Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/165 E. 2021/558 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/165 Esas
KARAR NO: 2021/558
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 15/03/2021
KARAR TARİHİ: 30/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP VE DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili, —— bilgisayar çevre birimleri ve yazılımlarının toptan ve perakende ticareti konusunda faaliyet göstermekte olup işbu davanın ikâme tarihinde —-sermayesi olan iştigâl alanında piyasanın—- hâkim bir teknoloji şirketi olduğunu, müvekkili şirket, davalı Tasfiye Hâlinde—- birtakım mal ve hizmet teslimi ve tedariki sağlamış olup karşılığında —- Bedelli,—- Sıra No’lu — Tanzim ve—– Bedelli, ——- Bedelli Faturaların davalı/borçluya tanzim, tebliğ ve teslim edildiğini, müvekkili şirket, davalıdan cem’an anılan faturaların bakiyesi olan—- tutarında fatura alacaklısı olduğunu, davalı/borçlunun söz konusu faturaların bedellerini ödememesi üzerine davalı/borçlu şirket aleyhine —- tarihinde —- sayılı dosyası üzerinden takibe girişilmiş ödeme emri ve ekleri davalı/borçluya —- tarihinde tebliğ edilerek takip —- tarihinde kesinleştiğini, davalı/borçlu şirket ise icra takibinin kesinleşmesinden sonra —— yayınlanan ilân ile tasfiye sürecini usulsüz olarak nihâyete erdirerek ticaret sicilden terkin edildiğini, her ne kadar davalı şirket aleyhine,——- dosyası üzerinden icra takibi başlatılmış olsa da, müvekkili şirket, hak ve alacaklarının tahsilini sağlayamadığını, T.T.K. m. 547 vd. maddelerinde ‘Ek Tasfiye’ başlığı altında “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. ” âmir hükmü düzenlendiğini, mezkûr yasa hükmü gereğince, müvekkili şirketin, davalı şirketten hak ve alacaklarının bulunduğu gözetildiğinde, tasfiye kapanmış olmasına karşın ek tasfiye isteyebileceğinin kuşkusuz olduğunu, —— sayılı kararında da benimsendiği üzere; —–Ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır…” şeklindeki ihtihadı ile tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukukî açıdan kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yerine getirilmesi gerektiğini ve tasfiyenin kapanması için sicilden terkinin tek başına yetmeyeceğinin vurgulandığını, ek tasfiye işlemlerinin yapılmasını teminen şirketin yeniden tescilini talep edebilmek için terkinden önce doğmuş bir hak ve alacağın varlığı yeterli olup ilâma bağlı bir alacağın varlığı aranmadığını, eldeki davada ise takibin başlangıç ve kesinleşme tarihi tasfiyeden evvel olduğunu, dolayısıyla tasfiye sürecinin eksiksiz tamamlanmış olduğu kabul edilemeyeceğini, bu doğrultuda müvekkili şirket tarafından Tasfiye Hâlinde ——– terkin tarihi öncesinde —- sayılı dosya üzerinden icra takibi başlatılmış ve takibin kesinleştirildiğini,——- ilâmında da tasfiye hâlinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin, yapılan ilânlara rağmen alacaklarını yazdırmamaları durumunda dâhi alacağın düşmeyeceğini, ihya davası açılması için süre verilmesi gerektiğini içtihat etmiştir: “…Somut olayda; ihyası istenen anonim şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesinin ilân edildiği tarihinden önce şirket aleyhine başlatılmış bir icra takibi mevcut olduğuna göre, şirketin sorumlu tutulmasını gerektirebilecek bu durum nedeniyle —– terkin kaydının kaldırılması isteminde bulunulabilir. Buna göre, davacı tarafın alacaklı olduğunu iddia ettiği ticaret sicilinden terkin edilmiş anonim şirketin yeniden ihyasını istemesinde hukuki yararı mevcut olup, bu davayı açma hakkının bulunduğunun kabulü gerekmektedir…” ileri sürerek müvekkili şirketin davalı Tasfiye Hâlinde ——- bulunan hak ve alacaklarının tazminini teminen işbu ihyâ davasını açmak zarureti hâsıl olduğundan davanın kabulüne—- kayıtlı Tasfiye Hâlinde —— ihyâsına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılara tâhmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
TALEP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —-TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını,——– tescil konusundaki talepleri, ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirir ve sonuca bağlar; yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, —— tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlüdür. Tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin, emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediği incelenir. Tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şarttır.” (TTK.m.32). hükümlerini içerdiğini, yasal şartlar oluşmuşsa yapılan işlemle ilgili tescil kararı verildiğini, aksi halde, tescil talebini gerekçe göstererek reddedileceğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olması memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurları alacaklıların haklarını korumakla görevli olduğunu, vadesi gelmeyen borçlardan “ihtilaflı veya şarta bağlı” borçların notere tevdii ya da kafi bir teminat ile karşılanması gerektiğini, bu yapılmadan şirketlerin tasfiye süreci sonuçlandırılıp, bakiyeler mevcut pay sahiplerine dağıtılmış ve şirket kayıtları sicilden terkin edilmiş ise, terkin işlemlerinin iptali ile şirket tüzel kişiliği ihya olunarak tasfiye sürecine yeniden geçilebildiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini, Müvekkili —— tespit etmesinin mümkün olmadığını, mahkeme tarafından davanın esası ile ilgili vereceği karara müvekkili —– uyacağını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmadığından “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili —- dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabı tasfiye memurları olduğundan “yasal hasım” konumunda bulunan müvekkili, “yargılama masrafları”ndan sorumlu tutulamayacağını, davanın açılmasına sebebiyet vermeyip de davanın niteliği gereği ”Yasal hasım” konumunda bulunan müvekkil aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine hükmedilemez. Nitekim, ——- sayıda ilamı ve yerleşik uygulama da bu yönde olduğunu ileri sürerek müvekkili yönünden açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin diğer tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Mahkememiz tarafından, deliller toplanılmış, ilgili belgeler celp edilerek dosya içerisine alınmıştır.
