Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/23 E. 2023/499 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2021/23 Esas
KARAR NO: 2023/499 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/01/2021
KARAR TARİHİ: 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yaklaşık olarak 30 yıldır davalı şirket ile ticari ilişkisini sürdürdüğünü, bu süre zarfinda 5 Ülke Müdürü, 3 Satış Müdürü, 2 Bölge Müdürü ve 8 Satış Temsilcisi ile çalıştığını, müvekkilinin 26.03.2019 tarihinde davalı şirketten ———- ilaç alımı yaptığını, fakat satın alının ürünlerin müvekkili şirkete 05.04.2019 tarihinde teslim edildiğini, ilgili ilaçların son kullanma tarihinin Kasım 2019 olduğunu, ilaçların son kullanma tarihlerinin yaklaşmış olmasının yanı sıra bu ilaçların müvekkili şirkete zirai ilaçlama mevsimi geçtikten sonra teslim edildiğini, bu hususta şirket yetkilisi tarafından o tarihteki bölge müdürü ———- ve satış temsilcisi ile yapılan görüşmelerde söz konusu ilaçların son kullanma tarihlerinin yakın olduğunun ve ilaçlama mevsiminin de geçmiş olduğunun defalarca belirtilerek ilaçların geri alınmasının talep edildiğini, bunun üzerine şirket bölge müdürünün, son kullanma tarihi uzalım etiketi getireceklerini beyan ettiğini. bu bildirimlerin ister ayıp kabul edilsin, ister sözleşme kapsamında kölü ifa kabul edilsin her halükarda davalının sözleşmesel edimini gereği gibi ifa etmediğinin ortada olduğunu, ilerleyen sürcç içerisinde davalı şirkete birçok ihtarname keşide edilerek, ilaçlama sezonu geçtikten sonra teslim edilen ve yakın zamanda son kullanma tarihi dolan ilaçların geri alınmasının. müvekkili şirketin zarara uğradığının ihtar edilmesine rağmen ayıplı ve açıkça kötü ifa niteliğindeki malların geri alınmadığını ve son kullanma tarihi uzatım etiketi dahi getirilmeyerek müvekkili şirketin kasten zarara uğratıldığını, müvekkilinin ilaç alım tarihinden itibaren | yıl içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını davalı şirkete bildirdiğini, dolayısıyla müvekkilinin zirai tarım ilaçlarına ilişkin faturadan kaynaklanan herhangi bir borcunun bulunmadığını, davalı şirketten ikinci ——— ilaç alımının Ağustos 2019’da yapıldığını, yapılan alımlarda da söz konusu ilaçların fiyatlarının fahiş olduğunu defalarca bölge temsilcisine ve müdürlerine söylenmesine rağmen davalı şirket temsilcisi ve müdürlerinin müvekkili şirketi sürekli oyaladıklarını, söz konusu fiyat farkının yaklaşık %300 fazla olduğunu, fiyat farkının fazla olduğunun şifahen ihtarnamelerle ve yazışmalarla defalarca davalı şirkete bildirilmesine rağmen müvekkilinin sürekli oyalandığını, davalı şirketçe hiçbir prim ödemesinin yapılmadığını, yine davalı şirket tarafından işbu tarım ilaçlarına yönelik faturalara dayanarak müvekkili şirket aleyhine 10.07.2020 tarihinde ———— Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine dayanak gösterilen faturaların gerçeği yansıtmadığını, davalı tarafça müvekkilinin aylarca oyalandığını ve ayıplı ifada bulunulduğunu, icra konu edilen faturaların bedellerinin teknik inceleme gerektirdiğini, bu faturaların düzenlenmesinde açık hata yapıldığını, tamamen kötü niyetli olarak son kullanma tarihine çok yakın tarihli mal satmakla kalmayıp, sektördeki önemli tekellerden biri olarak bu hatasını tarih uzatma etiketi alarak düzelteceğini beyan ederek müvekkilini oyaladıktan sonra müvekkilinin elinde kalan ve hiçbir suretle satamadığı mallara ilişkin ödeme talep ediyor olmasının kabul edilemez olduğunu iddia ederek, fazlaya ilişkin talep, dava ve sair hukuksal hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin davalı şirkete şimdilik 100.000 TL tutarında icra takibi veya başkaca herhangi bir sebep kaynaklı borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetli hareket ederek müvekkilinin ticari zararını neden olan davalı şirketin %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından sözleşmesel yükümlülüklerin eksiksiz olarak ve süresinde ifa edildiğini, ancak davacı şirkete kesilmiş fatura bedellerinin eksiksiz olarak ve süresinde yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından davacı tarafa ———— Satış Politikasının 2.5.1 ve 2.5.2. Nolu maddeleri uyarınca yarıyıl ciro primi ödemesi yapıldığını, ancak davacı tarafın vadesi gelmesine karaşın ödemediği 6.045.955,48 TL tutarında borcu bulunması nedeniyle kendisine ödenen ciro primine hak kazanmadığını, ——— Satış Politikasına uygun olarak ödenen yarıyıl ciro priminin iadesi gerektiğini, davacının vadesi gelmiş borcunun bulunmasından dolayı müvekkili şirket tarafından ilgili bedele uygun olarak toplam 538.265,36 TL tutarında yarıyıl ciro primi ödemesinin iadesi için faturalar düzenlendiğini, bu kapsamda davacının müvekkili şirkete vadesi gelmesine karşın ödenmeyen borcu ve vadesi geçmiş borcu bulunması nedeniyle hak kazanmadığı, haksız yere itiraz ettiği iadesi gereken ciro primine ilişkin faturalardan kaynaklanan işbu davaya konu icra takibine geçilmiş borcu bulunduğunu, davacı tarafın ise müvekkili şirket ile arasındaki ticari ilişkinden doğan cari hesaba, borcuna ve düzenlenen faturalara haksız ve