, protokol hükümlerini sürekli olarak ihlal eden taraf olduğunu belirterek, davacının davasının reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, menfi tespit istemine ilişkindir.
Huzurdaki dava, 25/08/2020 tarihinde —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin — Esas sayılı dosyasında açılmış, anılan Mahkemenin—–sayılı 30/10/2020 tarihli kararı ile görevsizlik kararı verilmesi neticesinde Mahkememizin işbu esas sırasına tevzi olunarak yargılamaya devam olunmuştur.
Tapu kayıtları , taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir BA/BS formları, icra müdürlüğü dosyası celp edilmiştir.
Mahkememizin 12/11/2021 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Mahkememizin 15/03/2022 tarihli celsesinde taraflarca takip edilmeyen dosyanın HMK m.150 gereğince 1. Kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, davacı şirket yetkilisi tarafından yenileme talebinde bulunulması üzerine davanın kaldığı yerden devamına karar verilmiştir.
Mahkememizin 06/06/2023 tarihli celsesinde davacı vekili hazır bulunmuş ve aynı tarihli celsede duruşma günü 28/11/2023 gününe ertelenmiştir. 28/11/2023 tarihli celsede Mübaşir tarafından usulüne uygun olarak seslenilmesine rağmen davacı/vekilinin hazır bulunmadığı, herhangi bir mazeret de bildirilmediği anlaşılmıştır.6100 sayılı HMK m.150/6’da:” İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır.” hususu hüküm altına alınmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Menfi tespit istemine konu huzurdaki davada Mahkememizin 15/03/2022 tarihli celsesinde taraflarca takip edilmeyen dosyanın 6100 sayılı HMK 150.maddesi gereğince 1. Kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği, yenileme talebinde bulunulduğu ve davanın kaldığı yerden devamına karar verildiği, Mahkememizin 06/06/2023 tarihli celsesinde davacı vekilinin hazır bulunduğu ve celsenin 28/11/2023 gününe talikine karar verildiği, 28/11/2023 tarihli celseye davacı/vekilinin hazır bulunmadığı, herhangi bir mazeret de bildirilmediği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK 150/6 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)HMK m.150/6 uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-)Karar tarihinde alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcının 1.195,43-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 925,58‬-TL bakiye harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalılar vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
5-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —– Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.