Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/882 E. 2022/491 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/882 Esas
KARAR NO : 2022/491

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/11/2020
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacı şirketin —— işini yaptığını, davalı şirket için ———– işini yapması nedeni ile taraflar arasında bir cari hesap ilişkisi kurulduğunu, yapılan işlerin işlerin karşılığı olan satış faturalarının düzenlendikten sonra davalı şirket tarafından davacı şirkete cari hesaba mahsuben ödeme yapıldığını, davalının en son —— tarihinde cari hesap borcuna mahsuben ödeme yaptığını ve bu tarihten sonra hiçbir ödeme yapmadığını, davalı hakkında faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı nedeni ——– sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilamsız takip miktarı belirlenirken cari hesapta görünen —– tutarlı çekin karşılıksız çıktığı için , bu çek hakkında ———- senetlerine mahsuben icra takibi başlatılmış olduğundan mükerrer ödeme olmaması adına bu çek cari hesap toplamından çıkarılarak bakiye kalan cari hesap miktarı olan 451.119,29-TL üzerinden borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davaı tarafından bu takibe itiraz edildiğini, arabuluculuk yoluna gidildiğini ancak anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek icra takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili olan davalı şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, ülkenin yaşadığı ekonomik buhranlardan müvekkili olan davalı şirketin —– etkilendiğini ancak aksamaların ardından ödemelerin gerçekleştirildiğini savunarak davanın reddine, davacının %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
———– sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
Taraflar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir ——ilgili —— dairesinden celp edilmiştir.
Mahkememizin ——– tarihli tarihli ara kararı ile 6100 sayılı HMK 222. Madde kapsamında taraflara ————— yıllarına ait ticari defterlerini sunmaları için iki haftalık süre verilmiş, ticari defterler sunulduğunda ticari defterler üzerinde HMK 278/3 maddesi dikkate alınarak yerinde inceleme yetkisi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir bilirkişiye verilmiş, —– bilirkişinin tarafların iddia ve savunmaları kapsamında varsa alacak ve borç kalemlerinin tespiti ve hesaplanması hususlarında rapor tanzim etmesine dair karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK Madde 222- 1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle: 22/7/2020 – 7251 sayılı Kanun md. 23) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
6102 sayılı TTK Madde 64-(1)(Değişik fıkra: 26/06/2012-6335 S.K./8.md.) Her tacir, —- tutmak ve defterlerinde, ticari işlemleriyle ticari işletmesinin iktisadi ve mali durumunu, borç ve alacak ilişkilerini ve her hesap dönemi içinde elde edilen neticeleri, bu Kanuna göre açıkça görülebilir bir şekilde ortaya koymak zorundadır. Defterler, —- makul bir süre içinde yapacakları incelemede işletmenin—– durumu hakkında fikir verebilecek şekilde tutulur. İşletme —– oluşumu ve gelişmesi defterlerden izlenebilmelidir.”
(2)Tacir, işletmesiyle ilgili olarak gönderilmiş bulunan her türlü belgenin,——- benzer şekildeki bir kopyasını, yazılı, görsel veya —–ortamda saklamakla yükümlüdür.
Madde 83- (1)Ticari uyuşmazlıklarda mahkeme, yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Ticari defterler ve sahibi lehine delil olabilme koşulları, 6100 sayılı HMK madde 222 ve devamı ile 6102 sayılı TTK madde 64 ve devamında açıkça düzenlenmiştir. Tacirler, Türk Ticaret Kanunu’nun amir hükmü uyarınca ticari defter tutmak zorundadır.
6100 sayılı HMK. 222/1. Maddesi ve 6102 sayılı TTK 83/1. Madde uyarıca ticari uyuşmazlıklarda Mahkeme re’sen ya da taraflardan birinin istemi üzerine ticari defterlerin ibrazına karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan hükümler çerçevesinde değerlendirme yapıldığında; Tarafların tacir sıfatını taşıdıkları, uyuşmazlığın iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, her iki tarafın da —– zorunda olduğu anlaşılmıştır.
Serbest Muhasebeci Mali Müşavir———- düzenlenen bilirkişi raporunda özetle; “…Dava ve icra dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile tarafların usul ve yasaya uygun tutulmuş, birbirlerini doğrulayarak sahipleri lehine/aleyhine delil olabilme niteliği taşıyan ticari defterlerindeki kayıtları ve müstenidatları üzerinde yapılan inceleme sonucuna göre, Davacı Şirketin—— üzerinden İtirazın İptali istemi ile Davalı Şirket aleyhine ikame etmiş olduğu işbu İtirazın İptali Davasında; Davacı Şirketin Davalı Şirketten Takip Tarihi itibarıyla ———-tutarlı karşılıksız çek bedelinden arındırılmış açık cari hesaptan kaynaklanan ———-asıl alacağı bulunduğu ve bu alacağının Davalı Şirket ticari defter kayıtlarıyla da doğrulandığı,…” belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor davacı vekili ile davalıya ile tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora karşı beyan/ itiraz dilekçesi sunulmamıştır.
İcra dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından —-sayılı icra dosyasından —— asıl alacak üzerinden faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhinde takip başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından süresi içinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurduğu, huzurdaki davanın —- toplam alacak üzerinden harçlandırılarak yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından taraflar arasındaki ——-ilişkisine dayalı alacak iddiasında bulunulduğu, davalı tarafından borca ve fer’ilerine ilişkin icra takibine itirazda bulunulduğu, mahkememizce re’sen alınan bilirkişi raporu ile taraflar arasında 2017 yılından itibaren muhtelif sayıda faturaya dayalı ———– ticari ilişki bulunduğu, davaya konu faturaların ——-şeklinde düzenlendiği ve davalı şirkete tebliğ edildiği, taraflara ——— davaya konu faturaların —– nezdinde bildiriminin yapıldığı, aynı şekilde faturaların taraf ticari defter ve kayıtlarında da yer aldığının tespit edildiği, davaya konu faturaların davalı tarafa tebliğ edildiği gibi davalının—- nezdindeki beyanının kendisini bağlayacağı ve takibe konu faturaya dayanak mal/hizmetin davacı tarafından davalıya verilmiş olduğunun kabul edilmesi gerektiği, dosya kapsamında aksi yönde başkaca bir delilin bulunmadığı, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen alacak üzerinden %20 tutarında icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)Davalının —— —–sayılı takibe yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA,
3-)Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın %20’si tutarında olan —— icra inkâr tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile —– bütçesinden ödenen—– ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-)Karar ve ilâm harcı olan 30.815,95-TL harçtan peşin alınan 5.448,39-TLharcın mahsubu ile bakiye 25.367,56‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
6-)Davacı vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan —– Genel Hükümler madde 13/1-2 ve —-uyarınca hesaplanan —vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-)Davacı tarafça yatırılan — harç ve —– posta, tebligat gideri olmak üzere, toplam —-yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-)Kullanılmayan gider avansının HMK. madde 333/1 uyarınca yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.