Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/287 E. 2022/304 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/294 Esas
KARAR NO: 2022/448
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/05/2021
KARAR TARİHİ: 28/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı tarafından —– bedelli — fatura düzenlendiğini, davalı tarafından müvekkili olan davacının—-tarihinde — açıklamasıyla —-ödemeler yapıldığını, ancak davalının bakiye —- tutarındaki borcunu ödemediğini, bu nedenle taraflarınca —- dosyasıyla genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalının —– haksız şekilde borca ve tüm ferilerine ilişkin yaptığı itiraz ile takibi durdurduğunu, davalı tarafından yapılan bu itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacının davalı şirketten alacaklı olduğunu ve bu alacağının ödenmediğinin fatura, yapılan kısmi ödemeler ve ticari defterler ile ispatlanacağını, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek davanın kabulü ile davalı borçlunun —- dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın — yönünden iptali ile takibin devamına, davalının —— %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—- dosyası —- sistemi üzerinden celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —– celp edilmiştir.
Usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, cevap dilekçesi sunmayan davalının, HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr ettiği varsayılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara —– yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi —- bilirkişiye verilmiş, —- bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir. Davalı tarafa Mahkememiz duruşma tutanağının tebliğ edilmesine rağmen defter ibrazında bulunulmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)——-Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin —– tarihli duruşma tutanağının davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça defter ibrazında bulunulmamış, —– tarafından düzenlenen bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; “…Davacı tarafın usul ve yasaya uygun tutulmuş sahipleri lehine delil olabilme niteliği taşıdığı kanaatinde olduklarını, davacının —- beyan edildiği, davalı tarafından da bu faturanın —– beyannamesinde beyan edilmiş olduğu, takip konusu fatutanın —– tutarlı e-fatura olduğu, davalı tarafa e-faturanın tebliğ edildiği ve davacı ticari kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, davacı Şirketin takip tarihi itibariyle ——asıl alacağının bulunduğu …” belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor davacı vekili ile davalıya ile tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından rapora karşı sunulan beyan dilekçesi dosya içerisinde mübrezdir.
İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından —-icra dosyasından — asıl alacak,—– üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, tüm fer’ilerine ve faize itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın —– toplam alacak üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından taraflar arasındaki alım-satım ilişkisine dayalı alacak iddiasında bulunulduğu, davalı tarafından borca ve fer’ilerine ilişkin icra takibine itirazda bulunulduğu ve ancak davacı tarafından yalnızca asıl alacağa yönelik itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın açıldığı, 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında yapılan ihtara rağmen davalı tarafından ticari defter ve kayıtların sunulmadığı, mahkememiz tarafından re’sen seçilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerinin HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu, takip konusu faturanın —- tutarlı e-fatura olduğu ve davalı tarafa e-faturanın tebliğ edildiği, taraflarca —– takip konusu faturanın vergi dairesine beyan edildiği ve davacı tarafın takip tarihi itibariyle —- asıl alacağının bulunduğunun tespit ediliği, alınan raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, her ne kadar davalı tarafından takibe konu borca itiraz edilmişse de takip konusu faturanın davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı tarafından —–bildiriminin yapıldığı ve kısmi ödeme bulunması karşısında davalının resmi kuruma yaptığı beyanının kendisini bağlayacağı ve takibe konu faturaya dayanak mal/hizmetin davacı tarafından davalıya verilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜ ile davalının —-takibe yaptığı itirazının——asıl alacak üzerinden İPTALİ ile asıl alacağa takipten sonra
ve takip talebindeki talebi aşmamak kaydı ile değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmak suretiyle takibin takip talebindeki diğer koşullar ile birlikte DEVAMINA,
2-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si tutarında olan 2.318,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Karar ve ilâm harcı olan 791,64-TL harçtan peşin alınan 137,39-TLharcın mahsubu ile bakiye 654,25-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1-2 ve A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Davacı tarafça yatırılan 205,19-TL harç ve 1.032,00-TL bilirkişi ücreti posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 1.237,19-TLyargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-)Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin e- duruşma yolu ile yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/06/2022