Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/968 E. 2022/691 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/968 Esas
KARAR NO: 2022/691
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı şirket arasında—– yevmiye nolu —- uyarınca, müvekkiline ait —- satın alınması konusunda anlaşıldığını, devir işleminin —- yapılması konusunda anlaşıldığını, davacı vekil eden tarafından verilen özel vekaletname uyarınca, devir işlemini yapmak üzere —-tarihinden itibaren davalı şirketin dilediği tarihte devir işlemini yapmaya hazır olduğunu belirttiğini, sözleşme ile kararlaştırılan taşınmaz bedelinin en geç — tarihine kadar ödenmesi; devir işlemi için hangi tarihte hazır olacaklarının bildirilmesi ve satış bedelinin şahsı adına olan ——yatırılmasının istenildiğini, takip veya dava yoluna gidildiğinde taşınmaz bedeline ihtar tarihinden itibaren ticari faiz işleteceğini, takip/yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükleneceğinin ihtar edildiğini, davalı şirketin sözleşmede kararlaştırılan satış bedelini ödemediğini, devir işlemi için tapuda hazır olmadığını, —– taşınmazda yeterli sayıda —– anlaşma sağlamadığını —- imzalamadığını ve ruhsat alamadığını, yapılan sözleşmenin de bu şarta bağlı olduğunu, ifa imkansızlığı nedeniyle devir isteminin yerine getirilmeyeceğini ileri sürdüğünü, satış vaadi sözleşmesinde böyle bir koşul olmadığını, davalı yanın edimlerini yerine getirmediğini, satış bedelini yatırmaması üzerine —-dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, bunun üzerine dava açılması için yasal zorunluluk olan arabuluculuğa başvurulduğunu, —– anlaşmanın sağlanamadığını, davaya konu taşınmaz yıkılmadan önce —— olduğunu, gerek davaya konu —- olması gerekse davalının ticari şirket olması nedeniyle ticari nitelikte bir iş olduğundan ve ticari işlerde faiz işletilmesinin yasa gereği olduğundan ihtar tarihinden takip tarihine kadar satış bedeline avans faizi işletildiğini, bu nedenlerle davalı borçlu şirketin —– yapılan icra takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin takip koşulları ile devamına, davalı borçlu şirketin, alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında—– yerine yeni bina inşası amacıyla—— imzalandığını, söz konusu parsel üzerinde yaklaşık—- bulunduğunu, —– sahibi ile sözleşme imzalama hedefine ulaşılamadığı için bahse konu —– fiilen uygulama imkanı olamadığını, —işletilemediğini,—-kadar inşaat ruhsatı alındığı halde inşaata başlamaz ise arsa sahibinin —- bedel ile satın almayı vaad ve taahhüt eder.” şeklinde bir düzenleme içerdiğini, arsa sahiplerinin —- imzalanabildiğini, bahse konu durum ile ilgili olarak———imzalandığını, bu nedenle haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ——dayalı alacak nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptaline yöneliktir.
6102 sayılı TTK’nın 4 maddesine göre, Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, her iki tarafın da “ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise, tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır.
Somut olayda; taraflar arasında—-düzenlendiği, bu sözleşmeye göre—— karşılığında yükleniciye satış ve devrine ilişkin olup, davacı taraf tacir olmayıp, gerçek kişi olduğu, satış vaadi sözleşmesine ve davaya konu satış işleminin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmadığı, satışın ticari iş kapsamında da bulunmadığı, ayrıca cevap dilekçesinde belirtildiğinin aksine dava ve satış vaadi sözleşmesi konusu satım işinin, taraflar arasında daha önce düzenlenen ve bu davayla ilgisi bulunmayan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden de kaynaklanmadığı görülmektedir.
Bu durumda, davacının tacir olmaması ve işin her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmaması, uyuşmazlığın yasa gereği mutlak ticari dava da olmaması karşısında, uyuşmazlığa bakma görevinin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından, davanın görev nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından, 6100 sayılı HMK 114/c ve115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle DAVANIN USÛLDEN REDDİ ile GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davaya bakmaya ASLİYE HUKUK Mahkemesinin GÖREVLİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-Karar kesinleştikten sonra ve istek halinde HMK 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde dosyanın görevli ——— ASLİYE HUKUK Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde HMK 20 maddesi gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
5-6100 Sayılı HMK m.331/2 uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki (2) hafta içerisinde —– Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.02/11/2022