Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/105 E. 2023/60 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/105 Esas
KARAR NO: 2023/60 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/11/2020
KARAR TARİHİ: 19/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … ile müvekkil adına kayıtlı —— plakalı otonun 60.000-TL bedelle satışı konusunda anlaşmışlar ve 5.4.2017 tarihli sözleşme akdetmişlerdir. Ancak … tarafından araç borcunun tamamı ödenmediğinden araç devri yapılmamıştır. … o tarihte davalı şirkette sigortalı olarak çalışmaktadır. Davalı şirketin müvekkilin borçlusu … adına keşide ettiği ——– Bankasının ——- no.lu 30.7.2018 keşide tarihli 20.000-TL bedelli çeki … tarafından ciro edilerek müvekkil şirkete verilmiştir. Çek vadesinde bankaya ibraz edilmiş ancak karşılığı bulunmadığı anlaşılınca davalı şirketle irtibata geçilmiş, çekin yazdırılmaması halinde çekin ödeneceği bildirilmiş ve çekin arkası yazdırılmadan ödeme yapılması beklenmiştir. Ödeme yapılmaması üzerine davalı ve dava dışı … hakkında ——- esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış, davalı tarafından borca itiraz üzerine takip durmuştur. ——- plakalı otonun sigorta poliçeleri davalı şirket yetkilisi … tarafından ödenmiştir. Davalı şirket çeki ödememiş, müvekkili oyalayarak çekin yazılmasını ve kambiyo takibi yapılmasını engellemiştir. İtirazın iptaline, borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir, bu taleplerini duruşmalarda tekrar etmiştir. İş bu davanın ——- Mahkemesine açılmış ise de, ——- Adliyesinde Ticaret Mahkemesi bulunmadığı, ——- kararları uyarınca —— Adliyesinin Ticaret Mahkemesi olarak——- Adliyesine bağlı olduğu bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın mahkememize esasına kaydının yapıldığı görüldü. Taraf teşkilinin usulüne uygun sağlandığı görüldü.Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Öncelikle belirtilmesi gerekir ki dava konusu çek dava dilekçesinde de “yazdırılmadığı” belirtildiği üzere süresinde ibraz edilmediğinden çek vasfını yitirmiştir. Dava dilekçesi ekinde fotoğrafı sunulan ve aslının —— İcra Müdürlüğü kasasında olduğu iddia edilen çek, Yargıtay’ın da yerleşik içtihadı uyarınca artık adi senet olarak dahi kabul edilemeyecek – ve iddiada bulunan tarafın ticari ilişkiyi ispat edebiliyor olması gerekecektir. Öncelikle çek aslının iddia edildiği gibi davacı taraf uhdesinde olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Bu konu ile ilgili olarak ——- İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılmasını ve çek aslının sorulmasını talep ederiz. Çek aslı Davacı tarafın uhdesinde olsa dahi, yukarıda açıklandığı üzere çek vasfını yitiren bu çek görüntüsünün yanında davacı taraf ile müvekkil Şirket arasında borç ilişkisinin olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Ne var ki dosyada mübrez BA/BS formlarından da görüldüğü üzerene müvekkil şirket ile dava dışı …, ne … ile davacı, ne de davacı ile müvekkil şirket arasında ticari veya mali bir ilişkinin bulunduğuna dair hiçbir kayıt bulunmamaktadır. Dosyaya delil olarak Müvekkil Şirket’in dahil olmadığı bir araç satım sözleşmesi ile Müvekkil Şirket yetkilisinin bir dönem aracın poliçe primlerini ödediğini gösterir tahsilat belgesi sunulmuştur. Müvekkil Şirket yetkilisi söz konusu primleri o dönem çalışanı …, borca batık olduğu ve banka hesabına para girdiği an aleyhine olan icra takipleri dolayısıyla hesaplarına bloke konması sebebi ile, iş