Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/189 E. 2023/265 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/189 Esas
KARAR NO : 2023/265

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan
DAVA TARİHİ : 25/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bankaları —– Şubesi ile dava dışı —–arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi uyarınca dava dışı şirkete krediler tahsis edilerek kullandırıldığını, davalı borçlunun da sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığını, sözleşme hükümlerine uyulmayarak borçların ödenmemesi nedeniyle hesap kat ihtarnamesi gönderilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçluların itirazının yerinde olmadığını, davalının kredi taksitlerini ödemediğini, talep edilen faiz oranlarının yerinde olduğunu, dava dışı borçlu firmanın dava konusu icra takibinde talep edilen kredileri dışında kalan sair krediler nedeniyle başlatılan takipler kapsamında rehinli araçların satışından gelen tahsilatların borçlu firmanın sair kredilere mahsup edilmesinden sonra, davaya konu icra takibinin;
—— kredisine 30.09.2020 tarihinde 1.119,57 TL (Masraf alacak)
——kredisine 30.09.2020 tarihinde 6.189,44 TL (Masraf alacak)
——kredisine 30.09.2020 tarihinde 2.693,87 TL (Masraf Alacak)
şeklinde tahsilat yapıldığını, bu nedenle huzurdaki davada yukarıda belirtilen tahsilatlar düşüldükten sonra kalan bakiye açısından itirazın iptalinin talep edildiğini, açıkladıkları sebeplerden dolayı fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla davalıların itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı tarafından davalı aleyhine—– İcra Dairesi’nin ——- esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline yöneliktir.Davacı banka vekili tarafından—–. İcra Müdürlüğü’nün —–esas sayılı dosyası ile 31.01.2020 tarihinde davalı aleyhine Örnek No: —- ve Örnek—–No’lu ödeme emri ile; Müflis —–No’lu, —–nolu,—-No’lu —- kefaletli) 31.10.2020 tarihi itibariyle toplam 1.164.767,32 TL borçları bulunduğu, asıl alacak tutarlarına takip tarihinden itibaren tahsiline kadar karşılarında gösterilen oranlarda temerrüt faizi faizin %5 gider avukatlık ücreti, icra harç ve masraflarıyla birlikte tahsili talebinde bulunmuştur.Taraflar arasında aktedilen Genel Kredi Sözleşmelerine göre, davacı Banka ile dava dışı asıl borçlu şirket arasında 18.11.2018 tarihinde 4.000.000,00 TL tutarında, çerçeve niteliğinde Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmelerinin imzalandığı, davalının da sözleşme limiti olan 4.000.000,00 tutarında kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyle müteselsil kefil olarak kefalet imzasının bulunduğu, Kefalet Sözleşmesinde kefalet türünün müteselsil, kefalet tutarının 4.000.000,00 TL, tarih, imza ve adres bilgilerinin elle yazılmış olduğu, davalıya atfen atılı imzaları taşıdığı, kefaletin geçerli olduğu, bu hususta taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı görülmüştür.Kefil, borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından da sorumludur. Doktrinde çoğunlukla benimsenen görüşe göre, kefilin sorumluluğu kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktar oranında kabul edilmelidir. Bir başka ifade ile, asıl borcun yanı sıra, ana para faizi, temerrüt faizi, mahkeme masrafları gibi başka borçların toplamının kefalet sözleşmesinde belirtilen kefilin sorumlu olduğu azami miktarı geçmemesi gerekmektedir.
Yeni TBK.’nın 583/f.1. maddesinde kefilin azami sorumluluğunun açıkça belirlenmesi şartı getirilmiş, 589/f.1. maddesinde de, kefilin sorumluluğunun sınırının her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktarı aşamayacağı düzenlenmiştir.Davacı Bankanın, —– ve davalıya —–.Noterliği kanalıyla 09.10.2019 tarih ve —— yevmiye no’lu ihtarnamesi ile 25.10.2019 tarih ve ——yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ettiği, ihtarnamede özetle “Bankaları ile akdedilen sözleşmeler uyarınca asıl borçlu şirkete kullandırılan aylık taksit ödemeli ticari kredi, ticari taşıt/işyeri krd., gayri nakdi çek kredisi, kredi— iskonto iştira kredisi, ticari taşıt kredilerine konu borçların 06.10.2019 ve 20.2019 ile 23.10.2019 tarihi itbariyle kat edildiği, muaccel hale gelen ve aşağıda ayrıntısı gösterilen anapara, faiz, kur farkı, —-, BSMV ve sözleşme gereğince ödenmesi gereken diğer kalemlerden oluşan toplam 2.246.019,92 TL ve 567.023,93 TL’nin işbu ihtarnameye ilişkin masrafın 3 gün içinde ödenmesi, bankanızca tarafınıza verilmiş bulunan sözleşmeler uyarınca verilen çek karnelerinden kalan veya boş veya tarafınızca iptal edilmiş yapraklarını iade etmenizi, iade etmediğiniz takdirde, risk oluşturan çek yasal yükümlülük tutarı olan toplam 91.350,00 TL’yi 3 gün içinde depo etmenizi, aksi takdirde alacaklarının tahsili için haklarında yasal yollara başvurulacağını, bu durumda yukarıda belirtilen borç tutarlarına ihtarname tarihi ile ödeme yapılacak tarih arasında geçecek her gün için gecikme faizi ve gider vergisi tahakkuk ettirileceğini, ayrıca sarfına mecbur kalınacak masraflar ile avukatlık ücreti ve icra ve yargılama giderlerinin taraflarına yükleneceği ” ihtarında bulunduğu ihtarnamelerin asıl borçlu ve davalı kefile usulüne uygun tebliğ edildiği görülmüştür.
