Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/951 E. 2021/430 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/951 Esas
KARAR NO: 2021/430
DAVA: Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/01/2019
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
——– sayılı görevsizlik kararı gereğince; dosya mahkememize tevzi edilmekle, yapılan incelemesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı—- poliçe numarası ile — sigortalanmış—- plakalı araç tarafından —- Davacıya ait —- plakalı araca çarpmak suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacıya ait aracın %25 kusurlu bulunduğunu ve aracında hasar meydana geldiğini, somut olayda bağımsız eksper tarafından araçta hasar onarım bedeli tespiti yapıldığını, eksper tarafından tespit edilen hasar bedeli miktarının—-olduğu gerekçesiyle, kaza sebebiyle oluşan hasar onarımın —– ticari işlerde uygulanan en yüksek temerrüt faiz oranı üzerinden ve kaza tarihinden, kabul görülmez ise ihtar tarihinden itibaren işletilecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tazminine, dava konusu değer kaybının tespiti için yapılan ekspertiz ücreti masrafı olarak—– yargılama gideri olarak davalı tarafından davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu dava görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davanın usulden reddini talep ettiğini, sigorta sözleşmesi, davacı ile davalı trafik sigortası şirketi arasında düzenlenmemiş olup taraflar arasında 6502 sayılı Kanun kapsamında bir ilişki söz konusu olmadığını, davanın, kazaya neden olan aracın ihtiyari mali sorumluluk sigortasına karşı açıldığı, davanın ticari dava niteliğinde olup görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğu göz önüne alındığında mahkemenin görevsiz olduğu, müvekkil şirket ile sigortalısı dava dışı — arasında, — plakalı araç için; — tarihleri arasını teminat altına almış olan — akdedildiğini, davacı tarafın —- tarihinde müvekkil şirket tarafından sigortalı araç ——- plakalı aracın karıştığı kaza sebebiyle, hasarlandığını ve bakiye hasar bedeli talep edildiğini, davacı tarafça hangi sigorta şirketinden hangi tarihte ödeme alındığı bilgisinin verilmekten kaçınıldığını, müvekkil sigorta şirketi tarafından ilgili poliçe ile verilmekte olan teminatın poliçeye ilişkin özel şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi ile mümkün olacağını, poliçe özel şartlarında yer alan ihtiyari mali mesuliyet sigortası klozu’nda;”Sigortacı işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafik Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla ——- hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder. “denildiğini, Müvekkili şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, —– hadlerinin üzerinde kalan kısmı ile sınırlı olduğunu, maddi ve hukuki gerekçeleri mesnetsiz bulunan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
YARGILAMA SAFAHATI :
Dava, —–sayılı kararı ile arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebi ile davanın usulden reddine karar verildiği, kararın davalı vekilince istinafı üzerine, ——sayılı ilamı ile Mahkememizce verilen kararın “dava konusu uyuşmazlıkta davalı ile arasında 6502 sayılı TKHK’nin 3’üncü maddesinin 1’inci maddesinin “l” bendinde tanımlanan biçimde “tüketici işlemi” bulunmayan davacı, aynı maddenin “k” bendi karşısında “tüketici” sıfatını da taşımamaktadır. Bu itibarla ön incelemede dava şartlarından ilkin yargı hakkına, sonra yargı yoluna, bunların ardından göreve ve kamu düzenine ilişkin yetkiye bakması gereken mahkemece, asliye ticaret mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK’nin 114/1-c ve 115/2’nci maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, dava şartlarından olan arabulucuğa başvurulmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru kabul edilmemiştir.” gerekçesi ile—kararın kaldırılmasına karar verildiği,—–sayılı Esasa kaydedildiği ve görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememize tevzi edildiği görüldü.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Davacı — tarihinde davalı —– davası açtığı görülmüştür.
Davacı tarafın arabuluculuk tutanak aslını sunmadığı anlaşılmıştır.
—-günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanunun 20. madddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş ve 7155 Sayılı Kanun’un 23. Maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A (2) maddeleri gereğince “Arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir hükmü gereği 6100 Sayılı HMK’nın 114 (2) ve 115.maddeleri gereğince dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın arabuluculuk dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 59,30 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzene karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——-Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/05/2021