Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/99 E. 2021/264 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/99 Esas
KARAR NO : 2021/264
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/01/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu, davacı şirketin davalı şirketten cari hesap alacağının oluştuğunu, davalı şirketin davacı şirkette bir takım ödemeler yaptığını. ancak fatura bedellerinin tamamının ödenmediğini, davalı şirketin borcunu ödememesi sebebiyle ilamsız icara takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin başarısız olduğunu, haksız itirazın iptaline ve —— sayılı dosyası ile derdest icra takibinin devamına, takip konusu alacağın likit bir alacak olması sebebiyle davalının %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında bir ticari ilişki olduğunu, müvekkil, davacı ile arasında ticari ilişki olduğunu, açık hesap olarak tabir edilen bir alacak – verecek durumunun aralarındaki ticari ilişkinin devamı süresince karşılıklı olarak meydana geldiğini, davacı tarafından önce icra takibiyle şimdi de dava yoluyla müvekkilden cari hesap alacağı adı altında ——– talep edildiğini, taraflar arasında yapılan ticari ilişkinin gereği olarak bir hesap yaparak alacak – verecek borç ilişkisi netleştirilmeden davacı taraf kendi yaptığı hesap ile kendi kayıtlarına göre müvekkile karşı icra takibi yaptığını, süreklilik arz eden bir ticari ilişkide normal olan taraflardan beklenen ticari hayatın gereklerine uygun olan tarafların belirli aralıklarla alacak verecek durumlarını beraber hesap etmeleri ve sonuç olarak ortaya çıkan cari hesap üzerinde mutabık kalarak diğer tarafın ödemesi beklenmesi gerektiğini, davayı kabul etmediklerini, davacı tarafın hukuken geçerli bir cari hesap alacağı olmaksızın, kendi kendine yaptığı hesaba göre müvekkile öncelikle icra takibi yaptığını, sonra da iş bu davayı açtığını, müvekkilden haksız olarak faiz ve icra inkar tazminatı talep ettiği hususları dikkate alındığında müvekkil aleyhine açılan iş bu davanın reddi gerektiğini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda; davacı şirket tarafından ibraz edilen —– yılına ilişkin ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kaymak kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığını,, davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğunu, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; takip tarihi olan — tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi —– alacaklı olduğunu, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu aylık bildirim limiti üstünde kalan tüm faturaları, davanın taraflarının ——bildirdiğini, tarafların beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğunu, ayrıca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediğini, davacı şirketin takip tarihinden Önce davacı şirketi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belge olmadığı ayrıca davacının takibi asıl alacak üzerinden başlattığı takip öncesi işlemiş faiz talep etmediğini bildirir rapor ibraz ettiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; Taraflar arasında mevcut olduğu ileri sürülen ticari ilişki sebebiyle davacının fatura alacağından kaynaklanan alacaklarının tahsili yönünde yapılan takipte davacının davalıdan takibe konu alacaklarının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için;
a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz. Eğer, icra mahkemesince “ödeme emrinin iptaline” ya da “icra takibinin iptaline” karar verilmişse, iptal davası konusuz kalır.
b) Borçlu tarafından süresi içinde yapılmış -ve hakkındaki takibi durdurmuş olan- geçerli bir itiraz bulunmalıdır.
Borçlu tarafından süresinden sonra ödeme emrine itiraz edilmiş olduğu için ya da süresi içinde olmakla beraber yanlış (yetkisiz/görevsiz) yere itiraz edildiği için takip kesinleşmisse veya takip, borçlunun itirazı nedeniyle değil de icra mahkemesinin kararıyla durdurulmuşsa bu gibi durumlarda itirazın iptali davası açmakta hukuki yarar bulunmayacaktır.
c) Alacaklı tarafından, borçlunun itirazının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davasının açılmış olması gerekir. Alacaklının, “itirazın kendisine tebliğinden itibaren” bir yıl içinde borçlunun itiraz ettiği alacağının tespiti ve itirazın iptali dileğiyle açtığı dava “itirazın iptali” davası niteliğini taşır. Bu davanın açılabildiği, “bir yıllık süre” hak düşürücü süredir. Bir yıllık dava açma süresinin başlangıcı, “itirazın alacaklıya tebliğ tarihi”dir. Bu halde; borçlunun itirazı, alacaklıya tebliğ edilmemişse, bir yıllık dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Davacının, itirazı herhangi bir şekilde öğrenip öğrenmemesi de sürenin başlamasını gerektirmez.
