Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/235 E. 2023/656 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2021/235 Esas
KARAR NO: 2023/656 Karar

DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)

DAVA TARİHİ: 12/04/2021

KARAR TARİHİ: 12/10/2023

Mahkememizde görülmekte olanAlacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkilinin turizm yatırımcılığı ve seyahat acenteciliği altında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin doğrudan ve dolaylı yoldan satışını yapmış olduğu paket turlara ilişkin olarak tur katılımcılarını, aynı poliçe numarası ile düzenlenip takip edilmekte olan sağlık poliçeleri ve zorunlu paket tur sorumluluk poliçeleri ile davalılardan ——– şirketi aracılığı ile diğer davalı ——- şirketine sigorta ettirdiğini, bir kısım poliçelerin ——— şirketi tarafından düzenlenmiş olmakla birlikte, —— şirketinin ——– Sigorta bünyesine dahil olduğundan taleplerinin ——- şirketine yöneltildiğini, tüm dünyada olduğu gibi Ülkemizi de etkisi altına alan ve halı hazırda devam eden pandemik hastalık ——- ——- virüs salgını nedeniyle toplum sağlığının tehlikeye girdiğini, bu nedenle gerek Ülkemizde ve gerekse dünyanın diğer ülkelerinde ciddi önlemlerin alındığını, seyahat kısıtlamalarının oluştuğunu, hatta bununla yetinilmeyerek zaman zaman sınır kapılarının dahi kapatıldığını, ———- önerileri ve ——— talimatları doğrultusunda pek çok tedbirin yanında uçuş yasakları ve seyahat kısıtlamalarının getirildiğini, salgının halen devam ettiğini, bu nedenle global olarak alınan önlemler, insan ve toplum sağlığının korunması önceliği, uçuş yasakları, seyahat kısıtlamaları nedeniyle bahsi geçen seyahat turlarının yapılmasının imkansız hale geldiğini ve tamamının iptal olduğunu, bundan dolayı tur katılımcılarının paket tur sözleşmelerinin iptal edildiğini ve sözleşme ücretlerinin katılımcılara iade edildiğini, nihayetinde ——– Sigorta nezdinde ki seyahat sağlık sigorta poliçelerinin ve zorunlu paket tur poliçelerinin konusu olan bir menfaatin kalmadığını, mücbir durum nedeniyle yurt dışı turların tamamen iptali karşısında müvekkilince davalılara 10.03.2020 tarihinden itibaren ve müteakip tarihlerde müteaddit kereler gerek yazılı (çeşitli e-postalar ile) gerek şifai olarak ilgili poliçelerin iptali ve prim ücretlerinin iadesinin talep edildiğini, bu taleplerden herhangi olumlu bir yanıt alınamaması üzerine, ———- Noterliğinin 15.05.2020 tarihli ihtarnamesinin keşide edildiğini ve bahse konu poliçelerin iptali ve prim ücret bedellerinin iadesinin talep edildiğini, ihtarname keşidesine rağmen, bir sonuç alınamadığını bunun üzerine ———- 07.07.2020 tarihinde müracaat edildiğini, anılan komisyonca, genel yargı yoluna başvurulmasına karar verdiğini, bu karar itiraz edilmiş ise de, bu defa da uyuşmazlık hakem heyetinin kararına karşı ileri sürülen itirazların reddine karar verildiğini, bundan sonra müvekkilinin alacağını temin etmek adına bu kez ——– e. sayılı dosya ile icra takibine geçtiğini, ——- şirketinin itirazlarını sürdürdüğünü, davalı ——– şirketinin ise icra dosyasına kısmi bir ödeme yaparak, alacağı olduğundan bahisle mahsup talebinde bulunmak suretiyle bakiyeye itiraz ettiğini, müvekkilinin arabuluculuk başvurusundan da sonuç alamadığını, açıklanan nedenlerle; doğmuş ve/veya doğacak her türlü hak, alacakları ile dava hakları, kur farkından kaynaklanan zarar ve ziyanları talep etme ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, ilgili ilave işlemiş alacağı ile mahsup işleminin yapılmasını müteakip oluşan, davalılardan olan 8.645,50TL’si asıl alacaklarına 03.03.2021 tarihinden itibaren, uğradıkları zarar mahiyetindeki faiz ile karşılanamayan kur farkından kaynaklanan davalılardan olan alacakların 12.229TL’si için 03.03.2021 tarihinden itibaren, uğradıkları zarar mahiyetindeki tahkim masrafları olarak davalılardan olan alacağı 2.315TL için 23.11.2020 tarihinden itibaren, uğradıkları zarar mahiyetindeki 6.760,81 TL avukatlık ücreti alacağına 31.03.2021 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, masraf ve avukatlık ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.

