Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/251 E. 2022/362 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/251 Esas
KARAR NO : 2022/362

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —ürün bedelinin bir kısmını tahsil edememiş ve taraflar arasında yürütülen görüşmelerin netice vermediğini, alacağın tahsili için icra yoluna başvuru zorunluluğu doğduğunu, davalı aleyhine ödenmeyen fatura alacağına —başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiği, itiraza ve alacağın tahsiline ilişkin —- zorunlu olduğunu, davalı ——– mukabilinde müvekkil firmadan bir kısım ürün satın almış, fakat cihaz bedellerinin — bedelini bildirimlere rağmen ödemediğini, davalı taraf hakkında başlatılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ve bu itiraz üzerine huzurdaki davanın ikamesi zorunlu olduğunu ifade ederek, davalı tarafça fatura ile satın alınan ekipman bedellerinden —– ödenmemesi sebebiyle başlatılan —olarak haksız itirazın iptali ile takibe devam edilmesine, dosya borcu likit olmakla, alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere Kötüniyet Tazminatı’na hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firmanın icra takibine konu olan—- gecikmeli olarak teslim ettiği, geç teslim edilen cihazlar —- tarihinde ilk defa devreye alınarak,—-tutulmaya çalışıldığı,—-çalışmadığından—- ve —- değişimi ile —- isteyen —-işlem yapmak istemeyen davacı şirket ——- —- kendince gidermeye çalıştığını, davacı şirketin davalı şirkete yeniden alım yapmış — değişimleri sonrasında— çalışmış, ancak bu tarihten sonrası da aynı şekilde arızalar baş göstermiş ve——- tamamen kullanılamaz hale gelmesi ile ———devam eden süreç sonunda davalı şirketin işlerinin durma noktasına geldiği, davacı şirketin kusurlu davranışlarına—- eksikliğine verimli çalışmamasına rağmen davalı müvekkil şirket aradaki ticari ilişkiyi bozmamak ve hali hazırda anlaşma yaptığı ve iş yetiştirmeye çalıştığı diğer şirketlere mahcup olmamak adına davacı … şirketinden yeniden—-almak zorunda kaldığı, davacı şirketçe bozulan ——- gösterdiği ve —- yine arıza yaptığı davacı şirket ise yine sadece ——değiştirip davalı —- zararlarını görmezden geldiği, üstüne satış bedelinden kalan bakiyeyi tahsil etmeye çalıştığı,—- zamanında vermediği, davalı şirket davacı şirketin ilk sattığı cihazların sorun ve sıkıntı yaratmaması halinde davacı şirkete sadece — ödeme yükümlülüğünde iken bu miktarı da davacı şirkete ödemiş iken yukarıda arz edilen hususlar sebebi ile davacı şirkete—bedellerini de ödediği, üstüne davalı şirketin haksız—- ödemek zorunda bırakıldığı, dava konusu fatura bakiyesinin de haksız ikinci satış sebebiyle aynı arızaları yapan cihaz için olduğu davacı şirket işbu mağduriyetlerle davalı müvekkil şirketi haksız olarak toplamda— borçlandırıp bu paranın tamamına yakınını tahsil ettiğini ifade ederek, haksız olarak açılan bu davanın reddini, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda;
Teknik İnceleme neticesinde;
-Davaya konu –yer alan mallardan — kullanım hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı, satın alma esnasında makul ve yeterli bir süre inceleme ile anlaşılamayacak olan —-rıza yapmış olup— tarihinde dava dışı —- arızasının, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi ve ekonomik eksiklikler içermesi sebebi ile ————ayıplı mal niteliğinde olduğu,
-Taraflar arasında —- yapılmış yazışmalarda sözü edilen malların, —- tarihli faturaya konu edilen üç adet mala ilişkin olmadığı,
-Dava konusu faturada ——— olduğu,
Mali inceleme neticesinde:——– tutarlı faturanın; davacının yasal defterlerinde 06.11.2019 tarihinde kayıtlı bulunduğu, davacının yasal defter kayıtlarına göre, davacının 12.03.2020 tarihinden itibaren ve dava tarihi itibariyle davalıdan olan alacağının —– olarak görüldüğü,
-Davalının yasal defter kayıtlarına göre ise; söz konusu faturanın davalı kayıtlarında —- tarihinde kayıtlı bulunduğu, davalının 30.04.2020 tarihinden itibaren ve dava tarihi itibariyle davacıya —– borçlu görüldüğü,
-Öte yandan, tarafların tuttukları yasal defter ve yardımcı defterlerin kayıt ile belgelerinin birbirlerini teyit ettikler in —- olarak yapıldıkları, dolayısıyla sahibi lehine delil niteliği taşıdıkları,
-Borçlar mevzuatına yönelik inceleme neticesinde:
-Taraflar arasında TBK m. 207 hükmünce taşınır satım sözleşmesinin kurulduğu, buna göre davacının —-, davalının da “——haiz olduğu,
