Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/245 E. 2023/229 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/245 Esas
KARAR NO: 2023/229
DAVA: Ticari Ünvanın Korunması
DAVA TARİHİ: 15/04/2021
KARAR TARİHİ: 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Ünvanın Korunması davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —— üretim ve ticaret faaliyetlerini hem yurtiçinde ve hem de yurt dışında yıllardır sürdürdüğü, grup şirketlerinin unvanlarında da görülebileceği gibi şirketlerinin unvanlarının çoğu —– ismi ile başladığı, —– marka hakkına sahip olmakla birlikte,——— unvanıyla yer edinildiğini, ——— yurt içi şirketlerde —–, bin beş yüzden fazla mavi yaka, yurt dışı şirketlerde ise üç yüzden fazla personel istihdam edildiğini, grup içerisinde yurt dışında 4 adet üretim şirketi, 8 adet satış şirketi bulunduğunu, Müvekkili ——–yıldır faaliyet gösterdiğini, sektörde yurt içinde lider, —— ilk beşin içinde yer ———bir şirket olduğunu, davalı şirketin ——–unvanını kullanarak yakın zamanda faaliyete başladığının taraflarınca tespit edildiğini, müvekkilinin tescilli ticaret unvanının esaslı unsuru olan ——– ibaresi altında toplanan ——- öncelikle treyler üretim, satış, satış sonrası servis hizmetleri, finansman gayrimenkul ve enerji gibi çeşitli sektördeki tüm ticari faaliyetlerinde —– ibaresini kullanıldığı sabit olduğunu, müvekkilinin——-esas unsurlu unvan ve markalarda hak sahibi olduğu hususunun —– nezdinde yapılacak sorgulamalarla da ispat edilebileceğini, davalının ——- ibaresini esaslı unsur olarak içeren ticaret unvanı kullanmasına ilişkin eyleminin, TTK’nın 52. maddesi kapsamında —— unvanına tecavüz ve TTK’nın 56. maddesi kapsamında haksız rekabet niteliğinde olduğunu, davalı ve müvekkili şirketin karayolu taşımacılığı sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının eylemleri, gerek piyasa genelinde gerekse —– faaliyet gösteren ve tedarikçisi olunan müvekkili şirket müşterileri tarafından, müvekkilinin lojistik sektöründe faaliyete başladığı izlenimine uyandırdığını, bununla birlikte davalı şirketin,——- kullandığını, müvekkilinin yıllardır kullandığı —–ad—— karşılaştırıldığında her iki ——adı arasında açık benzerlik bulunduğunu ve bu durumun karışıklığa/yanılmaya yol açtığını, müvekkili şirketin, ————- sektöründe yurt içinde en bilinen markalardan biri olduğunu, davalının —– ibaresini hem unvan hem —–adında kullanmasının iltibasa yol açacağını, hukuka aykırı eylemlerine son vermesi için davalı şirkete,—— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ——– içeren unvanın değiştirilmesini, aksi halde her türlü yasal yola başvuracağı bildirildiyse de; gönderilen ihtarnameye olumlu cevap alınamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının müvekkili şirketin unvanına yaptığı hukuka aykırı eylemin önlenmesi adına TTK 52. ve 55. maddeleri uyarınca; müvekkili şirketin ticaret unvanına ve internet —-adına, tecavüz teşkil eden eyleminin, tespiti ile yasaklanmasına, haksız kullanılan ve tescil edilen ticaret unvanının kanuna uygun olarak —– kaldırılacağı şekilde değiştirilmesine ve/veya silinmesine, davalının———ibaresinin çıkartılmasını, kararın ilan yolu ile kamuya duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ——– sürdürdüğünü, müvekkilinin, güncel gelişmeleri takip ederek sektöre emin adımlarla ——–sunduğu kaliteli hizmetle sektöre yön verme yolunda ilerlediğini, müvekkilinin, ———– yolunda gelişen dünyayı yakalayarak sektöre yeni hedefler kazandırarak, sunulan hizmeti en üst kaliteden müşteriyle buluşturmayı hedef haline getirdiğini, müvekkilinin hizmet sunduğu sektörde etkin bir role sahip olduğunu, ——– üyesi olduğunu, müvekkili şirketin; TTK ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak —— alarak —— tarihinde ——- edildiğini, müvekkili şirketin ticaret unvanında faaliyet konusuyla ilgili ayırt edici unsur bulunduğunu, müvekkilinin; ———marka isim hakkına —— sahip olmak için —– başvuru yaptığını ve bu başvurusunun askı sürecinde olduğunu,—— marka adında hak sahipliği kazanma yolunda olan müvekkilinin bu marka adına faaliyet gösterdiği hizmet alanını da ekleyerek ——— adını kullandığını,——– da markasını görünüş ve ayırt ediciliği