Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/140 E. 2023/53 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/140 Esas
KARAR NO : 2023/53

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, imzalanan bu sözleşmelere istinaden borçlu şirkete krediler kullandırıldığını, alacaklarının teminatını teşkil etmek üzere,—-dereceden ———- taşınmaz üzerinde ise —- kısmının rehinle temin edildiğini, bu arada davalı borçlunun — dosyası üzerinden — tasdiki davası açıldığını, yapılan yargılamada,— yıllık kesin mühlet kararının verildiğini, davalıdan olan alacaklarının —- olduklarının bildirildiğini ve — borçlu —- defterine alacak kaydının yapılmasının talep edildiğini,——- davasına sunulan raporda alacaklarının — alındığını ve kalan tutar — bölümünün ise kabul edilmediğinin bildirildiğini, İİK m. 308/b hükmü uyarınca, alacakları itiraza uğramış alacaklıların, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabileceklerini, taraflarınca ——- arabuluculuk dosyasında hazırlanan — Anlaşamama Tutanağı uyarınca da davalı ile alacaklarının tespit ve tahsili hususunda anlaşılamadığını, mevcut hüküm İİK ve TTK hükümleri uyarınca, —- tasdiki davasında —- alan davalıdan, kesin mühlet tarihi itibariyle — alacaklarının borçlu tarafından kabul edilmeyen ve çekişmeli görülen alacaklarının—- bölümünün tespit ve tahsili için iş bu davanın açılmasını gerektiğini, bu nedenlerle müvekkili—- tarihi itibariyle davalıdan —– bulunduğunu, İİK m.308/b uyarınca; davalı tarafından haksız olarak reddedilerek çekişmeli hale getirilen 897.813,18 TL’lık alacaklarının mevcudiyetinin tespiti ile davalı borçludan— kapsamında tahsiline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya iddia edilen miktarda borcunun bulunmadığını, kendi kayıtlarına göre yapılan incelemelerde borç tutarının 2.643.393,53 TL olduğu hususunda rapor düzenlendiğini, davacı yanın, her ne kadar haksız dava dilekçesinde müvekkilinden—- alacaklı olduğunu iddia etse de, bahsi geçen — sunmuş olduğu beyan dilekçesinde — tarihi itibariyle müvekkili şirketten 3.230.160,00 TL alacaklı olduğunu beyan ettiğini, bu hususun dahi davacının haksız çıkar elde etme gayesini güttüğünün açık bir göstergesi olduğunu, kesinlikle davayı ve talep edilen alacağı kabul anlamına gelmemek kaydıyla bu beyan dikkate alınarak hesaplama yapıldığında alacak miktarının talep edilen rakamdan çok daha düşük olacağının alenen gözler önüne serildiğini, —çıkartıldığında ise geriye ——- kalacağının şüphesiz olduğunu), davacı yanın,— ertelemesi süresince müvekkili ve müvekkili şirket yetkilileri aleyhinde haksız işlemlerine devam ettiğini,— müvekkili şirket yetkililerine ait ipotekli taşınmazların işbu davayı ikame etmeksizin satışı yoluna gittiğini, bu nedenle müvekkili şirket yetkililerinden — dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, ancak yapılan itiraz üzerine satış işlemlerinin icra müdürlüğü tarafından durdurulduğunu, bahsi geçen dosyadan satışı talep edilen ve kendileri tarafından — ile başlatılan kıymet takdirine itiraz talepli dava neticesinde müvekkili şirket yetkilisine ait taşınmazın en son kıymetinin —– belirlendiğini, davalı yanın icra dosyasına ek, haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili şirket yetkililerinden — ait taşınmazın da satışı— dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, bu taşınmazın —- üzerinden açık artırma ile satışını yaptığını ve işbu dava konusu alacağının 431.000,00 TL’lik kısmını haksız ve kötü niyetli olarak iktisap ettiğini, anılan dosyadan yapılan ihalenin feshi ile ilgili temyiz sürecinin devam ettiğini, bahsi geçen ihale kesinleşmeksizin işbu dosyadan hüküm tesis edilmesi isabetsiz olacağından sayın mahkemece anılan ve — dosyasından görülmekte olan ihalenin feshi davasına ilişkin temyiz süreci tamamlanıncaya kadar bahsi geçen davanın bekletici mesele olarak ele alınmasının elzem olduğunu, davacı tarafından yukarıda –esas sayılı dosyası tetkik edildiğinde takip çıkışı alacak miktarının —- olarak kayıtlara geçtiğinin açıkça görülebileceğini, davacı tarafından her dosyada farklı bir alacak miktarının öne sürüldüğünü, ne kadar alacak miktarının bulunduğunun kendilerince dahi tespit edilemediğini, işbu davada ileri sürülen alacak iddialarının ise—- talep edilemez nitelikte olduğu göz önünde bulundurulması gereken önemli bir husus olduğunu, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine,—- bekletici mesele yapılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan alacağına ilişkindir.
