Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/297 E. 2022/250 K. 15.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/297
KARAR NO : 2022/250

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2021
KARAR TARİHİ : 15/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine —- dosyasından başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiği akabinde —- arabuluculuk başvurusu yapılmışsa da davalı ile arabuluculuk toplantısında anlaşılamaması nedeniyle arabuluculuk süreci “anlaşamama” yönündeki son tutanakla kapatıldığını, söz konusu takibin davacı ile davalı/borçlu arasındaki cari hesap bakiyesinde davalı/borçlunun üzerine düşen cari hesap borç bakiyesini ödememesi neticesinde açıldığını, davacı firma ile davalı aralarındaki ticari ilişki münasebetiyle ödeme hususunda cari hesap şeklinde çalışmış olup, ekte sunulan cari hesap dökümü, faturalar ve ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere davalı/borçlunun;
takip tarihi itibariyle 1.180,00 TL borç bakiyesi bulunduğunu, taraflar arasındaki cari
hesap ilişkisine dayalı olarak açılan icra takibinin hukuka uygun olduğu, buna rağmen davalı/borçlunun söz konusu takibe itiraz etmesinin açıkça kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacı tarafından davalı/borçlu ile cari hesap şeklinde çalışılmış olup gönderilen ve ekte sunulan —- ilişkin davalı/borçlu yanca herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davanın kabulü ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine; yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de
davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi vermediği ve duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda — son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—- Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait — defterleri üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,—– görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, — gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir —- olup tacirdir. Davalı taraf— şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın — şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, davacının — yıllarına ait ticari defterleri üzerinde Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. — bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle;
Verilen yetki ile davacı ticari defterleri incelenmiş, davacıya ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde alındığı, —- itibariyle davacı nezdinde davalı 1.475,00 TL borçlu olarak göründüğü tespit edildiğini, Davalının duruşmalara katılmaması, cevap dilekçesi sunmaması ve yerinde inceleme talep etmemesi nedeniyle davalı nezdinde inceleme gerçekleştirilememiş olmakla birlikte, davalının takibe itirazında verilen hizmetin ayıplı olduğu belirtilmiş fakat adına düzenlenen fatura ile ilgili davalı tarafından düzenlenen herhangi bir iade faturası davacı nezdinde tespit edilememiştir. Bu durumda dosya kapsamı,—-formunun göz önünde bulundurulması neticesinde, ticari defter deliline göre Mahkemenin davacı lehinde hüküm kurması halinde, takip tarihi itibariyle davalıdan istenebilir tutarın takipte belirtildiği üzere 1.180,00 TL olabileceği anlaşılmışsa da hususla ilgili nihai değerlendirme Mahkeme takdirin olduğu, dava dosyasına konu olan somut olayda tespit edilen durumların yukarıda belirtilen gibi olduğu, bu belirtilen durumlara göre; Davacıya ait ticari defterlerin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdikleri ile — onaylı e-beratların yasal süresi içerisinde alındığı ve davacıya ait ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olduğu, davalıya Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebligat yapıldığı, buna karşın davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara da katılmadığı, davalı adına düzenlenen faturanın 5.000 TL sınırını aşmaması nedeniyle dosyaya celp edilen —- beyannamelerinin uyuşmazlığın çözümünde katkı sağlamayacağının anlaşıldığı, davalı adına düzenlenen faturaların servis hizmetine ilişkin olduğu, ayrıca servis formunun ibraz edildiği, gerek fatura gerekse servis formunun teslim alan kısımlarında ———- isimli şahsın imzasının bulunduğu, ilgili şahsın davalı ile olan bağının dosya kapsamından anlaşılamadığı, hususla ilgili nihai değerlendirmenin mahkeme takdirinde olduğu, davalının takibe itirazında verilen hizmetin ayıplı olduğu yönünde beyanda bulunduğu, buna karşın davalı tarafından düzenlenen herhangi bir iade faturasının davacı nezdinde tespit edilemediği, 20.10.2020 takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının 1.475,00 TL borçlu olarak göründüğü, ticari defter deliline göre mahkemenin davacı lehinde hüküm kurması halinde davalıdan istenebilir tutarın takipte belirtildiği üzere 1.180,00 TL olabileceğini belirtmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin sunulmamış olduğu, davacının ticari defterlerinin lehine delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 1.180,00 TL asıl alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2——sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 1.180,00 TL üzerinden yıllık 13.75 oranını geçmemek üzere takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 1.180,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile—- arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar tarihinde alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile 21,40-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan— vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 92,20 TL müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 892,20 TL yargılama gideri ve 59,30 TL harç toplamı 951,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere karar verildi.