Davalılardan ——- şirketi Vekilinin cevap dilekçesinde özetle;
Mahkemeye yapmış oldukları süre uzatım talebi hakkında henüz bir karar verilmemesi
nedeniyle müvekkili şirketin haklarının zayi olmaması adına cevap dilekçesini sunduklarını, müvekkili şirketin sigorta aracısı olduğunu, taraflar arasında sigorta sözleşmesi kurulduktan
sonra müvekkili şirketin sigorta poliçelerinin devamı, iptali ya da primleri ile ilgili bir tasarrufunun ve sorumluluğunun kalmadığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde “….davalılar aleyhine
ihtarname keşide edilmiş bahse konu poliçelerin iptali ve prim bedellerinin iadesi talep edilmiştir. İhtarname keşidesine rağmen olumlu sonuç alınamadığından icra takibi
başlatılmıştır…” şeklinde belirttiği talepleri ve yine dava dilekçesinde yer alan taleplerinin hiçbirinin muhatabının müvekkili şirket olmadığını, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu,
bu nedenle dava dilekçesinde yer alan hiçbir talebi kabul etmediklerini ve bu taleplerin hukuka aykırı bulduklarını, açıklanan nedenlerle; müvekkili şirkete karşı açılan haksız ve mesnetsiz
davanın müvekkili şirket yönünden husumetten reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, savunmuş ve talep etmiştir. Davalı ——- şirketi Vekili cevap dilekçesindeki özetle; Davacının dava dilekçesinde çelişkili taleplerde bulunduğunu, bu nedenle öncelikle bu çelişkilerin giderilmesinin gerektiğini, huzurdaki davada
müvekkilinin sigortacı, davacının sigorta ettiren olduğunu, sigortalıların ise davacının müşterileri olduğunu, prim iadesini de ancak sigorta sözleşmesinden kaynaklı hakları elinde
bulunduran sigortalıların (müşterilerin) talep edebileceğini, bu gerekçelerle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davanın öncelikle usulden reddini talep ettiklerini,
davacının alacaklarına karşı zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının prim alacağı (7.511,88 TL) ve işlemiş faiz (1.129,62 TL) talebinin yersiz olduğunu, davacının müvekkilinden
müşterileri adına prim iadesi talep edebilmesi için öncelikli şartın, davacının söz konusu primlerin katılımcılara iade zorunluluğu olması ve bu zorunluluk doğrultusunda ödemeleri
yapmış olmasının gerektiğini, ilgili sözleşmeler kapsamına göre, mücbir sebep nedeniyle iptal durumunda katılımcıya iade edilecek bedellerin arasından üçüncü kişilere ödenen bedellerin istisna tutulduğunu, katılımcıya ——— nedeniyle iptal edilen paket turların iade edilecek bedellerinin içerisinden de ödenmesi zorunlu ve yasal yükümlülüklerden doğan masrafların hariç tutulduğunu, katılımcıya ücret iadesi hakkı verilmiş ise de, üçüncü kişilere ödenen ve/veya yasal zorunluluk gereği doğan masrafların iadesinin talep hakkının olmadığını,
katılımcı ile davacı arasındaki ilişki yönünden müvekkilinin üçüncü kişi konumunda olduğundan, sigorta priminin zorunlu bir unsur olduğunda kuşku olmadığını, bu zorunluluk
karşısında, yönetmelik gereği davacının katılımcılara sigorta primi iadesi yapma yükümlülüğünün olmadığını, hal böyleyken davacının müşterilerine ödemekle yükümlü
olmadığı bir bedeli müvekkiline yansıtamayacağını, müvekkilinin davacıdan alacağının bulunduğunu, bu hususu davacının da kabul ettiğini, ancak miktar konusunda haksız bir itiraz
yaptığını, alacak bakiyesinin ticari defter, kayıt incelemesi neticesinde ortaya konulacağını, bu doğrultuda yukarıdaki savunmaları öncelikli kalmak kaydıyla, müvekkilinin davacıdan olan