vurgulayan imajı kullanarak unvanını ve markasını farklılaştırdığını, müvekkilinin, davacının adına tescilli markası ile herhangi bir üretim faaliyetinde bulunmadığını, davacı tarafiın marka kayıtları incelendiğinde, müvekkili ile davacı tarafin kayıtlı olduğu——— farklı olduğunu, müvekkiline ait markanın sınıfları ile davacı markanın sınıfları farklı olup, müvekkili ile davacı tarafin iştigal alanlarının da aynı olmadığını, müvekkilinin taşımacılık, nakliye, depolama,—– hizmet verirken, davacı tarafın bu sektörlerde yer almadığını, davacı tarafın unvanlarında —– unvanından sonra—— ibaresi yer alırken; müvekkilinin ticaret unvanında faaliyet alanıyla alakalı——-yer aldığını, açıkça görüleceği üzere, unvanlarda karışıklığa yer vermeyecek ve tacirlerin birbirinden ayırt edilmesini sağlayacak kadar farklı ilaveler yer aldığıni, ——- davacı taraf ile müvekkili şirketin unvanları arasında benzerlik hali ve sonraki tescilin ek almasını zorunlu kılan bir zorunluluk bulunmadığını, ek için zorunlu hal işletme adı ve işletme konusunu gösteren ilk ibarenin aynı olması halinde ek kullanılmasının zorunlu olduğunu, oysa davacı tarafın işletme adı ve işletme konusunu gösteren unvanında yer —–ibarenin —– şirketin işletme adı ve işletme konusunu gösteren unvanında yer —–ibarenin ——olduğu, müvekkili şirketin —— sonra işletme konusunu gösteren ——-ibaresinin, davacı tarafın unvanından farklı olması nedeniyle müvekkilinin ticaret unvanının tescilinin usul, esas ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın unvanının ve markasının tanınmış marka olması ihtimalinde; koşulsuz şartsız her durumda ve başvuru kapsamında tüm mal ve hizmetler yönünden kendiliğinden bir tescil engeli olacağı anlamı bulunmadığını, tanınmış markanın sahip olduğu imaj veya ünün başvuru konusu farklı mal veya hizmetlerin tümüne aktarılabileceğinin kabulü halinde, tanınmış markaya hukuken sağlanan korumadan daha fazla koruma sağlanmasını ifade edeceğini, davacı tarafın markasının ——-nezdinde tanınmış markalar arasında da yer almadığını, tanınmış markalar için farklı sınıf mal ve hizmetlerde otomatik koruma bulunmadığından davacı tarafin bu iddiasının da karşılıksız kaldığını, müvekkili ile davacı tarafın ticaret unvanı arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, müvekkilinin isim hakkının tescil aşamasında olduğunu ——— marka adına dayanarak faaliyet yürüttüğü alanda hizmet verdiğini, davacı tarafın sahip olduğu ticaret unvanına dayanarak, faaliyet yürütmediğini, farklı mal veya hizmetlerin tümünde hak iddia ederek hukuken sağlanan korumadan daha fazla koruma sağlamak gayreti içerisine girdiğini, müvekkilinin faaliyet alanını gösteren diğer ibarelere de unvanında yer verdiğini, unvanını, davacı tarafın unvanından ve diğer unvanlardan farklılaştırdığını, davacı tarafın koruma sınırının tescilli olduğu sınıflarda geçerli olduğunu, mal ve hizmet sınıflarının benzerliğinin tek başına yeterli bir kriter olmadığını, müvekkilinin ticaret unvanını TTK ve ilgili yasal düzenlemelere uygun olarak tescil ettirdiğini, müvekkili şirketin ticaret unvanının ——– başlamakla birlikte unvanda ——– bulunmasının davacı tarafın ——-müvekkili arasında iltibas yaratmaya yeterli olmadığını, müvekkilinin ticaret unvanı, marka adı, ——- olarak bakıldığında davacı tarafın ticaret unvanı ve internet sitesiyle benzerliğini ortadan kaldıracak derecede unsurlara sahip olduğunu, bıraktığı izlenim açısından davacı tarafın internet sitesi ile ilişkilendirilme gibi bir durumun söz konusu olmadığını, herhangi bir benzerlik veya iltibas durumunun mevcut olmadığının görüldüğünü, müvekkilinin basiretli bir tacir olarak Ticaret Hukuku ve ilgili mevzuat uyarınca şirketini kurduğunu, ticaret unvanını tescil ettirdiğini ve ticari faaliyetlerine bu haklarına dayanarak devam ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı taraf davalı unvanının kendi unvanına benzer olduğunu ileri sürerek ve bu bağlamda tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile —–ibaresinin davalı unvanından çıkartılmasına, değiştirilmesine ve/veya silinmesine, davalının ——- ibaresinin çıkartılmasına, kararın ilan yolu ile kamuya duyurulmasına karar verilmesine yöneliktir.