Taraflar arasında —- limitli imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin incelenmesinde; davalı şirketin “taahhüt eden müşteri” sıfatıyla ve sözleşme asıl borçlusu olarak, müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak da dava dışı —yer aldığı, bu sözleşmeye göre davalı asıl kredi borçlusunun, sözleşmeden kaynaklanan kaydi sorumluluğunun — olduğu, davacı bankanın, davalı asıl kredi borçlusuna muhtelif tarihlerde nakdi krediler ve kredi kartı verilip kullandırdığı, ayrıca teminat mektubu ve çek kredisi şeklinde gayri nakdi kredi açıp kullandırdığı, öte yandan, davacı bankaca, davalıya kullandırılan kredilerin maddi teminatını oluşturmak üzere;——- —- tesis edildiği görülmektedir.
Davacı bankaca, davalının kullandığı kredilerin geri dönüşleriyle ilgili gecikmeler ve aksaklıkların ortaya çıkması üzerine, kredi hesaplarının— tarihi itibariyle kat edildiği ve bu tarih itibariyle—- alacağı ile kredi kartından kaynaklanan 50.001,60 TL alacağının (toplam —- içerisinde ödenmesi, yanı sıra, 200.000,00 TL tutarlı teminat mektubu ile 153.600,00 TL çek kredisinden kaynaklanan riskin TL karşılığının banka nezdindeki faizsiz bir hesaba nakden ve defaten depo edilmesi ya da iadelerinin sağlanması için — ihtarnamesiyle davalı borçluya ihtarname düzenlendiği, ihtarnamenin davalı asıl kredi borçlusuna — tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede borcun ödenmesi için (1) gün süre verildiğinden, davalı borçlunun 24.02.2019 tarihinden itibaren temerrüde düştüğü anlaşılmıştır.
Davacı banka ayrıca dava dilekçesinde, — Heyetine—–tarihi itibariyle toplamda — alacağı olduğunu ileri sürerek başvuruda bulunmuş, ancak –dava dosyasına sunulan raporda alacağının —olarak kayıtlara alındığını ve üzerinde kalan tutarı — etmediğini bildirmiş, buna göre, davacı bankanın kredi alacakları yönünden hesaplamanın, davacının ——– bildirdiği hesaplamaya esas alınan —– üzere, davacının alacağı —tutarındaki ipotek ile teminat altına alındığından faiz hesabının devamı söz konusudur) yapılması gerekmiştir.
