Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/270 E. 2022/275 K. 22.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/270
KARAR NO: 2022/275
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil—– yapılmasına dair —- imzalandığını, müvekkil şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin ——— sözleşme tarihinden itibaren banka havalesi ile peşin, — sözleşme tarihinden itibaren itibaren — vadeli çek ile, — sözleşme tarihinden itibaren itibaren — vadeli çek ile, — sözleşme tarihinden itibaren itibaren— vadeli çek ile— tarihinden itibaren itibaren ——- takip eden ayın — gününe kadar banka havalesi ile, ödenmesi kararlaştırıldığını, müvekkili şirketin taraflar arasında imzalanan — belirtilen sorumluluklarını yerine getirdiğini, sözleşme konusu asansör temin edilerek —-teslim edildiğini, yapılan hizmet gereği davalı firmaya ekte delillerimiz arasında bulunan —- tarihli fatura düzenlendiğini, davalı şirketin borcun ödenmesi hususunda tarafımızca yapılan bütün iyi niyetli girişimlere rağmen taraflar arasındaki ticari münasebet ve düzenlenen faturalar gereğine aykırı olarak borcunu ödemediğini, müvekkil şirket tarafından borcunu ödemesi için davalıya — ile tarafından ihtarname gönderildiğini, söz konusu ihtarnamenin — tarihinde tebliğ edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine borçlu şirket aleyhine —– icra takibi yapıldığını ve borçlu şirket zaman kazanmak için hukuka aykırı bir şekilde takibe itiraz ettiğini, davalı yanın borca ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, davalı yan borcu bulunmadığını iddia ettiğini, Halbuki düzenlenen fatura, cari hesap ekstresi, asansörün temin ve tesis edildiğini ortaya koyan teslim protokolünden de anlaşılacağı üzere davalı tarafın borçlarının bulunmadığı iddiası hukuki mesnetten yoksun ve zaman kazanmaya yönelik olup kötü niyetli olduğunu, davanın süreceği aşamalarda davalı/borçlu tarafın dava sonuna kadar emvalini azaltacağından dolayı dava değeri üzerinden gerekli görünen teminat miktarı da yatırılmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafında müvekkiller aleyhine —–sayılı dosya ile takip başlatıldığını ve bu takibe davalı müvekkiller tarafından itiraz edildiğini, bunun üzerine davacı şirketin — tarihinde arabuluculuğa başvurmuş ve görüşmeler sonucu— tarihinde anlaşma sağlanamadığına dair tutanak tutularak süreç sonuçlandığını, davacı tarafın dava dilekçesinde bahsettiği —- imzalandığını. müvekkil ticari faaliyeti süresince böyle bir kaşe kullanmadığını, davacı şirket ile davalı müvekkil —- arasında bir ticari ilişki olup fakat böyle bir sözleşme imzalanmadığını, sözleşmeye atılan imza müvekkile ait olmadığını, bu ticari ilişki gereği müvekkil davacı tarafa ödemeleri de yaptığını, dolayısıyla diğer davalı müvekkilin—–uyuşmazlığa taraf olmadığını, bu sebepten —- yöneltilemeyeceğini, ayrıca davalı müvekkil —-dava yöneltilmesinin kötü niyetli olduğunu, arz ve izah olunan ayrıca nedenler ile davanın usul ve esas itirazları doğrultusunda reddine, davacı taraf aleyhine kötü niyetli yapılan icra takibinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—-edilmiştir.