—— yevmiye numaralı ihtarnamesiyle ——– keşide edilen ihtarname ile ——- başlayan unvanı haiz şirketinizin yakın zamanda faaliyete başladığı görülmüştür.——– faaliyet gösteren tedarikçisi olunan müvekkilinin şirket müşterinin sektörünüzde müvekkilim şirketin faaliyete başladığı izlenimini piyasa genelinde uyandırmasının yanı sıra tarafınızın müvekilim şirkette hiçbir ilişkisi ve veya müvekkilim şirketin herhangi bir rızası olmaksızın şirket unvanını özellikle rekabet hükümlerine ve marka değerimize ihtilaf teşkil edecek nitelikte hukuka aykırı ve haksız şekilde kullandığı tespit edilmiştir. Bu kapsamda Türk Ticaret Kanunu madde 56 ve devamı düzenlenen haksız rekabet hükümleri başta olmak üzere ilgili mevzuat hükümlerine Tırsan marka değerimizi hukuka aykırı olarak kullandığınız unvanınızın değiştirilmesi”nin talep edildiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan —– üyelik belgesi ile Davalı ——- sözkonusu dernek üyesi olduğunun yazılı olduğu, ayrıca —- tarafından verilen ———yetki belgesi olduğu görülmüştür.
Mahkemece teknik heyetten bilirkişi raporu alınmış,——– tarihli rapor dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Somut olayda davacı taraf, kendisi tarafından uzun yıllardır kullanılan —-ibareli ticaret unvanına ve tescilli markasına davalı tarafından tecavüz eyleminde bulunulduğunu belirterek, davalının bu eylemlerinin TTK m. 52 ve 55 uyarınca hukuka aykırılığını ileri sürmüş olup, uyuşmazlığın ticaret unvanının korunmasına ilişkin TTK m. 52 ve haksız rekabet hukuku hükümleri uyarınca değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ticaret unvanı; ——— sahibini, diğer işletme sahiplerinden ayırt etmeye yarayan adı olup her tacirin bir ticaret unvanı seçmek ve ticari işletmesine ilişkin işlerini de bu ticaret unvanı altında yapmakla yükümlüdür. Ticaret unvanı çekirdek ve eklerden oluşmakta olup tacirin türüne göre çekirdek ve ekler farklılık göstermektedir. Somut olaydaki gibi sermaye şirketlerinde işletme konusu ve şirket türünü gösterir ibare ——— ticaret unvanının çekirdek kısmını oluşturmaktadır ve bu ibarelerin ticaret unvanında bulunması TTK m.43 gereği zorunludur. Ticaret unvanına ayırt edicilik kazandıran unsur ise kural olarak unvanın——unsurudur. Bu—- sayesinde ticaret unvanlarının birbirine karıştırılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
Ticaret unvanına yapılacak eklerin kapsamı ise TTK m.46 uyarınca belirlenmiştir. Buna göre söz konusu ekler; tacirin kimliği, işletmesinin genişliği, önemi ve finansal durumu hakkında, üçüncü kişilerde yanlış bir görüşün oluşmasına sebep olacak nitelikte bulunmamak, gerçeğe ve kamu düzenine aykırı olmamak şartıyla, her ticaret unvanına, işletmenin özelliklerini belirten veya unvanda yer ——-kişilerin kimliklerini gösteren ya da hayali adlardan olan eklerden olabilir.