alacağı gözetilerek takas/mahsup talebinde bulunduklarını, kur farkı (12.229 TL) talebine ilişkin olarak; dava konusu poliçelerdeki primlerin Türk Lirası cinsinden düzenlendiğini, bu nedenle davacının kur farkı talep etme hakkının bulunmadığını, yüksek mahkeme kararlarının da bu yönde olduğunu, tahkim masrafları (2.315 TL) talebiyle ilgili olarak; öncelikle davacının bu masrafı ve avukatlık ücretini müvekkilinden neden istediğinin anlaşılamadığını, sigortacılıkta tahkim 5684 sayılı sigortacılık kanununun 30.maddesinde düzenlenen zorunlu olmayan ihtiyari bir tahkim yolu olduğunu, dolayısıyla davacının tahkime başvurmak zorunda olmadığını, zorunlu olmayan bir başvurunun masraflarını da müvekkilinden talep edemeyeceğini, kaldı ki, söz konusu tahkim yargılamasında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığını karar verildiğini, davacının bu karara itiraz ettiğini, bu itirazın reddedildiğini, kabul-red gibi esasa ilişkin bir kararın dahi olmadığı yargılamanın masraflarının diğer tarafa yüklenemeyeceğini ki, itiraz hakem heyetinin de aksi yönde bir karar vermediğini, davacının bu masraflarla ilgili bir zararı varsa Sigortacılık Kanunu md.30/12 doğrultusunda ya temyiz yoluna başvurmasının gerektiğini, ya da zarara sebep olan sigorta tahkim komisyonuna talepte bulunmasının gerektiğini, bunun yerine, söz konusu masrafları hiçbir ilgisi olmayan müvekkilinden talep etmesinin abesle iştigal olduğunu, avukatlık ücreti (6.760,81 TL) talebine ilişkin olarak; davacının yargılama gideri olan karşı taraf vekalet ücretinin müvekkiline yüklenmesini talep ettiğini, bu talebine ek olarak yine abesle iştigal ederek 6.760,81 TL vekalet ücreti daha talep ettiğini, bu talebine dayanak olarak ise müvekkiline gönderdiği ihtarnameyi gösterdiğini, anılan ihtarda, vekalet ücretinin davalılara ait olacağını yazmasını yeterli gördüğünü, talep
miktarından tam olarak anlaşıldığı kadarıyla davacının, icra takibindeki icra vekalet ücretin talep ettiğini, söz konusu takibe müvekkilinin 53.785 TL ödeme yaptığını, bu miktarın 45.852,41
TL’sinin asıl alacak + işlemiş faiz, 6.760,81 TL’sinin (Kdv + gelir vergisi dahil) ise bu bedele tekabül eden icra vekalet ücreti olduğunu dolayısıyla, davacıya (miktarından yola çıkarak talep ettiği düşünüldüğünde) icra vekalet ücretini zaten ödediğini, davacının ise ödenen bu bedeli bu davada tekrar talep ettiğini, davacının ödenen bedeli tekrar talep etme hakkı olmadığını, huzurdaki davanın zaten itirazın iptali davası da olmadığını, söz konusu talebin son derece yersiz ve dayanaksız olduğunu, açıklanan nedenlerle; öncelikle davanın usulden reddine, usule ilişkin itirazlarının yerinde görülmemesi halinde davanın esastan reddine, davanın reddi talepleri yerinde görülmediği takdirde, müvekkilinin davacıdan olan alacağı gözetilerek takas/mahsup taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri, dava ve arabuluculuk vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini, savunmuş ve talep etmiştir.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosyanın uyuşmazlık hususunda rapor düzenlenmesi için bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti raporu sonuç kısmında; ” Takdir Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere dava dilekçesinde davacı tarafından davalılardan olan 8.645,50TL asıl alacağa 03.03.2021 tarihinden itibaren,- uğradıkları zarar mahiyetindeki faiz ile karşılanamayan kur farkından kaynaklanan 12.229TL. için 03.03.2021 tarihinden itibaren,- uğadıkları zarar mahiyetindeki tahkim masrafları olarak 2.315TL.nin 23.11.2020 tarihinden itibaren,- uğradıkları zarar mahiyetindeki 6.760,81TL.lik avukatlık ücreti alacağına 31.03.2021 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili talep edilmiş olup tüm dosya kapsamı bilirkişi görevlendirmesi kapsamında değerlendirildiğinde
