Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/958 E. 2021/828 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/958
KARAR NO: 2021/828
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2020
KARAR TARİHİ : 19/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının olduğu, davacının bundan kaynaklı alacağının bulunduğu, alacağın ödenmemesi nedeniyle—– sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibine haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiği, bu nedenle davalının itirazının iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından, davalı/borçlu—- sayılı dosyası üzerinden —- tutarlı fatura alacağına
dayalı olarak işlemiş faizleriyle birlikte toplamda —– tutar üzerinden icra takibi
başlatıldığını, işbu davaya konu uyuşmazlık itibariyle davalı/borçlu taraf, davalı şirket tarafından verilen—-karşılığında düzenlenen fatura bedellerinin ödemesini yapmadığını, cari hesap ekstresinde açıkça gözüken alacağa ilişkin icra takibi başlatıldığını, davalı şirket icra takip tutarını ödememiş ve—- tarihli itiraz
dilekçesinde aynen, “Takibe konu edilen borca,—- faize ve faiz oranına, takip
mesnedi —, faturalara, bilvekale itiraz ediyoruz.” demek suretiyle icra takibine itiraz ettiğini, ardından tarafımızca — tarihinde zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş karşı taraf —–imzalı olarak imzalanmış ve işbu dilekçe ekinde sunulduğunu, davalı/borçlu şirketin haksız itirazının iptali ile likit alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini ve davanın reddini talep etmiştir. Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—–sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı tarafa ait ticari defterler üzerinde —–tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU /TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1): “Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2): “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3): “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4): “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5): “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): ——Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2): “Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veye diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların ticari defterleri üzerinde — marifeti ile incelemesine karar verilmiş ve ticari defterleri incelenerek bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır.— tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın — tarihinde borçlu aleyhine—– tutarlı cari hesap ve fatura alacağı için icra takibi başlatması karşısında
davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine çıkmış bulunduğu, davacı ve davalı şirketlere —–ıllarına ait tüm ticari defterlerinin 6102 sayılı yeni TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, dava dosyası incelemelerimizde davacı şirketin davalı yana —-fatura düzenlendiği, dava konusu — yıllarına ait kağıt faturalara itiraz edilmesine ilişkin olarak TTK md.21’de belirtilen—süresi içerisinde itiraz edilebileceği, ancak dosya içerisinde davalı tarafından itiraz edildiğine ilişkin bir belge olmadığı,
—– yılında düzenlenen kağıt faturaların açık fatura olarak tanzim edildiği,
faturalar üzerinde teslim alan, teslim eden kısımları imzasız olduğundan iş bu
faturaların teslimi ve tebliği ispata muhtaç olduğu, tarafların ticari defter kayıtlarının birbirini tevsik ettiği, tarafların cari hesapları arasında fark oluşmadığı, davacı ve davalı yanın incelenen cari hesaplarına ve tarafımızca yapılan tespitlere göre—-cari hesap alacağından takibin başlatıldığı —- tutarı kadar alacaklı olduğu, davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair bir emareye rastlanılmadığından faiz hesaplaması yapılmadığı, tarafların inkar tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin sayın mahkemenizin takdirleri içerisinde kaldığı bildirilmiştir.Mahkememizce dosyada alınan rapor, davacı tarafın ticari defter kayıtları ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; tarafların ticari defterlerini sunmuş oldukları, ticari defterlerin usulüne uygun şekilde tutulmuş oldukları, her iki tarafın ticari defterlerinin alacak borç durumunda birbirlerini doğruladıkları, tarafların ticari defterlerin uyumlu olduğu, tarafların ticari defterleri ile davacının asıl alacak yönünden alacaklı olduğunun ispatlanmış olduğu, usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan —- ana para olarak alacaklı olduğu, takip öncesi işlemiş faiz talebine ilişkin davalıyı tümerrüde düşüren bir işlemin bulunmadığı, dolayısıyla takip öncesi işlemiş faiz talep edilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmış olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.Tarafların ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2——sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin —-üzerinden avans faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 138.079,93 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Karar tarihinde alınması gerekli 9.432,24-TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.965,03-TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.467,21-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Kanunun 18A/11. Maddesi gereğince yargılama giderlerinin tamamından davalı sorumlu olmak üzere, davacı tarafından yapılan 956,50 TL yargılama gideri ve davacı tarafından yatırılan peşin harç tutarı olan 1.965,03 TL toplamı 2.921,53-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 17.067,59-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6325 sayılı Kanunun 18A/11. Maddesi gereğince davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
9-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(11) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 19/11/2021