Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/339 E. 2022/369 K. 03.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/339 Esas
KARAR NO : 2022/369

KARAR TARİHİ : 03/06/2022
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde ——adresinde —— davalı firma ———ürünlerini sattığını, müvekkilinin tüketici ile buluşturduğu davalı ——– Şirketi’nden tedarik ettiklerini, davalı şirket arasında ——– olduğunu, işbu sözleşme gereği Müvekkili ——– konumunda; davalı şirket ise üretici ve sağlayıcı firma konumunda olduğunu, ——–olup ——– ———— —- müvekkilin ——- davalı şirket tarafından temin edilen —– bulunması ——-davalı şirkete————- kurulduğunun ispatı niteliğinde olduğunu, sözleşmenin ——- nitelikte olup her iki tarafa da borç yüklediğini, davalı firma——–olduğu —- dağıtmakta ve Müvekkil de kendisine verilen bu ürünleri satarak tüketici ile buluşturduğunu, müvekkili sipariş vererek davalıdan ————- almış ve —– mağdur etmemek adına kendisine getirilen ———- teslim ettiğini, söz konusu ürünlerin maddi değeri —- olup işbu bedel de —- görüldüğünü, müvekkili kampanya gereği kendisine düşen borcu ifa etmişse de ne yazık ki davalı firma tarafından gereği gibi ifa gerçekleştirilmediğini, TBK hükümleri uyarınca müvekkilin uğramış olduğu maddi zararının ve kazanç kaybının tazmin edilmesi gerekirken kendilerine ——- ihtarname gönderilerek talep edildiğini, ——— tarafına gönderilen cevabi ihtarnamede yapılan satın almalar ile girilen—- büyük ve orantısız fark içerdiği tespit edildiğinden kısıtlamaya gidildiği belirtildiğini, Müvekkilinin söz konusu kısıtlamadan haberi dahi olmadığından —- gelen müşterilere —-karşılığında —- verdiğini, —– davalıdan karşılığını alamaması neticesinde de —- getirmiş olduğu —- katlanmak zorunda bırakıldığını, açıklanan nedenlerle davalının girilen —- kadar olmasa da yapılan satın alımlar —— dahi ödememiş olması kendisinin kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, bu hususta hem Tük Borçlar Kanunu’na hem de Türk Medeni Kanunu’nda yer alan dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, davalı yana vermiş—– Müvekkile teslimi; bu mümkün olmadığı takdirde 15.940,80-TL tutarındaki alacak ödeme tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından dava dilekçesinde; davacı ile davalı müvekkil şirket arasındaki—— teslimi, teslimi mümkün olmaması halinde ise 15.940,80-TL bedelinin ödenmesi talep edildiğini, davacının talepleri tamamen sebepsiz zenginleşme amacına yönelik herhangi bir dayanağı olmadığını, davacı ile davalı —- arasında —-veya diğer herhangi bir sözleşme mevcut olmadığını, davacı vekili dilekçesinde davalı müvekkil şirket ile aralarında —– olduğunu ifade etmiş ve bu sözleşmenin aslında mevcut olmadığını bildiği için de —- sözleşmesinin şifahen kurulduğunu beyan ettiğini, davacı vekilinin de aslında açıkça ikrar ettiği üzere taraflar arasında yazılı herhangi bir sözleşme bulunmadığını, tacir olan müvekkil şirketin şifahi sözleşme yapması da mümkün bulunmadığını, davacı vekili dava dilekçesinde —-karşılığında ise tüketicileri —- teslim ettiğini iddia ettiğini, davacının müvekkil şirketten satın aldığı——— verdiğini iddia ettiği bedelsiz ————–oldukça büyük bir fark olduğunu, davacı —– ürün vermekte olduğunu, bu ürünleri müvekkil şirketten satın almadan veya tedarik etmeden nasıl olup da tüketicilere bedelsiz olarak verdiğini izah edemediğini, herhangi bir usulsüzlüğe meydan vermemek için tüm satış noktalarının satın aldığı ürünler ile bedelsiz olarak talep ettiği ürünler karşılaştırılmakta olduğunu, satın aldığı üründen daha fazla ——— noktalara yine de bedelsiz ürünler verilmekte olduğunu, davacıda olduğu gibi piyasadan —–toplanarak ve satın alınan ürün —-ürün verilmesi taleplerinin kabul edilmesinin haklı herhangi bir gerekçesi bulunmadığını, davacının usulsüz ve sebepsiz zenginleşmeye yönelik taleplerinin ve açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Dava, sözleşmeye aykırı haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davalının tacir araştırmasına —— sonucunda; davacının gerçek — bulunmadığı,———- olarak işletme hesabına göre defter tuttuğu, alış satış ve hasılat tutarlarının VUK’nun 177. Maddesinde belirtilen tutarları aşmadığı görülmüştür.
Sonuç itibariyle; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davacının tacir olmadığı, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya —–Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli — Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.