Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/20 E. 2022/382 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/754 Esas
KARAR NO: 2022/351
DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 30/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı ile davalı şirket arasında süre gelen ticari ilişki kapsamında davalıya verilen en son taşıma hizmeti neticesinde davacının mezkur hizmet ve faturadan kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, davacının davalıya borcunu ödemesine ilişkin defalarca uyarılarda bulunulduğunu, alacağın tahsili amacı ile davalı aleyhine—– kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığını ve ——-sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararının uygulandığını, icra takibi başlatıldığını, akabinde itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını, davacı tarafından davalıya verilen kara nakliyesi hizmeti kapsamında davacının alacaklı olduğunu, davalının dava konusu takibe karşı itirazının kötü niyetli ve asılsız olduğunu ileri sürerek —— başlatılan ilamsız icra takibine ilişkin olarak davalı tarafın tirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davalının iç mekan tasarımı, dizaynı alanında faaliyet göstermekte olan oldukça bilinir prestijli bir şirket olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki söz konusu olduğunu ancak davacıya tüm ödemelerin yapıldığını, borcun bulunmadığını, bahsi geçen faturanın davalıya tebliğ edilmediğini, —–konusu ile —- bedelinde bir fatura tanzim edildiğini ancak davalının bu tarihlerde böyle bir hizmet almadığını, davacının bahsi geçen hizmetin davalı şirket adına —– gönderildiğini beyan ettiğini ve —– düzenlenen faturayı delil olarak gösterdiğini, başlatılan takibin ve davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber faturanın tebliğ edildiği varsayılsa, “taraflar arasında sözleşme yok ise faturaya itiraz edilmese dahi bu fatura içeriğinin kabul edildiği anlamına gelmez.” şeklinde ——-olup, fatura içeriğine itiraz ettiklerini, bahsi geçen borcun gerçek olmamakla birlikte davacının iddia ettiği fatura bedelinin neye göre hesaplandığının da meçhul olduğunu, hizmet tespit edilse dahi fahiş olması sebebiyle fatura bedeline zorunluluğu hasıl olduğundan, itiraz sebebiyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, davacının hukuki dayanaktan yoksun şekilde icra takibi başlattığını ve işbu davayı açarak davalıyı mağdur ettiğini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini savunarak haksız davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, navlun alacağından doğan faturaya dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—– celp edilmiştir.
Arabuluculuk son tutanağı dosya içerisinde mübrezdir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir —– formları celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
—– davaya konu bir kısım bilgi ve belgeler celp edilerek dosya arasına alınmıştır.
—— davaya konu emtia ile ilgili —– bilgileri sorularak dosya arasına celp edilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222-(1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——-Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)—– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin —- tarihli ön inceleme duruşması —- numaralı ara kararı ile tarafların —- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak ve rapor tanzim edilmek üzere —– alanında uzman bilirkişiden oluşan heyete dosyanın tevdiine karar verilmiştir.
Dosyanın tevdi edildiği —– uzman bilirkişi —- tarafından sunulan —-tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” … Davacı tarafın—- yıllarına ait yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdik işlemlerinin yasal süreleri içerisinde yapılmış olup sahibi lehine delil kabiliyetlerinin bulunduğu , Davalı tarafın ticari defterlerinin tasdikleri ile ilgili —- defterinin kapanış tasdiki ile —- defterinin açılış tasdiki yapılmadığı , bundan dolayı davalı tarafın ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabiliyetinin olmadığı kanatine varıldığı ancak bu konuda takdirin—— olduğu , Davacı tarafın —-davalı adına düzenlediği —faturayı —-olarak — beyan ettiği , davalı tarafın da — listesine göre davacının , adına düzenlediği —- olarak beyan ettiği ,Davalı tarafın , davacı tarafından adına —- düzenlenen —– tutarındaki faturayı ilgili dönem —-beyan ettiği, Davacı taraf kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, —yapılan inceleme ve tespitler ışığında; —ikmal edilen — davalı yanın ——— ve dolaylı temsil yolu ile yetkili kıldığı——-idarenin kontrol ve onanmasından geçtikten sonra eşyanın yurt dışı çıkışına müsaade edildiği, Davacı taşıyıcının —– uygun verilere göre —– davacı yanın davalı yana ait parsiyel yükü —- değerlendirildiği, Ancak ihtilaf konusu parsiyel —— alıcısına teslim detayını içeren bilgi ve belgenin davacı yan tarafından dosyaya sunulması yada,—– Şubesi’ne müzekkere yazılarak emtia bedeli ile ilgili döviz transferi bilgisini celp etmesi halinde sektörel yönde yapılacak nihai tespit ile değerlendirmenin ek rapor olarak sunulabileceği … ”belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen raporun taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin—— tarihli celsesinde davacının vekilinin rapora karşı beyan ve itirazlarının olumlu olumsuz değerlendirilmesi için dosyanın ek rapor tanzim etmek üzere bilirkişi heyetine tevdiine karar verilmiş, bilirkişi heyetince tanzim edilen ek raporda özetle; ”…Fatura —– düzenlenmiş olmakla birlikte, düzenlendiği tarihte faturada belirtildiği gibi —- tutar tespit edilerek —- cinsinden kayıtlara alındığı ve —- alacak tahakkuk ettirildiği, Borcun ödendiği tarihte, fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki kur farkının tahsil edilebilmesi için aradaki fark kadar —- faturası düzenlenmesi ve bu şekilde —– muhasebeleştirmesinin mümkün olacağı——-sadece bir imza bulunduğu, eşyanın gönderilen alıcısına teslim edildiği konusunda halen bir kanaate varılamamakla birlikte, takdiri —görülen ——- yazılarak emtia ile ilgili —bilgisi celp edilmesi ve şayet emtia ile ilgili —–yapıldığı bilgileri gelmesi halinde, ihtilaf konusu taşımada emtia-eşyanın dava dışı gönderilen alıcısına teslim edildiği sübut bulacağı değerlendirildiği, değerlendirmemizin —- takdirinde bulunduğu,—- Mahkeme, —-üzerinde bulunan imza ve——– tarafından vaz edilen kaşelerin, emtia-eşyanın varış yerinde alıcısına teslim edildiğine ilişkin yeterli olduğunun benimsemesi halinde, davacı yanın davalı yandan alacağını talep edebileceği ..” belirtilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen ek raporun taraf vekillerine tebliğ edildiği davacı vekilince bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulduğu anlaşılmıştır.
