Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/241 E. 2021/350 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/241 Esas
KARAR NO : 2021/350

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/04/2021

Bölge Adliye Mahkemesi — Hukuk Dairesinin—- Karar sayılı bozma ilamı gereği, mahkememizin — Esas sayılı dava dosyasından tefrik edilmekle, yapılan incelemesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —– işletmesinin sahibi olduğunu, müvekkilinin işletmesine —- plakalı aracı ——- sözleşmesi ile ———-kiraladığını, aralarında yaptıkları kira akdi süresi içerisinde, — sevk ve idaresinde olan araç —- tarihinde trafikte seyir halindeyken kaza yaptığını, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazadan sonra olay mahalline gelen trafik ekibi tarafından düzenlenen kaza raporunda, sürücü —– 2918 sayılı KTK’nın sürücü kusuru başlıklı 52/1B maddesini ihlal ettiği beyan edildiğini, müvekkilinin —- işletmesine sahip olmasından dolayı araçlarının 3. kişiler tarafından herhangi bir zarara uğraması durumunda zararının karşılanmasını sağlamak için davalı sigorta şirketine—– yaptırdığını, söz konusu kaza sonrası araçtaki hasarın, müvekkil tarafından yapılan —ile karşılanması için —– başvurduğunu– ilgili sigorta şirketi tarafından, araç sürücüsünün alkollü olması sebebiyle hasar tazminatı ödenmeyeceği bildirildiğini, daha sonrasında arabulucuya başvurulduğunu, araçta meydana gelen hasar boyutu yüksek olduğunu ve araç kullanılamaz halde olduğu için tarafların talepleri doğrultusunda Gebze–.Sulh Mahkemesi tarafından —- plakalı aracın hasar tespiti bilirkişi marifetiyle hesaplandığını, bu hesaplamaya göre aracın hasar bedelinin 48.680,00 TL olduğunu, aracın kullanılamaz halde olması nedeni ile müvekkili tarafından 18.000,00 TL gibi çok düşük bir meblağa satıldığını, müvekkilinin 30.680,00 TL gibi bir maddi kaybı söz konusu olduğunu, olay tarihinden itibaren davalılar tarafından müvekkilin zararı giderilmediğinden, meydana gelen kazadan dolayı müvekkilin uğramış olduğu 30.680,00 TL’lik zararın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
—- Adliye Mahkemesinin —— Karar sayılı bozma ilamı ile; Davacı taraf eldeki davada kira sözleşmesi ve —- sözleşmesine dayalı olarak eldeki davayı açtığını, davacı,– işletmecisi olup gerçek kişi tacir konumunda olduğunu, davacı taraf ile davalı sigorta şirketi arasındaki sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde olması mümkün olmadığını, dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar mutlak ticari davalardan olduğunu, TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Aliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Sigorta hukuku 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6. kitabında 1401 ve devamı maddelerinde, — ise 1453 ve devamı maddelerinde düzenlendiğini,
Bu durumda, davalı sigorta şirketi aleyhine açılan dava Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan olması nedeniyle mutlak ticari bir dava söz konusu olup asliye ticaret mahkemesinin görev alanı içinde bulunduğunu, (Yargıtay –. Hukuk Dairesi’nin– gün ve ——diğer kararları). Bu nedenle davalı sigorta şirketi bakımından açılan davada görevsizlik kararı verilmiş olması doğru olmadığını,
Diğer yandan HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar —- Mahkemelerinin görevi kapsamında kaldığını, somut olayda davacı ile davalı ——- arasında dava konusu hasar gören araca ilişkin 16/02/2019 tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu, bu davalı bakımından dosya tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken soyut gerekçelerle görevsizlik kararı verilmiş olmasının doğru olmadığını, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı gerçek kişiye yönelik açılan davada tefriken görevsizlik kararı verilmesi ve diğer davalıya yönelik açılan davanın ise sair dava şartlarında eksiklik bulunmaması durumunda esasına girilerek tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda yargılamaya devam olunması amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
TÜM DOSYA KAPSAMI DEĞERLENDİRİLMEKLE;
—Bölge Adliye Mahkemesinin ——- Karar sayılı bozma ilamı gereği; HMK’nın 4/1-a maddesi uyarınca kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere kira ilişkisinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında kaldığı, davacı ile davalı —— arasında dava konusu hasar gören araca ilişkin 16/02/2019 tarihli kira sözleşmesi bulunduğu yönündeki ilamı gereği;
Huzurdaki davada uyuşmazlık, kira sözleşmesi kapsamında kira borcunun doğup doğmadığı, doğmuşsa işbu kira borcunun ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Kira sözleşmesi, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Davacının tutunduğu kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığı, kira sözleşmesi geçerli ve mer’i ise tarafların hak ve borçları, kira hukuku ilke ve kuralları çerçevesinde yapılacak yargılama neticesinde netlik kazanacaktır.
Hâl böyleyken; eldeki davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Bu nedenlerle kira ilişkisinden kaynaklanan işbu davada Mahkememiz görevsizdir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 4/1-a gereğince Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Kira hukukuna ilişkin görev düzenlemesi ayrı ve açıkça düzenlendiğinden tarafların tacir olması görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda bir kriter değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c maddesine göre, görev bir dava şartıdır.
Bölge Adliye Mahkemesi — Hukuk Dairesinin —- Karar sayılı bozma ilamı gereği, mahkememizin —– Esas sayılı dava dosyasından dosya tefrik edilerek davalı—- yönünden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya —– Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli — Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Usûl ekonomisi ilkesi gereği; dosya üzerinden karar verildiğinden, kararın HMK madde 27/1-2 uyarınca taraflara tebliğine,
Dair, tarafların yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki (2) haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin nezdinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi