Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/129 E. 2023/84 K. 27.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/129
KARAR NO: 2023/84
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 26/02/2021
KARAR TARİHİ : 27/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini, davacının dava şartı —– başvurduğunu, başvurunun akabinde karşı taraf ile görüşmeler sağlandığını ancak müzakereler anlaşmama ile sonuçlandığını, davalının icra takibinin tebliğinden sonra itirazın iptali davası açılmadan önce sadece asıl alacağı ödeyerek kötü niyetli olarak vekalet ücreti ve icra takip masrafları ödememek için asıl alacak miktarını alacaklıya haricen ödediğini, ödemenin rızaen yapılmış olduğundan borçlunun bu dönemler yönünden itirazından vazgeçtiğini kabul edileceğini, davalının icra takibinin tebliği ile birlikte doğmuş olan icra vekâlet ücreti, icra dosyası masrafları likit olmasına rağmen borçlu tarafından takibe itiraz edildiğini ve haksız olarak mevcut olan borcu inkar etmiş olmaları sebebi ile dürüstlük kuralı gereğince %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, talepleri sadece icra vekalet ücreti ve icra dosyası masrafları yönünden olduğunu hesaplama ve yargılamayı gerektirmediğini, icra dosyasındaki itirazın vekalet ücreti ve icra dosyası masrafları yönünden iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin davacı şirkete vadesi gelmiş bir borcu olmadığını, cari hesapta görünen bakiye borcunun tamamen ödendiğini, bu nedenle haksız takibe itiraz ederek nedenlerini belirttiklerini, davalının temerrütte düşmediğinden borca ve istenen faize itiraz ettiğini, bu nedenle itirazlarının haklı olduğunu ve işbu davaya da bu anlamda itiraz ettiklerini, davacının ticari uygulamalara uygun hareket etmediğini, taraflar arasında ticari ilişki normal düzeyde devam ederken birdenbire icra takibine girişildiğini ve vadesi gelememiş alacağı tahsili yoluna gidildiğini, vadesi gelememiş borcu icra takibine konu etmekle davacı taraf kötü niyetle hareket ettiğini TTK, TBK hükümleri ve ticari teamüllere aykırı davrandığını, itiraz sonrası taraf vekillerince davalı şirkete dosya kapak hesabı bildirilerek 11.325,00 TL talep edildiğini, davalı tarafından talep kabul edilmediğini, yine arabuluculuk görüşmelerinde de talep tekrarlandığını ve bu süre anlaşmazlıkla sonuçlandığını, açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine %20 inkar tazminatına, yargılama giderleri ve avukat ücretini karşı tarafa yükletilesine karar verilmesini talep etmiştir.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—— sayılı dosyası —— üzerinden celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde —- bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): ——– Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir ——
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. —–Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. ——Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde —— bilirkişisi marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve davacı tarafın ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. ——bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin ——yılına ait Ticari defterleri Ticaret kanunun 64 ve 213 sayılı VUK ilgili hükümleri gereğince yasal ve usulünce tutulduğunu, davacı şirketin —- yılına ait Ticari defterleri Ticari defterler TTK 69 ve 213 Sayılı Kanunun 216. Md gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davacı şirketin —– yılına ait Ticari defterleri ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85md ve HMK 222. Maddesi gereğince deliliniteliğine haiz olabileceği kanaati oluştuğunu, davacı şirketin —- yılına ait Ticari Defterler VUK 228-226 md gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmadığını, davalı şirketin —- yılına ait Ticari defterleri Ticaret kanunun 64 ve 213 sayılı VUK ilgili hükümleri gereğince yasal ve usulünce tutulduğunu, davalı şirketin — yılına ait Ticari defterleri Ticari defterler TTK 69 ve 213 sayılı kanunun 216. Md gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davalı şirketin —— yılına ait Ticari defterleri ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85md ve HMK 222. Maddesi gereğince delili niteliğine haiz olabileceği kanaati oluştuğunu, davalı şirketin——- yılına ait Ticari Defterler VUK 228-226 md gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun tutulup kazıntı ve silintiye rastlanmadığı, dava konusunun; taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı Asıl Alacak 60.875,56 TL işlemiş faiz 660,46 TL olmak üzere toplamda 61.536,02 TL alacağın tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından cari hesap alacağının tahsili amacıyla ——Esas numarası ile 21.07.2020 tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda ——– huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının—- yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının — yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı taraf — yılı yasal defter ticari münasebetkayıtlarına göre; davacının davalıdan kaydi olarak alacağı bulunmadığı tespit edildiği, davalı taraf — yılı yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre; davalının davacıya kaydi olarak borcu bulunmadığı tespit edildiği, davalı tarafından icra takip tarihi —- sonra davacı tarafa —-tarihinde 60.875,54 TL ödeme yaptığı davacının tahsil edilen bu miktarı davalının asıl borcundan mahsup ettiği bu sebeple davalının dava tarihi itibariyle borcunun olmadığı,ancak ödemenin takip tarihinden ve ödeme emrinin tebliğinden sonra yapılması nedeniyle takip tarihi
