Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/900 E. 2022/900 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/900
KARAR NO: 2022/900
DAVA : ALACAK (SATIM SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN)
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile Davalı arasında 24.03.2020 tarihinde yazılım satış ” sözleşmesi akdedildiğini, davacının huzurdaki davadaki temel iddiası sözleşmenin bedelinin davacının dava edilme baskısıyla zor durumda kalmasından yararlanarak fahiş miktarda belirlendiği ve somut olayda aşırı yararlanma” olduğunu, davacı——- ödediğini ve aşırı yararlanmanın unsurlarının somut olayda gerçekleştiğini iddia ettiğini, oransızlığın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirket ise davacının — satışını gerçekleştirdiği —– ve —— adresinde bulunan bilgisayarına izinsiz olarak yüklediğini ve lisanssız kullandığını, üretici şirket —- avukatları tarafından —– dosyası ile davacı şirket aleyhine tespit davası açıldığını, bu yazılımın yasal olarak lisanslanmadığı için—- ekranında aktivasyon bilgisinin olmadığı ve bilgisayarda kayıtlı belgeler arasında —yazılımı ile oluşturulabilen proje dosyası araştırması sonucunda —– olduğu–tespit edildiğini,——ilişkin fiyat belirleme yetkisi bulunmadığını, üretici şirket talimatları doğrultusunda, üretici şirket tarafından belirlenen bedel üzerinden nihai kullanıcıya ürün lisansını gerçekleştirme yetkisi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Huzurdaki dava, alacak istemine ilişkindir.
Ticari davalarda zorunlu arabuluculuk son tutanak aslı dosyaya sunulmuştur.
Mahkememizce işbu dosyada, uzman bir yazılım mühendisi bilirkişisi ve nitelikli hesaplama alanında uzman (borçlar hukuku) bilirkişi heyeti raporu dosya arasına alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen bilirkişi raporunda özetle; TBK m. 28:”Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.” Maddenin uygulanabilmesi için karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık bulunması, bu oransızlığın zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirilmiş olması gerektiği, edimler arasındaki açık oransızlık objektif bir şarttır. Bu oransızlığın bulunup bulunmadığı edimlerin sözleşmenin kurulma anındaki değerlerinin objektif tayini ile mümkün olacağını, buna göre sözleşmenin kurulmasından sonra edimlerin değerlerindeki değişimler dikkate alınmayacak olup sözleşmenin kurulma anındaki değerleri esas alınacağı, bu değer piyasa rayici, edimin sözleşme kurulduğu andaki piyasa değeri gibi objektif değer takdiri ile belirleneceği, edimlerin objektif değerleri hesaplanırken, sadece asli edimin kendisi değil, yan borçlar da hesaba dahil edileceği, dolayısıyla bir tarafın edime yüklediği sübjektif değer esas alınmayacağı,—–Önce uyuşmazlık konusu olayın ve tarafların özellikleri başka türlü bir değerlendirmeyi zorunlu kılmadığı takdirde hangi orandaki bir ——— farkının açık nispetsizlik sayılacağını veya sayılmayacağını belirleyen bir tavan ve tabandan yararlanmak uygun olacağı, dairenin sürekli uygulamasına göre —— arasındaki 50/100 oranındaki bir fark açık nispetsizliktir, bu kesin olduğu, 10.000 lira değer taşıyan bir mal veya hizmetin 5000 lira karşılığında değiş-tokuş edilmesi normal bir kişinin kabul edebileceği makul bir alış veriş tarzı olmadığını, dairenin uygulamalarında ——- arasında yüzde yirmi beş oranındaki bir farkın açık nispetsizlik sayılmadığı dahi kuşkusuz olduğunu, hal böyle olunca, olağan koşullar altında açık nispetsizlikten edilebilmesi için ——- arasında en az yüzde yirmi beşten fazla bir fark olması zorunluluğu vardır.” şeklinde ifadeye yer verilerek edimler arasında en az %25’ten fazla bir fark olması zorunluluğundan bahsedildiğini, “Tacirler” aşırı yararlanma müessesesinin kapsamına girer mi buna bakmak gerekeceğini, esasında TMK’nın yollamasıyla mahiyetiyle örtüştüğü müddetçe bu mümkün olduğunu, basiretli tacir ilkesi gereği, ticaretle uğraşan bir kimsenin mesleğinde hafifliği yahut deneyimsizliği yaşamın normal seyrine aykırı