Ticaret unvanının fonksiyonlarına bakıldığında temel olarak; ayırt etme fonksiyonu, garanti fonksiyonu ve reklam fonksiyonları bulunmaktadır. Ticaret unvanı temel olarak taciri tanıtma ve diğer tacirlerden ayırma işlevi gördüğü gibi, işletmeler için önemli bir değer olabilmektedir. İşletmenin gayrimaddi bir unsuru olan ticaret unvanı tek başına bir değer taşımamakla birlikte kullanıldığı ticari işletme ile maddi ve manevi olarak değer kazanmaktadır. Tacir, bu unvan ile bilinirlik kazanır, müşterilerine ulaşır ve itibar kazanır.
Davacı —- sicil numarasının —– taşıtları, yedek parçaları ve ekipmanları, ——firmanın iş konusunun; her türlü ———– her türlü ——–almak, taşınacak maddelerin özelliklerini kaybetmemesi için taşıt araçları üzerinde gerekli tadilatı yapmak, bu araçları çalıştırmak, kiralamak, kiraya vermek, satmak ve —— yılında tescil edilen tadil mukavelesinde yazılı olan diğer işler, şirketin ana sözleşme tescil tarihinin; —— olduğu, ——— hizmetleri,——– sicil numarasının; ——- numarasının; ——, ——– firmanın iş konusunun;
a. Yurt içinde ve dışında her nevi kara, hava ve deniz nakil vasıtaları ile eşya taşımacılığı, nakliye komisyonculuğu yapmak, acentelik yapmak,
b. Bilumum kimyasal maddeler ve her türlü yardımcı kimyevi maddeler ve bunların üretiminde kullanılan mamul, yarı mamul, ham maddelerin alımı, satımı, ithalatını ve ihracatını yapmak, ana sözleşmenin tescil tarihinin; ——- olduğu, dosya kapsamında sunulan faturalardan, davacının ticari faaliyetlerinde ticaret unvanını kullandığı anlaşılmaktadır.
Usulüne uygun olarak tescil ve ilan edilen ticaret unvanını kullanma hakkı sadece sahibine ait olacaktır (TTK 50. md). Tacire tanınan bu tekel hakkı tüm —– tacirin ticaret unvanına bir koruma sağlamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf davalı unvanının kendi unvanına benzer olduğunu ileri sürmekte ve bu bağlamda tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile—– ibaresinin davalı unvanından çıkartılmasına, değiştirilmesine ve/veya silinmesine, davalının ——— ibaresinin çıkartılmasına, kararın ilan yolu ile kamuya duyurulmasına karar verilmesini talep etmektedir.Tescilli ticaret unvanı sahibi TTK m. 52 uyarınca ticaret unvanını koruma imkanına sahiptir. TTK 52.madde; “(1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir. (2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme ile ticaret unvanının “Ticari dürüstlüğe aykırı kullanım” menedilmiş olup bu durumda; haksız rekabetin tespiti, meni, ticaret ünvanının silinmesi-değiştirilmesi, maddi durumun ortadan kaldırılması, gereğinde araçların ve ilgili malların imhası, zarar varsa kusurun ağırlığına göre maddi-manevi tazminat, davayı kazanan tarafin istemiyle ilan taleplerinde bulunulması imkanları getirilmiştir.
Ticaret unvanı sahibinin TTK m. 52 kapsamındaki korumadan yararlanabilmesi için zarar veya zarar tehlikesi gerekmeyip, dürüstlük kuralına aykırı kullanımın varlığı gerekli ve yeterlidir. Dolayısıyla somut olayda önem arz eden husus, davalı ticaret unvanının davacı unvanıyla benzerlik oluşturup oluşturmadığı, diğer bir anlatımla ticari dürüstlüğe aykırı bir kullanımın mevcut olup olmadığıdır.
