Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/937 E. 2022/106 K. 04.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/937
KARAR NO: 2022/106
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (TİCARİ SATIMDAN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine —– sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalı tarafça itiraz edildiği akabinde ——arabuluculuk başvurusu yapılmışsa da davalı ile arabuluculuk toplantısında anlaşılamaması nedeniyle arabuluculuk süreci —–yönündeki son tutanakla kapatıldığını, söz konusu takibin davacı ile davalı/borçlu arasındaki cari hesap bakiyesinde davalı/borçlunun üzerine düşen cari hesap borç bakiyesini ödememesi neticesinde açıldığını, davacı firma ile davalı aralarındaki ticari ilişki münasebetiyle ödeme hususunda cari hesap şeklinde çalışmış olup, ekte sunulan cari hesap dökümü, faturalar ve ödeme dekontlarından da anlaşılacağı üzere davalı/borçlunun;
takip tarihi itibariyle —— cari hesap borç bakiyesi bulunduğunu, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine dayalı olarak açılan icra takibinin hukuka uygun olduğu, buna rağmen davalı/borçlunun söz konusu takibe itiraz etmesinin açıkça kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, davacı tarafından davalı/borçlu ile cari hesap şeklinde çalışılmış olup gönderilen ve ekte sunulan e-faturalara ilişkin davalı/borçlu yanca herhangi bir itirazda bulunulmadığını, keza davalı yanca borç kabul edilmiş takipten sonra da toplamda — ödeme yapıldığını, borçlunun yapmış olduğu ödemeler takipten sonra yapıldığından öncelikle borcun ferilerine ilişkin yapılmış sayılacağı kuşkusuz olup anılan takip — üzerinden açıldığından ödeme yapılan tutarlar ferilerden düşülse bile takibin açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacağı beyan ederek; öncelikle davalı/borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini, davanın kabulü ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine; yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça davalı şirket hakkında açılan davayı kabul etmediklerini ve reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafça davaya konu dilen hususlar kapsamında şekli hukuka yönelik beyanlarda bulunulmuş olup; esasa taalluk eden ve davanın özü itibariyle itirazın iptali noktasında davalı şirketin davacı tarafa ödeme yapmasını haklı kılan bir alacak bulunmadığını, dolayısıyla açılan davada davacı tarafın takibe dayanak alacağının davalıda bulunmadığını, davalı şirketin davacı tarafa borcu bulunmamakla; ticari kayıt ve defterleri bilirkişi marifeti ile incelendiğinde konu daha — kavuşacağını, öte yandan davacı tarafça davalı şirkete borcun bulunduğuna dair keşide edilmiş bir ihtar bulunmamakta ve hesap mutabakatı da taraflar arasında yer almadığını, yine tarafların — taraflar arasındaki —–celp edilip bilirkişi incelemesinde değerlendirmeye alındığında alacağın bulunmadığı ortaya çıkacağını beyan ederek; davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de davacı tarafa yükletilmesi savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—– sayılı dosyası celp edilmiştir.
Taraflara ait ——yılları ticari defterleri üzerinde —— tarafından inceleme yapılmıştır.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde —— Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin, fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Davalı taraf bir ticaret şirketi olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ekseninde değerlendirme yapıldığında; davacı ile davalı tarafın birer ticaret şirketi olduğu, tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, davacının—- yıllarına ait ticari defterleri üzerinde —- inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır.—- tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı yönünden, davacı şirketin incelenen —- ilişkin ticari defterlerinin açılış ve kapanış
tasdiklerinin —- göre zamanında yapıldığı, davalı tarafın — olduğundan —- incelemediğinden hesap incelemeside yapılamadığı, davacı alacağı yönünden; dava ve takip konusu cari hesap alacağını oluşturan —– bedelli faturaların, davalı tarafından bağlı bulunduğu—- bildirimde bulunduğu, faturaların davalı şirkete tebliğ edildiği ve fatura konusu malların da teslim alındığına karine oluştuğu, dosya kapsamında
davalının faturaya konu malları iade ettiğine ve cari hesap borcunun ödendiğine dair somut belge bulunmadığı ve—- — olduğu, davalı tarafından takip tarihinden sonra dava tarihinde önce — ödeme yapıldığı ve dava tarihi olan —-tarihi itibariyle davacı alacağın — olduğu görüldüğü, davacının—- olduğu, dava tarihi itibariyle asıl alacağın — olmak üzere toplam alacağının —- olduğu belirtmiştir.
Davalı tarafın defterleri incelenmesi için —- marifeti ile inceleme yaptırılmış ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır. — tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davalının —-tutarlı davacıya ait bir adet fatura kaydı ve bu kayıttan kaynaklı aynı tutarda kapanış kaydına rastlandığı, davalının— defterleri incelendiğinde müfredatı ekte sunulan cari hesap ekstresinde olduğu gibi en son hareket —-tarihine kadar ticaretin devam ettiği, davacının davalıya toplam —— borcu bulunduğu görüldüğü, taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu, davalı tarafın sunmuş olduğu ticari defterlere ilişkin bilgiler kebir ve envanter defterlerini içermediği, yevmiye defterlerinin noter onaylı açılış ve kapanış meşruhatlarının görülemediği nedenleriyle davalı taraf ticari defterlerinin inceleme konusu ile sınırlı olarak tespit edilen hususlarda —- uygun olarak tutulup tutulmadığı hususunda kanaat oluşturulamamış olup,—-sahibi lehine delil olamayacağı, davacı tarafın düzenlemiş olduğu toplam —-adet faturanın davalı ticari defterlerinde yer aldığı, davalı tarafın davacı tarafa yapmış olduğu ödemeler toplamının — olduğu, davalının davacıya ——cari hesap borcunun bulunduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, tarafların ticari defterlerinin davaya konu alacak yönünden örtüştüğü, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan dava tarihi itibariyle—— asıl alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜNE,
2——- sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 10.900,46 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DEVAMINA,
3-Asıl alacak olan 10.900,46 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar tarihinde alınması gereken 744,61-TL harçtan peşin yatırılan 121,66-TL harcın mahsubu ile 622,95-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan 1.950,00 TL bilirkişi ücreti ve 125,10 TL müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 2.075,10 TL yargılama gideri ve 121,66 TL harç toplamı 2.196,76 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı. 04/03/2022