Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/256 E. 2021/506 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/256 Esas
KARAR NO: 2021/506
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 20/04/2021
KARAR TARİHİ: 14/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) dava dosyası incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kaçak/ usûlsüz elektrik tüketimi tespit tutanaklarında belirtilen——-adresindeki işyerinde, — olmadan, kesik olan enerjiyi açarak —— numaralı elektrik hattında —- numaralı sayaç üzerinden kaçak elektrik tükettiğini, bu durumun tutanak ile tespit edildiğini, davalı tarafından perakende sözleşmesiz olarak ve kesik olan enerjiyi açarak sayaçtan kaçak olarak elektriğin tüketilmesi nedeni ile tüketilen elektrik enerjisine karşılık olarak —- miktarlı kaçak elektrik tahakkuk hesabı yapılarak faturalandırıldığını, işbu bedelin takip tarihine kadarki gecikme zammının —- olduğunu, icra takibine esas gecikme zammı için tahakkuk eden —- olduğunu, dava konusu alacağın ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine—— sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu dermeyan etmiş, itirazın iptali ile takibin devamına, Mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; itirazın iptali davasının reddini savunmuş, icra takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının kötü niyet tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, usûlsüz olarak tüketildiği ileri sürülen elektrik enerji bedelinin davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5. maddesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi Mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Davalının bilanço esasına göre defter tutup tutmadığının, basit usûlde vergi verip vermediğinin, vergiden muaf olup olmadığının, esnaf – sanatkar veya tacir olarak faaliyet gösterip göstermediğinin, 1. veya 2. sınıf tacir olup olmadığının araştırılarak tespit edilmesi için —— müzekkere yazılmış, gelen cevabî yazıda davalı —- potansiyel mükellef olduğu, herhangi bir mükellefiyet kaydına, defter bilgisine ulaşılamadığının bildirildiği görülmüştür.
Davalının ——– bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere, usûlsüz/ kaçak elektrik tüketimi haksız fiildir ve kaçak elektrik tüketiminde haksız eyleme ilişkin hükümler uygulanır. Davalının ticarethanesinde kullanılan kaçak elektrik tüketim bedeli, davacı şirketçe talep edilmektedir. Davacı bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalının ticari işletme işletmekte olduğu dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Davalının —— kaydı olmadığı, defter bilgisi bulunmadığı ——- müzekkere cevabında bildirilmiştir. Davalının, ticaret odası kaydı da yoktur. Bu durumda, davalının bir ticari işletme işletmediğinin ve tacir olmadığının kabulü gerekir.
Kaçak/ usûlsüz elektrik tüketimi Türk Ticaret Kanunu m. 4 kapsamında mutlak bir ticari davaya vücut vermez. Elde mutlak bir ticari dava yoktur.
Davacı ticaret şirketi olup tacir sıfatını haizdir. Ancak, davalı tacir olmadığından huzurdaki davanın nispi bir ticari dava niteliğinde bulunduğunu söylemek mümkün değildir. Tutulan tutanaklara göre davalının bir ticarethane işlettiği görülmektedir. Davalının ticarethane işletmesi, Türk Ticaret Kanunu kapsamında ticari işletme işlettiği anlamına gelmez. ——işleten bir kişinin de ticarethane işletiyor olması ümkündür. Buradan hareketle; her ticarethane işleten kişiye tacirdir denilemez.
Sonuç itibariyle haksız fiilden kaynaklı somut uyuşmazlıkta Mahkememizin görevsizliğini, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli (HMK. m.2 uyarınca malvarlığına ilişkin davalarda genel görevli) olduğunu tespit etmek gerekmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usûlden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Davaya bakmaya —— ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——– Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNE,
4-)Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
5-)Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde görevsizlik kararı veriliğinden, kararın HMK madde 27/1-2 uyarınca taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) hafta içerisinde ———– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi..14/06/2021