İtirazın iptali istemine konu,—— tarihinde davacı alacaklının, davalı borçlu aleyhine genel haciz yolu ile icra takibinde bulunduğu, ödeme emrinin borçluya —— tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekili tarafından —- tarihli itiraz dilekçesinde Borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediği huzurdaki davanın —— tarihinde ve yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davaya Konu Alacakların Tesbiti Yönünden İnceleme;
Somut olayda; Davacı taraf davalıya farklı boyutlarda asansör ray sistemleri sattığını, davalının bir takım ödeme yaptığı, ancak bedelin tamamını ödemediğini iddia etmekte, davalı ise alacağın yargılamayı gerektirdiğini, böyle bir borçlarının bulunmadığını,ticari ilişkiyi kabul ettiğini, davacının kendisine göre bir alacak kalemi ortaya çıkardığını, aralarında bir hesap mutabakatı olmadığını savunmaktadır.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğuna dair bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve belirlenen inceleme gününde defterlerin incelenmek üzere hazır edilmesi istenmiş ve taraflara ihtaratlı kesin süre verilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacı defterlerini süresi içinde sunmuştur. Davalı defterlerini verilen kesin süreye rağmen sunmamıştır. Taraf şirketlere ait vergi dairesi kayıtları —–edilerek bilirkişi marifetiyle inceleme yapılmıştır.
Teknik bilirkişi ayrıntılı raporunda; davacı şirket tarafından ibraz edilen —– yılına ilişkin ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve dava konusu ile sınırlı kaymak kaydıyla defter kayıtlarının birbiri doğruladığını,, davacı şirketin defterlerinin Kayıt nizamı bakımından uygun olduğunu, davacı şirketin ticari defter ve dayanaklarına göre; takip tarihi olan — tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi —– alacaklı olduğunu, davacının davalı adına düzenlemiş olduğu aylık bildirim limiti üstünde kalan tüm faturaları, davanın taraflarının —– bildirdiğini, tarafların beyanlarının birbirleriyle uyumlu olduğunu, ayrıca davalının ilgili faturalara yasal süre içersinde itiraz etmediği ve iade faturası düzenlemediğini, davacı şirketin takip tarihinden Önce davacı şirketi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası ve icra dosyasında herhangi bir bilgi ve belge olmadığı ayrıca davacının takibi asıl alacak üzerinden başlattığı takip öncesi işlemiş faiz talep etmediğini bildirir rapor ibraz ettiği görülmüştür.
Bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere ;Davacı şirketin davalı şirket adına— yılında düzenlemiş olduğu aylık bildirim üstündeki tüm faturaları ,—– davalı şirketin gelir idaresi başkanlığına beyan ettiği tespit edilmiş, Davalı şirketin davacı şirket adına düzenlemiş iade faturasının bulunmadığı tespit edilmiştir. Davacı şirketin defter ve dayanaklarına ve— formlarına göre davacının davalıya —— fatura düzenlediği, davalı tarafın davacı tarafa —-ödeme yapıldığı, davacı şirketin davalı şirketten kaydi ——- alacaklı olduğu tespit edilmiş, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme elverişli olduğu anlaşıldığından hükme esas alınmıştır. Davalının ticari defterlerini sunmadığı ve—— incelendiğinde davalının itiraz ve savunmalarını ispat edemediği kanaatine varılmaktadır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır(229.md).Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami ”yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.(231/5.md)6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır.Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.(6102 sayılı TTK21/1)Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde ,faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.(6102 sayılı TTK21/1).Davalının somut olayda takibe konu faturalar için iade faturası düzenlemediği görülmektedir. Ayrıca ;faturalar davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve davalı firmanın (BA) formlarında yer alması ile faturaya konu hizmetin davalı şirket tarafından alındığı ve ticari defterlere kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
İcra ve İflas Kanununun 67.maddesinin 2.fıkrası gereğince, icra tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Takip talebi ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde alacak likit olduğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalının tahsiline ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE,
-Davalının —- sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin toplam —– asıl alacak ve işleyecek faiz yönünden asıl alacağı takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle devamına,
2-Hükmedilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 582,47 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan —– harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan başvuru gideri, tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 829,40 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 102,99 TL harç toplamı 932,39 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021