gerekçesiz olarak itiraz ettiğini, davacı tarafın ürünlerin ———– ilaçlama dönemi geçtikten sonra teslim edildiğine ve söz konusu teslimin ayıplı ifa niteliğinde olduğuna ilişkin beyanının gerçeği yansıtmadığını, yine davacı tarafından müvekkili şirkete yasal süresi içerisinde yapılmış bir ayıp ihbarının dahi bulunmadığını, davacının son kullanma tarihlerinin Kasım 2019 olduğun bilerek ve isteyerek davaya konu zirai ilaçları teslim aldığını, ancak 10.12.2019 tarihinde yani son kullanma tarihi geçtikten sonra ayıp ifasında bulunmasının iyi niyetten uzak olduğunu, davacı yanın ürünlerin teslimi sırasında son kullanma tarihinin geçtiği yönünde bir iddiasının bulunmadığını, bu nedenle yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca son kullanma tarihleri dolmak üzere olan ürünlerin bedellerinden sorumlu olmadığını iddia etmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın, imzalamış olduğu perakendeci satış sözleşmesi ile müvekkili şirketin fiyat politikasını kabul ettiğini, hiçbir itiraz beyan etmeksizin basiretli bir tacir olarak teslim aldığı ürünlerin fiyatlarının yüksek olduğundan dolayı şikayet ve itirazda bulunmasının kabul edilebilir olmadığını, davacının TTK hükümlerine göre basiretli bir tacir olarak tüm ürünlerin fiyatlarını bilerek ve itiraz ileri sürmeksizin ürünleri teslim aldığını, hal böyleyken ürünlerin tesliminden yaklaşık 1 yıl sonra müvekkili şirkete göndermiş olduğu mail ile ürünlerin fiyatının çok yüksek olduğu için satılamadığını beyan etmesinin ticari hayatın olağan akışına, dürüstlük ve iyiniyet ilkesine aykırı olduğunu, müvekkili şirkete hiçbir itiraz ileri sürmeksizin ilgili ürünleri teslim alan davacının bu iddialarını kabul etmenin mümkün olmadığını savunarak, müvekkili şirketin alacağını sürüncemede bırakmak için açılan işbu davanın reddine, davacı tarafın tazminat talebinin reddine, huzurdaki davanın kötüniyetli olarak açılması sebebiyle uğrayacakları herhangi bir zarar nedeniyle dava açma hakları saklı kalmak kaydıyla yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporu sonuç kısmında; ” Dosya muhteviyatında bulunan bilgi ve belgeler birlikte nazara alındığında; davacı tarafa teslim edilen ———– ürünlerinin teslim tarihi itibariyle gizli veya açık ayıbın olmadığı,” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara tebliğ edildiği, itirazlar üzerine bilirkişiye ek rapor düzenletildiği, bilirkişi ek raporu sonuç kısmında; ” Dosya muhteviyatında bulunan bilgi ve belgeler birlikte nazara alındığında; davacı tarafa teslim edilen ———- ürünlerinin teslim tarihi itibariyle gizli veya açık ayıbın olmadığı” görüşünü bildirir ek rapor tanzim edilmiştir.

DELİLLER :*Gelen giden müzekkere cevapları, *Bilirkişi ek ve kök raporu,*Tüm dosya kapsamı

İnceleme ve Gerekçesi;Dava, Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) istemine ilişkindir. Davacının 26.03.2019 tarihinde davalı şirketten ———- ilaç alımı yapıldığı, satın alınan ilacın davacı şirkete 05.04.2019 tarihinde teslim edildiği, söz konu ilaçların son kullanma tarihinin 01.11.2019 tarihinde dolduğu, davacının davalı tarafından ayıplı mal teslim ettiği iddiası ile bu satıştan kaynaklanan borcunun bulunmadığı, davalının ise bu satıştan kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla ———- esas sayılı takip dosyasında takibe giriştiği anlaşılmakla, davacının davaya konu 26.03.2019 tarihli ——— ilaç satışından kaynaklanan borcunun bulunup bulunmadığı, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği ürün için ayıplı mal niteliğinde bulunup bulunmadığı, ayıp var ise ayıp niteliği ve miktarı, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği, teslim edilen ürünün zirai ilaçlama mevsimi geçtikten sonra davalı tarafından teslim edilip edilmediği, davacının borcunun bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık olduğu anlaşılmaktadır.Tüm dosya kapsamı ve toplanan deliller; alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla, davaya konu ———– İlaç ——— ürününde meydana gelen yabancı otları öldürme ilacı olarak bilinen bir ilaç olduğu, ———— bölgesinde buğday ekimini takiben buğday ürünün filizlenmesini kesen yabancı otların çıkmasını veya gelişmesini engelleyen bir ilaç olduğu, davacı tarafından davalı şirketten ———— ilaç alımı yapıldığı, davacı şirkete 26.03.2019 tarihinde teslim edildiği ancak davacının son kullanma tarihini bilerek bu ilaçları aldığı , 09.10.2021 tarihli ——— şirketinin bulunduğu ——– caddesi no;——– ——— keşfinde davaya konu ilaçlardan 30 koli bulunduğu, geri kalan ürünler hakkında davacının açıklama yapmadığı, davaya konu ———- ilaçların davacıya ayıplı olarak teslim edilmediği sonuç ve kanaatine varılmakla ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-)Karar ve ilâm harcı olan 179,90-TL harçtan peşin alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.527,85-TL harcın kararın kesinleşmesini müteakip talep halinde davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 16.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin (e duruşma ile ) yüzene karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2023