Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/871 E. 2023/546 K. 17.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/871 Esas
KARAR NO: 2023/546 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/11/2020
KARAR TARİHİ: 17/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasındaki alt işverenlik sözleşmesi gereği davalının görevlendirdiği işçiler ile hizmet
sağlandığını, taraflar arasındaki sözleşme gereği bir cari hesap ilişkisinin de kurulduğunu, işbu cari hesap, banka ödemeleri, faturalar ve mahkemece müvekkilinin ticari defterlerinin
incelenmesi neticesinde de tespit edileceği üzere ticari ilişkinin sonlanmış olmasına karşın, müvekkilinin davalı şirketten halihazırda alacağının bulunduğunu, davacı müvekkili tarafından
davaya konu alacağa ilişkin arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu ancak bakiye borç konusunda uzlaşma sağlanamadığından anlaşmama tutanağının düzenlendiğini, dolayısıyla işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, taraflar arasındaki ticari defterler, hak ediş raporları, muhasebe kayıtları karşılaştırılıp incelenmeksizin uyuşmazlığa konu alacağın
miktarının netlik kazanamadığını, yargılama aşamasında yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkan alacak miktarı artırılmak üzere fazlaya ilişkin dava ve talep haklarını
saklı tuttuklarını, açıklanan nedenlerle; müvekkilinin davalı şirketten olan alacağının dava tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek ticari faizi ile birlikte ve yargılama sürecinde
yapılacak inceleme sonucunda artırılmak üzere şimdilik 15.000 TL’sinin davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini iddia ve
talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve kötüniyetli olarak açıldığını, dava dilekçesinin yasal unsurları içermediğini, dava dilekçesinin HMK 119.madde hükmüne aykırı düzenlendiğini, taraflar arasında birçok istisna sözleşmesi akdedildiğini, davacının hangi tarihli, hangi istisna sözleşmesinden hangi işe yönelik alacağı kaldığını detaylı olarak açıklamak ve dayanağı olan sözleşme ve fatura vs. belgeleri dilekçe ekinde tebliğ ettirmek zorunda olduğunu, dava dilekçesinde davacıya ait şahıs firmasının müvekkiline ait tersanede hangi tarihte, ne iş yaptığının dahi yazılmadığını, dava dilekçesinde ilişkinin cari hesap ilişkisi olduğunun belirtildiğini, cari hesap sözleşmesinin geçerliliği için sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesinin gerektiğini, davacının bu iddiasını ispatlayacak cari hesap sözleşmesi örneğinin taraflarını tebliğinin sağlanmadığını ve dosyaya da sunmadığını, davacı ile
müvekkili arasında çeşitli istisna sözleşmelerinin akdedildiğini ve bu sözleşmeler gereğince hakedişler düzenlendiğini, sözleşme gereği kapamaların yapıldığını, sonuçta davacı şahıs
firmasının müvekkilinin alt işvereni olması dolayısıyla idareye karşı olan borçlarını ödememesi ve de müvekkili şirketin yasal olarak müteselsilen sorumlu olması nedeniyle bu
borçların ödendiğini, en son muhasebe kaydına göre davalı müvekkilinin davacıya borçlu değil, davalıdan alacaklı olduğunu, bu şekilde müvekkili şirketin hiçbir borcunun olmadığını,
davacı yanın, yaptığı ve karşılığını almadığını iddia ettiği işleri, sözleşmeleri açıklaması halinde bu sözleşme ve işlere yönelik olarak da detay cevap, bilgi, belge ibraz edileceğini,
açıklanan nedenlerle; haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuş ve talep etmiştir. Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.Dosyanın uyuşmazlık konularında teknik bilirkişi heyetine tevdi edildiği teknik bilirkişi heyeti bilirkişi raporu sonuç kısmında; “1) Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılında başladığı ve 2020 yılında sona erdiği, 2)Taraflar arasındaki ticari ilişkinin açık hesap sistemi içerisinde sürdürüldüğü, ancak, tarafların 2017-2020 döneminde sürdürdükleri ticari ilişkiyle ilgili açık hesaplarının mutabakatı yönünde işlem yapıldığını gösteren bir belge ve bilginin taraflarca dosyaya sunulmadığı, diğer bir deyişle, taraflar arasında ilişkinin başladığı tarihten, sona erdiği tarihe kadar açık hesaplarıyla ilgili herhangi bir zamanda ve herhangi bir şekilde mutabakat tesis etmediklerinin görüldüğü, esasen taraflar arasındaki uyuşmazlığın