Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/959 E. 2021/830 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/959
KARAR NO: 2021/830
KARAR TARİHİ: 19/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine girişilen İcra takibin, mesnedi fatura borcu olduğunu, daacı —–olduğunu, dolayısıyla—- olduğunu, davalının yetki itirazının T.B.K. m.89/1 uyarınca reddi gerektiğini, taraflar arasında davacı şirket tarafından davalıya——yönelik servis, hizmet ve bakım şartları ile işbu servis, hizmet ve bakım şartlarının düzenlenmesine yönelik hizmet tedariki sağlanmasını, karşılığında da davalı tarafından davacıya hizmet ödeyeceğini taahhüt ettiğini konu alan hizmet sözleşmesi akdedildiğini, davacı şirket tarafından keşide edilerek faturalar davalıya iletilmiş ve davacı şirket davalıdan faturaların toplamı olan faiz, masraf ve ferleri hariç —– tutarında fatura alacaklısı olduğunu, davacı şirket yetkilileri ve çalışanları müteaddit kerreler fatura tutarlarının ödenmesi için davalı taraf ile görüşmeler gerçekleştirmiş ise de davacı şirketin işbu ödeme talepleri davalı tarafından kabul görmediğini ve davalı takibe dayanak borçlarını ödemediğini, davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının yasal süre içerisinde davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığı bahsiyle itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ve anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle davalının yersiz ve mesnetsiz yetki itirazının reddine, davalarının kabulüne, davalının itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı şirketin alacağı likit olduğundan davalı aleyhine takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı tarafın herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—— sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde SMMM bilirkişi tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): —–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın tacir sıfatını taşıdıkları, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde—- marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve davacı tarafın ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. — tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle;Davacı şirketin —— yılına ait Ticari defterleri Ticaret kanunun 64 ve 213 sayılı VUK ilgili hükümleri gereğince yasal ve usulünce tutulduğunu, davacı şirketin —-yılına ait Ticari defterleri Ticari defterler TTK 69 ve 213 sayılı kanunun 216. Md gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, Davacı şirketin — yılına ait Ticari defterleri ve dayanağı belgeler yardımcı defterlerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85md ve HMK 222. Maddesi gereğince delili niteliğine haiz olabileceği kanaati oluştuğunu, davacı şirketin—- yılına ait Ticari Defterler VUK 228-226 md gereğince muhasebe usul ve tekniğine uygun —– rastlanmadığını, davacı tarafın — numarası ile —-olarak kayıt olduğu görüldüğünü, deaylıca verilen davacı taraf—yasal defter ticari münasebet kayıtlarına göre davacı taraf davalı tarafa yukarıda seri numaraları ve tarihleri belirtilen faturayla toplam — tutarın hizmeti verdiğini, davalı tarafından—ödeme yapıldığının görüldüğünü, davacının davalıdan kaydi olarak— tutarında alacaklı olduğu görüldüğünü, davacı tarafından davalı yana düzenlenen faturaların elektronik ortamda davalı tarafa iletildiğinin görüldüğünü, taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının —, işlemiş faiz — olmak üzere toplamda —tutarlı alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacı tarafından —- tarihinde takibe geçtiği, davalı yan tarafından borca itiraz edildiği ve takibin durduğu, davacı yan tarafından yapılan itirazın iptali talebi doğrultusunda — huzurdaki davanın ikame edildiği belirlendiği, davacının — yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi —- itibariyle davalı yandan asıl alacak—- alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter kayıtları üzerinden bir tespitin yapılamadığı, —-alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak—– tutarında Alacaklı olduğu kanaatine varıldığını, İİK 67/2 maddesi uyarınca takibin fatura ve cari hesaba dayanması bu kapsamda belirlenebilir ve likit olması sebebi ile ayrıca davacının %20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatı talebinde bulunabileceği kanaatine varıldığını görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup, davacının davalıdan —– alacağının olduğu görülmüştür. Takip öncesi davalının temerrüde düşürüldüğüne dair herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığından işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2—– icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 2.758,26 TL üzerinden asıl alacak yönünden ticari faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 2.758,26 TL üzerinden hesaplanacak % 20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 188,42-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 134,02-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 989,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre belirlenen 924,05-TL ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL peşin harç giderinin toplamı 978,45-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2758,26-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca—– bütçesinden ödenecek 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre 1.233,31-TL’nin davalıdan, 86,69-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 19/11/2021