Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/909 E. 2021/953 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/909 Esas
KARAR NO : 2021/953

KARAR TARİHİ : 24/12/2021
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilin davalıdan cari hesaptan doğan borcunu ödemediğini ve davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını ancak takibe itiraz edildiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalı ——-üzerinde ihtiyati haciz uygulanmasını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
Davalıya Tebligat Kanunun 35.maddesine göre tebligat yapıldığı, buna karşın davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara da katılmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Ticari davalarda—son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
—— Esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU/TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI – Madde 222 – (1):”Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.”
(2):”Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.”
(3):”İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”
(4):”Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.”
(5):”Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.”
TÜRK TİCARET KANUNU madde 64- (1): “(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ——- verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2):”Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan —— şekildeki bir kopyasını, yazılı, —- ortamda saklamakla yükümlüdür.”
Madde 83- (1): “Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, —– gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.”
Ticari defterler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir.
Ticari defterlere anılan Kanun’larda delil olarak hüküm ve sonuç bağlanmıştır.
Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK. m. 222/1).
Yine Türk Ticaret Kanunu madde 83/1’de ticari uyuşmazlıklarda Mahkemenin ticari defterlerin re’sen ibrazına karar verebileceği, Mahkeme re’sen ticari defterlerin ibrazına karar vermese dahi taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına Mahkemece karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Ticari defterler, bazı şartların varlığı durumunda sahibi lehine delil olarak kullanılabilir. Şöyle ki: Uyuşmazlık ticari bir işten kaynaklanmalıdır. Bu iş, her iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmelidir. Taraflardan yalnızca biri için ticari iş niteliğinde olan uyuşmazlıklarda, arada sözleşme olsa bile defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir sıfatını haiz olmalıdır. Taraflardan birinin ya da her ikisinin tacir olmaması halinde ticari defterler lehe delil olarak kullanılamaz. Öte yandan ticari defterler Kanun’a uygun tutulmuş olmalıdır. Tutulması zorunlu defterler eksiksiz, usulüne uygun tutulmalı, açılış kapanış onayları yapılmış olmalıdır. (TTK. m. 64) Ayrıca, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (HMK. m. 222/3)
Davacı taraf bir —- olup tacirdir. Davalı — olup tacirdir. Uyuşmazlık tarafların ticari işletmesinden ve ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Tacirler arasındaki huzurdaki ticari davaya bakmaya Mahkememiz görevlidir.
Bu açıklamalar ——- yapıldığında; davacı ile davalı tarafın — şirketi olduğu, tacir —– uyuşmazlığın — işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır. Her iki taraf da tacir olduğundan ticari defter içerikleri delil vasfı taşımaktadır.
Mahkememizce işbu dosyada, tarafların —–defterleri üzerinde—- marifeti ile inceleme yaptırılmasına karar verilmiş ve bilirkişi raporu dosya arasına alınmıştır.— tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; Davacıya ait ticari defterlerin Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine— süresi içerisinde alındığı, davacıya ait ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olduğu, davalıya tebligat kanunun 35.maddesine göre tebligat yapıldığı, buna karşın davalının cevap dilekçesi sunmadığı ve duruşmalara da katılmadığı,— tebliği hükümlerine uygun olarak davalı adına —- olarak kullanıldığının anlaşıldığı, buna karşın faturaların teslim alan kısımlarında davalıya ait olabilecek herhangi — almadığı, faturaların veya faturalara konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte herhangi bir belgenin ibrazının talep edildiği ancak taleple ilgili bir belgenin —beyannamelerinin celp edildiği, uyuşmazlığın —beyannamelerinin dosyaya celp edilmesi halinde bile ilgili beyannamelerin uyuşmazlığın çözümünde etkili olamayacağının anlaşıldığı, zira davacının davalı adına düzenlediği fatura toplamlarının hiçbir ayda——–takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının — Takip — birikmiş faiz talebinde bulunulduğu, muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla mütemerrit olduğu (TBK.m.117/1): bu yönde temerrüt ihtarına dosyaya rastlanılmadığından birikmiş faiz talebine, mevcut delil durumuna nazaran istirak edilmediği görüşünü bildirmiştir..
Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, dosyada alınan rapor, ticari defter kayıtları sonucunda; davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin usulünce tutulmuş olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmamış olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin lehine delil olarak kabul edildiği, ticari defterlerin delil niteliğinde olduğu ve tüm dosya içeriği bir bütün halinde değerlendirilmiş olup; usul ve yasaya uygun bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının davalıdan ——- sonuç ve kanaatine varılmıştır. Takip öncesi davalının temerrüde düştüğüne dair bilgi ve sunulmadığı, işlemiş faize ilişkin taraflar arasında bir teamül veya yazılı sözleşme olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığından işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir.
Ticari defter kayıtlarında yapılan tetkik neticesinde davacının alacağı olduğu, işbu alacağın ticari defterler kapsamında likit (bilinebilir) mahiyette bulunduğu gözetilerek İcra İflas Kanunu madde 67/2 uyarınca asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi kararlaştırılmış olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2——–Esas sayılı icra dosyasına yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, duran takibin 3.205,43 TL asıl alacak üzerinden işleyecek ticari faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacak olan 3.205,43 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk——- ücretinden davanın kabul ve red oranına göre —- davalıdan, —davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Karar ve ilâm harcı olan 218,96-TL harçtan peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 164,56-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti, müzekkere ve tebligat giderinin toplamı olan 1.163,50 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 1060,80-TL ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 54,40-TL harç giderinin toplamı 1.115,20-TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, davacı tarafından yapılan bakiye giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli—–kabul oranına göre belirlenen 3.205,43-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.