temel nedeninin de bu mutabakatsızlıktan kaynaklandığı, 3)Tarafların yasal defterleri ile yardımcı kayıtları üzerinde yapılan mali incelemelerde; Davalının tüm ödemelerini banka yoluyla yaptığı (Sayın Mahkemenin vaki talebine istinaden ilgili banka tarafından dosyaya sunulan ve davalı tarafından 2017-2020 dönemindeki ticari faaliyetlerle ilgili olarak davacıya yapılan ödemeleri kapsayan CD kayıtlarına göre) ve bu ödemelerin yukarıda bulunan Tablo 3’de yer alan ödemelerle sınırlı bulunduğu kabul edildiğinde ve ticari ilişkinin sürdüğü dönemde davacı tarafından düzenlenen toplam 5.969.662,17TL tutarındaki faturalar dikkate alındığında, davalının söz konusu faturalar karşılığında davacıya (5.969.662,17 TL- 4.738.765,41 TL=) 1.230.896,76 TL eksik ödeme yaptığı, ancak, yukarıda açıklanan ve davacı kayıtlarında yer almasına karşın davalı kayıtlarında yer almayan 291.460 TL’tutarlı faturanın ödemeye konu edilmemesi halinde, davalının eksik yaptığı ödeme tutarının (1.230.896,76 TL – 291.460 TL=) 939.436,76 TL olacağı,4) Hal böyle olmakla birlikte, davacı yanın yasal ve yardımcı kayıtlarına göre, davalının cari hesabına söz konusu dönemde alacak kaydedilen toplam tutarın 5.165.809,89 TL olduğu, yani bu tutar muhasebe tekniği yönünden tahsilat/ya da borçtan mahsup olarak kabul edildiğinde ve bu tutar düzenlenen faturalarla karşılaştırıldığında (5.969.662,17 TL – 291.460 TL= 5.678.202,17 TL tutarındaki fatura her iki tarafın kayıtlarında karşılıklı olarak yer almaktadır), davacının süregelen ticari ilişki kapsamında tahsilsiz kalan alacağının (5.678.202,17 TL-5.165.809,89 TL=) tüm uyuşmazlık dönemi için ve dava tarihi itibariyle 512.392,28 TL olacağı, 5) ———Merkezinden, ———-dan raporun “Sosyal Güvenlik Hukuku Bakımından İnceleme” başlıklı bölümü altına izah edilen kayıtların yargılama dosyasına celbi neticesinde dosyanın tekrar tarafıma tevdi halinde uyuşmazlık hakkında Sosyal Güvenlik Hukuku bakımından inceleme yapılabileceği, 6) Tarafların, hukuki değerlendirme gerektiren iddia, savunma ve delillerinin, Bilirkişilik Kanunu ve Yönetmeliğine istinaden Muhterem Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu, ” görüşlerini bildirir rapor tanzim edilmiştir.İtirazlar üzerine bilirkişi teknik heyetinden ek rapor düzenlenmesi talep edilmiş olup, bilirkişi heyeti ek rapor sonuç kısmında; “6.1 Taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2017 yılında başladığı ve 2020 yılında sona erdiği, 6.2 Taraflar arasındaki ticari ilişkinin açık hesap sistemi içerisinde sürdürüldüğü, ancak, tarafların 2017-2020 döneminde sürdürdükleri ticari ilişkiyle ilgili açık hesaplarının mutabakatı yönünde işlem yapıldığını gösteren bir belge ve bilginin taraflarca dosyaya sunulmadığı, diğer bir deyişle, taraflar arasında ilişkinin başladığı tarihten, sona erdiği tarihe kadar açık hesaplarıyla ilgili herhangi bir zamanda ve herhangi bir şekilde mutabakat tesis etmediklerinin görüldüğü, esasen taraflar arasındaki uyuşmazlığın temel nedeninin de bu mutabakatsızlıktan kaynaklandığı, 6.3 Tarafların yasal defterleri ile yardımcı kayıtları üzerinde yapılan mali incelemelerde; Davalının tüm ödemelerini banka yoluyla yaptığı (Sayın Mahkemenin vaki talebine istinaden ilgili banka tarafından dosyaya sunulan ve davalı tarafından 2017-2020 dönemindeki ticari faaliyetlerle ilgili olarak davacıya yapılan ödemeleri kapsayan CD kayıtlarına göre) ve bu ödemelerin yukarıda bulunan Tablo 3’de yer alan ödemelerle sınırlı bulunduğu kabul edildiğinde ve ticari ilişkinin sürdüğü dönemde davacı tarafından düzenlenen toplam 5.969.662,17TL tutarındaki faturalar dikkate alındığında, davalının söz konusu faturalar karşılığında davacıya (5.969.662,17 TL- 4.738.765,41 TL=) 1.230.896,76 TL eksik ödeme yaptığı, ancak, yukarıda açıklanan ve davacı kayıtlarında yer almasına karşın davalı kayıtlarında yer almayan 291.460 TL’tutarlı faturanın ödemeye konu edilmemesi halinde, davalının eksik yaptığı ödeme tutarının (1.230.896,76 TL – 291.460 TL=) 939.436,76 TL olacağı,6.4 Hal böyle olmakla birlikte, davacı yanın yasal ve yardımcı kayıtlarına göre, davalının cari hesabına söz konusu dönemde alacak kaydedilen toplam tutarın 5.165.809,89 TL olduğu, yani bu tutar muhasebe tekniği yönünden