Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/171 E. 2021/429 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/272
KARAR NO: 2021/519
DAVA : KAYYIM ATANMASI
(Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 29/04/2021
KARAR TARİHİ: 18/06/2021
Davacı vekili tarafından Mahkememizde açılan kayyım atanması davasında yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize verdiği dava dilekçesinde;Müvekkili —– kendisinin işe alınacağı ve sigortalı yapılacağı bahanesiyle aldatıldığını, sigortalı yapılabilmesi için imzanın gerekli olduğu söylenerek boş sayfalara imzaları attırıldığını, ——— kurulduğunu, adına kurulmuş şirketin varlığından dahi haberdar olmayan müvekkili bahse konu şirket sebebiyle vergi usul kanununa muhalefet suçundan yargılandığını, müvekkilinin ——– numaralı kararıyla beraat ettiğini, mahkemece müvekkilinin——– herhangi bir ilişkisi olmadığı ve hatta bahse konu şirketin varlığını dahi bilmediğinin tespit edildiğini, beraat eden müvekkilinin iradesi dışında kurulmuş olan bu şirket hakkında TTK 636/3 fıkrasına dayanarak ——- sayılı dava ile “şirketin feshi yahut müvekkilin şirketle sözde bağının sona erdirilmesi için ortaklıktan çıkarılması talebiyle dava açmış olup halen derdest olduğunu, devam eden davanın ———nolu ara kararı uyarınca davalı şirketin bu davada temsil etmek üzere temsil kayyımı atanması hususunda dava açmak ve mahkemeye bu hususta beyanda bulunmak üzere mahkemece kendilerine yetki ve mehil verildiğinden şirketin feshi yahut ortaklık bağının sona erdirilmesi bahsinde——– kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Türk Ticaret Kanununda ticari şirketlere kayyım atanmasına ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Bu nedenle Türk Medeni Kanununun 426. 427/4, 430 ve kıyas yolu ile TMK 431. Maddesi gereğince vasi atanmasına ilişkin usul kuralları kayyım atanmasına da uygulanarak uyuşmazlığın çözümü gerekmektedir.
Davacı ——- tarafından aldatılarak, kendisinin işe alınacağı ve sigorta yapılacağına inandırılarak boş kağıtlara imzalarının alındığını ve bu şahıs tarafından kendi adına işbu imzalı kağıtlar kullanılarak —– kurulduğunu, işbu şirketten haberi olmadan şirket ticari faaliyete başlatılarak Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan şirket temsilcisi sıfatıyla ——– aleyhine açılan davada, müvekkilinin şirketle ilişkisi olmadığı ve şirketten haberi dahi olmadığı gerekçesiyle beraatine karar verildiği, bu şirketin feshi ve tasfiyesi için ——— dosyasında TTK.nın 636/3 fıkrası gereğince, “Şirketin feshi ve tasfiyesi yada davacının şirkette sözle bağının sona erdirilmesi için ortaklıktan çıkarılması” davası açılarak yargılamanın devam ettiği, mahkemece ——– nolu ara kararı ile davalı şirketin davada temsili için temsil kayyumu atanması bakımından dava açmak üzere davacıya yetki verildiği tartışmasızdır.
Davacının şirket ortağı sıfatı ile, şirket aleyhine açtığı davada şirketin temsilcisinin sağlanabilmesi bakımından şirkete kayyım atanmasını talep etmekte, TMK.nın 626/3 Maddesi gereğince davacı ile şirketin menfaatleri çatıştığı için şirketin TMK.nın 427/4 Maddesi gereğince şirkete, davacının şirket ortak ve temsilcisi olması sebebiyle şirketin kayyımla temsil ettirilmesi konusunda menfaati bulunduğu tartışmasızdır.
Mahkememizce dosya içerisine celp edilen —— dosyasında alınan raporda; Şirketin kuruluşuna ilişkin ana sözleşme ve —- belgede davacının imzasının bulunduğu tartışmasızdır.
Şirket kurucularının —- olduğu, şirket temsilciliğine ana sözleşmenin 5. Maddesi gereğince——— olarak atandığı ve şirketi temsil ve ilzam yetkisinin ——yıl için işbu şahsa ait olduğu, bu nedenle davacı sıfatı ile dava açtığında şirket temsilcisi ile davacı arasında hukuki menfaat çatışması olduğu, bu nedenle şirkete TMK 426 ve 427/4. Maddesi gereğince kayyım atanması gerektiği, ancak bu davada şirketin temsil edilmesi mümkün olmasa da şirketin diğer ortağının taraf gösterilerek, açıkça bu şirkete kayyım atanmasının talep edilmesi gerektiği halde, davanın hasımsız olarak açıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda;Davacı tarafından dava dışı şirkete temsil kayyum atanmasına ilişkin işbu davada, davalı tarafta kayyum atanması istenilen şirket veya diğer şirket ortaklarının taraf olarak göstermediği anlaşılmakla, hasımsız olarak açılan davada kararın infazının sağlanması mümkün bulunmadığı tespit edilmekle 6100 sayılı HMK.nın 114/1-d ve 115/2. Maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafından dava dışı şirkete temsil kayyum atanmasına ilişkin işbu davada, davalı tarafta kayyum atanması istenilen şirket veya diğer şirket ortaklarının taraf olarak göstermediği anlaşılmakla, hasımsız olarak açılan davada kararın infazının sağlanması mümkün bulunmadığı tespit edilmekle 6100 sayılı HMK.nın 114/1-d ve 115/2. Maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle USUL YÖNÜNDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 59,30-TL ilam harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı ve vekilinin yüzüne karşı verilen kararın davacı tarafa tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içeresinde ———- ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/06/2021