-Teknik —– tarihli faturadaki —– —— olduğu; ayrıca taraflar arasında —– yapılmış — sözü edilen malların, —- tarihli faturaya konu edilen üç adet mala ilişkin olmadığı tespit edilmiş olup bu tespitlere dayalı olarak davalının, — tarihli faturadaki üç mala ilişkin olarak TBK m. 223 hükmüne göre ayıp ihbarında (bildiriminde) bulunmadığı, dolayısıyla TBK m. 223 hükmüne göre “eseri gözden geçirme ve ayıbı satıcıya bildirme—- buna bağlı olarak da TBK m. 223/1I, c. 2 hükmünce satılanın, “bu ayıpla birlikte kabul edilmiş” sayılabileceği, bu durumda da davacının, davalıdan alacaklı olduğunun kabul edilebileceği, İcra inkâr tazminatına ilişkin değerlendirmenin münhasıran Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu bildirir görüş ibraz etmişlerdir.
DELİLLER
*—— Esas sayılı icra dosyası
*Davacı şirket ticari defter kayıtları
*Taraf şirketlere ait ——
*Bilirkişi raporu
*Tüm dosya kapsamı
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yer alan ticari ilişki nedeniyle fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalinin gerekip gerekmediği, icra inkar tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarına ilişkindir.
Davacı davalının, davacıdan ———– faturaya dayalı mal satın aldığını ancak bakiye — tutarındaki satım bedelinin bildirimlere rağmen ödenmediğini, davalı aleyhine başlatılan —-esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı ise dava konusu fatura bakiyesinin haksız olarak——– aynı arızaları yapan—- için olduğunu, davacı şirketin işbu mağduriyetler ile davalı şirkete haksız olarak toplamda — bu paranın tamamına yakının tahsil ettiğini ifade etmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
— esas sayılı icra takibinde alacaklı davacı borçlu davalıdan —bedelli fatura bakiyesi olan — alacağın tahsili tarihine kadar —– işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiş, borçlu davalı ise takibe itiraz etmiş, takip durmuştur.
Tarafların ticari defterlerinin sunulması istenmiş her iki tarafta ticari defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı HMK ; Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
“Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin —– hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, —-bir kopyasını, yazılı, —-ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, — gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketidir. Davalı taraf da bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır.
Somut olayda davacı ve davalı arasında, davacı ve davalı arasında satın alma ilişkisinin bulunduğu her iki tarafın kabulünde olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasında—aracılığı ile yazışmaların yapıldığı davalının sözünü ettiği ayıplı malların 06/11/2019 tarihli faturaya konu edilen 3 adet mala ilişkin olmadığı, davalının TBK 223 hükümlerine dayandığı ancak 06/11/2019 tarihli faturadaki 3 mala ilişkin süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, delil bildirme süresi geçtikten sonra ayıp ihbarında bulunduğuna dair sözlü yargılama duruşmasında delil sunduğu, davacının sonradan delil sunumuna muafakat etmediği dolayısıyla TBK madde 223 e göre davalının eseri gözden geçirme ve ayıbı satıcıya bildirme — yerine getirmediği, satılanı ayıp ile birlikte kabul etmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların ticari defterleri incelendiğinde takibe konu —nolu faturanın davacının ve davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının defterine göre dava tarihi itibariyle davalıdan alacağının — olarak yer aldığı, davalının defterlerine göre ise — tarihinden itibaren dava tarihi itibariyle davacıya– borçlu olduğu, dava değerinin — asıl alacak olduğu, davacının talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
Alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının—dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam — asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar — mevduat hesabına — cinsinden uygulanan en yüksek faizi ile birlikte devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında ( 18.435,00-TL ) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 13.451,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.510,79 TL (icra müd yatırılan 460,47 TL) toplamı 1.971,26 TL harçtan mahsubu ile bakiye —– harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca — bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.621,80TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.510,79 TL harç toplamı 3.132,59 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli –esaslara göre belirlenen 22.233,89 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.