Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/102 E. 2022/231 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/102 Esas
KARAR NO : 2022/231

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ : 05/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında alım- satıma ——— bulunduğunu, davacı—— tarihli faturaların düzenlendiğini, faturalara konu alacak ve takip tarihine kadar işlemiş ticari temerrüt faizi olmak üzere toplam —– amacıyla ——– davalı aleyhinde icra takibine başlanıldığını, itiraz edilmesi nedeni ile takibin durduğunu, davalının icra takibine itirazında ne faturaya ne imzalı sevk irsaliyelerine itirazda bulunmadığını,—- başvurulduğunu ancak anlaşamama ile sonuçlandığını ileri sürerek davalının icra tak,ibine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, itiraz eden davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı tarafa usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
—– Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi——– ilgili —-dairesinden celp edilmiştir.
Usulüne uygun yapılan tebligata rağmen, cevap dilekçesi sunmayan davalının, HMK. m. 128/1 uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr ettiği varsayılmıştır.
Davacı vekili —– üzerinden Mahkememize sunmuş olduğu —- dilekçesi ile tarafların —-üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizin —- tarihli ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222.———–yıllarına—– sunmaları için iki haftalık süre verilmiş,—- sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi —— bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir. Davalı tarafa Mahkememiz ara kararı —-tebliğ edilmesine rağmen defter ibrazında bulunulmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)—–, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan —-kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde —– lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan —-kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın —- kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede—-hakkında—– verebilecek şekilde tutulur. — gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir—– gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,——kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, —-saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme,—- tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ——zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin—— yolu ile davalıya tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça defter ibrazında bulunulmamış, Mahkememizin —–tarihli celsesinde davacı defterleri üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş, Serbest———tarafından düzenlenen bilirkişi raporu Mahkememize ibraz edilmiştir. Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; “… Davacı şirket —–defterlerinin noter açılış ve yasa gereği yapılması zorunlu yevmiye defter noter kapanış onamalarının usul ve yasaya uygun olarak yasal süreleri içerisinde yaptırılmış bulundukları, davacının ticari defterlerinin HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi itibariyle faturalara dayalı ——-asıl alacağının bulunduğu, davacı şirketçe davalı şirket ————- beyanına tabi olan ——- düzenlenerek ilgili——— davalı şirkete mal ve hizmet satışı olarak beyan edilmiş oldukları, davalı Şirketin, Davacı Şirketçe —— yılında adına düzenlenmiş işbu Faturaları herhangi bir çekişme veya mutabakatsızlığa sebebiyet vermeyecek şekilde Davacı —– ilgili dönem—— ile beyan etmiş bulunduğu, Dolaysıyla tarafların ————Beyanlarının——– şeklinde sürdürüldüğü görülen ve yazılı bir sözleşmeye dayalı olmayan ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında davacı şirketçe davalı şirkete muhtelif tarih ve tutarlarda—– suretiyle mal satışları yapıldığı, davacı şirketçe bu satışlar sonunda düzenlenen irsaliyeli faturaların veya faturalara ilişkin irsaliyelerin içeriği mallarla birlikte İsim/İmza karşılığında davalı şirkete teslim edilerek davacı şirketin usul ve yasaya uygun ———- dayanak belgeleriyle uyum—- davalı şirket —- kaydedildikleri ve ——— Beyanına tabi olanların —–edilmiş oldukları, ———-Davalı Şirketin, Davacı Şirketçe adına düzenlenmiş işbu satış faturalarının ——- olanlarını herhangi bir çekişmeye sebebiyet vermeyecek şekilde ilgili dönem——-olarak beyan etmiş oldukları, dolayısıyla yasal nitelikli bir itiraza konu edilmeyen ve benimsenerek kaydedildikleri — kayıtlarının bir sonucu olarak Davalı —-ile beyan edilmiş Davacı şirket Faturalarının, nihai takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere —- itibarıyla kesinleşmiş oldukları kanaatine varılmış olduğu, Davacı—- kayıtlarından tespit edildiği üzere, Davacı Şirketçe Davalı Şirket adına düzenlenen ve Ticari Defterlerde borç kaydedilen ———- karşılık olarak, Davalı şirketçe —- yılı içinde —– tutarlarda olmak üzere —- ödemelerin Davalı Şirketin Fatura Borçlarından mahsup edilecek şekilde, Davacı Şirketin Ticari Defterlerde kayıt altına alınmış olduğu ve sonucunda, Davacı Şirketin Usul ve Yasaya uygun tutulmuş ve dayanak belgeleriyle uyum içinde olan —-itibarıyla, Davalı ———— kaynaklanan;(—–Asıl Alacağı kaldığı, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten talebi gibi 56.658,81 TL asıl acaklı durumda bulunduğu sonuç ve kanaatine varıldığı…” belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor davacı vekili ile davalıya —– yolu ile tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından rapora karşı sunulan beyan dilekçesi dosya içerisinde mübrezdir.
Dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından ———- Esas sayılı icra dosyasından —- asıl alacak, 6.842,52‬-TL faiz olmak üzere toplam 63.501,33-TL üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faiz ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın 63.501,33-TL toplam alacak üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin ——sistemi üzerinden Mahkememize sunduğu —– dilekçesi ile “—– açıklaması ile talep ettikleri ——davadan feragat ettiklerini, asıl alacak açıklaması ile talep ettikleri toplam 56.658,81 TL bakımından ise itirazın iptali davalarının devam ettiğini bildirir dilekçe sunduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından taraflar arasındaki alım-satım ilişkisine dayalı alacak iddiasında bulunulduğu, davalı tarafından borca ve fer’ilerine ilişkin icra takibine itirazda bulunulmuşsa da; 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında yapılan ihtara rağmen davalı tarafından —– ve kayıtların sunulmadığı, mahkememiz tarafından re’sen seçilen bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, davacı tarafından ibraz edilen —- HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu, takip konusu faturaların davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, tarafların mal ve hizmet alımı olarak ilgili—- formlarıyla takip konusu faturaları beyan etmiş oldukları, tarafların —————- beyanlarının tam bir mutabakat içerdikleri, davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten—- asıl alacaklı durumda bulunduğunun tespit edildiği, alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, düzenlenen irsaliyeli faturalarda teslim alan bölümünde yer alan— dair davalı tarafından herhangibir itirazda bulunulmadığı gibi davalı tarafından —- bildirimi yapılan beyanının kendisini bağlayacağından davaya konu mal/hizmetin davalı tarafa verildiğinin kabul edilmesi gerektiği, takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki borç miktarının 56.658,81 TL olduğu, davacı tarafın “işlemiş faiz” talebinden feragat ettiği, davacı vekili tarafından sunulan vekaletnamesinde davadan feregate ilişkin özel yetkisinin bulunduğu ve vekaletnamesinin usul ve yasaya uygun olduğu, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)Davalının ——–Esas sayılı dosyasında takibe yaptığı itirazın kısmen İPTALİ ile , takibin ——- asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Takibe, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi uygulanmasına,
-İcra takibinde işlemiş faize ilişkin talebin FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si tutarında olan 11.331,76-TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Karar ve ilâm harcı olan 3.870,36-TL harçtan peşin alınan 766,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.103,42-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-A)Davanın kabul edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile ———- bütçesinden ödenen— davayı kabul-ret oranı gözetilerek;—- davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-B)Davanın reddedilen edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk —bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; — davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —-Genel Hükümler madde 13/1 ve — 8.165,65-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan 834,74-TL harç ve 1.080,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 1.915,24-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; toplam 1.704,5636-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.