Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/273 E. 2021/736 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/273 Esas
KARAR NO : 2021/736

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ : 21/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ….—faaliyetini icra ettiğini, —- muhtelif tarihlerinde — tamir ve bakım ücretlerine ilişkin onüç adet faturanın toplam tutarı 135.465.48 TL olduğunu, davalı yaptırmış olduğu tamir ve bakım ücretlerinin 95.000,00 TL’sını parça parça ödediğini, kalan 40.465,48 TL bakiye bedeli bugüne kadar ödemediğini, taraflar arasında yapılan yüz yüze ya da telefonla yapılan görüşmeler sonrasında ödenmesi gereken 40.465,48 TL’nin irsaliye faturaların düzenlendiği “—– başlayan temerrüt faizinin mahkemeniz tarafından tayin edilecek bilirkişi marifetiyle hesaplanmasına ve TTK hükümleri gereğince tacir olan borçluya ait cari hesapların incelenerek bileşik faiz uygulamasının da bu hususta dikkate alınmasını ve tahakkuk edecek faiz ile birlikte ana para borcunun davalıdan tahsilini talep etme zarureti hasıl olduğunu, davalı—- faaliyetlerini davalı yukarıda bildirdiğimiz adreste sürdürdüğünü, dava değeri şimdilik kaydıyla 60.000,00 TL olarak belirlendiğini, davanın kabulüne, 40.465,48 TL Türk Lirasının her bir irsaliye faturasının düzenlendiği tarih itibariyle tayin edilecek bilirkişi tarafından ayrı ayrı tarihlerden hesaplanacak temerrüt faizi —– faizleri ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle—- olduğu firmalara sözleşmeli şekilde fatura keserek —- hizmeti sağlandığını, davacı …, müvekkili —- dava dilekçesinde, müvekkil — araç tamir ve bakım hizmetinin karşılığı olan, —- borç miktarı olduğunu ve söz konusu borcun ödenmeyen 40.465,48 TL miktarı kaldığını ileri sürüldüğünü, 60.000 TL üzerinden müvekkil şirkete karşı alacak davası açıldığını, davanın kısmi dava olarak açıldığına ilişkin bir ifade söz konusu olmadığını, davanın belirli bir bedele ilişkin açıldığı da dava dilekçesinden anlaşıldığını, dava dilekçesi incelendiği vakit kısmi dava olmadığı ve yahut belirli bir alacak talep edilmediği anlaşılacağını, harca esas bedel 60.000 TL olarak belirlendiğini, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulduğunu, dava faturaya dayalı olmakla belirsiz bir alacak söz konusu olmadığını, belirsiz alacak davası olarak açılan işbu davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddi gerektiğini,—-. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu md. 64 kapsamında, ticari defter tutmakla yükümlü olan tacir niteliğinde bir tüzel kişilik olduğunu, şirketin ticari defterine işlenmiş faturalarda, yapılan ödemeler hesaba —, davacı ..— dava dilekçesinde iddia ettiği 135.465,48 TL alacak miktarı gerçeği yansıtmadığını, ödemeler hesaba katılmadan hesaplanan toplam borç miktarı ile dava dilekçesinde ileri sürülen toplam borç miktarı arasındaki fark olan 13.825,18 TL, 09.05.2019 tarihinde düzenlenen faturanın toplam miktarı olduğunu, dava dilekçesi ekinde de sunulan, 09.05.2019 düzenleme tarihli faturanın, müvekkil şirketin ticari defterinde bulunmadığını, dolayısıyla borç miktarındaki söz konusu fark ortaya çıktığını, söz konusu faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkilinin itiraz veya iade etmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, müvekkilinin şirketin ticari defterine işlenip yapılan ödemeler hesaba katılmadan sabit olan borç tutarı 121.640,30 TL olmakla birlikte bu tutarın 41.640,30 TL kısmı ödenmemiş göründüğünü, bu borca ilişkin Müvekkil ——– davacı ….—- olmak üzere toplam 15.000,00 TL ödeme yaptığını, mevcut borçtan ödenmeyen kalan kısım 26.640,00 TL olduğunu, müvekkil şirket borcun bu kısmının ödenmediğini kabul etmekte ve ödeneceğini beyan ettiğini, söz konusu alacak davası haksız miktardan açıldığını, alacak tutarı olarak belirtilen faizsiz miktarın ödenmesi halinde davacı … tarafından, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu md. 77 uyarınca sebepsiz zenginleşme söz konusu olacağını, davanın usul ve esasdan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLER
*Tüm dosya kapsamı,
*———Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları,
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmıştır.
—– tarih—- sayılı ilamlarında ve çok sayıda benzer ilamlarda da vurgulandığı üzere;
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Somut olayda; Davacının 6102 sayılı yasa kapsamında tacir olup olmadığının araştırılması gerektiği esas olduğundan, mahkememizce de bu görüş benimsenmiş olup, uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı tartışmasız olmakla birlikte nispi ticari dava kapsamında kalıp kalmadığı hususunda sağlıklı değerlendirmelerin yapılması için, davacının bağlı bulunduğu —— olmadığının anlaşılması bakımından ayrı ayrı müzekkereler yazılmış ve müzekkere cevapları dosya içine alınmıştır.
Müzekkere cevaplarında davacının gerçek kişi ticari işletme kaydı bulunmadığı, — müzekkere cevabında davacının işletme hesabına göre defter tuttuğu ve—–gelir vergisinde mal alış satış toplamının 213 sayılı Vergi Usul Kanunu 177. Maddesi altında olduğununu bildirildiği,—-yazılan müzekkere cevabı ile ..—– —– kaydına rastlanılmadığının bildirildiği görülmüştür.
Yapılan inceleme sonucunda davacının—–artık davacının tacir olmadığı, mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya—- Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli—– Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin huzurunda, HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.