yerinden olan prim alacaklarının Şirket yetkilisinden örnekte olduğu gibi poliçe ödemesi veya elden verilmesi gibi yollarla ödenmesini rica etmesi dolayısıyla ödemiştir. Açıklanan tüm bu sebeplerle Davacı tarafından Müvekkil Şirket’in kendisine borcu olduğuna dair iddiası hiçbir surette ispatlanamamış olup dosyaya giren müzekkere cevaplarıyla dava dışı … her iki tarafla veya davanın taraflarının birbiriyle hiçbir ticari/mali ilişkisinin olmadığı sübut bulmuştur. Dava her ne kadar çeke dayandırılıyormuş gibi gösterilerek Müvekkil Şirket’e yöneltilmişse de, artık kambiyo senedi vasfını yitirmiş olduğundan başkaca deliller ile borcun varlığının ispat edilmiş olması gerekmekte, ancak dosya kapsamındaki müzekkere cevaplarından da görüldüğü üzere taraflar arasında böyle bir borç ilişkisi bulunmamaktadır. Bu husus yapılacak ticari defter incelemeleri ile tekrar teyit edilebilecektir. Davacı’nın satış sözleşmesine ilişkin olarak bir borç ilişkisine dayanmak istemesi halinde ise davayı sözleşmenin tarafı olan … yöneltmesi gerekmekte, Müvekkil şirketin bu husumet ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Ayrıca davanın … yöneltilmeyerek arada hiçbir ticari alacağın bulunmadığı Müvekkil Şirket’e yöneltilmesi kötü niyetli olduğundan, dava değerinin 9020’si oranında kötü niyet tazminatının da tarafımıza ödenmesine karar verilmesini talep ederiz. Davanın reddine, tazminat talebinin reddine, Davaya konu icra dosyasının iptaline Davacı’nın dava değerinin 9620’si oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talebinde bulunulmuştur.Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Tarafların ticari defterlerini bilirkişi incelemesi için ibraz ettiği, teknik bilirkişi tarafından rapor düzenlendiği görüldü. SMMM bilirkişi ayrıntılı raporu sonuç kısmında; ” 1) Davalı tarafın incelemeye katılmadığı, dava dosyasına da ticari defter ve kayıt sunmadığı, davalının ticari defter ve kayıtlarının delil vasfı taşımadığı,2) Davacı vekilinin icra takibine dayanak yaptığı ——— 30.7.2018 tarihli ——- no.lu 20.000.- TL bedelli çekin keşidecisinin davalı, lehtarının ise dava dışı … olduğu, çek hamilinin ibraz süresi içinde çeki bankaya ibraz etmediği, davacı vekilinin çeki dayanak yaparak çek keşidecisi davalı firma ile çek lehtarı dava dışı … hakkında 24.4.2019 tarihinde —— İcra Dairesinin —– esas sayılı dosyası ile haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlattığı, çekin davacı … bulunduğu, çek lehtarı dava dışı …davalı şirketin 1.10.2016-20.11.2017 tarihleri arasında sigortalı olarak çalışanı olduğu,Dava dosyasına dava dışı … ile davacı … arasında akdedilen adi yazılı 5.4.2017 tarihli Araç Satış Sözleşmesinin ibraz edildiği, bu sözleşmeye göre davacının dava dışı … —— plaka no.lu aracı taksitler halinde ödenmek üzere 60.000-TL.ye sattığı,Davacı tanığı olarak dinlenen … 13.1.2022 tarihli beyanında özetle;” Davalı şirkette 2016-2018 yılları arasında çalıştığını, çekin çalışma ücreti karşılığında kendisine verildiğini, davacıdan almış olduğu araca karşılık çeki ciro ederek davacıya verdiğini, işten ayrılması sonucunda çekin ödenmediği.” Beyanında bulunduğu,İsticvvap olunan davalı firmanın ortağı ile davalı tanığı olarak dinlenen davalı şirketin müdürü 13.1.2022 tarihli beyanlarında özetle;” … davalı şirketin çalışanı olduğu, çalışırken bir yere vermek üzere şirketten çek istediği, dava dışı … verilen çekin hatır çeki olarak verildiği, çekin hatır çeki olması nedeniyle