Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/117 E. 2022/156 K. 18.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/117
KARAR NO : 2022/156

DAVA : TAZMİNAT (ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ : 18/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin—— işlerinde —- vermekte olduğu,—– ——işlemlerini yapmakta olduğunu, davalı da davacı şirket adına ——–montajını yapmakta olduğunu, buna karşılık fatura ettiği hizmet ve malzeme bedelleri kendisini ödenmekte olduğunu, tarafların tacir olduğunu,—-günü davalı, davacının—– yaptığı esnada aldığı ürünlerin ödemesini yapan —- —- indirim için sistemde kayıtlı telefon numarasını ——söylerken kadının telefon numarasını kulak kabartıp ele geçirip hiç tanımadığı kadına tacizde bulunmak amacı ile —-yolladığını, bu mesaj ile tacize uğrayan kadın —- hizmetlerine —- ile durum ortaya çıkmış ve bu nedenle davacı —— firması tarafından 3 ay süreyle iş verilmeyerek cezalandırıldığını, üç aylık sürede davacı bu firmadan iş alamadığı için zarara uğradığını, davacının bu firma ile aylık ortalama 500.000 TL ciro ile iş yapmakta olduğunu, bu miktarın %30 u kar olduğunu, ticari defterler delil olarak incelendiğinde zararın hesap edileceğini, davalının davacıya verdiği zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakkımız saklı olmak üzere şimdilik 30.000,00 TL tazminat alacağımızın tahsili ile yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddia edilen zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağı ve hukuka aykırılık bağı mevcut olmadığını, ayrıca bir şahsa yönelmiş bir haksız fiilden yansıma yolu ile mutlak hakkı ihlal edilmeden malvarlığı azalarak zarara uğrayanların zararlarını faile tazmin ettirebilmeleri için zararla fiil arasında illiyet bağı bulunması dışında fiile yansıma zarar uğrama olgusu arasında hukuka aykırılık bağı bulunması gerektiği, davalının eylemi ile davacı tarafça iddia olunan zarar arasında hem uygun illiyet bağı hem de hukuka aykırılık bağı ispata muhtaç olduğunu, davalı ile davacı şirket arasında yazılı bir sözleşme mevcut olmadığını, davacı ile dava dışı ——– sözleşme ibraz edilmediğini, davalının davacı tarafça taciz olarak nitelendirilen ve iddia olunan eylemi herhangi bir kesinleşmiş ceza kararına dayanmamakta olup, haksız bir itham olmakla, iftira niteliğinde olduğu, davalının iddia olunan eylemi yine iddia edildiği şekilde taciz boyutuna ulaşan bir eylem olmayıp, bu eylem hakkında sözde mağdurun herhangi bir şikayeti söz konusu olmamış ve davalı hakkında şikayete bağlı bir suç olan taciz suçu hakkında herhangi bir soruşturma yahut kovuşturma gerçekleştirilmediği, davalının iddia olunan eylemi ile davacı tarafın mahrum kaldığını iddia ettiği ancak fahiş olan karı arasında uygun illiyet bağı ve hukuka aykırılık bağı mevcut olmadığını, davacının mahrum kaldığını iddia ettiği karı, mutlak bir hakka dayanmamakta olup nispi bir hak olarak değerlendirilse dahi hukuka uygunluk bağı bulunmaması sebebiyle yansıma şeklinde olmakla davalıdan talebi mümkün olmadığını, davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilemesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.
Dava, sözleşmeye aykırı haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davalının tacir araştırmasına—- —–müzekkerelere yanıt verilmiş olduğu, ilgili müzekkerelerden; davacının —– kaydının bulunmadığı,—–kaydının bulunduğu, işletme esasına göre defter tuttuğu, mal alış satış tutarlarının tebliğde belirtilen tutarın altında kaldığı görülmüştür.
Sonuç itibariyle; yukarıda açıklanan sebeplerle davanın Ticaret Kanununda belirtilen işlerden olmadığından mutlak ticari dava olmadığı, gelen cevabi yazılardan davalının tacir olmadığı, her iki tarafı tacir olmadığından davanın nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı, davanın Ticaret Mahkemesinin bakacağı davalardan olmadığı, Mahkememizin görevsizliği, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu tespit edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 114/1-c uyarınca görev bir dava şartıdır. Yine aynı kanunun 115. maddesine göre, dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması, bulunamadığı takdirde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğinden Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-Davaya bakmaya —-Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca,kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde taraflardan birinin Mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ——Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın görevli Mahkemeye gönderilmesi için başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-Yargılama giderinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.