Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/974 E. 2021/114 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/974 Esas
KARAR NO : 2021/114

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait ticari defterlerin, müvekkili şirket yetkilisinin kardeşi——— plakalı kiralık aracın içerisinde iken kiralayan şirketin aracı zorunlu ——- istediğinden araçla beraber kiralayan şirkete bıraktığını, defterlerin araç içerisinde unutulduğunun anlaşıldıktan sonra aracı kiralayan ve teslim edilen — şirkete durumu bildirse de kirası ödenen araç iade edilmediğini ve araç içerisindeki defterlerin de iade edilmediğini, bu nedenle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ————— Soruşturma sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunduğunu, — bulunduğunu ve bulanların ulaşması ile müvekkili tarafından iade alındığını, ancak diğer belgelerin temin edilemediğini, müvekkili şirketin bu süreçte zayi davası açmayıp, soruşturmanın neticelenmesini beklediğini, soruşturma dosyasında takipsizlik kararının verilmesi üzerine, dava tarihine kadar itiraz ile ilgili herhangi bir sonucun kendilerine ulaşmadığını, haricen yapılan araştırma sonucunda—- yetkililerinin bir çok suç kaydı olduğu ve haklarında yürütülen başkaca soruşturmaların da olduğunu beyan ederek müvekkili —, yevmiye ve defteri kebir defterlerinin zayi olduğunu ileri sürerek zayi belgesinin verilmesini talep ve dava etmiştir
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, TTK’nun 82/7. maddesi gereğince zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
[“…TTK’nın 82/7. maddesi gereğince “Tacir, ticari defterlerini, ———, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.”
TTK’nın 82/3. maddesinde ise” — tablolar hariç, sayılan bu belgelerin, —– uygun olmak şartı ile görüntü veya veri taşıyıcılarda saklanmasına da öngörülen koşullarla izin verilmiştir” denilmektedir.
Aynı Kanun’un 64/2. maddesinde ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, —– yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak — teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir.
Saklama süresi 10 yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).
Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı işidir (TTK m.82/7). …” (T.C. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —. Hukuk Dairesi, Dosya no: —-
Davacının TTK. madde 82/7 hükmünden yararlanabilmesi için; bir taraftan ticari defterlerin ve diğer belgelerin korunması amacı ile gereken dikkat ve özeni göstermiş bulunması, diğer taraftan da defterlerin kayıp/çalınmış olmasının onun iradesi dışında elinde olmayan bir neden ile meydana gelmiş olması zorunludur.
İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmelidir.
İstem sahibi, ticari defterin kaybolmasına neden olan olayın gerçekleştiğini her türlü delil ile kanıtlayabilir. Ancak burada dikkat edilecek husus bu istemin—– Dairesi veya —— gibi defterler ve ticari belgeler üzerinde inceleme yapma yetkisi olan resmi kurumların denetiminden kaçmak amacı ile yapılmasına imkan vermemektir.
Davaya konu olan ve zayi edildiği iddia edilen ticari defterin, kiralık bir araç içinde bırakıldığı ve unutulduğunun beyan edildiği dava dilekçesinden anlaşılmaktadır. Davacının on (10) yıl saklamak zorunda olduğu, ticari defterlerini kasa ve buna benzer sağlam, muayyen ve güvenli yerlerde, şirket merkezinde veyahut da ilgili muhasebe biriminde muhafaza etmesi gerekirken, nedeni ne olursa olsun ticari defterlerin güvenli bir yerde bulundurulmaması, araçta bırakılması davacının özen görevini yerine getirmediğini, bu yönde gereken duyarlılığı göstermediğini ve kusurlu olduğunu göstermektedir. Davacı, ticari defter ve belgelerini koruyup gözetme yükümlülüğüne aykırı hareket etmiş, Türk Ticaret Kanunu m. 18/2 uyarınca basiretli bir iş adamı gibi davrandığını kanıtlayacak delil göstermemiştir. Dava konusu ticari defterlerin, davacı tacirin gereken dikkat ve özeni göstermediğinden zayi edildiği, ticari defterler çalınmış olsa dahi bu durumun dosya içeriğine göre davacı tarafından ispatlanamadığı, hırsızlık olayının sabit olmadığı ve bahsekonu ticari defterlerin davacının kusuruyla zayi edildiği kanaatine varılmıştır. Hukuk düzeninde kimse kendi kusurundan yararlanamayacaktır.
Öte yandan; Mahkememizce İstanbul — Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmış, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın—– tarihli cevabî yazısıyla —- Soruşturma sayılı dosyasının UYAP sistemi üzerinden gönderildiği, Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —-Karar nolu dosyasında müştekinin—- olduğu ve — tarihinde Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinde, davaya konu ticari defterlerin hangi tarihte zayi olduğu davacı vekilince belirtilmemiştir. Zayi belgesi verilmesine ilişkin davaların, TTK.’nun 82/7. maddesi gereği 15 gün içinde ticari işletmenin bulunduğu yer Mahkemesinde açılması yasal bir zorunluluktur.
Dava dilekçesinde; ticari defterlerin kaybolduğu anda zayi belgesi verilmesi talepli dava açılmadan (İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının — Soruşturma no) suç duyurusunda bulunulduğu belirtilmektedir. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının bahsekonu dosyada suç tarihi olarak —- tarihinde ise Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verdiği UYAP’tan gönderilen evraktan anlaşılmaktadır.
Huzurdaki davanın açılış tarihi —
Davacı vekili, zayi olgusunun tarihini dava dilekçesinde belirtmemiştir. Suç duyurusunda bulunduğu ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca kayıtlara suç tarihi olarak geçen 05/12/2019, zayi olayının gerçekleştiği gün olarak kabul edildiğinde; 15 günlük hak düşürücü sürede davanın -TTK. m. 82/7 uyarınca- açılmadığı anlaşılmaktadır.
TTK. m. 82/7’de hüküm altına alınan süre, bir hak düşürücü süredir. Hak düşürücü süre Mahkemece re’sen dikkate alınır. Def’i olarak ileri sürülmesi beklenmez.
Ticari defterlerin zayi edildiği tarihin davacı tarafça açıkça belirtilmediği, ancak dava dilekçesi ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının — Soruşturma nolu dosyası nazara alındığında zayi olan defterler için suç duyurusunda bulunulan — tarihinin kabulü halinde 15 günlük hak düşürücü sürenin dava tarihi (30/12/2020) itibariyle geçtiği, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Hak düşürücü süre içinde açılmayan davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Hak düşürücü süre içinde açılmayan DAVANIN REDDİNE,
2-)Karar ve ilam harcı olan olan 59,30-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
3-)Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. m. 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere karar verildi.