çekin ödenmediği, çek nedeniyle şirketin zenginleşmesi olmadığı.” Beyanlarında bulunduğu,Dava dosyasındaki Ba-Bs formlarının incelenmesi sonucunda, davacı, davalı ve dava dışı … arasında ticari ilişkinin bulunmadığının anlaşıldığı, davalı şirketin araç satış sözleşmesinin tarafı olmadığı,3) Davacı tarafın davalı keşidecinin çek bedelini ödemediğini, davalının çek bedelini ödememesi nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini, davalının sebepsiz zenginleşmediğini, çek bedelinin ödendiğini ispatlaması gerektiği beyanlarında bulunduğu,Çek bir ödeme aracı olup, çek bedelini ödemekle yükümlü olan keşidecinin kanuni formaliteleri yerine getirmeyen hamilin ödemeyi talep edememesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmiş olacağı, sebepsiz zenginleşme karine olarak varsayıldığından, ispat yükünün keşidecinin üzerinde olduğu, keşidecinin temel ilişki bazında sebepsiz zenginleşmediğini ispatlamakla yükümlü olduğu,Davalı tarafından dava dışı … verilen çekin hatır çeki olduğunu gösterir herhangi bir belgenin dava dosyasında bulunmadığı, bu kapsamda davalının ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde incelemelerde bulunulduğu, yapılan tespitler sonucunda;a) Davalı şirket ticari defter kayıtlarında davalı şirketin davacı ve dava dışı … ile ticari ilişkide bulunduğuna ilişkin kayda rastlanmadığı, çek lehtarı dava dışı … davalı şirketin 1.10.2016-20.11.2017 tarihleri arasında sigortalı olarak çalışanı olduğu, dava dışı … davalı firmada çalıştığı döneme ait davalı firmadan işçilik alacağı bulunduğuna ilişkin olarak davalı şirket ticari defter kayıtlarında herhangi bir kayda rastlanmamakla birlikte davalı firmanın ticari defter ve kayıtlarının delil vasfı taşımadığının görüldi b) Davalı şirket tarafından dava dışı … verilen dava konusu çekin verilişine ilişkin ticari defter kaydına davalının ticari defter kayıtlarında rastlanmadığı,6102 sayılı TTK’.nun 77.maddesinin; Bono düzenlenmesi ile poliçe ve çek düzenlenmesinden, devrinden, poliçenin kabulünden, kefaletlerden, avalden, garanti sözleşmelerinden, akreditif teyitlerinden, üçüncü kişilerin borçları için verilen teminatlardan üçüncü kişiler lehine taahhütlerden doğan sorumluluklar ile —— Muhasebe Standartlarında öngörülen diğer sorumluluklar pasifte gösterilmemişlerse, bilançonun altında veya ekte ——- Muhasebe Standartlarına göre açıklanır. Rücudan doğan alacaklar ve borçlar ile ilgili sorumluluk ilişkileri de ekte belirtilir” Hükmünde olduğu,Davalı şirket tarafından dava dışı … verilen çekin hatıra binaen verilmiş hatır çeki olduğuna ilişkin olarak herhangi bir yazılı belgenin yerinde inceleme sırasında davalı şirketten temin edilemediği,4) Yukarıda belirtilen hususların birlikte değerlendirmesi sonucunda takdiri münhasıran Yüce Mahkemenize ait olmak üzere davalı şirketin dava dışı …. vermiş olduğu ve davacı tarafından takip dayanağı yapılan 20.000.- TL bedelli çekin hatır çeki olduğunu ispatlayamadığı, bu kapsamda;
