Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/120 E. 2023/527 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/120 Esas
KARAR NO: 2023/527
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 23/02/2021
KARAR TARİHİ: 11/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili olan davacı —– şirketi İle davalı borçlu arasında kurye hizmeti verilmesi hususunda sözleşme imzalandığını, taraflar arasında ticari faaliyet mevcut olduğunu, sözleşme kapsamında taşıma hizmeti verilmesi hususunun davacı şirket tarafından yerine getirildiğini ve hizmete ilişkin faturaların davalıya tebliğ edildiğini, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine —— E. Sayılı dosyası ile alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalı şirkete itiraz edilmesi nedeni ile icra takibinin durduğunu, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek, davanın kabulüne,davalının —– E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile, alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline ,haksız ve kötü niyetle itirazda bulunan davalı aleyhine olmak üzere yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili olan davalı şirket merkezinin ve sözleşmenin ifa edileceği yerin —– olması sebebiyle—— Mahkemeleri’nin yetkisiz olduğunu, dava dilekçesinde davacı ile davalı şirket arasında yemek hizmeti hususunda hizmet sözleşmesi akdedildiği belirtilmişse de taraflar arasında yapılan sözleşmenin konusunun davalı şirkete ait yayınların belirtilen davacı şirketçe dağıtım ve teslim yapılmasına ilişkin olduğunu, davacı şirketin 21.01.2019 tarihli sözleşmede belirtilen edimlerini yerine getirmediğini, bu sebeple davalının kanundan kaynaklanan seçimlik hakkını kullanarak faturayı iade ettiğini, davacı tarafından faturanın dayanağı olan hizmetin ifa edildiği hususunun ispat edilmesi gerektiğini savunarak yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, kötü niyetli alacaklının %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. —– Esas sayılı icra takip dosyası celp edilmiştir.,Davacı vekili UYAP sisteminden sunduğu 14/03/2022 tarihli dilekçesi ile müvekkili olan davacının unvan değişikliğine gitmiş olduğunu, yeni unvanın —— şirketi olduğunu beyan etmiştir.Davacı şirkete ait ticaret sicil kayıtları Ticaret sicil müdürlüğü internet sorgu sayfasından sorgulanarak dosya arasına alınmıştır.6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6102 sayılı TTK Madde 64-(1) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür. Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır. 6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.Mahkememizin 08/03/2022 tarihli duruşma ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, bilirkişilerin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.Mahkememizce dosya rapor tanzim edilmek üzere SMMM Bilirkişi —— tevdii edilmiş, tanzim edilen 22/09/2022 tarihli raporda özetle; ”… Davacı Şirketin 10.176,70 TL Alacak talebi üzerinden harçlandırmak suretiyle İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin Takip/Dava Tarihinde İtibarıyla Davalı Şirketten, Ticari Defterlerinde kayıtlı bulunduğu tespit olunan Takip Müstenidi 1 Adet Hizmet E-Faturasından kaynaklanan ve Talebi gibi 10.176,70 TL asıl alacağı bulunduğu, Davalı Şirketin işbu faturaya ilişkin hizmetlerin sözleşmeye uygun ifa edilmediğini gerekçe göstererek davacı şirkete iadesinin yerinde olup, olmadığı hususu ile davalı şirketin ticari defterlerinin —— Talimat Yazılması suretiyle Yerinde incelenmesi şeklindeki talebinin Sayın Mahkemenin takdirinde olabileceği Sonuç ve Kanaatlerine varıldığı…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.Davalı vekilince Mahkememizin 13/12/2022 tarihli celsesinde , Mahkememizce bilirkişi telim tutanağında kurulan ara karar ile davalı defterlerinin incelenmesi için —— iline talimat yazılmasına ve bilirkişi ücretinin davacı vekilince 2 haftalık kesin süre içerisinde yatırılmasına karar verilmiş olmasına rağmen davacı tarafça 24/11/2022 tarihinde yatırıldığı, dolayısı ile davacı vekilini bilirkişi delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizin 15/12/2022 tarihli ara kararı ile davacı vekili tarafından talimat yazılmasına yönelik ara karara istinaden delil avansının 24/11/2022 tarihinde yatırıldığı, ilgili delil avansının celse arasında tamamlandığı ve yargılamanın uzamasına neden olunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir.Davalı yönünden ticari defter ve kayıtlar incelenmek üzere —— Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, —— aracılığı ile bilirkişi SMMM /Bağımsız Denetçi —— tarafından tanzim edilen raporda özetle;”… 30.09.2020 tarihi itibari —— şirketi tarafından düzenlenen Mal ve Hizmet faturasının 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz ve iade ettiğine dair belge ve bilginin olmadığı tespit edilmiş olup, davalı tarafından dava konusu mal ve hizmet faturasını 30.09.2020 tarihinde (düzenlenme tarihi itibari ile) ticari defterlerine borç olarak kaydedilmiş olduğunun tespit edildiği, Taraflar arasında yapılan sözleşme gereği ödeme ile ilgili sözleşmenin 8.