itibariyle 60.875,54 alacaklı olduğu takip tarihinden sonra ödeme yapılması nedeniyle davacının davalıdan vekalet ücret alacağı ve icra dosyası masraf alacağının bulunduğu. Buna göre:
İlk 40.000,00 TL için %15 üzerinden 6.000 ,00 TL
Sonraki 20.875,54 TL için %13 üzerinden 2.713,82 TL
+ ——————
Vekalet ücreti toplam 8.713,82 TL
İcra Dosya Masrafı 401,18 TL olmak üzere
Davacının toplam 9.115,00 alacaklı olduğu bu miktar yönünden itirazın iptaline karar verilebileceği, icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.—— bilirkişi tarafından tanzim edilen ek bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafından davalı yana faturaların mart nisan mayıs ve haziran ayında kesildiği, detayları aşağıdaki gibi olduğu, Davaı tarafında ise ödemelerin haziran ve temmuz ayında yapıldığı görüldüğü, fatura kesiminden sonra 3 ay içerisinde ödendiği ve davacı tarafından da ödemelerin ticari defterlerine kayıt edildiği görüldüğü, Yukarıdaı ayrıntılı bir şekilde açıklanan sebepler doğrultusunda davacı tarafından geç ödendiği iddia edilen fatura tutarlarına karşılık davacı tarafından davalı geç ödenmesine ilişkin ihtarname geçilmediği görülmekle bu hususta taktir mahkemeye ait olduğu, davalıtarafından icra takip tarihi —– sonra davacı tarafa —– ödeme yaptığı davacının tahsil edilen bu miktarı davalının asıl borcundan mahsup ettiği bu sebeple davalının dava tarihi itibariyle borcunun olmadığı, ancak ödemenin takip tarihinden ve ödeme emrinin tebliğinden sonra yapılması nedeniyle takip tarihi itibariyle 60.875,54 alacaklı olduğu takip tarihinden sonra ödeme yapılması nedeniyle davacının davalıdan vekalet ücret alacağı ve icra dosyası masraf alacağının bulunduğu, buna göre:
İlk 40.00,00 TL için %15 üzerinden 6.000 ,00 TL
Sonraki 20.875,54 TL için %13 üzerinden 2.713,82 TL
+ —————— Vekalet ücreti toplam 8.713,82 TL İcra Dosya Masrafı 401,18 TL olmak üzere davacının toplam 9.115,00 alacaklı olduğu bu miktar yönünden itirazın iptaline karar verilebileceği, icra inkar tazminatına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususundaki takdirin Mahkemenizde bulunduğu kök raporda tespit edildiği, taraf itirazları ve Mahkeme ara karar doğrultusunda yapılan inceleme de; davacı tarafından davalı yana faturaların ——– ayında kesildiği, davalı tarafında ise ödemelerin —— ayında yapıldığı görüldüğü, fatura kesiminden sonra 3 ay içerisinde ödendiği ve davacı tarafından da ödemelerin ticari defterlerine kayıt edildiği görüldüğü, Mahkemece davacı tarafın (21.07.2020) takip başlattığı ve davalı tarafından da 28.07.2020 tarihinde ödeme yapıldığı taraflar arasında akdedilen sipariş formu gereği ödemelerin yaptığı görüldüğü, 90 gün vade kabulü halinde davacının davalı yandan vekalet ve dosyamasrafı talep edemeyeceği ancak Mahkemece verilmesi uygun görülmesi halinde davalı tarafından takip sonrası yapılan ödeme sonrasında davacı tarafından vekalet ücret alacağı ve icra dosyası masraf alacağının bulunduğu, davacı tarafın davalı tarafından talep edilebilecek tutarın 9.115,00TL olacağı bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davanın icra vekalet ücreti ve icra dosya masrafı yönünden takibe yapılan itirazın iptali ile takibin icra inkar tazminatı ile birlikte devamı istemine ilişkin olduğu, asıl alacak miktarına ilişkin taraflarca bir ihtilaf bulunmadığı gibi, asıl alacak miktarı icra takibinden sonra ödenmiştir. Davaya konu uyuşmazlık, takip tarihiitibariyle davacının haricen ödenen asıl alacağı takibe konu edip edemeyeceği, alacağın takip tarihi itibariyle vadesinin gelip gelmediği, bu sebeple de takipte haklı olup olmadığı, icra vekalet ücreti ve masrafları yönünden takibin devamına karar verilip verilemeyeceği, icra inkar tazminatı istenip istenemeyeceği yönündendir. Tarafların incelenen ticari defterleri ve alınan bilirkişi raporu ile, faturaların düzenlendiği tarihten sonra 90 gün içerisinde ödendikleri, takip tarihi itibariyle 90 günlük sürenin dolmadığı, takipten sonra haricen yapılan ödemeninde 90 günlük süre içerisinde olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalıya gönderilen sipariş formlarında vadenin belirtildiği, bunun dışında farklı bir ödeme tarihi olduğuna dair dosyada herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, belirtilen 90 günlük vadede ödemeler yapıldığından ve takip tarihinde bu süre dolmadığından, takip tarihinde alacak muaccel olmamıştır. Dolayısıyla davalının vekalet ücreti ve icra masraflarına katlanma ve icra inkar tazminatı ödeme yükümlülüğübulunmamaktadır.
Davaya konu alacağın olup olmadığı, davacı tarafından istenip istenemeyeceği hususu yargılamayı gerektirdiğinden, davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşturacak bilgi ve belge bulunmaması sebebiyle davacının kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmamıştır. Bu nedenle şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminat talebi yerinde görülmemiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu fazla yatırılan 120,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
8-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.115,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair,davacı vekilinin ve davalı vekilinin (e-duruşma) yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.27/01/2023