Dosya bankacı uzman bilirkişiye hesaplama için tevdi edilmiş, sunulan 24.10.2022 tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve hüküm kurmaya everişli görülmüştür.Bilirkişi raporuna göre ticari kredi ödeme planları, taksitli kredilerin taksitlerin hangilerinin ödendiğini gösterir ekran görüntüleri, kredilerin takip hesapları ekstreleri incelenmesi neticesinde dava dışı asıl borçlu şirkete 20.04.2017 tarihinde 26.641,92 TL’lik taksitler halinde 36 ayda ödenmek üzere 750.000,00 TL tutarında —–nolu, 25.12.2017 tarihinde aylık 18.143,99 TL’lik taksitlerle 36 ayda ödenmek üzere 500.000,00TL tutarında —— nolu, 07.06.2019 tarihinde aylık 15.903,80 TL’lik taksitlerle 48 ayda ödenmek üzere 500.000,00 TL’lik—– nolu taksiti ticari kredilerinin kullandırıldığı, taksitli ticari kredi hesaplarının ilk 12 aya ilişkin taksitlerinin ödendiği sonraki taksitlerinin ise ödenmediği görülmüştür.
Dava konusu kredi sözleşmelerinin 10.5 madde hükmüne göre, bankanın borçlu cari hesap şeklinde çalıştırılan kredilere uygulanan akdi faiz oranının yıllık %24 oranında olduğu, sözleşmenin bu hükmüne göre davacı bankanın temerrüt tarihi itibariyle temerrüt faizi oranının 2 katı olarak belirleyebileceği, bu durumda temerrüt faizi oranının (%24×2 =%48) yılık %48 olarak hesaplandığı, öte yandan, gerek yürürlükteki Ticaret Kanunu (md.3) gerekse 6102 sayılı yeni Ticaret Kanunu (Md.3) açısından bankaların taraf olduğu tüm sözleşmelerin “ticari iş” olduğu, taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmelerin Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayıldığı (md.21-2 / YTTK md. 19/2). Ticaret Kanununun 8/1. maddesine göre ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirleneceği, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 02.05.2019 Tarihli, —–esas ve—– nolu kararında—— bildirilen faizin değil, krediye fiilen uygulanan akdi faize, sözleşmede kararlaştırılan artırım oranının uygulanması suretiyle temerrüt faizi istenebileceğinin kabul edildiği, Yargıtayın istikrar kazanmış kararlarının da bu yönde olduğu , davacı bankanın takip talebinde taksitli ticari krediler için yıllık %48 oranında temerrüt faizi talep ettiği görülmüş olup, talebin sözleşme ve yukarıda açıklandığı üzere mevzuata uygun olduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak tüm dosya kapsamı ve bilirkişi raporuna göre, 31.01.2020 icra takip tarihi itibariyle —— kefaleti ile dava dışı müflis şirkete kullandırılan taksitli ticari kredilerden dolayı davacı bankanın davalı borçludan olan nakdi alacağının 1.005.860,13 TL asıl alacak, 148.139,70 TL işlemiş faiz, 7.406,99 TL faizin %5 ‘ten hesaplanan gider vergisi ve 3.3354,48 TL davacı banka yasal defterlerine intikal etmiş ihtar gider olmak üzere toplam 1.164.761,30TL olduğu, kefalet sözleşmesi gereğince, davalı kefilin bu borçtan sorumluluğunun bulunduğu, davacı tarafça dava konusu alacağın tahsili için başlatılan icra takibinde haklı olduğu görülmüş olup, her ne kadar davacı bankaca, 30.09.2020 tarihinde, 1.119,57 TL + 6.189,44 TL ve 2.693,87 TL olmak üzere toplam 10.002,88 TL masraf alacak tahsilatı yapılmış olup , takip tarihinden sonra yapılan tahsilatın icra müdürlüğünce tahsilde dikkate alınması gerektiği, alacak likit olduğundan davacının icra inkar tazminat talebinde haklı olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile,
—— esas sayılı dosyasında davalı tarafça takibe yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına,
Takip talebinden sonra bankaca 30.09.2020 tarihinde tahsil edilen 10.002,88 TL’lik ödemenin icra müdürlüğünce tahsilde dikkate alınmasına,Asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 78.881,96 TL harcın peşin alınan 13.896,65 TL harçtan mahsubu ile kalan 64.985,31 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalından tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ye göre takdir olunan 140.381,16 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 13.896,65 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı ve 2.389,50 TL dosya masrafı olmak üzere toplam 16.345,45 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde—— Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.