Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/866 E. 2022/120 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/866 Esas
KARAR NO : 2022/120

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan davacının—- —-ve satış ağının—– katıldığını, davalı firmanın——– için müvekkilinin katılımı amacıyla —– —– imzalandığını, buna——— tarihlerinde—- halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, müvekkili —-davalının banka hesabına —– davalının banka hesabına —— hizmet bedelini tam olarak davalı firmaya ödediğini, ancak sonrasın da pandemi nedeniyle — iptal edildiğini, durumun davalıya bildirilerek ödenen ücretin iadesinin talep edildiğini, davalının yapacağını belirtiği kişi başı —ve iade edileceği taahhüt —hesap bilgisinin davayıla verdiğini, geçen zamanda davalı firmanın ödeme yapmadığını, davacıyı oyaladığını, alacağının tahsili için — —— sayılı icra takibi ile davalının iadeyi tahahüt ettiği meblağ olan — tahsilinin talep edildiğini ancak davalı tarafından herhangi bir somut gerekçe sunmaksızın borca ve fer’ilerin tamamına itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, — alacağın davalının da kabulünde olduğunu ileri sürerek teminatsız ya da uygun teminat — için ihtiyati haciz kararı verilmesini, —– borcun tespiti ile itirazın reddini ve takibin devamına karar verilmesini, ayrıca asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini ve yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya yönelik görev ve yetki yönünden itiraz ettiklerini, ayrıca hak düşürücü süre içesinde davanın açılmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan—- sözleşmesi nedeniyle taraflar arasındaki ilişkinin tüketici işlemine dayanmakta olduğunu, bu nedenle davacının görevsiz mahkemede davayı açtığını, müvekkili şirketin — sözleşmesinin imzalandığını, müvekkili düzenlenecek—-virüsü sebebi ile ülkede yurtdışı çıkış yasağı ilan edildiği ve söz konusu— zorunlu olarak gerçekleştiremediğini,— gerçekleşmemesi üzerine davacı şirketin ödemelerin iadelerini talep ettiğini, davacı — iadenin olacağını bildirdiğini, müvekkili şirketin davacı şirketi mağdur etmemek amacıyla yapmış olduğu görüşmelere istinaden ödemeleri geri iade etmeyi kararlaştırmış ise de — yapılan ödemelerin müvekkil şirkete iade edilmediğini, takip tarihindeki ——-tahsili için icra takibi başlattığını savunarak davanın reddi ile takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İcra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
—- sayılı takip dosyası celp edilmiş olup, İcra takip dosyası incelendiğinde alacaklının —-takibe başlandığı, davalı tarafından borca ve ferilerine itiraz edildiği görülmüştür.
—- yıllarına ait davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkiyi gösterir — formları istenilmiş ve gelen cevabi yazı dosya içerisinde mübrezdir.
Mahkememiz —- ön inceleme duruşmasında davacı vekilince ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş olup, Mahkememizin— tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin Mahkememizin görevine ilişkin değerlendirme yapıldıktan sonra karara bağlanmasına karar verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlenmiş, 5. maddesinde Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi Mahkemelerin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla davaya bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olması durumunda ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
—-davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6502 sayılı Kanun’un 3/1 maddesine göre;
k) Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
l) Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, ifade etmektedir.
——-
Dava, 6502 sayılı Kanun’un 51.maddesinde düzenlenen —sözleşmesinden dönme ve peşin ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe karşı vaki itirazın iptaline ilişkin olup, mahkemece ticaret mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, davanın tarafları ticari şirket olmasına rağmen uyuşmazlık — sözleşmesinden doğduğundan ve bu sözleşme TKHK’da düzenlendiğinden, 6502 sayılı Kanun m. 73 uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir…” şeklinde karar verilmiştir.
Somut olayda davacı tarafından iştigal konusuna ilişkin ürünlerin tanıtımı ve —genişletilmesi,—— imkanlarının —— imzalandığını ve davalı firmadan —- yapılması şeklinde hizmet almak üzere ücret ödediğini, ancak pandemi nedeniyle fuarların iptal edildiğini ve ödenen bedelin iadesi gerektiğini ileri sürmüştür.
İddia, savunma ve sunulu deliller kapsamında; Taraflar arasında —” bulunduğu çekişmesiz olup, taraflar arasında miktara yönelik uyuşmalık mevcuttur. Davanın tarafları ticari şirket olmakla birlikte, uyuşmazlık — sözleşmesinden kaynaklandığından ve sözleşmenin—kapsamında düzenlendiği anlaşılmakta olup, 6502 sayılı Kanun 73. madde uyarınca huzurdaki davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Ayrıca, 6100 sayılı HMK 114/1-c maddesinde görev dava şartı olarak gösterilmiş olup, anılan Kanun 115. maddesinde dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında Mahkemece re’sen araştırılması ve ihtiyati haciz talebinin de görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)6100 Sayılı HMK m.114/c ve m.115/2 gereği göreve yönelik dava şartı yokluğundan davanın USÛLDEN REDDİNE,
2-)Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin — Tüketici Mahkemeleri olduğunun TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK m.21 kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize başvurulması halinde dosyanın görevli ve yetkili Mahkemeye gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-)6100 Sayılı HMK m.331/2 uyarınca harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
5-)Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin Görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usûlen anlatıldı.