Davacı … davalı …’nden 24.4.2019 takip tarihi itibariyle 20.000.- TL alacaklı olduğu, 20.000.- TL tutarındaki alacağa 24.4.2019 takip tarihinden itibaren —— yasal faiz talebinde bulunulabileceği, “görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir. Bilirkişi raporunun taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği, bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazlar doğrultusunda dosyanın ek rapor düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edildiği görüldü.SMMM bilirkişi ek raporu sonuç kısmında; ” 1) Davalı vekilinin itiraz dilekçesi ekinde dava dosyasına yeni bir bilgi ve belge sunmadığı, davacı vekilinin icra takibine dayanak yaptığı dava konusu çekin ——- Bankasının 30.7.2018 keşide tarihli ——- no.lu 20.000.- TL bedelli çeki olduğu, çekin keşidecisinin davalı …, lehtarının dava dışı … olduğu, çekin arkasında çek lehtarı olan dava dışı … cirosunun bulunduğu, çekin arkasında davacı … cirosu bulunmamakta ise de davacı vekilinin çek aslını mahkemeye sunduğu, çekin davacı … bulunduğunun, davacı … çekin hamili olduğunun anlaşıldığı,Davaya konu çekin şeklen kambiyo senedi niteliği taşıdığı görülmekte ise de, dava konusu çek hamilinin ibraz süresi içinde dava konusu çeki bankaya ibraz etmemesi nedeniyle dava konusu çekin kambiyo senedi niteliğini kaybettiği, bu haliyle icra takibine konu edildiği,Dava konusu çekin keşidecisi davalı …. tek ortağı ile yetkilisi olan … ile davalı şirketin müdürü … 13.1.2022 tarihli —— no.lu celsedeki beyanlarında özetle;” … davalı şirketin çalışanı olduğu, çalışırken bir yere vermek üzere şirketten çek istediği, dava dışı …. verilen çekin hatır çeki olarak verildiği, çekin hatır çeki olması nedeniyle çekin ödenmediği, çek nedeniyle şirketin zenginleşmesi olmadığı.” dendiği,Dava dosyasındaki Ba-Bs formlarının ve çek keşidecisi davalı şirketin delil vasfı taşımayan ticari defter kayıtlarının incelenmesinde, davacı, davalı ve dava dışı … arasında ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, dava konusun çekin lehtarı olan dava dışı … çek keşidecisi davalı şirketin 1.10.2016-20.11.2017. tarihleri arasında sigortalı olarak çalışanı olduğu, çek keşidecisi olan davalı şirketin delil vasfı taşımayan ticari defter kayıtlarında davaya konu çekin hatır çeki olarak verilmiş olunduğuna ilişkin olarak kayıt bulunmadığı, dava konusu çekin davalının ticari defter kayıtlarında kayıtlı olmadığı, dava konusu çekin hatır çeki olduğu davalı tarafça ispatlanamadığı gibi, dava konusu çekin borçlu zararına davacı hamil tarafından devralındığının da davalı tarafça ispat edilemediği,2) Davacı vekili tarafından huzurda görülen davanın itirazın iptali davası olarak açıldığı, davacı vekili cevaba cevap dilekçesi vererek çekin davalı tarafından ödenmemiş olması nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini, davalının çek bedeli kadar davacıya borçlu bulunduğu beyanında bulunduğu,Açılan itirazın iptali davasında sebepsiz zenginleşmenin ileri sürülüp sürülemeyeceği, hususunun münhasıran Yüce Mahkemenizin takdirlerinde bulunduğu,Takdiri münhasıran Yüce Mahkemenize ait olmak üzere; çek bedelini ödemekle yükümlü olan davalı çek keşidecinin kanuni formaliteleri yerine getirmeyen davacı hamilin ödemeyi talep edememesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmiş olduğu, davacı çek hamilinin keşideci-lehtar arasındaki temel ilişkiyi ispatla yükümlü olmadığı, davalı çek keşidecisinin temel ilişki kapsamında zenginleşmediğini ispatlamakla yükümlü olduğu, çek keşidecisi olan davalının zenginleşmediğini ve dava konusu çekin hatır çeki olduğunu ispat edemediği, bu kapsamda davacının davalıdan çek bedelini talep edebileceğinin kabulü halinde;Davacı … davalı … 24.4.2019 takip tarihi itibariyle 20.000.- TL alacaklı olacağı, 20.000.- TL tutarındaki alacağa 24.4.2019 takip tarihinden itibaren %9 yasal faiz talebinde bulunulabileceği,” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir.