olduğunu, dolayısı ile tacirin zor durumda kalmasından bahsedilebileceğini, somut olaya bakıldığında; öncelikle davacının dürüstlük kuralına aykırı davranarak dava konusu yazılımı ücret ödemeden lisanssız bir şekilde kullandığı ve menfaat elde ettiği anlaşıldığını, davalının yazılımın üreticisi olmadığı kabul edildiğinde fiyat verme yetkisi olup olmadığına bakılması gerektiğini, şikayet edilme, tazminat ödeme baskısı davacının kendi davranışına dayanmakla birlikte bunun Mahkeme tarafından “zor durumda kalma” olarak değerlendirilmesi halinde edimler arasında açık oransızlık var mı bu hususa bakmak gerekeceği, dosya kapsamında bunu tespit edebilecek bilgi ya da belge bulunmadığı, davacının dava konusu yazılımı ücret ödemeden lisanssız bir şekilde kullandığı ve menfaat elde ettiğinin anlaşıldığı, davalının yazılımın üreticisi olmadığı kabul edildiğinde fiyat verme yetkisi olup olmadığının düşünüldüğü, Mahkeme tarafından davacının “zor durumda kalarak” sözleşmeyi imzaladığının kabulü halinde edimler arasında açık oransızlık var mı buna bakılması gerektiği, aynı firmanın aynı dönemde aynı iş için vermiş olduğu tekliflerin ya da sözleşme bedellerinin tespiti ile bir kıyaslama yapılabileceği, dosya kapsamında tespit yapılamadığı bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelenmiş olup; Davacı taraf, davalı ile arasında 24.03.2020 tarihinde yazılım satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme bedelinin davacının dava edilme baskısıyla zor durumda kalmasından yararlanarak fahiş miktar belirlendiği, davacının dava edilme, ceza ve tazminat baskısı altında bu sözleşmeyi imzaladığını, gabin hükümleri çerçevesinde fazla alınan kısmının iade edilmesi gerektiği iddia ederek iş bu davayı açmıştır. Davalı taraf, yazılımın — yetkili satıcı ve distribütörü olduğu, üretici şirket olmadığından husumetten davanın reddi gerektiği, davacının yazılım lisansını izinsiz ve hukuka aykırı kullandığı, aşırı yararlanma (gabin) şartlarının oluşmadığı yönünde savunma yapmıştır. Davalı tarafın —– yetkili satıcı ve distribütörü olması sebebiyle müşterilerine karşı sorumluluğu bulunmaktadır. Dolayısıyla husumet itirazı yerinde görülmemiştir. Davanın TBK m. 28:”Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.” Maddesi gereğince fahiş miktar belirlendiğinden bahisle gabin hükümlerine dayanarak açılmış olduğu görülmektedir. Somut olay incelendiğinde; gabin hükümlerinin uygulanabilmesi için sözleşmenin davacının zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerekmektedir. Yapılan sözleşme yazılım satış sözleşmesi olması sebebiyle, tacir olan davacının yazılım bedelinin yüksek olduğunu bilememi yönünde düşüncesizliğinden veya deneyimsizliğinden bahsetmek mümkün olmayacaktır. Tacir olan davacı taraf yapacağı araştırma ile yazılım bedelinin ne kadar olabileceğini öğrenebilecek donanımdadır. Davacının zorda kalarak bu sözleşmeyi yapıp yapmadığı hususu değerlendirildiğinde ise; davacının sözleşme öncesinde bir yarar elde ettiği, taraflar arasındaki belirlenen fiyatlamanın bunun içerisinde olup olmadığının bilinmesinin mümkün olmayacağı, davalı tarafın anlaşma yapmayarak davacı tarafın zararlarını tazmin etme ve yasal olarak sonuçlarına katlanma hususunda sözleşme öncesinde özgür olduğu, dava dilekçesinde belirtilen rakip firmalara ait bedellerle, davacının ödemiş olduğu bedel, sözleşme öncesi davacının yararlandığı da dikkate alındığında fahiş bir farkın olmadığı görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacının 6098 sayılı TBK’nun 28. Maddesi kapsamında değerlendirilecek nitelikte zorda kalarak bu sözleşmeyi yaptığı hususu bulunmamaktadır. Açıklanan gerekçelerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin yatırılan 460,21 TL harcın mahsubu fazla yatırılan 379,51 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
7-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin (e-duruşma) ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ——- Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.23/12/2022