—- sayılı icra dosyası incelendiğinde; —-olmak üzere toplam —–alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faiz ve fer’ilerine itiraz ederek takibin durdurulduğu, huzurdaki davanın —– üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından navlun faturasından doğan alacak iddiasıyla huzurdaki davanın açıldığı, —–faturanın davacı tarafından davalı şirket adına keşide edildiği, sunulu gümrük beyannamesi ve —- göre davacı tarafından davalıya ait malların dava dışı —— teslimi için ——üzerinde yer alan imza ve kaşe ile—-istinaden taşımaya konu emtia bedelinin ödendiğine ilişkin —— celp edilen dekont ile malların dava dışı alıcısına teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtların taraf lehine delil niteliğinin bulunduğu ve davacıya ait ticari defterlerinde ——- alacak kaydı bulunduğu, davalı tarafa ait ticari defterlerin kapanış/açılış tasdiki bulunmadığından taraf lehine delil olma kabiliyeti bulunmamakla birlikte —— celp edilen beyannamelere göre davalı tarafından takibe konu fatura alacağının ——– bildirilmiş olduğu, davalı tarafından resmi kuruma yapmış olduğu bildirimin davalıyı bağlayacağı, alınan bilirkişi heyet raporunun sunulu delillere, somut olaya uygun, denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğu dikkate alınarak Mahkememizce benimsendiği, bilirkişi incelemesi ile tespit edilen alacak miktarının takip talebinde yer alan tutar ile uyumlu olduğu anlaşıldığından asıl alacak miktarına yönelik itirazın iptalinin gerektiği, buna karşın tarafların ve uyuşmazlık konusu dikkate alındığında TTK 1530. Madde koşullarının somut olayda bulunmadığı gibi takipten önce temerrüdün gerçekleştiğine ilişkin dosya kapsamında delil bulunmadığı, bu halde takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin hukuki dayanağı bulunmadığı, faturaya dayanan davaya konu asıl alacak likid olmakla ve asıl alacağın takip tarihindeki kur karşılığı üzerinden hesaplanan ——- karşılığının %20’si oranında davacı lehine icra inkar tazminatının hüküm altına alınması gerektiği, şartları oluşmadığı anlaşılan kötü niyet tazminat isteminin ise reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)Davalının —– sayılı takibe yaptığı itirazın KISMEN İPTALİNE,
-Takibin—- ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam—– üzerinden DEVAMINA,
-Takip talebindeki talebi aşmamak kaydıyla; —- asıl alacağa 3095 Sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar —– o para birimi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı, —— cinsinden alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasa 2.maddesi uyarınca değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilerek takibin takip talebinde belirtilen diğer koşullar ile DEVAMINA,
3-)Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 2.725,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
6-)Karar ve ilâm harcı olan 1.078,30-TL harçtan, peşin alınan 185,27-TL’nin mahsubu ile bakiye 893,03 -TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7A-)Davayı kabul – ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 1.240,80-TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
7B-)Davayı kabul – ret oranına göre; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden 79,2‬0 -TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
8-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler 13/1-2 maddeleri uyarınca 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
9-)Davanın ret edilen miktarı yönünden; Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler 13/1-2 maddeleri uyarınca 1.803,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
8-)Davacı tarafça yatırılan 247,47-TL harç ve 2.238,35-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 2.640,90-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak toplam 2.482,54-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-)Davalı tarafça yatırılan 8,50-TL vekalet harcından kabul- ret oranına tekabül eden 0,51-TL yargılama giderlerinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
11-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde——–Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/05/2022