Mahkememizde açılan işbu dava, tasfiye edilen şirketin 6102 sayılı TTK.nın 547. Maddesi gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılması için ihyası istemine ilişkindir.
—- numarasında kayıtlı Tasfiye Halinde —— tarihinde terkin işleminin tescil edildiği ve terkinin sicile tescil edildiği, şirketin tüzel kişiliği kaybettiği, ——– ilan edildiği Mahkememizce tespit edilmiştir.
Tasfiye edilen şirketlerin ek tasfiyesine ilişkin düzenlemeler 6102 sayılı TTK’nın 547. Maddesinde, “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, y.k üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirketin merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinde ek işlemler sonuçlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilir.
Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse şirketin ek tasfiyesi için şirketin yeniden tesciline kadar verir ve bu işlemleri yapması için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükümlerini içermektedir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda;
Mahkememizde açılmış bulunan işbu ihya davasında, davacıların Tasfiye Halinde—–davacı şirketin fatura alacağı için icra takibi yaptığı ve takip sırasında davalı şirketin tasfiyesinin ——- tarihinde tamamlanarak ticaret siciline tescil ederek şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiği, icra takibinin devamı için şirketin ihyasına karar verilmesinde davacı yanın hukuki menfaatinin bulunduğu mahkememizce benimsenmiştir.
Bu nedenle ek tasfiye işlemlerinin yapılabilmesi bakımından, davacı alacaklı şirketin açtığı işbu ihya davasının kabulüne,—— numarasına kayıtlı iken terkin edilen tasfiye halinde Tasfiye Halinde —–TTK 547. Maddesi gereğince  göre tüzel kişiliğinin ——- sayılı dosyasının takibi ve sonuçlandırılması  ve bu takiple ilgili açılacak davalarla sınırlı olmak üzere şirketin tüzel kişiliğinin ek tasfiyesi için tasfiye halinde yeniden ihyasına, ——— ek tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmesi gerekmiştir.
Ayrıca talep konusu icra takibinin tasfiye işlemleri devam ederken mevcut iken, tasfiyenin tamamlanarak, tasfiye işlemlerinin kapatıldığı oysa tasfiye halindeki şirketin borç ve alacaklarının sonuçlandırılmadan veya yeterli karşılığı ayrılmadan yapılan hacizler sonucu istihkak davaları ve satış işlemleri sonuçlandırılmadan tasfiyenin kapatılamayacağı bu nedenle davalı tasfiye memurunun şirketin tasfiyesini davacı yanın alacakları yönünden yapılan icra takipleri sonuçlandırılmadan tasfiye kapatılamayacağından, tasfiye memurunun masraf ve ücreti vekaletten sorumlu olduğu, yasal hasım olan ticaret sicil müdürlüğünde ise masraf ve ücreti vekaletten sorumlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE,
a—– numarasına kayıtlı iken terkin edilen—-  TTK 547.maddesi gereğince  göre tüzel kişiliğinin —– dosyasının takibi ve sonuçlandırılması  ve bu takiple ilgili açılacak davalarla sınırlı olmak üzere şirketin tüzel kişiliğinin EK TASFİYESİ İÇİN TASFİYE HALİNDE YENİDEN İHYASINA,
b-TTK’nın 547/2. maddesine göre, Mali Müşavir —— tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
c-Tasfiye memuru için aylık 1.500 TL ücret taktiri ile davacı tarafından 9.000 TL tasfiye ücreti avansının karar kesinleştikten sonra 2 hafta içerisinde Mahkememiz veznesine depo edilmesine, tasfiye memurunun görevinin işbu ücretin depo edilmesinden sonra başladığının ilgili tasfiye memuruna BİLDİRİLMESİNE,
d-Tasfiye memuru ücretlerinin tasfiye memuru atanan şirketten tasfiye sırasında KARŞILANMASINA,
e-Kararın TESCİL VE İLANINA,
2-Alınması gerek ilam harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan 106,60-TL yargılama gider ile 59,30-TL peşin harç olmak üzere toplam 165,90-TL’nin davalı Tasfiye Memuru——- alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
3-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 …A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.080-TL vekâlet ücretinin davalı Tasfiye memuru——-tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4- HMK madde 333/1. uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilin yüzüne karşı, diğer davalı —- memurluğunun yokluğunda, verilen kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde———ilgili dairesinden istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.30/06/2021