Taraflara ait —ticari defterleri üzerinde —- tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “—- Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı şirket bir ticaret şirketi olup tacirdir. Diğer Davalı gerçek kişi tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, davacının —- yılına ait ticari defterleri üzerinde —- bilirkişisi marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. — bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle;
Davacı şirket tarafından ibraz edilen —-yıllarına ait ticari defterler üzerinde yapılan incelemede açılış ve kapanış tasdiklerini yasal süreler içinde yaptırdığı ticari defterlerinin HMK 222 uyarınca sahi lehine delil teşkil vasfının bulunduğu, davalı ili tarafından tarafından —defterlerinin asılını ibraz edilmediği, bilgisayar kayıtlarından alınan noter tasdiki bulunmayan — yevmiye ve kebir defterlerinin —- ibraz edildiği durumda davalının — yılı defterlerinin HMK 222 uyarınca sahibi lehine delil vasfının bulunmadığı, davacı tarafından takip konusu yapılan — tutarındaki alacak bakiyesinin, düzenlenen —- düzenlenmesiyle birlikte yapılan ödemeler sonrası cari hesapta oluşan — alacak bakiyesinin ödenmeyen —- tutarındaki dönemdel kur değerlemelerinin cari hesaba alacak olarak yansıtılması sonucunda oluştuğu, satışa ilişkin sözleşmede tarafların — üzerinden anlaştıkları, düzenlenen faturanın —- düzenlendiği, ayrıca —-Ödemelerdeki uygulamalar maddesinde ödemenin —- yapılması halinde ödemenin yapıldığı günkü — karşılığında geçerli olacağı kararlaştırıldığından, davalı tarafından toplam —-olarak belirlenen toplam iş bedeline, ilişkin takipte itiraz etmişsede ödeme konusundaki itirazını noterlikçe tanzim ve imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile yahut bir makbuz, banka dekontu veya vesika ile ispat edememiş, takip konusu borçları ödediğine ilişkin herhangi bir ödeme belgesine rastlanılmadığından ve de ödemelerini gösterir herhangi bir delili dosyada bulunmadığından ödendiği defter kayıtları ile ispatlanabilen — dikkate alınıp hesaplama yapıldığında—icra dosyasında itirazın iptali talep edilebilecek alacak miktarı —-olarak hesaplandığı, davacı tarafından icra takibinde takip öncesi dönem için işlemiş faiz hesaplanıp talep edilmemiş, icra takibinde işlemiş faiz talebi bulunmadığı üzere bu konuda taleple bağlı kalınarak hesaplama yapılmadığı, davacının hesaplanan asıl alacağına 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereği takip tarihinden ödeme tarihine kadar——– para birimi ile açılmış yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı işleyecek faiz talep edebileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı — ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinde bulunmadığı ancak davaya konu — bedelli satış faturasının kayıtlı olduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki sözleşme davacı şirket ile — arasında yapılmış olduğu, yine davacı şirketin faturayı davalı —adına kesmiş olduğu görülmektedir. Davalı şirketin hem sözleşme hem faturaya konu dava konusu ile ilgili davacı şirketten mal ve hizmet aldığına dair bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalı şirkete karşı açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı —- davaya konu asansör temin ve tesisi hususunda sözlü olarak anlaşıldığını beyan etmekte ve söz konusu faturayı defterlerine kaydetmiş bulunmaktadır. Dava eser sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkindir. Davaya konu—— tarihinde davalı —-teslim edildiği, —tarihinde fatura düzenlendiği, — tarihinde icra takibi başlatıldığı görülmekle— zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan dava tarihi itibariyle —- asıl alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davacının icra takibini kötü niyetle başlattığına dair kanaat oluşturacak nitelikte bilgi ve belge bulunmadığından davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
1-Davalı —- karşı açılan davanın Kısmen Kabulü ile, — icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin — üzerinden takip tarihinden itibaren devlet bankalarınca euro mevduat hesabına — yıl vadeli uygulanan en yüksek faiz ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Asıl alacak olan — üzerinden takip tarihindeki kur üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı — alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davalı —- karşı açılan davanın REDDİNE,
4-Davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
5-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1.010,59-TL’nin davalı — davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanan Karar ve ilâm harcı olan 1125,26-TL harçtan peşin alınan 273,07-TL harcın mahsubu ile bakiye 852,19-TL harcın davalı —- Hazineye Gelir Kaydına,
7-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 5.976,05-TL vekalet ücretinin davalı — tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davalı ——– vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 5100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —- ödenmesine,
9-Davalı şirket vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca karar tarihindeki kur üzerinden hesaplanan 7564,95-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı —– ödenmesine,
10-Davacı tarafça yapılan toplam 1.453,50 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 1.112,80-TL ve 273,07 TL peşin harç toplamı 1385,87-TL ‘nin davalı —- tahsili ile davacıya ödenmesine,
11-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
12-Davalı — tarafından yapılan toplam 100 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre 23,44-TL’nin davacıdan tahsili ile davalı —- ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde—– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 22/04/2022