Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/29 E. 2021/856 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/29 Esas
KARAR NO: 2021/856
KARAR TARİHİ: 26/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sözleşmede belirtilen gayrimenkullerin satın alınması veya kiralanması amacı ile söz konusu yerin sözleşme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde, gösterilen —– bulunduğu şirket veya şirket ortağı olduğu kuruluş ya da kan ve sıhri hısımları ya da doğrudan veya dolaylı irtibatta bulunanlar tarafından kiralanması durumunda, yıllık kira bedelinin —- bedel/ücret almaya müvekkilinin hak kazandığını, müvekkili, davalı şirkete — tarihli sözleşmeden belirtilen—- kiralanması amacıyla gösterdiğini, anlaşmaları gereği şirket yetkilisi müvekkilin bu hizmeti karşılığında —–bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin davalı için bulduğu ve gösterdiği depo, davalı şirket tarafından kiralanmasına rağmen, davalı şirket deponun kiralanması karşılığı hizmet bedeli olarak sözleşme ile taahhüt ettiği —–müvekkile ödemediğini, bahse konu hizmet bedelinin müvekkile ödenmesi için davalı şirkete —– tarihli ihtarname gönderildiğini ancak davalının herhangi bir cevap vermediği gibi müvekkile borcunu da ödemediğini, sessiz kalan davalı-borçlu şirkete karşı —- hizmet bedeli alacağının faizi ile birlikte tahsili amacıyla — esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlunun —- tarihli dilekçesi ile haksız ve mesnetsiz olarak yapmış olduğu itiraz sonucu, —- sayılı icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, İtirazın İptali davasını açma zorunluluğu doğduğunu talep ve beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı —-tacir olmadığını, müvekkiline sunduğunu iddia ettiği hizmetinde ticari iş niteliğinde olmadığını, davacının sunmaya vaat ettiği hizmet noktasında dahi çeşitli hilelere başvurarak müvekkilini aldattığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeni ile davanın esastan reddine karar verilmesini, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacının müvekkiline takip tutarının % 20 si oranında kötü niyet tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davacının tacir araştırmasına ilişkin —–yazılan müzekkerelere yanıt verilmiş olduğu, ilgili müzekkerelerden; —– verilen cevapta gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, —– verilen cevapta umum —- —– verilen cevabı yazı ekinde —- gönderilmiş olduğu, miktarların esnaf sınırında kaldığı görülmüştür.
Sonuç itibariyle; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davacının esnaf olduğu, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya ——-Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——- Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 26/11/2021