Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/225 E. 2023/498 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/225 Esas
KARAR NO: 2023/498 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 07/04/2021
KARAR TARİHİ: 22/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ———, bel ağrısı, ayakta uyuşma, kasılma, ayağının üstüne basamama şikayetleri nedeniyle davalılara başvurması üzerine, belirtilen sağlık probleminin sebebinin teşhisi ve tedavisi için davalı doktor tarafından müvekkile acilen ameliyat olması gerektiği söylenmiştir. Bunun üzerine müvekkil ———- ile davalı hastane ——— şirketi ve doktor ———- arasında ameliyat yapılması hususunda anlaşma sağlanmıştır. Diğer davalı ———- ŞİRKETİ’ne davalı doktorun tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası sebebi ile dava açılmıştır. Davalılar tarafından müvekkile yeterli ve gerekli bilgi verilmeksizin, müvekkil derhal ameliyata alınmak istenmiştir. Müvekkil ameliyat olmaya hem maddi hem de manevi olarak hazır olmadığını, acele ettiklerini söylemiş ancak pandemi sebebi ile devlet hastanelerinde ameliyat imkanı olmadığı için ve ağrısı dayanılmaz olduğu için davalı doktorun yanına gitmiştir. Davalı doktorun acil müdahale istemi üzerine, müvekkil ———- 06.05.2020 tarihinde ———- Hastanesi ——— şubesi bünyesinde, davalı doktor tarafından ameliyat edilmiştir. Ameliyat kapsamında müvekkilin beline vidalar yerleştirilmiştir. Ameliyat 7 saat sürmüştür. Doktor tarafından ameliyatın kolay geçeceği telkin edildiği halde ameliyatın uzun sürmesi müvekkilin ailesinde ayrıca endişe ve korkuya sebep olmuştur. Ameliyat sonrası müvekkil ayılırken zorluk yaşamış, yüzünde (göz çevresi-dudak dahil) şişlikler oluşmuş, müvekkil ameliyat sonrası büyük acı çekmiştir. Müvekkil davalıların yapmış olduğu ameliyat ve ekleri için 6.816,00 TL ödemiştir. Taburcu olmaya hazır olmadığı halde müvekkili hastaneden çıkaran davalılar müvekkili büyük acılar ve dahası sağlık tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır. Aradan geçen günlerde iyileşme olmadığı gibi müvekkilin ağrıları artmış, ilk iki hafta yataktan kalkamamış, sürekli bakıma muhtaç hale gelmiş, iğne ve pansuman için eve hemşire çağırmak zorunda kalmış, iki hafta sonra ilk kez ayağa kalktığında ise ayakta durmakta zorlanmış, ağrıları sebebi ile uykusuz kalmış ve nihayet hastaneye kontrollere gitmek için yataktan kalktığında baston kullanmak ve merdiven inip çıkarken kucakta taşınmak zorunda kalmıştır. Müvekkil ameliyat sonrası ilk haftalar doktora ulaşamamış, ağrıları için medet umarken, karşısında muhatap bulamamıştır. Nihayet kontrole gittiğinde, ağrılarının devam ettiğini, sol kalçasının çok ağrıdığını söylemiş, doktor cevaben “o bölgeden kemik aldığını, zamanla iyileşeceğini” beyan etmiştir. Ancak ameliyat öncesinde müvekkile bu tür işlem uygulanacağı ve işlem sonrası yaşanabilecekler aktarılmamıştır. Aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Müvekkil ameliyat sonrası şikayetlerini davalı doktora ve hastaneye bildirdiğinde gerekli ilgi ve alakayı bulamamıştır. Müvekkil, ameliyat sonrasında tedavi süresince, şikayetleri olduğunda doktora ulaşamamış, hastaneye ilettiği sorularına da cevap