Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/904 E. 2022/492 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/904 Esas
KARAR NO: 2022/492
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı ——— yedek parça malzemelerinin alım satımı ile iştigal olduğunu, davalı —— de bu amaçla davacıdan farklı tarihlerde olmak üzere toplamda ——yedek parça malzemesi satın aldığını, yapılan satış işlemine ilişkin faturanın —-düzenlenen —-tanzim edilerek hem ——–hem de borçlu şirkete sistem üzerinden gönderildiğini ve faturaların başarılı bir şekilde teslim edildiğini, faturalara itiraz edilmediğini, davalı —— bir ortaklık/ortak girişim olup —– yer alan adi ortaklık kapsamında olduğunu, adi ortaklığın borçlarından ortaklığı oluşturan ortaklar müteselsilen ve müştereken sorumlu olduğunu, davalıların icra takibine yaptıkları itirazda kendilerinin borçlu olmadıklarına dair ifadelerinin gerçeği yansıtmadığını, faize itirazların da yerinde olmadığını, ticari işlerde faize hak kazanılmasının kanuna dayanmakta olduğunu ileri sürerek—-sayılı dosyaya yapılan itirazların iptaline, takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı —–vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davalı ——- diğer davalı —- aralarında imzalanan —- ile ihale edilen —–amacıyla iş ortaklığı oluşturduklarını, —- aldığı bu işte kullanılmak üzere birkaç rulman firması ile malzeme alımı konusunda anlaşıldığını, davacı ——– da malzeme alımı yapılan firmalardan biri olduğunu, ancak taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davalı şirketin davacı tarafa muaccel hale gelmiş herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile; taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığından temerrüde ilişkin bir tarih belirlenmediğini, faturanın davalı tarafça alınma tarihi belirli olmadığından, davacı mal veya hizmeti davalıya teslim ettiği tarihi ispatlaması gerektiğini, mal teslim tarihi, fatura teslim tarihi gibi konuların belirsiz olması nedeni ile davacının faiz talebinin de haksız olduğunu savunarak davanın reddine, davacı tarafın % 20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— Vekili cevap dilekçesinde; takipten önceki döneme ait müvekkili olan davalı şirketin temerrüde düştüğüne dair yazılı herhangi bir belge olmadığını, taraflar arasında ödemelere ait vadenin belirlendiği yazılı bir belgenin mevcut olmaması nedeniyle takipten önceki döneme ait faiz talep edilemeyeceğini, somut uyuşmazlıkta ispat yükünün davacı tarafa düştüğünü, davacı tarafın delil olarak sunduğu uyuşmazlığa ilişkin olduğu iddia edilen faturaların iddia edilen hususun ispatı için yeterli olmadığını, hizmete ilişkin faturanın yalnızca bir hukuki ilişkinin varlığı hususunu ihtiva ettiğini, bu hizmet karşılığında hizmet bedelinin ödenip ödenmediği hususunu göstermediğini, davalı şirket kayıtlarında davacının sahip olduğunu iddia ettiği alacağa ilişkin bir kayıt bulunamadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber bir an için böyle bir alacağın varlığı kabul edilse dahi alacağın zamanaşımına uğradığını, icra inkar tazminatı talep edilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddine, davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımdan doğan alacağın tahsilinin konu edildiği icra takibine vaki itirazın iptali istemidir.
—– sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı ile davalıların oluşturduğu iş ortaklığı arasındaki ticari ilişkiyi gösterir ————- celp edilmiştir.
Mahkememizin —– tarihli celsesinde 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara —-yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi —— bilirkişiye verilmiş,—– tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
—–Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
—–İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —– Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
—Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
—–Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64———–Her tacir, ticari defterleri tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, üçüncü kişi uzmanlara, makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin faaliyetleri ve finansal durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme faaliyetlerinin oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
——-Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,——– bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, tarafların ticari defter tutmak zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz dosyasının rapor tanzim edilmek üzere tevdi edildiği —— tarafından sunulu —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; ”Davalı —-faturaların —— bildirimde bulunulduğu, takibe konu faturada iş bu fatura içerisinde yer aldığının tespit edildiği, faturaların —- şeklinde düzenlenmiş olduğu, davacı taraf defterlerinin usulüne uygun olduğu, Davalı ——Tarafından yalnızca defter beratlarının sunulduğunu, eksik belgelerin mail yoluyla istenmiş ise de davalı vekilince dönüş yapılmadığını, tarafların ticari defterlerine göre: Davacının takibe konu ettiği Faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu faturadan dolayı davacının takip tarihi —-itibariyle davalı yandan —– alacaklı olduğunun tespit edildiği, Mahkemece işlemiş faizin kabul görülmesi halinde davacının davalılardan —– işlemiş faiz talep edebileceği…” belirtilmiştir.