Ticaret unvanına tecavüz durumu kapsamında ticaret unvanlarının karıştırılma/iltibas ihtimali bakımından yapılan değerlendirmede öncelikle, ticaret unvanlarının çekirdek ve ek kısımlarının bir bütün hâlinde gözetilmesi gerekmektedir. Ticaret unvanları arasında karıştırılma ihtimalinden bahsedebilmek için, esas itibariyle ticari işletmelerin faaliyet konularının aynı veya benzer olması gerekmektedir. Zira ticaret unvanlarının bağlı olduğu işletmelerin faaliyet konularının birbirinden farklılaştığı oranda, aynı ya da benzer unvanlar arasındaki karıştırılma ihtimalinin de azaldığı kabul edilmektedir. Dolayısıyla faaliyet konuları değişik olduğu için farklı müşteri çevresine hitap eden işletmelerin aynı ya da benzer unvanlarının karıştırılma ihtimali az olmakla birlikte tamamen ortadan kalkmamaktadır. Başka bir deyişle ticaret unvanlarının ayırt edici ——- unsurları aynı olmakla birlikte faaliyet konuları farklı ise unvanlar arasında kural olarak iltibas oluşmasa da tanınmış bir ticaret unvanının ——- kısmının aynısının ve benzerinin farklı bir faaliyet konusu ile birlikte ticaret unvanı olarak tescili hâlinde karıştırılma ihtimalinin varlığının kabul edilmesi gerekir ——–
Nitekim —— önüne gelen bir uyuşmazlıkta,—— ibareli ticaret unvanının — tarihinde tescil edildiği ve unvanın çekirdek kısmının—– olduğu, davalının ise —- ticaret unvanının—- tarihinde tescil edildiği ve unvanın çekirdek kısmının——– olduğu anlaşılmaktadır.
Tarafların ticaret unvanlarına ayırt edicilik sağlaması gereken ticaret unvanının —– ibaresinden oluşmaktadır. Bu durumda tarafların ticaret unvanlarına bir bütün hâlinde bakıldığında —— ibaresi ticaret unvanının —–kısmı olmasına rağmen ticaret unvanlarının asli unsuru hâline geldiği anlaşılmaktadır. Ancak unvanların çekirdek kısmından da anlaşılacağı üzere tarafların ticari işletmelerinin faaliyet alanları farklı olup, davacı ev tekstili sektöründe davalı ise kuruyemiş sektöründe faaliyet göstermektedir.
Davacının ticaret unvanının dava tarihi itibariyle tanınmış olduğu da ispat edilemediğinden ve tarafların ticari işletmelerinin faaliyet konuları tamamen birbirinden farklı olduğundan her iki sektörün tüketicileri nezdinde bu iki ticaret unvanının karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı ve dolayısıyla ticaret unvanının terkini şartlarının oluşmadığının kabulü gerekmektedir. O hâlde, yukarda açıklanan gerekçe ile ticaret unvanının terkini talebinin reddine ilişkin direnme kararı sonucu itibari ile yerinde olup, direnme kararı bu değişik gerekçe ile onanmalıdır.” şeklinde verdiği kararı ile faaliyet alanları arasındaki farklılığın karıştırılma ihtimali üzerine etkisini ortaya koymuştur———–
Somut olayda tarafların benzer alanda faaliyet gösterdikleri, davacı şirketin esas sözleşmesinin tescil tarihi —yılındayken davalının — yılında kurulduğu, dolayısıyla davacının ——— ticaret unvanını uzun yıllardır kullandığı anlaşılmaktadır.
