Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/938 E. 2022/221 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/938
KARAR NO : 2022/221

DAVA : MENFİ TESPİT (KAMBİYO SENETLERİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 18/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığı ispat için menfi tespit davası açabileceğini, kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecbur olduğunu, davacının bedelsiz kalmış teminat senetlerinden doğan borcun varlığını inkar ediyorsa bu durumlarda ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıya düşeceğini, bu nedenle ispat yükü alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin ( borcun ) varlığını kanıtlamak durumunda olduğunu, ——— taraflar arasındaki hukuki ilişkinin teminatı olarak verilmesi tarafların sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediğinin ve dolayısı ile alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle teminat çeki, senedi hakkında yargılama yapılmadan icra takibi yapılamayacağını, davacı şuan da haciz ve muhafaza tehdidi ile karşı karşıya olduğunu, olası bir haciz işlemi neticesinde davacının —- — ve telafisi imkansız zararlar oluşmuş olacağını, davalı ile yapılan görüşmelerde davalı sürekli davacıyı oyalamış ve davacı aleyhine bedelsiz kalmış teminat senetleri üzerinden işlem yaparak—— icra takibi yaptığını, bu durum gerek Hukuk Mahkemeleri nezdinde gerekse Ceza Mahkemeleri nezdinde kabul edilemez kanuna aykırı bir durum olduğunu, bu tür senetlerde edimin yerine getirilmesi durumunda geçerli olduğunu, karşı tarafın bu durumu kanıtlayacak hiçbir ispatı olmadığını, edimini ———— davacının sözleşmesel olarak kendi üzerine düşen edimleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini bu sebeplerle davalının da edimini yerine getirmediği için derhal bedelsiz senetleri davacının kendisine iade etmesini istediğini, ancak karşılık bulma davacının teminat senetleri sebebi ile haciz ve —–kalmaması —- ——süresince teminatsız olarak tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına mahkeme aksi kanaatte ise teminatlı olarak durdurulmasına karar verilmesini, davalının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK Madde 5/A-” (Ek:6/12/2018-7155/20 md.) (1) bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce ——- başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne aykırı hareket edilmiş ve dava şartı —— başvurulmamış, bu şekilde dava açıldığını, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilim davacı tarafa taşınmaz satın almak—- ancak davacı tarafça müvekkilime taşınmaz devri yapılmadığı gibi ödenen bu para da iade edilmediğini, bu paranın tahsili amacıyla davaya konu senet icraya konulmuş ancak davacı taraf kötü niyetli bir şekilde huzurdaki davayı açtığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu edilen bono dolayısıyla borçlu olunmadığından bahisle açılan bononun ve icra takibinin iptaline dair menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; davaya konu icra takibinin bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip olduğu, söz konusu bononun düzenleyeninin davacı …—– üzerinde teminat senedidir ibaresinin bulunduğu görülmektedir. Davacı, sözleşmesel olarak kendi üzerine düşen edimini yerine getirdiğini davalının edimini yerine getirmediğini, senedin iptalini talep etmektedir. Davalı, davacı tarafa taşınmaz satın almak amacıyla ——- para verdiğini, ancak davacı tarafça taşınmazın devrinin yapılmadığı ve ödenen bedelinde iade edilmediği, bu bedelin tahsili amacıyla icra takibinin yapıldığını beyan etmektedir. Dosyaya sunulu sözleşmede, tarafların ”.—— satışı..———— teslim edildi” şeklinde anlaştıkları görülmektedir. Davaya konu senedin teminat senedi olduğu açıktır. Ancak, davacı taraf teminat senedinin iade edilmesi gerektiğine dair her hangi bir bilgi ve belge sunmamıştır. Sunulu sözleşme gereğince —— ödeme yapıldığı ve senedin bu ödemenin teminatı olarak alındığı görülmektedir. Davacı tarafın teminat senedini geri alabilmesi için sözleşme ile belirlenen yükümlülüğü yerine getirdiğini ispatlaması gerekmektedir. —– ödenerek teminat senedi alan davalının bu senedin bedelini tahsil amacıyla icraya koymasına bir engel bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacının, davaya konu bono dolayısıyla borçlu olup olmadığı hususu yargılamayı gerektirmesi sebebiyle davayı açmakta kötü niyetli olduğuna dair kanaat oluşmadığından, davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan—– davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
7-Karar tarihinde alınması gerekli 80,70 TL harçtan, davacı tarafça peşin harcı olarak yatırılan 2.561,63 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 2.480,93 TL harcın karar kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —— arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile—- Gelir Kaydına,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.