Tanzim edilen bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi dosyaya sunulmuştur.
İcra dosyasının incelenmesinden; Davacı tarafından —- tanzim tarihli faturalara dayalı olarak —- alacak üzerinden icra takibi başlatıldığı, ödeme emri tebliği sonrasında davalılar tarafından borca ve fer’ilerine dayalı itiraz beyanında bulunulduğu, itiraz ile takibin durudurğu ve huzurdaki davanın —– üzerinden harçlandırılmak suretiyle açıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile celp edilen müzekkere cevapları dikkate alındığında;
Tüm dosya kapsamından;; Davacı tarafından yedek parça malzemelerinin satımına ilişkin alcak iddiasıyla huzurdaki davanın açıldığı, davalının icra dosyasına ve davaya konu savunmalarından taraflar arasındaki ticari ilişkiyi kabul ettiği ve ancak borcun bulunmadığı yönünde savunmada bulunduğu, davalı —– Tarafından zamanaşımı def’i ileri sürülmüş ise de takibe konu faturaların —– tanzim tarihli oldukları ve icra takip tarihi dikkate alındığında TBK’nin 146. maddesine göre satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerine ilişkin zamanaşımı süresi —–olduğundan zamanaşımı def’inin reddi gerektiği, mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporuyla takibe konu faturaların —–şeklinde tanzim edilmiş olduğu ve faturaların karşı tarafa tebliğ edildiği, fatura içeriklerinin yasal süre içinde itiraza uğramamakla kesinleştiği, yine iş ortaklığı tarafından takibe konu faturaların —— bildirilmiş olduğu, mahkememizce usulüne uygun şekilde yapılan HMK 222. Madde ihtarı kapsamında davacı tarafından ticari defterlerin sunulduğu ve defterlerinin usulüne uygun şekilde tutulduğu ve kendi yararına delil vasfı taşıdığı, buna karşın davalı tarafından yalnızca ticari defter beratlarını sunduğu, ticari defetr kayıtlarına göre davacının davalıdan —— alacaklı olduğunun tespit edildiği, alınan raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, neticede tüm dosya kapsamı ve iş ortaklığı tarafından —– yaptığı beyanının davalıları bağlayacağı ve takibe konu faturaya dayanak mal/hizmetin davacı tarafından verilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, ——- davalıların adi ortaklığın ortakları olduğu, davalıların adi ortaklığa ilişkin borçlardan müteselsilen ve kendi malvarlıklarıyla sorumlu oldukları, takip talebinde yasal faiz talep edilmesine karşın bilirkişi raporunda TTK 1530. Madde kapsamında faiz hesaplaması yapılmış ise de TTK 1530. Madde kapsamında bir talep bulunmadığından takiple sıkı bağlılık gereği bilirkişi raporundaki bu yöndeki hesaplamanın dikkate alınamayacağı gibi davalıların takipten önce temerrüde düşürüldüğüne dair dosya kapsamında delil bulunmadığından takipten önceye ilişkin talep edilen işlemiş faiz talebinin hukuken yerinde olmadığı, faturaya dayalı alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)DAVANIN KISMEN KABULÜNE- KISMEN REDDİNE,
2-)Davalıların ——sayılı takibe yaptığı itirazlarının ayrı ayrı kısmen İPTALİ ile , takibin —- asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Takip talebindeki işlemiş faiz alacağına ilişkin talebin reddine,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si tutarında olan 18.778,00-TL icra inkâr tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Karar ve ilâm harcı olan 6.413,67-TL harçtan peşin alınan 1.475,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.938,20-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-A)Davanın kabul edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 1.069,20-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-B)Davanın reddedilen edilen kısmı yönünden; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinden davayı kabul-ret oranı gözetilerek; 250,8‬‬0‬-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davanın kabul edilen miktarı yönünden; Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 15.022,52-TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-) Davanın reddedilen miktarı yönünden; Davalılar vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümler madde 13/1 ve A.A.Ü.T. uyarınca 3.249,82-TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara ödenmesine,
8-)Davacı tarafça yatırılan 1.537,67-TL harç ve 1.291,50-TL bilirkişi, posta, tebligat gideri olmak üzere toplam 2.829,17‬-TL yargılama giderinden davayı kabul – ret oranı dikkate alınarak; toplam 2.291,62-TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davalı ——– Tarafından yatırılan 7,80-TL vekalet harcının davayı kabul-ret oranı dikkate alınarak 1,48-TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
10-Davalı —— Tarafından yatırılan 7,80-TL vekalet harcının davayı kabul-ret oranı dikkate alınarak 1,48-TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
11-)Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesini müteakip HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022