Her iki ticaret unvanındaki ayırt edici ——-ibaresi birbirinin aynıdır ve dolayısıyla söz konusu ibareyi haklı olarak kullanan tarafın “ticari dürüstlüğe aykırı biçimde kullanan tarafın kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini” talep etme hakkı ———- bulunmaktadır. Taraflardan hangisinin bu ibareyi haklı olarak kullandığı ise tarih itibariyle önce tescil ettirenin tespit edilmesiyle ortaya çıkacaktır. ——–
Yüksek Mahkemece belirtildiği üzere;——–Açıklanan hükümlerden anlaşılacağı üzere, ticaret unvanının korunmasında, tescilli unvanının varlığı ve önceliği asıl ve yeterli olup, ayrıca işletmelerin faaliyet sahalarının aynı olması zorunluluğu aranmamaktadır.———Dolayısıyla ticaret unvanının önceki tarihli kullanımının, ticaret unvanının haklı kullanımı hususunda belirleyici olacaktır. Davacının daha önceki tarihe dayalı tescilli ticaret unvanı bulunmakta olup davalı tarafın iltibas oluşturan ticaret unvanın daha sonra tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durum ise esasında tacir olan davalının basiretli davranma yükümlülüğü (TTK m. 18/2) ile bağdaşmamaktadır. TTK m. 18/2’de yer ——-yükümlülüğe aykırı davranılarak karışıklığa meydan verebilecek bir ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma vasıtalarıyla iltibasa yol açılması, tek başına iyi niyet kurallarına aykırı bir davranış olarak kabul edilebilecektir. Zira tacir sıfatını haiz olan kişiler de ticari faaliyetleri esnasında TMK m. 2 uyarınca iyiniyet kurallarına uygun davranmakla yükümlüdürler. Nitekim ——— ile de tacirlerin ticari faaliyetleri esnasında bu kurala uymak zorunda oldukları belirtilmektedir: “Mahkemece, iddia, savunma, dosyadaki kanıtlar ve bilirkişi raporuna nazaran, tarafların markalarının birbirine çok benzediği, bütünü itibarıyla bıraktığı etki dikkate alındığında markaların esas unsurlarının aynı veya benzer olması nedeniyle genel görünüme etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabileceği davalının giysi üretiminde bulunan ve ——– faaliyet gösteren bir kişi olduğu, bu itibarlı müdebbir bir tacir gibi davranmasının gerektiği, kullanacağı işaretin her hangi bir kişiye ait olup, olmadığını araştırmasının gerektiği, ihtilaf konusu ibarenin her hangi bir anlamı olmayan harfler ve rakamlardan oluşması nedeniyle, davacı seçiminin tesadüften ibaret olamayacağı ve bu nedenle iyi niyetli sayılamayacağı, davalının fantezi bir ibare olan —– tescil ettirmesinin, faaliyet alanı nedeniyle varlığından haberdar olduğu davacı markasından faydalanma kastını gösterdiği, davacının bu işaret üzerinde öncelikli kullanım hakkına sahip olduğu, bu nedenle davalının kötü niyetli tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilmesinin gerektiği.———–
Karardan da anlaşıldığı üzere basiretli bir tacirin, aynı sektörde iştigal eden ve aynı ayırt edici ibareleri ihtiva eden bir başka şirketin olup olmadığını araştırması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, huzurdaki uyuşmazlığa konu iki ticaret unvanının kullanıldığı faaliyet alanlarının aynı olduğu ve davalının davacı unvanında bulunan——– ibaresinin aynını kendi ticaret unvanında karıştırılma ihtimalini doğurur nitelikte, sonraki tarihli bir tescille birlikte kullanmasının TTK m. 52’de ifade edilen ticari dürüstlükle bağdaşmayacağı sonucuna varılmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54 ila 63. maddeleri arasında yer verilen haksız rekabet hükümler bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabet ortamının teminini amaçlamaktadır.
TTK m. 54/2’de bir davranış veya ticari uygulamanın haksız rekabete neden olup olmadığının tespitinde istifade edilebilecek genel ilke ortaya konmuştur. Bu hükme göre, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Kusur yalnızca haksız rekabet sebebiyle açılacak maddi ve manevi tazminat davaları yönünden aranacak bir unsurudur. Kusurun varlığı haksız rekabet bakımından belirleyici olmadığı gibi söz konusu eylem nedeniyle bir zararın meydana gelmiş olması da gerekmemekte, zarar tehlikesinin varlığı yeterli kabul edilmektedir.
Kanun koyucu TTK m. 54/2’de genel ilkeyi belirledikten sonra TTK m. 55’te başlıca haksız rekabet hallerini örnekleyici şekilde saymıştır. Bir davranış veya ticari uygulama TTK m.55’te sayılan hallerden birisinin kapsamına giriyorsa haksız rekabet teşkil edecek olup, bu davranış veya ticari uygulama için TTK m. 54/2’ye göre ayrıca bir inceleme yapılması gerekmeyecektir. Zira TTK m. 55’te sayılan haller yapısı gereği TTK m. 54/2’de belirtilen ilkeye aykırılık oluşturacak eylemlerdir.
