Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/231 E. 2021/676 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/231 Esas
KARAR NO: 2021/676
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davalı arasında düzenlenmiş olan —- arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre müvekkile karşı davalı tarafından sorumlulukların zamanında yerine getirilmemesi sebebi ile oluşan maddi ve kazanç kayıplarının bulunduğunu, bu sebeple de inşaatın teslim süresinin de uzamasına sebep olduğunu, davalı tarafından gerekli edimler yerine getirilmediğini, müvekkil şirketçe ilgili inşaata ilişkin kaba inşaat kaba inşaat uzun yıllar önce bitirildiğini, davalının edimini yerine getirmemesi sebebiyle devam eden işler de yapılmadığını, müvekkil şirketi inşaatın geç teslimi konusunda sorumlu gibi göstermeye yönelik çabalar sonucu müvekkil şirket ekonomik sıkıntılar yaşadıklarını, inşaat’ın %90’ından fazlasını bitirmiş olmasına rağmen satışı yapılan tapular devredilemediği için bakiye ödemeleri de alamadığımızdan kaynaklı olarak müvekkil şirketin davalı ve sözleşmenin diğer tarafları tarafından mağdur edildiğini, müvekkil şirketçe şifahi görüşmeler neticesinde her seferinde edimler yerine getirildiği taktirde inşaat işi bitirileceği belirtilmiş olmasına rağmen davalı ve diğer sözleşme tarafları edimlerini yerine getirmediğinden müvekkilce de inşaat bitirilemediğini, inşaata ilişkin davalıya ve diğer sözleşme taraflarına senetler verilmiş olup davalıya verilen senet de takibe konu olan senet olup müvekkilince herhangi bir borç bulunmadığını, kötü niyetli davalı tarafça üzerine düşen edimleri yerine getirmemelerine rağmen müvekkilinden senet bedelini tahsil etmek istediğini, kabul anlamına gelmemek üzere ayrıca davalı tarafça müvekkile karşı herhangi bir şekilde ihtarname, protesto vs gönderilmemiş ve alacak muaccel hale getirilmediğini, müvekkilin borçlu olmadığının tespiti yanında takibe konu senedin de müvekkilimize iade edilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin senedine ilişkin bir hakkı bulunmamasına rağmen kötü niyetli olarak tahsil etmek ile tehdit etmekte olduğundan dolayı senet bedelinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davanın satış vaadi sözleşmesi sebebiyle menfi tespit ve sözleşme sebeple verilen senetlerin iptali hususlarına yönelik itirazın iptali davasına ilişkindir.
Dava açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan usul hükümleri kapsamında basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra yargılamanın her aşamasında resen değerlendirilebilecek dava şartları ve özellikle göreve ilişkin hususlar öncelikle incelenmiştir.
Ticari dava ve ticari iş birbirinden farklı iki ayrı kavramdır. Her ticari dava ticari iş olmakla birlikte, her ticari iş ticari dava olmamaktadır. TTK’ nun 5(1) maddesi uyarınca ticari davalara bakma görevi Asliye ticaret mahkemesine aittir. Dolayısıyla ticari iş kapsamında olmakla birlikte ticari dava sayılamayan durumlarda ticaret mahkemeleri görevli olmayacak, uyuşmazlığın niteliğine göre diğer mahkemelerin görev hususu değerlendirilecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için; uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden tacir ve her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, TTK da veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde bir düzenleme bulunması, diğer bir deyişle mutlak ticari dava olması gerekmektedir.
Yapılan inceleme sonucunda, somut olayda uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı tacir olmadığı gibi eldeki davada Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu bu nedenle mahkememizin davaya bakmakla görevli olmadığı ve uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın dava şartı yokluğu yönünden usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli —- Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
6-Kararın talep halinde davacı vekiline ve davalıya tebliğe çıkarılmasına,
Dair, davacılar vekilinin huzurunda, davalının yokluğunda, HMK 345/1. maddesi uyarınca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde—- Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021