DELİLLER:—— Esas sayılı icra dosyası*Davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları*Taraf şirketlere ait BA-BS (vergi kayıtları) formları*Bilirkişi kök ve ek raporu,Tüm dosya kapsamı

İNCELEME VE GEREKÇE:Dava; Davacı tarafından başlatılan icra takibine davalının yaptığı itirazın iptaline ilişkindir.—— Esas sayılı icra dosyası uyap kayıtları celp edilerek incelenmiştir.—— esas sayılı icra takibinde alacaklı davacı borçlu davalıdan 20.000-TL toplam alacak üzerinden icra takibinde bulunmuş, borçlu davalı ise takibe itiraz etmiş, takip durmuştur.Tarafların ticari defterlerinin sunulması istenmiş her iki tarafta ticari defterlerini sunmuştur.
6100 sayılı HMK ;Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” (3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” (5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”Türk Ticaret Kanunu madde 64- (1): Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.” (2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır. Tacirle, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır. Teknik bilirkişi 28/09/2022 tarihli raporunda ” 1) Davalı vekilinin itiraz dilekçesi ekinde dava dosyasına yeni bir bilgi ve belge sunmadığı, davacı vekilinin icra takibine dayanak yaptığı dava konusu çekin —— Bankasının 30.7.2018 keşide tarihli —— no.lu 20.000.- TL bedelli çeki olduğu, çekin keşidecisinin davalı …, lehtarının dava dışı … olduğu, çekin arkasında çek lehtarı olan dava dışı … cirosunun bulunduğu, çekin arkasında davacı … cirosu bulunmamakta ise de davacı vekilinin çek aslını mahkemeye sunduğu, çekin davacı … bulunduğunun, davacı … çekin hamili olduğunun anlaşıldığı,
Davaya konu çekin şeklen kambiyo senedi niteliği taşıdığı görülmekte ise de, dava konusu çek hamilinin ibraz süresi içinde dava konusu çeki bankaya ibraz etmemesi nedeniyle dava konusu çekin kambiyo senedi niteliğini kaybettiği, bu haliyle icra takibine konu edildiği,Dava konusu çekin keşidecisi davalı …. tek ortağı ile yetkilisi olan … ile davalı şirketin müdürü … 13.1.2022 tarihli 3 no.lu celsedeki beyanlarında özetle;” …. davalı şirketin çalışanı olduğu, çalışırken bir yere vermek üzere şirketten çek istediği, dava dışı … verilen çekin hatır çeki olarak verildiği, çekin hatır çeki olması nedeniyle çekin ödenmediği, çek nedeniyle şirketin zenginleşmesi olmadığı.” dendiği,Dava dosyasındaki Ba-Bs formlarının ve çek keşidecisi davalı şirketin delil vasfı taşımayan ticari defter kayıtlarının incelenmesinde, davacı, davalı ve dava dışı … arasında ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmakla birlikte, dava konusun çekin lehtarı olan dava dışı … çek keşidecisi davalı şirketin 1.10.2016-20.11.2017. tarihleri arasında sigortalı olarak çalışanı olduğu, çek keşidecisi olan davalı şirketin delil vasfı taşımayan ticari defter kayıtlarında davaya konu çekin hatır çeki olarak verilmiş olunduğuna ilişkin olarak kayıt bulunmadığı, dava konusu çekin davalının ticari defter kayıtlarında kayıtlı olmadığı, dava konusu çekin hatır çeki olduğu davalı tarafça ispatlanamadığı gibi, dava konusu çekin borçlu zararına davacı hamil tarafından devralındığının da davalı tarafça ispat edilemediği,2) Davacı vekili tarafından huzurda görülen davanın itirazın iptali davası olarak açıldığı, davacı vekili cevaba cevap dilekçesi vererek çekin davalı tarafından ödenmemiş olması