Ödeme başlıklı maddesinde ödemenin fatura, ürünlerin sevk tarihinde düzenlenecek olup, ödeme fatura tarihinden itibaren 20 gün içerisinde yapılacaktır. Ödemelerin sözleşmede yazılı süreden sonra yapılması halinde taşıtıcı tarafından ödemesi geciken her bir fatura için aylık %2 oranında vade farkı uygulanır. Bu şekilde düzenlenen fatura veya faturalara itiraz edemeyeceği hususunu, taşıtıcı şimdiden kabul ettiğini beyan eder.” şeklinde olduğu dikkate alındığında …Davalı tarafın dava konusu mal ve hizmet faturası bedeli olan 10.176,70 TL tutar kadar borçlu olacağı tespit edildiği, Davacı ——- 23.02.2021 dava tarihi itibari ile Davalı —– Şirketinden 08.12.2020 takip tarihi itibari ile 10.176,70 TL asıl alacak ,23.02.2021 dava tarihi itibari ile 317,43 TL reeskont faiz oranı üzerinden hesaplanan işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.494,13 TL tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği…” belirtilmiştir.Tanzim edilen rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.İcra dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, davalı aleyhine 10.176,70-TL alacak üzerinden icra takibine başlandığı, davalı tarafından yetkiye, borca, faize , faiz oranına, borcun tüm ferilerine , faturaya ve takibe karşı itiraz edilerek takibin durdurulduğu, huzurdaki davanın yasal süresi içerisinden harçlandırılmak suretiyle 10.176,70-TL üzerinden açıldığı görülmüştür.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından fatura alacağının konu edildiği icra takibine davalı tarafından yapılan yetkiye ve borca yönelik itirazın iptali istemiyle huzurdaki davanın 10.176,70-TL harca esas değer üzerinden açıldığı,——- sayılı Kararında da belirildiği üzere;”…Mahkemece taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığı gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da, davacı alacağının dayanağı olarak dava dosyasına faturalarla birlikte altında teslim alan imzası bulunan sevk irsaliyelerini sunmuştur. Yetki itirazı hadise şeklinde incelenir. Bu durumda mahkemece tarafların delil ibrazı sağlanarak sunulan bu deliller eksiksiz olarak değerlendirilerek yetki itirazının bu değerlendirmeye göre belirlenerek uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir…” şeklindeki kararı dikkate alınarak yapılan bilirkişi incelemesi ile taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve bakiye alacağın icra takibine konu edildiğinin anlaşıldığı, bu kapsamda HMK 10 ve TBK 89. Maddesi dikkate alındığında davacı alacaklının —— adresli olup, para alacağının konu edildiği takibin —— icra müdürlüklerinin uyuşmazlıkta yetkili olduğu anlaşılmakla, celse ara kararı ile icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın reddine karar verildiği,Mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporları ile taraflara ait ticari defter ve kayıtların usulüne uygun şekilde tutulduğu ve ilgilisi lehine delil niteliğinin bulunduğu, icra takibine konu faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davacının takip tarihi itibariyle 10.176,70-TL asıl alacağı bulunduğu, takip konusu faturanın davalı ticari defterlerinde fatura tarihi olan 30/09/2020 tarih ve 10.176,70 TL bedelle kayıt edildiği, ancak ödeme bulunmadığı halde 07/12/2020 tarihinde düzeltme kaydı yapılarak davalı defter kayıtlarından çıkartıldığı, davalı tarafından her ne kadar faturaya konu hizmetin verilmediği, faturanın hizmet verilmesinden önce keşide edildiği savunulmuş ise de taraflar arasındaki sözleşmenin 8. Maddesinde faturanın ürünlerin sevk tarihinde düzenleneceği ve ödemenin fatura tarihinden itibaren 20 gün içerisinde banka havalesi ile yapılacağının düzenlendiği, taraflar arasındaki yazılı sözleşme hükmü ile davalı tarafından faturaya itirazın yasal 8 günün çok sonrasında yapıldığı dikkate alındığında savunmanın dikkate alınamayacağı, sunulu bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu anlaşılmakla Mahkememizce benimsendiği, yapılan yargılama ile davacının takibe konu asıl alacağının bulunduğunun anlaşıldığı, dosya kapsamında aksi delil bulunmadığı, faturaya dayalı alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —– Esas sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacağın %20’si tutarında olan 2.035,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 695,17-TL harçtan peşin alınan 122,92TL harcın mahsubu ile bakiye 572,25‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 202,22-TL harç ve 2.247,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam 2.449,72‬‬-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK.m.341/2 uyarınca miktar itibariyle kesin olarak verilen karar açıkça okunup usûlen anlatıldı.11/07/2023