alamamış, hastane başhekimliğinin ilgisizliği karşısında muhatap bulamamıştır. Aradan 3 ay geçtikten sonra bile ağrıları devam eden, zamanının çoğunu ağrıları sebebi ile yatakta geçirmek zorunda kalan ve eşinin-annesinin, ailesinin refakati olmaksızın, baston kullanmaksızın yürüyemeyen müvekkil, ameliyattan yaklaşık 3 ay sonra aynı hastanede fizik ve rehabilitasyon bölümüne gitmiş ve tedaviye başlamıştır. Tedavinin başladığı günü takip eden gün hastaneye gittiğinde ise hastane tarafından, müvekkil fizik tedaviye alınmamış ve fizik tedavi doktoru müvekkile “bir sıkıntının olduğunu, sol taraftaki 4 vidanın detayını göremediğini ve tomografi istediğini” söylemiştir. Müvekkilin yanında parası olmadığını söylemesi üzerine, tomografiyi ücretsiz çekmişler ve müvekkili hastanedeki diğer doktor olan ———- yönlendirmişlerdir. Doktor müvekkile, “vidaların sinire battığını, çok dikkatli bir şekilde alınması gerektiğini, eğer en ufak bir yanlışlık olursa sinire çok büyük bir zarar vereceğini, hatta sinirin kopma ihtimalinin olabileceğini, felç kalabileceğini” söylemiştir. Doktor ———-, tedavi ya da düzeltme ameliyatı yapmaktan kaçınmış ve “ikinci ameliyatın çok riskli olduğunu, tamamen felç kalabileceğini, onun hastası olmadığını ve izne gideceğini, ameliyatı kendisinin yapmayacağını, başka doktorun hatasını düzeltemeyeceğini, ameliyatın çok zor ve riskli olduğunu” söylemiştir. Müvekkile güven vermeyen ve endişelerini kat kat artıran bir konuşma yapan, konuşma sırasında “zaten sakat kalmışsın, fazla bir beklentin olmasın” diyen bu doktor, görüşme akabinde müvekkili ve ailesini başhekime yönlendirmiştir. Başhekim “sizi mağdur etmeyeceğiz, elimizden geleni yapacağız, siz operasyonu yapacak doktor araştırın, biz de araştıracağız,” demiştir. Ancak müvekkilin ikinci/düzeltme ameliyatı için doktor bulması üzerine yapılan görüşmelerde hastane tarafından hiçbir sorumluluk üstlenilmemiştir. Doktorun ve özel hastanenin bilgisizliği, deneyimsizliği veya ilgisizliği nedeniyle yanlış teşhis, hatalı tedavi veya eksik bakım hizmeti neticesinde müvekkil maddi ve manevi zarar görmüştür. Müvekkil, felç ve hatta ölüm tehlikesi ile girdiği ve %90 risk taşıdığı söylenen 14.08.2020 tarihinde yapılan ikinci ameliyat için 60.000,00 TL ödemek zorunda kalmıştır. Müvekkil ikinci ameliyat için davalı doktor ve hastaneden sorumluluk almalarını ve destek olmalarını istemiş ancak olumsuz cevap alınca, bu ödemeleri yakınlarından ve iş yerinden borç alarak ödemek zorunda kalmış ve bu durum sebebi ile mali durumu daha da fazla sarsılmıştır. Müvekkilimiz davalıların yapmış olduğu tıbben hatalı teşhis ve ameliyat nedeniyle geçen süre içerisinde maddi ve manevi birçok zarara uğramıştır. Aşağıda arz edileceği üzere operasyonlar sonrası maluliyeti doğduğu için müvekkil işe başladığında eski vazifesine devam edememiş, aynı iş yerinde daha hafif bir işte çalışmak zorunda kalmıştır. Müvekkilin ameliyat sonrası doğan çalışma gücü-efor kaybı, müvekkilin gelirinin azalmasına, ayrıca halihazırda fazla mesai yapamamasına da sebebiyet vermiştir. Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, Davamızın belirsiz alacak davası olarak kabulü ile, toplanacak delillere göre belirlenecek maluliyet-geçici/sürekli iş göremezlik tazminatı, tespit edilecek bakım ücreti, tedavi (ameliyat, protez, ilaç sair) ve yol masrafları için, 06.05.2020 tarihinden itibaren yürütülecek mevduata uygulanacak en yüksek banka faizi veya avans faizi ile birlikte, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Müvekkilin uğramış olduğu manevi zararlar için, 06.05.2020 tarihinden itibaren yürütülecek mevduata uygulanacak en yüksek banka faizi veya avans faizi ile birlikte, 50.000,00 Tl manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü. Davalı ———– vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Zaman aşımı nedeniyle davanın reddini talep ederiz; tetkik ve muayene için hastanenin ve doktorun gerekli özen yükümlülüğünü ifa etmesi ile sorumluluğunun bulunmadığını beyan eder, davalı sigorta şirketi vekili olarak UYAP’a kaydedilmemize, ilgili belgelerin UYAP ortamında bulunmaması halinde yukarıda sayılan belgelerin tarafımıza tebliğine, esasa ve sigorta teminatına ilişkin cevap hakkımızın saklı tutulmasına, davalı sigorta şirketi vekili olarak davayı takip edeceğimizden aleyhimize hüküm kurulmamasına karar verilmesini beyan etmiştir. Davalı ———- vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle Usule İlişkin İtirazlarımızın kabulü ile dava konusunun Sayın Mahkemenizin Görev alanına girmemesinden mütevellit, dava şartı yokluğu nedeniyle, görevsizlik kararı verilmesini; Davanın kabulü halinde; Davaya ilişkin ihbar talebimizin kabulü ile davanın ——— şirketine ihbar edilmesini; Davacı tarafından haksız, mesnetsiz iddialarla yaptığı tüm taleplerinin ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın esastan reddine, Yargılama giderleri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Davalı ———– cevap dilekçesi sunmadığı görüldü. Dosya maluliyet hususunda rapor alınması için bilirkişiye tevdi edildiği, ———– bilirkişi heyeti 27/09/2022 tarihli bilirkişi raporu sonuç kısmında; ” Bel ağrısı, sağ bacak ağrısı, sağ ayak parmaklarında uyuşukluk şikayetiyle başvurduğu sağlık kuruluşunda yapılan muayene ve tetkikler sonucunda lomber disk hernisi tanısıyla 06.05.2020 tarihinde ameliyat edildiği, ameliyat sonrasında mevcut şikayetlerinde düzelme olmadığı, bu nedenle 14.08.2020 tarihinde başka bir sağlık kuruluşunda ikinci kez opere edildiği bildirilen ———- oğlu, ———- doğumlu ———- hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin tetkikinde; Kurulumuzun bir önceki müzekkeresinde, ilk ameliyat tarihi olan 06.05.2020 öncesinde kişiye çekilen lomber vertebra MR görüntülerinin ———- formatında gönderilmesinin istendiği, gönderilen CD’lerde ameliyat sonrasına ait grafiler mevcut olmakla birlikte, dava konusu ilk ameliyat öncesinde çekilen herhangi bir grafi bulunmadığı, mevcut verilerle dava konusu ameliyatın endikasyonu bulunup bulunmadığı ve mahkemenizce sorulan diğer hususlar hakkında değerlendirme yapılamadığı, 06.05.2020 tarihinde gerçekleştirilen ameliyat öncesine dair grafilerin temin edilerek ———— formatında tarafımıza gönderilmesi halinde yeniden değerlendirme yapılabileceği oy birliğiyle mütalaa olunur. ” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir. ———– birimince