tahsilat/ya da borçtan mahsup olarak kabul edildiğinde ve bu tutar düzenlenen faturalarla karşılaştırıldığında (5.969.662,17 TL – 291.460 TL= 5.678.202,17 TL tutarındaki fatura her iki tarafın kayıtlarında karşılıklı olarak yer almaktadır), davacının süregelen ticari ilişki kapsamında tahsilsiz kalan alacağının (5.678.202,17 TL-5.165.809,89 TL=) tüm uyuşmazlık dönemi için ve dava tarihi itibariyle 512.392,28 TL olacağı, ancak, Kök Raporumuzdan sonra davalı yanın dosyaya sunduğu 10.03.2020 keşide tarihli çekle yapılan 18.027,00-TL tutarlı ödemenin de davalının ödemeleri kapsamında değerlendirmesinin gerektiği (bu durumda tahsilsiz kalan alacak 512.392,28 TL- 18.027 TL=494.365,28 TL olacaktır), 6.5 Davacı alt işverenin ——— ve ———-sicil nolu işyerlerinden alt işveren olarak bildirdiği sigortalılarından kaynaklı kuruma olan prim borçlarına ilişkin, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 12. 87. ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 31. Maddeleri gereğince kuruma karşı alt işveren ile birlikte sorumlu olan davalı asıl işverenin yaptığı toplam ödeme miktarı; 498.655,00TL + 107.233,12TL= 605.888,12TL olarak tespit edildiği,6.6 Tarafların, hukuki değerlendirme gerektiren iddia, savunma ve delillerinin, Bilirkişilik Kanunu ve Yönetmeliğine istinaden Muhterem Mahkemenin takdirlerinde bulunduğu ” görüşünü bildirir ek rapor tanzim edilmiştir. Raporun taraflara tebliğe çıkartıldığı görüldü.

DELİLLER:-Dosya kapsamı,- Bilirkişi ek ve kök raporu,-Gelen giden müzekkere cevapları,

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir. Davaya konu uyuşmazlığın tespiti; taraflar arasında yer alan ticari ilişki nedeniyle davacı tarafın fatura alacağının bulunup bulunmadığı varsa miktarı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda;Taraflar arasındaki ticari ilişkinin açık hesap sistemi içerisinde sürdürüldüğü, ancak, tarafların 2017-2020 döneminde sürdürdükleri ticari ilişkiyle ilgili açık hesaplarının mutabakatı yönünde işlem yapıldığını gösteren bir belge ve bilginin taraflarca dosyaya sunulmadığı, diğer bir deyişle, taraflar arasında ilişkinin başladığı tarihten, sona erdiği tarihe kadar açık hesaplarıyla ilgili herhangi bir zamanda ve herhangi bir şekilde mutabakat tesis etmediklerinin görüldüğü, esasen taraflar arasındaki uyuşmazlığın temel nedeninin de bu mutabakatsızlıktan kaynaklandığı, Tarafların yasal defterleri ile yardımcı kayıtları üzerinde yapılan mali incelemelerde; Davalının tüm ödemelerini banka yoluyla yaptığı ,davacı yanın yasal ve yardımcı kayıtlarına göre, davalının cari
hesabına söz konusu dönemde alacak kaydedilen toplam tutarın 5.165.809,89 TL olduğu, yani bu tutar muhasebe tekniği yönünden tahsilat/ya da borçtan mahsup olarak
kabul edildiğinde ve bu tutar düzenlenen faturalarla karşılaştırıldığında (5.969.662,17 TL – 291.460 TL= 5.678.202,17 TL tutarındaki fatura her iki tarafın kayıtlarında karşılıklı
olarak yer almaktadır), davacının süregelen ticari ilişki kapsamında tahsilsiz kalan alacağının (5.678.202,17 TL-5.165.809,89 TL=) tüm uyuşmazlık dönemi için ve dava
tarihi itibariyle çek ile birlikte yapılan ödeme dahil edildiğinde 494.365,28 TL olduğu ancak davacı ve davalı arasında alt işverenlik ilişkisinin bulunduğu, Davacı alt işverenin ——— ve ———- sicil nolu işyerlerinden alt işveren olarak bildirdiği sigortalılarından kaynaklı kuruma olan prim borçlarına ilişkin, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 12. 87. ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 31. Maddeleri gereğince kuruma karşı alt işveren ile birlikte sorumlu olan davalı asıl işverenin yaptığı toplam ödeme miktarı; 498.655,00TL + 107.233,12TL= 605.888,12TL olarak tespit edildiği anlaşıldığından davalının bu ödemeyle, davacıya cari hesap ilişkisinden kaynaklanan bir borcunun bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar tarihİnde alınması gerekli 269,85- TL harcın, peşin alınan 256,17-TL harçtan mahsubu ile bakiye kalan 13,68-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ——– bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
5-Davalı tarafından yapılan 35,30-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 9200- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 17/07/2023