1- Mali inceleme yapıldığında:
a. Davacının ——- şirketinden takip tarihi (24.02.2021) itibariyle 51.073,58TL. alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra 03.03.2021 tarihinde 30.000TL., 04.03.2021 tarihinde de
14.936,69TL. tahsilat yaptığı ve son tahsilat tarihi itibariyle (04.03.2021) davalıdan 6.136,89TL. bakiye alacaklı olduğu,b. Euro cinsinden hesap ekstresi incelendiğinde ise davacının davalı ——- şirketine takip tarihi itibariyle 1.247,69 EURO borçlu olduğu ve bu borcunun sonrasında da (dava tarihi itibariyle de) devam ettiği,c. 04.03.2021 tarihinde ——– Euro döviz satış kurunun 1 Euro=8,8839 TL olduğu, 1.247,69 Euro’nun TL karşılığının ise (1.247,69 Euro x 8,8839 TL=) 11.084,35 TL olacağı, bu durumda davacının TL ve Euro cinsinden cari hesap ekstrelerine göre ——- şirketine 04.03.2021 tarihi itibariyle (11.084,35 TL – 6.136,89 TL=) Davalı tarafın defter inceleme gününe katılmadığı ve defterlerini ibraz etmediği, davacı tarafın defterlerini ibraz ettiği, teknik bilirkişi tarafından rapor düzenlendiği görüldü.4.947,46TL borçlu olduğu, davacının bu borcunun dava tarihi (12.04.2021) itibariyle de sürdüğü,d. Davacının kur farkı (12.229 TL) alacağı ile bakiye asıl alacak (8.645,50 TL) talebinin ise yukarıda açıklanan hususlar muvacehesinde bir karşılığının olmadığının
değerlendirildiği,e. Davacı yanın, dava dilekçesiyle talep ettiği ve yukarıda tabloda ayrıntılarına yer verilen tahkim (2.315 TL) ve avukat vekâlet (6.760,81 TL) ücretinin dava kapsamına göre nihai hukuki takdir ve değerlendirilmesinin Sayın MAHKEME’ye ait olduğu,2. Sigorta mevzuatı yönünden ilgili Türk Ticaret Kanunu maddeleri ve TTK 11. Prim iadesi
Madde 1419- (1)” Sigorta sözleşmesi sona erdiği takdirde, Kanunda aksi öngörülmemişse, işlemeyen günlere ait ödenmiş primler sigorta ettirene geri verilir.“ şeklindeki hüküm
çerçevesinde sigortacı tarafından eğer mevcut ise Sigorta Poliçesi / Poliçelerinin Prim iadelerinin sigorta ettirene verilmesi/ödenmesi gerektiği kanaatine varılabileceği, yukarıda
mali yönden detaylı olarak açıklanan sebeplerle:a. Davacı ———- Acentalığı’nın, ——– şirketinden takip tarihi (24.02.2021) itibariyle 51.073,58TL. alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra 03.03.2021 tarihinde 30.000TL., 04.03.2021 tarihinde de 14.936,69TL. tahsilat yaptığı ve son tahsilat tarihi itibariyle (04.03.2021) davalıdan 6.136,89 TL. bakiye alacaklı olduğu,b. Euro cinsinden hesap ekstresi incelendiğinde ise davacı ——— Acentalığı’nın, davalı ——- şirketine takip tarihi itibariyle 1.247,69 EURO borçlu olduğu ve bu borcunun sonrasında da (dava tarihi itibariyle de) devam ettiği,c. 04.03.2021 tarihinde ———- Euro döviz satış kurunun 1 Euro=8,8839 TL olduğu, 1.247,69 Euro’nun TL karşılığının ise (1.247,69 Euro x 8,8839 TL=) 11.084,35 TL olacağı, bu durumda davacının TL ve Euro cinsinden cari hesap ekstrelerine göre sigortacı ——– şirketine 04.03.2021 tarihi itibariyle (11.084,35 TL – 6.136,89 TL=) 4.947,46 TL borçlu olduğu, davacı ——– Acentelığı’ne ait bu borcunun dava tarihi (12.04.2021) itibariyle de sürdüğü, 3. Borçlar mevzuatı yönünden inceleme yapıldığında:Davacı, dava dilekçesinde davalıların borçtan müteselsilen sorumlu olduğunu iddia ederek talepte bulunmuş olup TBK m. 162 hükmünce “müteselsil borçluluğun” doğup doğmadığını takdirin, TMK m. 4 hükmünce hâkimin takdir yetkisine bağlı olduğu, TBK m. 163 hükmünde “alacaklının borcun tamamının veya bir kısmının ifasının, dilerse borçluların hepsinden isteyebileceği” düzenlenmekte olup eğer Sayın Mahkemece davalıların müteselsil borçlu olduğu kabul edilir ise bu halde davalıların her ikisine de alacak talebinin yöneltilebileceği, ” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir.Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, itirazlar doğrultusunda ek rapor düzenletildiği görüldü. Bilirkişi heyeti ek raporu sonuç kısmında: ” Davacı Sayın Vekilinin Kök Raporumuza yönelik beyan ve itirazlarının, Kök Raporumuzda yapılan tespit, değerlendirme ve varılan sonucu değiştirecek nitelik taşımadığı, ” görüşünü bildirir ek rapor tanzim edilmiştir.

Deliller; *Bilir kişi kök ve ek raporu,*Dosya kapsamı, *——- esas sayılı dosya uyap kayıtları,

İnceleme ve Gerekçesi:Dava, Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) istemine ilişkindir. Davacı ve davalı ——- şirketi aracılığı ile davalı sigorta şirketi ve bünyesinde birleşen ——– sigorta şirketi ile muhtelif seyahat sağlık poliçeleri ve zorunlu paket tur sorumluluk poliçeleri düzenlendiği, yaşanan ——— salgını dönemlerine denk gelen mayıs 2020 tarihinden itibaren seyahat turlarının yapılmadığı bu nedenle bu dönemlere denk gelen sigorta poliçelerinin iptalinin gerekip gerekmediği, davacının ödediği sigorta pirimlerinin iade edilip edilemeyeceği, davacının sigorta prim alacağı ve zararının bulunup bulunmadığı, davacının alacağının bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda, tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğind; Davacı ——– Acentalığı’nın, ——- şirketinden takip tarihi (24.02.2021) itibariyle 51.073,58TL. alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra 03.03.2021 tarihinde 30.000TL., 04.03.2021 tarihinde de 14.936,69TL. tahsilat yaptığı ve son tahsilat tarihi itibariyle (04.03.2021) davalıdan 6.136,89 TL. bakiye alacaklı olduğu, euro cinsinden hesap ekstresi incelendiğinde ise davacı ——— Acentalığı’nın, davalı ——– şirketine takip tarihi itibariyle 1.247,69 EURO borçlu olduğu ve bu borcunun sonrasında da (dava tarihi itibariyle de) devam ettiği, 04.03.2021 tarihinde ———– Euro döviz satış kurunun 1 Euro=8,8839 TL olduğu, 1.247,69 Euro’nun TL karşılığının ise (1.247,69 Euro x 8,8839 TL=) 11.084,35 TL olacağı, bu durumda davacının TL ve Euro cinsinden cari hesap ekstrelerine göre sigortacı ——– şirketine 04.03.2021 tarihi itibariyle (11.084,35 TL – 6.136,89 TL=) 4.947,46 TL borçlu olduğu, davacı ———- Acentelığı’ne ait bu borcunun dava tarihi (12.04.2021) itibariyle de sürdüğü bu durumda davacının iddialarını ispat edemediği, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının alacağının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davadan alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 269,85- TL harcın, peşin haç olarak olarak yatırılan 510,62-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına fazla yatırılan bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ——– şirketi tarafından yapılan 210,50-TL yargılama masrafının davacıdan tahsili ile davalı ——- Sigorta şirketine ödenmesine,
5-Davalı ——– şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T deki esaslara göre belirlenen 17.900-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——- şirketine verilmesine,
6-Davalı ——– şirketi kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ——– şirketine verilmesine,
7-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin, davalı——– Sigorta vekilinin, davalı ——— Sigorta yüzene karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2023