eksikliği bildirilen hususlar tamamlandıktan sonra dosyanın tekrardan rapora gönderildiği, ——— birimi 24/04/2023 tarihli bilirkişi heyet raporu sonuç kısmında; “Lomber disk hernisi tanısıyla yapılan ameliyat sonrasında mevcut şikayetlerinde düzelme olmadığı iddia edilen ———- oğlu, ———- doğumlu ———- hakkında düzenlenen adli ve tıbbi belgelerin tetkikinde; Bel ağrısı, sağ bacak ağrısı ve sağ ayak parmaklarında uyuşukluk şikayetleriyle 04.05.2020 tarihinde ———- Hastanesi Beyin Cerrahisi polikliniğine başvuran kişinin , muayene bulguları ve lomber MR tetkikinde lomber disk hernisi tespit edildiği, 06.05.2020 tarihinde ——— Hastanesinde ‘sağ L3, L4, L5 hemilaminatomi, L2-L3, L3-L4, L4-L5, L5-S1 diskektomi’ ameliyatı yapıldığı, L2, L3, L4 ,L5 vertebralara bilateral transpedıkuler vida yerleştirildiği, L2-L3, L3-L4, L4-L5 mesafelerine sentetik kemik grefti konulduğu, ameliyat sonrası bel ağrısı yakınmalarının devam ettiği, ———- bölümüne yönlendirildiği, 24.07.2020 tarihli lomber BT’de L5 vertebra düzeyinde soldaki vidada malpozisyon görüldüğü, 14.08.2020 tarihinde————Hastanesinde ameliyata alındığı, sol L5 vidasının yerinde olmadığı görüldüğü, —————-tekniği ile L1-L2-L3-L4-L5 total laminektomi yapıldığı, L2, L3, L4, L5’deki 8 adet vidanın çıkarıldığı, bilateral d10-d11-d12-l1-l2-l3-l4-l5-s1 e 18 adet pedikül vida ve kemik cips uygulaması yapıldığı anlaşılmakla; Kişiye lomber disk hernisi tanısıyla 06.05.2020 tarihinde ———– Hastanesinde yapılan ‘sağ L3, L4, L5 hemilaminatomi, L2-L3, L3-L4, L4-L5, L5-S1 diskektomi’ ameliyatının endikasyonunun olduğu, L2, L3, L4 ,L5 vertebralara bilateral transpedıkuler vida yerleştirilmesi ve L2-L3, L3-L4, L4-L5 mesafelerine sentetik kemik grefti konulmasının gerçekleştirilen ameliyatın tekniği açısından tıbben uygun olduğu, tranpediküler vida malpozisyonu ve buna bağlı sinir kökü yaralanmasının söz konusu ameliyatın her türlü dikkat ve özene rağmen gelişebilen bir komplikasyonu olarak değerlendirildiği, 14.08.2020 tarihinde ———– Hastanesinde ameliyat edilerek L2, L3, L4, L5’deki 8 adet vida çıkarılarak, T10-S1 arasına bilateral 18 adet pedikül vida yerleştirilmesi ve kemik cips uygulaması yapılmasının komplikasyon yönetimi açısından tıbben uygun olduğu, komplikasyon yönetimi kapsamında gerçekleştirilen ameliyatın farklı bir sağlık kuruluşunda yapıldığı, dolayısıyla kişinin ilgili hekiminden takibinden çıktığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; ————- Hastanesinde 06.05.2020 tarihinde kişinin lomber disk hernisine yönelik gerçekleştirilen ameliyatta görev alan ilgili hekimin uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarının uygun olduğu hizmetini sağlık çalışanları aracılığıyla yürüten idarenin organizasyon hatasının saptanmadığı, tıbbi uygulama hatası tespit edilmeyen durumlarda dava konusu tıbbi uygulamaya bağlı maluliyet oranlarına ilişkin değerlendirme yapılmadığı, ancak Mahkemenizce bu hususlarda değerlendirme isteniyorsa ———- Kurulu’ndan görüş alınmasının uygun olduğu oy birliği ile mütalaa olunur.” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir. ———– birim raporlarının taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği görüldü.