——-adına gelince, ——olan bir terimdir. Herhangi bir—— ilgili alana bağlanmak gerekir. Söz konusu —– herkes tarafından bilinmesi ve akılda tutulması mümkün değildir. Dolayısıyla ———kavramı geliştirilmiş olup, insanların —-yerine ——ismi ile —- bağlanması sağlanmıştır.——, en genel ifade ile—– adı ve adresidir. Kullanıcılar ——— sitesini bu ——-adı ile tanırlar.————-adreslerdir.Farklı —— aynı ——-adını kullanması söz konusu değildir. Bu insanların parmak izi gibi düşünülebilir. Söz konusu ——–adları —- adresini kullanarak karmaşık kodlar ile —— sitesine bağlantı sağlar. Bu —numaraları uzun olduğundan bireylerin bu numaraları hatırlaması da zordur. —–adı tescili, ——-adını satın almaktan ziyade yıllık kiralamayı ifade eder. Bu sebeple —-tescilinin belirli zaman aralıklarında yenilenmesi gerekir.—– kayıt işlemini yenilendiği sürece——- kullanım hakkı bu ——-adını tescil ettirende olur.——adının kayıt işlemi yenilenmezse bu süreden itibaren isteyen herkesin boşalan —–adını alma hakkı doğar. Bu da —yapılan müşteri yatırımının boşa gitmesi anlamına gelir. Özellikle ticari alanda faaliyet gösteren —— bu anlamda hassasiyet göstererek ——-adı yenileme işlemini aksatmadan gerçekleştirmesi gerekir.——–, —- sitesinin faaliyetleri hakkında ve yapılan işle ilgili kullanıcılara fikir sunar. Özellikle ——– açısından ——–yarar sağlar. Kısacası —— marka bilinirliğini artırır. —-adları —-sıralama ——- bakımından da çok önemlidir.—– ilgili —– kullanılması, —-sonuçlarında üst sıralarda yer almada önemli bir rol oynar. İnternet ortamında ticaretin hızla gelişmesi sonucu tacirler için —-adları neredeyse onların unvanı, markası vb. gibi edici bir niteliğe bürünmüştür.Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davalının ticaret unvanına eklenen ——- davalının iştigal konusuna dair olduğu, ayırt edici bir nitelik taşımadığı, aynı sektörde yurt içi ve yurt dışı taşımacılık yapan ve tescili davalıdan çok önceki bir tarihte gerçekleştirilen davacıya ait —– ticaret unvanı ile iltibasa neden olduğu ve her iki şirket —— arasında ——- olduğu izlenimi uyandırdığı, davalının ticaret unvanında kullandığı —– ibaresi ve ayrıca —- tarihinde adına tescil ettirdiği—— markasının davacıya ait önceki tarihli tescilli —– ticaret unvanı ile de iltibasa, karışıklığa neden olduğu, ayrıca, davacı tarafından kullanılan—— adı ile davalı şirket tarafından kullanılan —– internet —-adının da benzer olduğu, müşteri çevresinde karışıklığa/yanılmaya yol açacağı, tacir olan davalının, basiretli tacir ilkesi gereği aynı sektörde, aynı iş konusu ile faaliyet gösteren başka bir şirkete ait ticaret unvanı ve —–adının ayırt edici kısmının aynen kullanımının iyi niyetli olarak değerlendirilmeyeceği, davalının eylemlerinin davacı ticaret unvanına tecavüz teşkil edeceği, davalıya ait ticaret unvanı ve ——adında yer alan ——-ibarelerinin kaldırılması ile ilanı koşullarının oluştuğunun bildirildiği anlaşılmakla davacının davasında haklı olduğu ve davanın kabulü gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ İLE,
Davalının eylemlerinin TTK 52 ve 55 maddesinde düzenlenen haksız rekabet kurallarına aykırılık teşkil ettiğinin tespitine,
Davalıya ait —–ticaret ünvanı ve davalıya ait ———— ticari ünvanından ve internet ———–adından çıkartılmasına,
Kararın, kesinleştikten sonra ve masrafı davacıdan alınarak ülke çapında yayın yapan en yüksek tirajlı 5 gazeteden birinden yayınlanmasına,
2-Alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile kalan 120,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 6.069,60 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 6.188,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara ödenmesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15.03.2023