Mahkemece davanın niteliği itibariyle konusunda uzman bilirkişi heyetinden —alınmış, raporlar denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Dosyaya sunulan —– bilirkişi raporunda; Davacı bankanın,—- bildirim tarihi itibariyle davalıdan olan toplam alacağının —, İcra İflas Kanununun 294. maddesine istinaden, kesin mühlet tarihi— itibariyle davacı bankanın alacağı —– hesaplandığı, dosyaya sunulan —- bilirkişi raporunda ise, davacı bankaca, kök bilirkişi raporuna yönelik beyan ve itirazlarını içerir dilekçesinde; 3 adet teminat mektubuna —-, ayrıca davalıya teslim ettiği çek yapraklarıyla ilgili teslim/tesellüm —-, bunlara yönelik tüzel kişi müşteri beyannamelerini de dava dosyasına sunduğu, buna göre, davacı banka tarafından davalı lehine teminat mektubu ve çek karnesi verildiğinin değerlendirilebileceği, ancak davada mer’i çek yaprakları için talep edilen tutarın—-olduğu, dosyaya sunulan —- dolayısıyla söz konusu çek yapraklarının hangilerinin mer’i, hangilerinin iade edildiği ya da ibraz edildiği yönünde dosyaya bir bilgi sunulmadığından bu yönde bir mukayesenin ve değerlendirmenin de yapılamadığı, davalı tarafın da bu yönde (teminat mektuplarının davacı bankadan alınmadığı ya da alınıp iade edildiği; çek karnelerinin/yapraklarının ise iade edildiği ya da ibraz edildiği yönünde) bir kanıt sunmadığı, buna göre ise, davacı bankanın hesap kat, bildirim tarihi ve kesin mühlet tarihi itibariyle toplam — tutarında —– risk tutarından ve bu tutarın depo sorumluluğundan söz edilebileceği, tarafların beyan dilekçelerinden görüleceği üzere, davalı şirket yetkilisine ait taşınmazın— üzerinden satışı sonucunda —– davacı adına tescil edildiğinin anlaşıldığı, huzurdaki davanın açılış tarihinin —- olduğu, kök rapordaki hesaplamalardan—– tarihi (İ.İ.K. md.294) dikkate alınmak suretiyle yapıldığı, dolayısıyla, teknik olarak —-tutarlı satış bedelinin söz konusu hesaplamalarda dikkate alınmasının mümkün olmadığı,— konu edilen borçtan mahsubunun ise, borcun bakiye arz etmesi halinde ancak — mümkün olabileceği, hal böyle olmakla birlikte, bakiye borcun söz konusu tarih——— itibariyle yapılan tahsilatın altında kalmış olması halinde, aradaki farkın davalının alacağını oluşturacağı ise izahtan vareste bulunduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafça ——- heyetine yapılan başvuru sonucu kabul edilmeyen ve çekişmeli görülen alacaklarının 897.813,18 TL’lik bölümü için bu davanın açıldığı ve bu toplamı oluşturan 519.943,18 TL nakit, —– alacağının mevcudiyetinin tespitine ve —- tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise davayı kabul etmemekle birlikte ayrıca dava tarihinden sonra davalı adına kayıtlı ve davacı lehine —edilen taşınmazın satışı — karşılığı davacı adına tapuya tesciliyle yapılan tahsilatın da mahsubu sonucunda davacıdan alacaklı oldukları ileri sürülmüş, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının— bildirim tarihi itibariyle bilirkişi —-heyetince reddedilen kısım yönünden davacının —- gayri nakdi alacak toplamı —alacaklı olduğu, ayrıca dava tarihinden sonra davalı adına kayıtlı taşınmazın davalıya — karşılığı tescili sonucu bu miktarın davacı alacağından mahsubu gerektiği, fakat — ilamında da vurgulandığı üzere çekişmeli alacak hakkında karar veren mahkemenin –göz önünde bulundurarak alacağın tasdik edilen vade,—- ödeme koşullarına göre tahsil edilmesi yönünde hüküm kurulması gerektiği, bu nedenle davacı tarafça yapılan tahsilatın ve bunun mahsubu ile nakdi ve gayri nakdi alacakların —-çerçevesinde düzenlenmesi gerektiğinden mahkememizce mahsup yapılmayarak sadece nakdi ve gayri nakdi alacak ile yapılan tahsilatın tespiti yapılmış, mahsubun da buna göre yapılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜYLE,
1—– nakdi ve—-gayri nakdi alacağın —— göre tasdik edilen vade, —- diğer ödeme koşullarına göre tahsiline,
Dava tarihinden sonra davalı — üzerinden satışı ile —— tarihinde davacı adına tescil edilmesi suretiyle yapılan ödemenin —– kapsamında mahsubunun değerlendirilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken —- harçtan mahsubu ile kalan 37.208,52 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile—– arabuluculuk ücretinin kabul red oranı dikkate alınarak 1.130,85 TL’sinin davalıdan, 189,15 TL’sinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan—- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 15.332,41 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı ve 10.726,20 TL dosya masrafı olmak üzere davanın kabul ve red oranı dikkate alınarak ve harçlar bu orana eklenmeksizin toplam ——- yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
Dair; davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.