DELİLLER:*Gelen müzekkere cevapları,*——— birim raporları, *Tüm dosya kapsamı,

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir. Davalı sigorta şirketine tıbbı kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sigortalı davalı doktorun ve hastanenin davacının tedavisine ilişkin özen eksikliği bulunup bulunmadığı (hekimin aydınlatma yükümlülüğü dahil) ve davacının maddi manevi tazminat talebinde bulunup bulunamacağı noktasında olduğu anlaşılmaktadır.Davacı vekili kısaca müvekkiline davalı hekim ve hastane tarafından tedavi sırasında ve ameliyat işleminde gereken özenin gösterilmediği, yanlış teşhis , hatalı tedavi veya eksik bakım hizmeti neticesinde müvekkilinin maddi ve manevi zarar gördüğü, müvekkilinden aydınlatma onamının alınmadığı, ameliyat öncesi ve sonrası işlem için hangi uygulamalar yapılacak ve uygulama sonrası yaşanabileceklerini aktarılmadığını beyanla davalı sigortalı hekimin kusuruna dayanmıştır, Davalı hastane ve sigorta şirketi görevsizlik itirazında bulunmuş ve hekimin kusurunun bulunmaması sebebiyle davanın reddini talep etmiştir. Bilindiği üzere kamu, özel sağlık kuruluşları ya da muayenehanesinde mesleğini uygulayan bütün hekimler , diş hekimleri ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar yasa gereği zorunlu mesleki sorumluluk sigortası yaptırmak zorundadır. Bu nedenle sigorta şirketleri aleyhine açılacak davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, davalı sigorta şirketi yanı sıra diğer davalılara da dava açıldığı anlaşılmakla , iş bu davada mahkememiz görevli olmakla diğer davalılar yönünden birlikte görülmesi gereken davalar olduğu, bu nedenle mahkememizce davaların ayrılması kararı verilmemiştir. Dosya kapsamı ve tıbbi kayıtlara göre ilgili hekimin eylemleri ile davacının maluliyeti arasındaki illiyet incelenmek ve hekimin tıbben kusurunu gerektirecek bir eyleminin mevcut olup olmadığı hususunda hükme elverişli rapor alınması için dosyanın ———- dairesine gönderilmiş ve ——– dairesi 24.04.2023 tarihli raporunda kısaca ” ….. ———- Hastanesinde yapılan ‘sağ L3,L4,L5 hemilaminatomi, L2-L3,L3-L4,L4-L5,L5-S1 diskektomi” ameliyatının endikasyonunun olduğu L2,L3,L4,L5 vertebralara bilateral transpedıkuler vida yerleştirilmesi ve L2-L3,L3-L4,L4-L5 mesafelerine sentetik kemik grefti konulmasının gerçekleştirilen ameliyatın tekniği açısından tıbben uygun olduğu, tranpediküler vida malpozisyonu ve buna bağlı sinir kökü yaralanmasının söz konusu ameliyatın her türlü dikkat ve özene rağmen gelişebilen bir komplikasyonu olarak değerlendirildiği, ameliyatta görev alan hekimin uygulamalarının tıp biliminin genel kabul görmüş ilke ve kurallarına uygun olduğu hizmetini sağlık çalışanları aracılığıyla yürüten idarenin organizasyon hatasının saptanmadığı…….” şeklinde rapor sunduğu, rapora göre hekimin yanlış teşhis ve hatalı uygulamasının bulunmadığının sabit olduğu, davacıdaki sinir kökü yaralanması ve akabinde yaşadığı yürümedeki güçlüğün komplikasyon olduğu, dosyada yer alan ———— Hastanesi 06/05/2020 tarihli hastanın okudum anladım kabul ediyorum el yazılı ve bizzat imzasının bulunduğu aydınlatılmış onamın 4. Maddesinde sinir dokusu hasarlanması ve oluşan mesafeye göre değişen güç kayıpları, idrar kaçırma, his kusurları gelişebileceği, yine 4. Maddede siyah punto yazı sitili ile yazılan lokal sinir hasarı ameliyat bölgesinde geçici ya da kalıcı ağrı, uyuşma, hissizlik olabileceğinin yer aldığı, davacının aydınlatılmış onamda imzasının bulunduğu, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Karar ve ilâm harcı olan 179,90-TL harçtan peşin alınan 204,93-TL harçtan mahsubu ile hazineye gelir kaydına, bakiye kalan kısmın davacıya iadesine,
3-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ———- bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
5-)Davalı ———- sigorta vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-)Davalı ———- Sağlık Hizmetleri… vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine
7-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı ——— vekili yüzene karşı bir kısım davalıların yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2023