nedeniyle davalının sebepsiz zenginleştiğini, davalının çek bedeli kadar davacıya borçlu bulunduğu beyanında bulunduğu,Açılan itirazın iptali davasında sebepsiz zenginleşmenin ileri sürülüp sürülemeyeceği, hususunun münhasıran Yüce Mahkemenizin takdirlerinde bulunduğu,Takdiri münhasıran Yüce Mahkemenize ait olmak üzere; çek bedelini ödemekle yükümlü olan davalı çek keşidecinin kanuni formaliteleri yerine getirmeyen davacı hamilin ödemeyi talep edememesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmiş olduğu, davacı çek hamilinin keşideci-lehtar arasındaki temel ilişkiyi ispatla yükümlü olmadığı, davalı çek keşidecisinin temel ilişki kapsamında zenginleşmediğini ispatlamakla yükümlü olduğu, çek keşidecisi olan davalının zenginleşmediğini ve dava konusu çekin hatır çeki olduğunu ispat edemediği, bu kapsamda davacının davalıdan çek bedelini talep edebileceğinin kabulü halinde;
Davacı … davalı … 24.4.2019 takip tarihi itibariyle 20.000.- TL alacaklı olacağı, 20.000.- TL tutarındaki alacağa 24.4.2019 takip tarihinden itibaren %9 yasal faiz talebinde bulunulabileceği,” görüşünü bildirir rapor tanzim edilmiştir. Tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilinin icra takibine dayanak yaptığı ——- Bankasının 30/07/2018 tarihli, —– nolu, 20.000-00TL bedelli çekin keşidecisinin davalı lehtarının ise dava dışı … olduğu, çek hamilinin ibraz süresi içinde çeki bankaya ibraz etmediği, davacı vekilinin çeki dayanak yaparak çek keşidecisi davalı firma ile çek lehtarı dava dışı … hakkında 24/04/2019 tarihinde ——– esas sayılı dosyası ile haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlattığı çekin davacı … de bulunduğu, çek lehtarı dava dışı … un davalı şirketin 01/10/2016-20/11/2017 tarihleri arasında sigortalı olarak çalışanı olduğu, dava dosyasına dava dışı … ile davacı … arasında akdedilen adi yazılı 05/04/2017 tarihli araç satış sözleşmesinin ibraz edildiği, bu sözleşmeye göre davacının dava dışı … ——- plakalı nolu aracı taksitler halinde ödenmek üzere 60.000-TL ye sattığı, davacı tanığı olarak dinlenen … beyanında çekin çalışma ücreti karşılığında kendisine verildiğini, davacıdan almış olduğu araca karşılık çeki ciro ederek davacıya verdiğini, işten ayrılması sonucunda çekin ödenmediğini beyan ettiği, isticvap olunan davalı firma ortağı davalı şirketin müdürü çekin hatır çeki olarak … a verildiğini, hatır çeki olması nedeniyle ödenmediğini belirttiği, dosya kapsamında davalı tarafından dava dışı … verilen çekin hatır çeki olduğunu gösterir herhangi bir belgenin dava dosyasında bulunmadığı davalı firmanın ticari defter ve kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde herhangi bir kayda rastlanmadığı, davalı şirketin dava dışı … vermiş olduğu ve davacı tarafından takip dayanağı yapılan 20.000-TL bedelli çekin hatır çeki olduğunu ispatlayamadığı davacı … taleplerinde haklı olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının ——- esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam 20.000-TL asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 1.366,20-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.311,80-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri olmak üzere toplam 398,30-TL yargılama gideri ile davacı tarafından dava açılışta yatırılan 116,60-TL harç toplamının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023