Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/335 E. 2021/925 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/335 Esas
KARAR NO: 2021/925
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/05/2021
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkil ile davalı-borçlu şirket arasında kitap satışı gerçekleştirilmiştir.—-yılından beri bu satış işlemleri devam etmiştir. Satış işlemine karşı faturalar kesilmiş, yapılan satış ve ödemeler cari hesaba yansıtılmıştır. —- ticari defterlerine de bu işlemler işlenmiştir. ——— üzerinde icra takibi başlatılmış, fakat davalı/borçlu icra takibine haksız itiraz etmiştir. Davalı-borçlu müvekkilime borçludur.Haksız ve kötü niyet ile itirazda bulunduğundan %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu faturalar —— gerçekleştiren müvekkil firma; —– için iade etmeyip bir sonraki yıl kullanmak üzere deposunda muhafaza etmiştir. —— değişeceği ilgili bir bilgi aktarmayan davacı firma yeni sezon siparişini müvekkil ilettiğinde —— ayında müvekkil firmanın fark etmesi üzerine kitap içeriğinin değiştiğini fakat iade alacağını telefon görüşmeleri ve mesajlarda müvekkil firmaya iletmiştir ayrıca konu ile ilgili maillerde mevcuttur. Fakat daha sonra konuşmalar ve yazışmaları inkar edip almayacağını iletmiştir, Takip başlattığı tutar yalnızca bu iadeyi kapsamakta olup onun dışında ödeme ile ilgili hiçbir sorun yaşanmamıştır. Bu durum okul ile müvekkil firma arasında da sorun yaşanmasına sebep olmuş müvekkil firma zarara uğramıştır. Davacı tarafından açılan usule ve hukuka aykırı davanın reddi gerekmektedir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş;
Teknik Bilirkişi sonuç kısmında:
* Davacı —– defterlerin —–uygun tutulduğu tespit edilmiştir.
*Davacı —– arasında ticari sözleşme bulunmaktadır.
* Davacı —- faaliyetleri olmadığı tespit edilmiştir.
— yıllarında davalı ve davacı borç alacak durumu
Davacı —-
Davalı —–
*Davacı—- olacak alım satım olmadığı, davacının kayıtlı olduğu—-gelen yazılarda tespit edilmiştir.—-uyumlu olduğu tespit edilmiştir.
— yılında ticari ilişkileri devam ettiği tespit edilmiş olup—–incelenmesi gereken dönem kapsamında olmadığı için tarafımdan inceleme yapılmamıştır, şeklinde rapor düzenlenmiştir.
DELİLLER
—-
—-

*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
—– dosyası uyap sistemi üzerinden celp edilmiş ve incelenmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlığın çözümü için ticari defterlerin incelenmesine karar verilerek taraflara defterlerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, taraflar defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu/ Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —— Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1):—–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Tüm Dosya Kapsamı değerlendirilriğinde; Davacı ve davalı arasında kitap satışı nedeni ile ticari ilişki bulunduğu, davacının takibe konu ettiği alacağının davalıya sattığı ve teslim ettiği kitap bedellerinin ödenmemesinden kaynaklandığını iddia ettiği, davalının kitap içeriklerinin değişmesi ve kitapların yeni sezonları ile değiştirilmesi hususunda davacı ile müvekkilinin anlaştığını ,daha sonra davacının anlaşmayı inkar ettiğini , kitapları değiştirmediğini,davacının kitapları elden çıkarmak istediğini müvekkilinin zarara uğradığını savunmuştur.Tarafların ticari defterleri incelenmiş bilimsel verilere göre hazırlanan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davacı defter kayıtlarında davalıdan —- borçlu olduğu , davacının talebiyle bağlı kalınarak davacının davalıdan —- asıl alacağının bulunduğu, davalının iddialarını ispata yarar delilin davalı tarafından dosyaya sunmadığı kanaatine varılmakla davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptaline karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut olduğunda ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.
Eldeki davada, dava konusu nakdi kredi alacağı likit (belirlenebilir) olup hükme esas alınan miktar üzerinden davacı yararına ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiştir —–
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının—— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam—– asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Karar tarihinde alınması gerekli 474,99- TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 335,93- TL harçtan mahsubu ile bakiye 139,06- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 967,50-TL yargılama giderinin ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 403,73- TL harç gideri olmak üzere toplam 1.371,23-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 5100-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ————- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/12/2021